Bursaspor & SunderlandGetty/AA

YORUM | "Sunderland 'Til I Die", neden "Bursaspor 'Til I Die"a dönüşebilir?

Enes Ünal, 2 Ocak’ta Getafe formasıyla Real Madrid filelerini havalandırdığı sırada Bursaspor, UEFA’ya geçmiş dönemden kalan 110 bin euro’luk borcu kapatmak için uğraşıyordu.

Daha önce Şampiyonlar Ligi’nde yer almış, güçlü bir taraftar kitlesine sahip olan ve ‘futbol şehri’ olarak adlandırılan kulüp, zor zamanlar geçiriyor.

Ozan Tufan, her ne kadar zorlanıyor olsa da Premier Lig’de. Enes Ünal, La Liga’da kariyer sezonunu yaşıyor. Altay Bayındır, Türkiye’nin en iyi kalecilerinden. Mehmet Zeki Çelik, Ligue 1’de şampiyonluk yaşadı ve millî takımın da vazgeçilmezi.

Bu oyuncuların ortak özellikleri, Bursaspor’un altyapısından çıkmış olmaları. Sayılarını da çok rahat bir şekilde artırabiliriz.

O halde soru şu; Vakıfköy'den çıkanlar bu durumdayken, yetiştikleri, potansitelli kulüp neden TFF 1. Lig'de kümede kalma mücadelesi veriyor?

Bir diğer deyişle; Vakıfköy zirvedeyken, Özlüce neden dipte?

Bunun elbette birçok sebebi var.

Yaz aylarında Bursa'da umutlar henüz çok tazeydi. Genç iş adamı olan Emin Adanur, resmî olarak olamasa da fiilî olarak başkanlığa adaylığını koydu.

Adanur'un umut vermesinin nedeni, o dönemde başkan adayı çıkarmakta zorlanan kulübe sıcak para vadetmesiydi. Bu sıcak para yaklaşık 40 milyon TL'ydi.

Sözünü de tuttu. Önce transfer tahtasını açtı, ardından da hızlıca transferler yaptı. Yani kulübün borç batağında olmasını sağlayan eylem.

Hedefi net olarak Süper Lig olarak belirledi ve risk aldığını da açıkça kabul etti.

Adanur, GOAL Türkiye'ye verdiği röportajda kongre öncesi şunları söylemişti:

"Ortaya bir para koyduk ve bunun üzerinde bir miktar verebilecek olan varsa davet ettik, yoksa yolumuzun kesilmesini istemedik.

"Kendimizi de riske atarak böyle bir maddi kriter belirledik.  İlk yapacağımız şey, transfer tahtasını açmak olacak."

Yaz aylarında 20 transfer yaptı Bursaspor. Hedef 'acilen' Süper Lig'e çıkmaktı ve bunun yolunun da transfer olduğu düşünüldü.

Aslında seçim sürecinde, Bursaspor da Galatasaray'la benzer bir süreç geçirdi. Nasıl ki Galatasaray Başkanı Burak Elmas, Fatih Terim ile yola devam edeceğini açıklayıp camiayı arkasına aldıysa, daha önce aynısını Emin Adanur da yapmıştı.

Mustafa Er, Bursaspor'un altyapısından çıkan değerli bir isimdi ve taraftarlarca çok seviliyordu.

Emin Adanur, BursasporAA

İşte, Emin Adanur da bunu biliyordu ve yine GOAL Türkiye'ye verdiğ röportajda, Mustafa Er ile yola devam edeceğini açıkladı.

"Değişim, bazı noktalarda çok büyük zarar getirir. Mustafa hoca ciddi bir ruh yakalayarak bana göre elde edilemeyecek bir başarıyı yakaladı.

"En azından bunun çoğunluğunu başardı. Ligi, taraftarı, kendi oyuncularını çok iyi tanıyor. 

"4-5 yıllık bir Süper Lig planlaması yapsaydık hoca tabii ki değiştirilebilirdi. Ama ilk sezon direkt olarak Süper Lig'i hedeflediğimiz için, hoca değişikliği yaparak risk alamayız.

"Kulübü, camiayı, taraftarı bilmeyen, futbolcuları tanımayan bir hoca getirmek istemiyoruz."

Fakat öyle olmadı.

Bursaspor, ligin ilk maçında Adanaspor ile evinde 1-1 berabere kalınca, o gece işin rengi değişti.

O dönemde Twitter'ı oldukça aktif kullanan Adanur, "Birçok insan 'İlk maçın günahı olmaz' tarzında açıklama yapıyor. "Bu kumar değil, profesyonel bir iş, her maçın günahı da bedeli de olur!” tweetini atarak Mustafa Er ile iplerin kopmasına neden oldu ve kısa bir süre sonra Er, istifasını sundu.

