Senol Gunes Unal KaramanGetty/AA

YORUM | Usta ile çırağın ilk buluşması


 YORUM | Onur Özgen @ozgenonur

21 Ekim 2012... Siyah-beyazlılar, henüz yıkılmayan İnönü Stadı’nda Trabzonspor’u ağırlamıştı o akşam.

Maçın uzatma dakikalarında Roberto Hilbert’in kendi yarı sahasından rastgele havalandırdığı top o kadar yükselmişti ki, muhtemelen o an Dolmabahçe’den geçenler tarafından da görülmüştü. Ardından yeniden sahaya, ama bu defa Trabzonspor ceza sahasına doğru inen topu Olcay Şahan olabilecek en iyi şekilde kontrol etmiş, kaleci Onur Kıvrak ile karşı karşıya kalmış, uzak köşeye doğru yaptığı plase vuruşsa az farkla auta gidince maç da 1-1 sona ermişti.

Son düdüğün ardından ise Olcay ile birlikte tam yedi Beşiktaşlı oyuncu sanki önceden aralarında anlaşmışlar gibi aynı anda kendilerini yere bırakmışlardı. Sekiz yıllık karanlığın ardından Beşiktaş’ın yeni bir döneme girdiğinin ilk olarak ve en net hissedildiği an, işte buydu.

Haberin devamı aşağıda
Oguzhan Ozyakup Besiktas Trabzonspor Turkish Super League 10/21/12

Aradan altı yıl geçti. Bu altı yıl içinde Beşiktaş, önce stadını yeniledi. Ardından ligi üst üste iki defa kazandı. Avrupa Ligi’nde yarı finalin kapısından döndü. Şampiyonlar Ligi’nde grubunu namağlup olarak lider tamamladı. Tüm bunları da altı yıl önceki o maçta Trabzonspor’un başında olan Şenol Güneş ile başardı.

Şimdi altı yıl sonra, Beşiktaş ve Trabzonspor, bir kere daha Dolmabahçe’de karşı karşıya gelecekler. Ama artık İnönü Stadı yok. O son dakika golünü kaçıran Olcay, Trabzonspor’da oynuyor. O kendilerini bir anda yere bırakan oyunculardan ise sadece biri kaldı: Oğuzhan Özyakup. O da neredeyse her maçta tribünler tarafından yuhalanıyor.

Yani Beşiktaş için altı yıl önce bir Trabzonspor maçında açılan dönem, artık kapandı. Şu anda bir yeni dönemden bahsedeceksek, Trabzonspor hakkında konuşmamız gerek. Çünkü ilk 11’inde dört özkaynak oyuncusu barındıran onlar. Bu defa üreten, yeni bir şey yapmaya çalışan, bunun için büyük bir heyecan duyan ve bu heyecanlarını da herkese hissettirmeyi başaran taraf Trabzonspor.

Ligde geçtiğimiz hafta topa %60’tan fazla sahip olup maçlarını kazanabilen sadece iki takım vardı: Başakşehir ve Trabzonspor. Biri lider, diğeri de bu akşam kazanırsa haftayı ikinci sırada kapatacak. Ve bu kesinlikle tesadüf olmayacak. Çünkü Trabzonspor, ligdeki diğer takımlarda olmayan iki şeye sahip: Tutku ve kalite.

Tutkularının nereden geldiği belli. Trabzonspor, yıllar sonra yeniden bir şeyler üretmenin heyecanını yaşıyor. İstanbul büyükleriyle, onlar gibi olmaya çalışarak rekabet edemeyeceklerini geç de olsa fark ettiler. Uzun bir ayrılıktan sonra yeniden eve dönmenin güzelliğini ancak yaşayan bilir. Trabzonspor da şu an bunu yaşıyor. Hem de tüm kalbiyle.

Peki kalite? Eh, her zaman Beşiktaş, Trabzonspor’un efsanelerinden yardım alacak değil ya! Bu defa da eski bir Beşiktaşlının Trabzonspor’a şu sıralarda epey yardımı dokunuyor: Jose Sosa.

