Sevgili taraftarlar ve futbolseverler,
Şampiyonlar Ligi, sezonun ikinci yarısında geri döndü. 14 Şubat’ta Real Madrid’de karşılaşacağız. Bu yazımda turnuvadaki tecrübelerimden, PSG’de bu sezon nelerin değiştiğinden ve Real Madrid eşleşmesini nasıl gördüğümden bahsedeceğim.
Şahsen, bunun büyük bir meydan okuma olacağını düşünüyorum. En üst düzeyde bir rakiple karşılaştığımızda, %150 odaklanmak ve bütün enerjimizi sahada göstermek zorundayız. Madrid’de kazanmak için ortaya kusursuz bir performans koymalıyız. Benim için, dünyanın en iyi hücum oyuncularına karşı oynamak bir zevk olacak. Aklımdaki tek şey, iyi bir performans ortaya koymak ve taraftarlarımızın yüzünü güldürmek.
Şampiyonlar Ligi’ndeki deneyimlerimiz değişti. Geçtiğimiz sezon Barcelona karşısında iki çok farklı maç oynadık, ama bu iki maçtan çok şey öğrendik. Bu iki maç olgunlaşmamızı ve kendimizi geliştirmemizi sağladı. Sadece benim değil, bütün takımın!
O maçtaki ‘geri dönüş’ artık aklımızda değil. Kariyerimizde iyi ve kötü anlar yaşarız. Bir maç kazandığımızda, hızla önümüze bakarız, çünkü genellikle birkaç gün sonra başka bir maç vardır. Kaybettiğimizde de aynısı geçerli. Bu anlarla nasıl baş edileceğini öğrenmek zorunda olduğumuzu düşünüyorum. Bu deneyimler gelişimimizin bir parçası. Fakat artık bunun hakkında düşünmüyoruz.
Bulunduğumuz yere ve şu ana odaklanmak zorundayız. Geçen sezona göre bu sezonki meydan okumaya daha hazırız. PSG, yeni bir boyuta girdi ve son birkaç sezona göre daha fazla potansiyele sahibiz. Geçen sezon grubumuzu ikinci sırada bitirmiştik, bu sezon ise lider bitirdik. Takım geçen yıl kötü zamanlar geçirdi. İyi başladık, ama yaptığımız bazı hatalar işin içinden çıkılmaz hale getirdi. Barcelona’ya karşı ilk maçta iyi bir performans ortaya koyduk ama rövanş maçında neler olduğunu herkes biliyor.
Şampiyonlar Ligi çok özel bir yer. Ligue 1’de yaptıklarımız Avrupa’da hiçbir şey ifade etmiyor. Örneğin, Premier Lig çok yarışmacı bir lig. Üst seviyede birçok takım var, ama İngiliz takımları Şampiyonlar Ligi’ni çok sık kazanmıyor. Bizim de Ligue 1’in zirvesinde olmamızın Real Madrid karşısında hiçbir önemi yok. Bu eşleşme, farklı liglerden iki güçlü takımı karşı karşıya getirecek, hepsi bu.
Bence Madrid’de harika bir performans sergileyeceğiz. Bizi değiştiren birçok şey yaşadık ve şu an ne yapacağımızı iyi biliyoruz. Bu turu kazanmak istiyorsak, ne tür hatalar yapmamamız gerektiğini iyi biliyoruz. Her şeyden önce, kendi sahamızda oynadığımız maçlardaki gibi aynı tutumu göstermeliyiz. Zor bir maç olsa da, kendimize inanmak ve özgüvenimizi göstermek zorundayız. Takım olarak oynamalıyız. Neler yapabileceğimizi ve felsefemizin ne olduğunu biliyoruz, geriye bunu Madrid’de göstermek kalıyor.
Bizi Şampiyonlar Ligi’ni geçtiğimiz iki sezonda kazanan, çok güçlü bir takımın bizi beklediğini biliyoruz. Yeteneklerinin farkındayız. Bu turnuvada sonuna dek ilerleyebilecek potansiyele sahip iki takımın karşı karşıya geleceği bir eşleşme olacak.
Her gün maça hazırlanıp, hakkında konuşuyoruz. Hedeflerimiz hakkında konuşuyoruz. Her günün farklı olduğunu biliyoruz. Sadece fiziksel olarak değil, aynı zamanda zihinsel olarak da hazırlanıyoruz. Bunların hepsi oyunun bir parçası. Takımın formda olduğunu düşünüyorum. Fakat aynı zamanda kendimizi geliştirmek zorunda olduğumuzu biliyoruz. Kendimize güven veren birçok maç oynadık ve iyi sonuçlar aldık. Ayrıca zorlu maçlarımız da oldu, ama takım olarak bu aşamaları çok iyi geçtik. Hedeflerimize ulaşabilmek için iyi bir ortamımız ve motivasyonumuz var.
Bu sezon yaptığımız transferlerin ardından büyük bir heyecanın ve beklentilerin oluştuğunu biliyoruz. Takımımıza, Şampiyonlar Ligi’nin nasıl kazanılacağını bilen gerçek şampiyonlar katıldı. Fakat Şampiyonlar Ligi’ni kazanmak kolay değil, bunu başarabilmek için önümüzde uzun bir yol var. Bu yolda hataya yer yok. Sezonun belirleyici aşamasına ulaşmış durumdayız. Bu beni motive ediyor. Hepimiz üzerimizdeki baskının farkındayız, bunu daha önce de yaşadık ve bu baskıyı negatif olmayan, olumlu bir şeye çevirmek zorundayız.
Marquinhos.
