YORUM | Samet Çayır @sametcayir
Sezon başında hiç kimse, Trabzonspor’un şampiyonluğunun Fenerbahçe’nin işine yarayacağını düşünemezdi.
Ama oldu.
O halde geçtiğimiz dokuz ayı unutun.
Çünkü Trabzonspor’un zaferi, ligin başladığı ağustos ayından bu yana herhangi bir konuda bir türlü birleşemeyen Fenerbahçe camiasını birleştirdi ve kulüp adeta silkelenip kendine geldi.
Bu tabii ki kendi kendine olmadı. Doğru bir strateji yürüten Ali Koç, kısa sürede tüm başarısızlıkları unutturup istifa söylemlerinin içinden çıktı ve imajını düzeltti.
Şubat ayını hatırlayın.
Vitor Pereira'nın ayrılmasının ardından yaşanan kriz sonrası Ali Koç, sosyal medyadaki istifa tweetlerinin önemli bir kısmının Norveç’ten atıldığını söylemiş ve Başakşehir karşılaşmasında tribünlerde Norveç bayrağı açılmıştı.
Şimdi ise kendisine yeniden 'büyük başkan' dedirtmeyi başardı, taraftarın ciddi bir kısmının yeniden sevgilisi oldu.
Peki bunu nasıl yaptı?
Öncelikle saha içindeki olumlu tablo kendisine çok yardımcı oldu. İsmail Kartal’ın, süreci doğru oyuncu grubu ile yönetmesi, futbolcuların son düzlükte sadece sahaya odaklanıp takımı sahiplenmesi, başarılı sonuçları getirdi.
Kartal yönetiminde Fenerbahçe, şu ana kadar 16 maçta 11 galibiyet aldı. Dört karşılaşmada sahadan beraberlikle ayrılan sarı-lacivertliler, sadece geçen sezonun hocası Emre Belözoğlu'nun yönettiği Başakşehir'e yenildi.
Kaderin cilvesi.
Bunun yanında Kadıköy’de Arda Güler, taraftarın tam da takıma kızgın ve kırgın olduğu dönemde sahne aldı.
17 yaşındaki yıldız, taraftarın tribünlere heyecanla geri dönmesine neden oldu. Kadıköy, yavaş yavaş yükünü aldı.
Saha içindeki dönemsel başarı, Ali Koç’un sadece zaman kazanmasını sağladı.
AADaha sonra ise Koç, önemli hamleler yaparak işleri lehine çevirdi.
İsmail Kartal'ın 'geçici' teknik direktör olduğu zaten biliniyordu ve Fenerbahçe'nin nasıl bir hocaya yöneleceği merak konusuydu.
Gündeme düşen ilk isim Joachim Löw'dü fakat daha sonra Alman hoca ile anlaşılamadığı ortaya çıktı.
Ardından Jorge Jesus haberleri çıktı ve Portekizli hocanın ismi, taraftarları heyecanlandırdı. Çünkü Jesus, tıpkı Löw gibi, Ali Koç’un seçim sürecinde vadettiği vizyonu temsil eden bir figür.
Ardından medyaya Ali Koç’un Jesus ile görüşmesinden çekilen fotoğraflar düştü. Söz konusu görüşmede Portekiz Cumhurbaşkanı Marcelo Rebelo de Sousa’nın da yer alması, Koç’un gücünü ortaya koydu.
Bununla birlikte Gian Piero Gasperini ismi de anılmaya başlandı.
Bu isimlerden biri gelir ya da gelmez, fakat bu süreçte Ali Koç’un yüksek profilli hocalarla ilgilenmesi, taraftarı kesinlikle heyecanlandırdı.
Saha içindeki olumlu durumun yanı sıra Avrupa’nın tanınmış hocalarının gündemde olması, Fenerbahçe taraftarlarının önümüzdeki sezon için umutlanmasına neden oldu.
Getty ImagesFakat Ali Koç, olumlu anlamda asıl öldürücü darbeyi Trabzonspor’un şampiyonluğunun ardından vurdu.