Jose Sosa TrabzonsporAA

Geçtiğimiz sezon önce Ersun Yanal’ın, ardından da Rıza Çalımbay’ın en büyük hataları; Trabzonspor’un kendi yetiştirdiği yetenekleri Yusuf Yazıcı ve Abdülkadir Ömür’ü, Sosa’nın ustalığıyla birleştirecek formülü bir türlü bulamamalarıydı. Neticesinde de bu üçlü, sezon boyunca sadece altı maça ilk 11’de birlikte başlamıştı.

Ünal Karaman ise o formülü buldu. Daha ilk maçtan bu üçlünün ismini maç tahtasına birlikte yazdı. Ardından bir süre Burak Yılmaz ve Hugo Rodallega’yı birlikte oynatmaya çalışınca, bu üçlüden en fazla ikisini oynatabildi. Ama Malatya’da alınan ağır yenilgi, bazı şeylerin değişmesi gerektiğini gösterdi. Hezimetin ardından Burak ve Onur, kadro dışı kaldı. Ve taşlar yerine oturmaya başladı.

Sosa, geriye çekildi ve derin oyun kurucu olarak oynatılmaya başlandı. Bu sayede hem oyun geriden çok daha nitelikli bir şekilde kuruldu hem de forvet arkası Yusuf’a kaldı. Abdülkadir ise bu ikiliye sağ kanattan içe kat ederek katıldı. Ve Trabzonspor, ligin top ayağındayken en etkili takımlarından birine dönüştü.

Öyle ki, ligde üç maçtır kazanan takımın, üç maçta attığı yedi golün beşinde bu üçlünün doğrudan katkısı bulunuyor (1 gol, 4 asist).

Çift defansif orta sahalı 4-2-3-1’lerin işgal ettiği ligde, Trabzonspor’un heyecan veren hücum futbolu sayesinde biraz nefes alabiliyoruz. Reaktif oynayan takımların maçları kazanma şansının daha yüksek olduğu, çünkü çoğu takımın topa sahipken ne yapacağına dair ya planının bulunmadığı ya da kalitesinin yetmediği ligde, Trabzonspor ikisine de sahip olduğunu gösteriyor.

Jose Sosa Goal Celebration Trabzonspor Fenerbahce Turkish Super League 11/25/18AA

Üstelik bir maçta, çok önemli bir şeyi daha ispatladı Trabzonspor...

Kayserispor maçında Ogenyi Onazi, sarı kart cezası yüzünden oynayamamıştı. Karaman ise Onazi’nin yerine defansif karakterli başka bir oyuncuyu oynatmak yerine; savunma önünde “regista” rolünde Sosa’yı kullanmış, önlerinde de “serbest 8” rolünde Yusuf ve Abdülkadir’i değerlendirmişti. Ve kesici bir oyuncunun olmadığı, üç ofansif karakterli merkez orta oyuncusuyla Trabzonspor, o maçı rakibine tek bir net pozisyon şansı dahi vermeden ve gol yemeden kazanmıştı.

Karaman’ın öğrencileri o maçta, iyi bir oyun geometrisiyle, hücumcu oyuncularla da rakibe alan ve zaman vermeden oynanabileceğini göstermişti. Ki bu, kazandığı üç puandan çok daha değerli bir şeydi.

Trabzonspor, bu akşam karşısında nasıl bir Beşiktaş bulacağını bilmiyor olabilir. Son maçlardaki gibi topu bırakan bir Beşiktaş mı olacak, yoksa topa sahip olmak isteyen bir Beşiktaş mı? Önde mi basacaklar, topun arkasına mı geçecekler? Ricardo Quaresma üzerinden mi hücum edecekler, yoksa daha kolektif bir şekilde mi oynamaya çalışacaklar? Belli değil.

Ama şurası kesin ki, perşembe akşamı Malmö karşısında aldığı yenilgiyle Avrupa Ligi’ne çok erken veda eden Beşiktaş, bu maçı elinde kalan tek şey olan Süper Lig’e tutunma şansı olarak görecek. Dolayısıyla heybesinde ne varsa bu akşam göstermek zorunda.

Yine de kendisiyle yüzleşmeyi başaran ve öz gücünün her geçen maçta biraz daha farkına varan Trabzonspor da ne yapacağını iyi biliyor olmalı.

Reklam