YORUM | Samet Çayır @sametcayir
3 Haziran 2018'de Ülker Stadı'na gelen 16 bin 92 kişi, gelecek adına çok umutluydu.
Öyle ya, kulübü dört senedir şampiyonluğa ulaştıramayan, despot bir tavırda, olan, ortaya bir futbol organizasyonu koyamayan Aziz Yıldırım gidecek; vizyoner, modern, genç ve başarılı bir iş adamı olan Ali Koç, büyük Fenerbahçeliliği ile kulübü karanlıklardan aydınlıklara çıkaracaktı.
Alkışların ardı arkası kesilmedi. Beklenenden daha gergin geçen kongre, beklenen sonuçla sona erdi ve Ali Koç, başkan seçildi.
Çok fazla beklenmeyen gerginliklerle gelen beklenen sonuç, beklenen geleceği getirecek miydi?
Öyle olmadı.
Fenerbahçe o günden bugüne hiç kupa kazanamadı.
Phillip Cocu ve sportif direktör Damien Comolli ile başlayan dönem, çok fazla sürmedi ve Ali Koç, Avrupai düşüncesinden çabuk vazgeçti.
Daha sonra tanıdık bir isim olan ve 2014'teki son şampiyonluğun mimarı olan Ersun Yanal geldi, işler yine rayına oturmadı.
2020-21 sezonu, sportif direktör Emre Belözoğlu'nun da etkisiyle Erol Bulut ile başladı. Fakat sezonu teknik direktör olarak tamamlayan kişi Emre Belözoğlu oldu. Fenerbahçe, yine bir sezonu daha boş geçti.
İşte önümüzde duran 2021-22 sezonu.
Vitor Pereira'nın, "Yarım kalan hikâyeyi tamamlamaya geldim" sözü çok uzakta değil. Emre Belözoğlu ile 'tecrübe eksikliği' nedeniyle devam etmeyen Ali Koç, herkesi şaşırtan bir karar ile Portekizli hocayı takımın başına getirdi.
Pereira hep tartışılan bir isimdi. Aynı zamanda Fenerbahçeli taraftarları hep ikilemde bırakan, "Bu hoca iyi miydi kötü müydü" sorusunu sorduran hocaydı.
Birçoğu, ona ilk döneminde haksızlık yapıldığı konusunda hemfikirdi. Bazıları ise ortaya Marcelo Bielsa gibi bir hoca atıldıktan sonra bu hamleyi tatmin edici bulmadı.
Fakat kısa sürede Pereira ile taraftarlar arasında iyi bir enerji yakalandı. "Vardır bir bildiği" paylaşımları sosyal medyayı çok kez süsledi. Fakat yarım kalan hikâye; üçlü savunma, Mesut Özil, İrfan Can Kahveci tartışmalarının arasında tamamlanamadı.
Yine olmadı. Ali Koç, inşa etmeye çalıştığı bir organizasyonun arkasında bir kez daha duramadı.
AAPeki bu kez neden vazgeçti?
Sosyal medya baskısı diyemeyiz zira Vitor Pereira'yı destekleyen birçok taraftar vardı. Tepkiler tamamen Ali Koç'a yönelikti.
Ersun Yanal'ı muhtemelen sosyal medya baskısı ile göreve getiren Ali Koç, Vitor Pereira konusunda ise ana akım medyaya belki de Fenerbahçe medyasına yenildi.
Hiçbir bilimselliğe dayanmayan "Bu takım üçlü oynayamaz" söylemleri Ali Koç'u da zehirlemiş olacak ki, FB TV'de çıktığı bir programda bu kurgunun zorluğundan bahsetti.
Öyle veya böyle. Pereira dönemi de yarım kaldı ve şimdi Kadıköy'de her şey yine sil baştan.
Sezonu İsmail Kartal tamamlayacak ve sezon sonunda Joachim Löw'ün takımın başına geçme ihtimali hiç de az değil.
Şu sıralar Fenerbahçelilerin öfkesi, bu kadar uzun sürede takımın hocasının belirlenememiş olması.
Fakat Fenerbahçe'nin sorunu, hocayı geç belirlemek değil. Doğru hocayı, doğru kadro üzerine getirememek. Veya tam tersi düşünelim. Doğru kadroyu, doğru hocaya teslim edememek.
Sonuç olarak, Aziz Yıldırım'dan görevi devralan Ali Koç, vadedittiği vizyonu asla yansıtamadı.
Hatta bundan da öte, tıpkı Aziz Yıldırım dönemindeki gibi davrandı.
Şu anda göreve getirilen İsmail Kartal, Aziz Yıldırım'ın döneminde takımın hocasıydı. Tıpkı Ersun Yanal gibi.
Göreve getirilmek istenen Joachim Löw de Aziz Yıldırım ile birlikte çalıştı.
Doğru kadro mühendisliğinden çok uzak olan 61 transfer de eski dönemleri çağrıştırıyor.
Tavırların da pek farklı olduğunu söylemek zor. Stadyumdaki 'istifa' tepkilerine rağmen, sosyal medyadaki istifa çağrılarının Norveç'ten gönderildiğini ve bunların art niyetli bir şekilde organize edildiğini dile getirdi Ali Koç.
Sorun hep dışarıda, değil mi? Zira Türkiye'de her alanda sorumluluktan kaçmanın en kolay yolu bu.
Bu kısır döngüyü, kulübün liyakat sahibi bir futbol aklına sahip olmayışına borçlu olabiliriz.
Sportif anlamda seçim sürecinde vadettiklerinin hep tam tersini yapan Ali Koç'un, Aziz Yıldırım'dan tek farkı ondan 15 yaş daha genç olması.
Ali Koç'un ne kadar fanatik bir Fenerbahçe taraftarı olduğunu biliyoruz.
Peki taraftar olan Ali Koç, şu anda başkan olan Ali Koç'a 'İstifa' diye bağırır mıydı?
Eğer hiçbir şeyden habersiz bir Norveçli değilse, kesinlikle evet.
Daha fazlası için:
Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ilginç istatistiği Trabzonspor'u şampiyon yapıyor
Galatasaray'ın görevine son verdiği tercüman Marc Gonzalo kendini savundu