Adanur, seçim döneminde kulübün marka değerinin yükselmesi gerektiğini de söylemişti.

Haklıydı da. Son dönemde Bursaspor, kurumsallıktan uzak bir şekilde yönetiliyordu.

"Şehrimin bir numaralı markası, şehrimin önde gelen insanları veya akıllı insanları tarafından yönetilmeli. Bu kulübün marka değeri yükseltilmeli" dedi Adanur, GOAL Türkiye'ye verdiği demeçte.

Fakat Mustafa Er konusunda olduğu gibi, burada da tam tersi eylemler yapıldı.

Şahsi Twitter hesabından sürekli duyuru yapan Adanur, kulübün kurumsallığını zayıflattı. Transferlerden bazılarının henüz sahada bir dakika almadan geri gönderilmek istenmesi de profesyonellikten oldukça uzak bir yönetm tarzıydı. Ve bunun gibi birçok problem...

Emin Adanur, Bursasporbursaspor.org.tr

Yani kulüp, eski marka değerini kazanmak bir kenara dursun, daha da prestij kaybetti.

Mustafa Er'in ardından önce Fatih Tekke, ardından da Özcan Bizati göreve getirildi. İkisi ile de çok uzun süre çalışılmadı.

Zaten bu iki tercih, futbolun doğrularına da aykırıydı.

Önder Özen'in geçen yıl kullandığı, 'Metodik hocalar ve sezgisel hocalar' tanımı, bu iki tercihin neden yanlış olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Metodik hocalar; ortaya bir plan koyan, taktiğinin sahada bire bir uygulanmasını isteyen, idealist ve bu uğurda zaman zaman büyük riskler alan hocalardır.

Sezgisel hocalar ise motivasyonu daha çok ön plana çıkaran ve kısa vadede çözüm üretebilen teknik direktörlerdir.

Gerek Fatih Tekke, gerekse Özcan Bizati, oyun organizasyonlarının peşinde olan ama bunun için zamana da ihtiyaçları olan hocalardı. Onlardan, hemen bir şeyleri değiştirmesi beklenemezdi.

Fakat Bursaspor, öyle bir yer değil. Hiç de olmadı. Çünkü her zaman 'acil' ulaşılması gereken hedefler vardı.

Taraftar ve medya baskısının zirvede olduğu bir yerde, metodik hocalar ile çalışmak intihardan hallicedir.

Öyle de oldu.

Tekke ve Bizati dönemlerinde yaşanan puan kayıpları, kulübü Süper Lig hedefinden iyice uzaklaştırdı ve küme hattına kadar götürdü.

Yanlış kadro mühendisliği, ödemelerde yaşanan aksaklıklar, kriz yönetimindeki başarısızlıklar, tecrübe eksikliği ve bir futbol aklının olmayışı, Bursaspor'u uçuruma sürükledi.

Artık taraftarlar, play-off hedefinden bile vazgeçip "Kümede kalalım yeter" demeye başladı ve bu da oldukça gerçekçi görünüyor.

Sezona Süper Lig hedefiyle başlayan Bursaspor, şimdi kümede kalma savaşı veriyor.

Tıpkı, 2015-16 sezonunda Premier Lig'den düşen ve bir sonraki sene yeniden lige dönmeyi hedefleyip, kendisini bir alt kümede bulan Sunderland gibi.

'Sunderland Til I Die' belgeselini hatırladınız mı?

İşte bugünlerde Bursaspor taraftarının tek korkusu, belgeseldeki Sunderland taraftarları ile aynı dramayı yaşamak.

Bu korkunun da en büyük mimarı, tıpkı Ali Koç gibi 'modern' vaatler ile göreve gelip, şu ana kadar 'geleneksel' yönetim ile kulübü hayal kırıklığına uğratan Emin Adanur.

Şimdi her şeyi toparlamak yine onun elinde. Üzerindeki baskıyı azaltmak için Deniz Kolgu'yu sportif direktör olarak atadı ve Tamer Tuna'yı getirerek, kağıt üzerinde iyi bir hamle yaptı.

2021, Bursaspor'a hiç nazik davranmadı.

Fakat Süper Lig treni kaçmış gibi görünse de Sunderland'in kaderini yaşamamak için hâlâ zaman var.

Daha fazlası için:

YORUM | Ali Koç'un, Aziz Yıldırım'dan bir farkı var mı?

Koronavirüs, Bayern Münih yıldızının kalbinde hasara neden oldu

Trabzonspor, yıldız oyuncunun sözleşmesini feshetti

Reklam
0