YORUM | Samet Çayır @sametcayir
İsmail Kartal, Zeki Murat Göle'den görevi devraldığında tarihler 15 Ocak'ı gösteriyordu ve kulüpte kaotik bir dönem hakimdi.
Sürpriz değil.
Fenerbahçe sekiz senedir şampiyon olamıyor ve gerek kadro gerekse teknik direktör istikrarını yakalayabilmiş değil. Dolayısı ile her sezon bu kaotik sürece girmesi oldukça doğal.
Daha önce de Fenerbahçe'de görev yapmış olan ve ardından bir Anadolu turu atan İsmail Kartal'dan sezon sonuna kadar durumu 'idare' etmesi bekleniyordu.
Hatta sezon sonunda, gelmesi muhtemel yüksek profilli yabancı bir teknik direktörün yardımcısı olabileceği de konuşuluyordu ve Ali Koç'un da buna benzer söylemleri vardı.
İlk dört maçında bir galibiyet alabilen İsmail Kartal'ın Fenerbahçe'si, daha sonra öyle bir ivme yakaladı ki bu yükseliş, 60 yaşındaki teknik direktörün önümüzdeki sezon için 'kalıcı' olabileceğinin konuşulması noktasına geldi.
Gerçekten de Fenerbahçe, son dönemde oyun kalitesini üst seviyeye çıkardı.
Lider Trabzonspor'a karşı 10 kişiyken, üstelik gerideyken alınan bir puan, Alanyaspor deplasmanında atılan beş gol, geriye düşülmesine rağmen Konyaspor'a karşı alınan galibiyet, bu yükselişin tabelaya yansımasıydı.
Zira yakın geçmişe bakarsak Kadıköy'de geriye düşen bir Fenerbahçe'nin, başını dik tutup sabırla geri dönmesi pek mümkün değildi.
Deplasmanda 4-0 kazanılan Kayserispor maçı da bize takımın zihin olarak belki de bu sezon en yüksek seviyesinde olduğunu gösterdi.
Peki İsmail Kartal ne yaptı da oyun ve oyuncuların performansları yükseldi?
Tecrübeli hoca aslında ekstra bir şey yapmadı. Sadece kısa vadede basit düşündü ve eldeki oyuncu grubundan nasıl maksimum verim alabileceğini buldu.
İlk 11'iniz belirli değilse, oyununuzun yüksek seviyelere çıkabilmesi çok olanaklı değildir. Fenerbahçe için sezon başından bu yana bir kadro istikrarından söz etmek pek mümkün değildi.
Kartal ise geldikten sonra ilk iş olarak gerek fiziksel gerekse mental olarak 'en hazır' oyuncuları ilk 11'e monte etti.
Sahaya kendisini veremeyen oyuncuları kadroda istemedi. Belki de Ozan Tufan ve Mesut Özil'in kadro dışı bırakılması, bu amaca yönelik bir konuşma esnasında oyuncuların verdikleri sert tepkilerden kaynaklanıyordu.
Kayserispor maçının ardından İsmail Kartal, Mesut Özil ve Ozan Tufan ile ilgili sorulan soruyu şu şekilde yanıtladı:
"Mesut Özil ve Ozan Tufan konusunda yönetimimiz böyle bir karar aldı. Bunu medya önünde konuşmam. Bu aile içinde bir konu."
Evet, durum çok açık. Artık sadece oynamak ve kariyerini üst noktalara taşımak isteyenler sahada. Bu yüzden huzursuzluğa yer yok.

Tecrübeli hocanın bu disiplini sağlaması önemliydi. Fakat yönetim de Mesut Özil gibi bir yıldızı kadro dışı bırakarak bu konuda kendisine destek oldu. Vitor Pereira döneminde Portekizli hocaya bu özgürlüğün tanındığını söylemek gülünç olabilir.
Oyun ve oyuncu kalitesi yükseldikten sonra doğal olarak İsmail Kartal'ın da öz güveni yükseldi. Bu durum, Kayserispor maçının ardından net olarak ayyuka çıktı.
Daha önce 'yardımcı antrenörlük' soruları sorulduğunda sakin bir şekilde, Fenerbahçelilik duygusunu ön plana çıkararak cevap veren İsmail Kartal, basın toplantısında bu soru bir kez daha sorulunca ufak çaplı bir öfke patlaması yaşadı.
"Ben onu söyledim zaten. Tekrar etmenin anlamı yok. Çıkan haberler beni ilgilendirmiyor. Ben bir teknik direktörüm ve hayatım boyunca, 'kimsenin arkasında ikinci adam olmam' dedim.
"Bir daha söylüyorum. Bunu tekrar tekrar soruyorsunuz ve ayıp ediyorsunuz. Hep soruyorsunuz. İkinci adam olmayacağımı söyledim, yine söylüyorum. Ben ikinci adam olmayacağım. Bitti. Bu kadar."
Tabii ki bu kadar iyi performans sergileyen bir hoca için sürekli yardımcı antrenörlük sorusu sorulması sinirleri yıpratabilir. Fakat İsmail Kartal'ın açıklaması bir yandan da onun bilinç altında, 'Ben burada başarılıyım ve kalmak istiyorum' düşüncesinin de yer aldığının bir kanıtı gibi.
Bunu muhtemelen Ali Koç'a bile yansıtmamıştır fakat basın toplantısındaki izlenimi buydu.
Peki kalmalı mı ve kalacak mı?
Çok büyük ihtimalle İsmail Kartal sezon sonunda burada olmayacak. Zira Ali Koç'un aklında Joachim Löw başta olmak üzere elit seviyede teknik direktörlerin olduğunu biliyoruz.
Fenerbahçe, İsmail Kartal geldiğinden bu yana 11 maç, yedi galibiyet ve üç beraberlik ile maç fazlasıyla da olsa ligde birinci sırada. Maç başına puan ortalaması ise 2.18.

Ortada bir başarı olduğu gerçek.
Bunlar elbette göze de kulağa da hoş geliyor.
Fakat hiçbir zaman kısa süreli hazlara kapılıp kararlar vermemek gerek. Fenerbahçe'nin önümüzdeki sezon için iyi bir kadrosu olacak. 5-6 mevkide oyuncuların yerleri belli. Yani yeni hoca için elde şampiyonluk yarışına uygun iskelet bir kadro mevcut.
Bu kadronun, taktik bilgisi çok daha yüksek, dünyaca tanınan, tüm oyuncuların çok büyük saygı duyacağı, Fenerbahçe'yi Avrupa'da haber değeri daha yüksek bir kulüp haline getirecek bir teknik direktöre teslim edilmesi daha uygun gibi görünüyor.
Tabii ki bu, İsmail Kartal'ın önümüzdeki sezon Fenerbahçe'yi şampiyon yapamayacağı anlamına gelmez.
Fakat Joachim Löw ve onun seviyesinde bir teknik direktör getirme fırsatı varken, kısa süreli çıkıştan etkilenip bu kararı vermek bir hayli riskli görünüyor.
Daha fazlası için:
Kerem Aktürkoğlu, Fenerbahçe derbisinde oynayabilecek mi?




