Nottingham Forest celebration compositeGoal/Getty

YORUM | Notthingham ormanları: Efsane yeniden ait olduğu yerde

Howard Pyle’in Robin Hood’unda önemli bir nutuk şu cümleyle biter: ‘’Sizler bir arada olmalı ve savaşmalısınız, tek yolu bu.’’

Nottingham ormanları bize çocukluğumuzdan bu yana sadece Robin Hood’u anımsatmaz. Aynı zamanda İngiliz futbolunun en değerli hikâyelerinden birine sahip ormanı da, Nottingham Forest futbol kulübünü de anımsatır.

Biz o fırtınalı dönemlerin çocukları değiliz, 70’li veya 80’li yılların tanığı da değiliz ama tarihi iyi biliriz. Enzo Traverso ‘’Savaş Alanı Olarak Tarih’’ isimli müthiş çalışmasında tarihin olguların canlandırımıyla bizzat kendisinden çıkacak bir anlama sahip olmadığını gösteriyordu çünkü.

Walter Benjamin ise doğrusal zamanın öykülemesi olarak kavranan tarihin, yenenlerle empati kurulması açısından geçmişin özürcü bir vizyonuyla sonuçlanan yazımının tuzaklarına karşı uyarıyordu. Bunu yaparken de ‘’geçmiş için hiçbir şey kaybolmuş sayılamaz,’’ diyerek baktığımız yeri geliştiriyordu.

Nottingham Forest’ın 23 senelik Premier Lig hasreti, demirbaş haline geldiği Championship’te geçen onca sene, Şampiyon Kulüpler Kupası’nı 2 defa kazanması, 3. Lig’e kadar düşmesi: hiçbiri bugünden ve 1865 senesinden bağımsız değil.

Nottingham, başkent Londra’nın 212 kilometre kuzeyinde, Manchester’ın 132 kilometre güneyinde İngiltere’nin ilk pubı olan Ye Olde Trip To Jerusalem’e de ev sahipliği yapan küçük, yeşil bir kent. 297 kilometre uzunluğundaki Trent nehrine ve devasa Trent köprüsüne de barındıran kentin, nehrin kenarında The City Ground isimli futbol stadyumu bulunur.

Dünyanın en eski profesyonel futbol kulübü olan Notts County’nin 1862 senesinde kurulmasından 3 sene sonra 1865 senesinde bu küçük, yeşil Nottingham kentinde Nottingham Forest futbol kulübü kurulur.

Liverpool, Arsenal ve Brighton & Hove Albion gibi takımlara yardımlarda bulunur bu takım. Liverpool ve Arsenal, o günlerin hatırına, Kırmızıların forma renkleri olan kırmızı beyaz ve sarı lacivert forma renklerini kullanırlar. Brighton & Hove Albion’a ise stadını verir. Nottingham Forest, çoktan mahallenin büyük ağbisidir.

Forest 1972 senesinde küme düştüğünde ‘’civar mahallenin takımı’’ ve ezeli rakip Derby County şampiyonluğa ulaşacaktır. Derby’yi şampiyonluğa götüren hoca, Brian Clough, 6 Ocak 1975 günü Nottingham Forest’a geldiğinde dünyanın ilk kırmızı kulübü bambaşka bir karaktere ve oyun anlayışına sahip olacağını dosta düşmana ilan eder.

Hikâyeler biraz da böyle başlar. Belirsizliklerle doludur. Kurulan cümleler size iyi bir hikâye okuyacağınız hissini verir sonra. Devamına ileride bakarsınız nasılsa, başlangıç iyidir en azından.

İyi hikâyelerde akılda kalan, hatırlanan, tekrar tekrar bakılan hikâyelerde hile olmaz, akış çok nettir. Brian Clough takımın başına geldiği sezon Forest İkinci Ligi üçüncü sırada tamamlayarak Premier’e çıkmaya hak kazanır.

Premier’e çıktığı ilk sezonu şampiyon tamamlar Kırmızılar. Hikâye gittikçe içine çeker, 1977 gibi senede kırmızı formanın şampiyon olması az şey değildir. Futbol hayatın özetidir.

Bu Clough’a ve Kırmızılara tabii ki yetmez, hikâyenin büyümeye ihtiyacı vardır çünkü akışı net olan her şey büyümeye ve kendini kabul ettirmeye ihtiyaç duyar: Nottingham Forest 1979 ve 1980 sezonlarında üst üste 2 defa Şampiyon Kulüpler Kupası’nı kazanır.

Bir Premier ve İKİ Şampiyon Kulüpler ile birlikte 4 EFL Kupası da müzededir: Brian Clough tam 18 sene Kırmızıların hikâyesinin kahramanıdır.

1992-93 sezonunda Nottingham Forest’ın yeniden küme düşmesiyle hikâye tamamlanır, Brian Clough veda eder, Kırmızılar seneye tekrar yükselirler, birkaç sezon hikâyenin büyüklüğünün ve mirasın da etkisiyle işler fena gitmese de yeniden küme düşerler. Biten yazlar gibi rüzgârlar kalır geriye.

Kulüp borca girer, yıldız transferi batağına sürüklenir, hoca seçimleri berbattır ve daha bir sürü şey: Nottingham Forest artık Championship’in demirbaşıdır.

Tam 23 sene sonra, 2021-22 sezonu play-off finalinde Huddersfield Town’ı yenerek Premier Lig’e çıkmaya hak kazanan Nottingham Forest nostaljiyle yüzleşip artık çoğunlukla sermayeye dönen, dayanışmadan çok rekabeti öğreten günümüz futbolunda ne yapacak, nerede duracak, göreceğiz.

Tarihi iyi bilenler, kötü hikâyeleri hemen fark ederler. Bu yüzden nostaljinin üzerine de bir şeyler söylemek gerekir bazen.

Kırmızılar bir arada olmalı ve savaşmalı, tek yolu bu.

Reklam