Önce Trabzonspor - Antalyaspor maçında açılan pankartı, ardından ise bordo-mavili camianın 2010-11 sezonu ile alakalı söylemlerini sert bir dil ile şu sözlerle eleştirdi.
"Ne kadar iddia ederseniz edin hayal dünyanızda yaşarken gelin ben size gerçekleri anlatayım. 3 Temmuz sözde şike davasında verilen Yargıtay kararı var.
"Fenerbahçe’ye saldıranların yargılandığı kumpas davasının kararları var. Bakın devletimizin duruşu, bir gram sapma yok.
"Mahkemelerin kararının ortak paydası 3 Temmuz’un bir FETÖ operasyonu olduğudur. Bu gerçek tüm mahkemelerce kanıtlanmıştır.
"Bugün tüm gerçeklere rağmen 2010-11 şampiyonuyuz diyerek kendinizi kandırıyorsunuz. Size önerim tez zamanda bir an evvel camianızı gerçeklerle tanıştırın ve onları gerçeklere alıştırın."
Ali Koç'un durmaya niyeti yoktu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, Fenerbahçe Kulübü Yüksek Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar'a hediye ettiği kitapta, kulüp aleyhine ifadeler olduğunu söyleyen Koç, İmamoğlu için de şu çıkışı yaptı:
"Şehrin belediye başkanı da kulübümüze bordo-mavili kravatla geldi. Utanmadan içinde Fenerbahçe'ye hakaretler edilen bir kitabı bize hediye ediyor.
"Umarım Fenerbahçelilerin Ekrem İmamoğlu'na hangi şehrin belediye başkanı olduğunu hatırlatacağı günler gelmez."
Trabzonspor'un şampiyonluğunun ardından bazı eylemler ve söylemlerden rahatsız olan Fenerbahçe Başkanı, "Bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama artık 3 Temmuz ruhuna dönmenin zamanı geldi.
"Çünkü bunlar meydanı boş buldular. Meydanın boş olmadığının göstermenin zamanı geldi" diyerek, camiaya yeni bir hava getirmeyi başardı.
Daha sonra Fenerbahçe, Beşiktaş derbisi öncesi son antrenmanını Ülker Stadı'nda gerçekleştirdi ve 2010-2011 sezonunun şampiyonluk kupası tekrar kaldırıldı.
Futbolcular, idmana beş yıldızlı tişörtlerle çıktı. Aynı zamanda Koç, önümüzdeki sezon beş yıldızlı formanın Fenerium mağazalarında satışa sunulacağını açıkladı.
Daha bitmedi.
Basın toplantısı için stadyuma giriş yapmakta olan Fenerbahçe Başkanı, taraftarların içeriye alınmadığını görünce arabasından inip polisle tartıştı ve taraftarların içeriye girmesini sağladı.
Ardından stadyumda meşale yakan taraftara işlem yapılmasına engel oldu.
Ali Koç, bunların hiçbirini boşuna yapmadı.
Bir siyasetçi edasıyla Trabzonspor'un şampiyonluğunu ve Fenerbahçe'nin hassas noktası olan 3 Temmuz süreci ile ilgili konuları, bir anda birçok eylemiyle kendi lehine çevirdi. Taraftar ile arasında kopan bağı tamir etti.
Şimdi bu rüzgârı arkasına almışken, Jorge Jesus ile anlaşıp kaliteli transferler yaparak şampiyonluğun en büyük adayı olmayı arzulayacak.
İlginçtir ki Trabzonspor yerine başka bir takım şampiyon olmuş olsa, Ali Koç bu akıllıca hamleleri yapacak bir zemin bulamayacak ve şimdi muhtemelen çok daha fazla eleştiriliyor olacaktı.
Fenerbahçe için işler elbette hâlâ güllük gülistanlık değil. Fakat en azından kara bulutlar dağıldı.
Ali Koç geri döndü ve seçim olmadan güven tazeledi.




