Marco Verratti, Messi ile aynı takımda oynama isteğini hiçbir zaman saklamamıştı.
Geride bıraktığımız şubat ayında, Barcelona’nın maddi krizinin patlak vermeye başladığı dönemde, Canal Plus’a konuşan İtalyan oyuncu, Messi’nin transfer ihtimali hakkında açıklamalarda bulunmuştu:
“Onu takımımızda görmek inanılmaz bir şey olurdu. Topu Neymar’la Messi’ye atardım ve geriye çekilip onları izlemenin tadını çıkarırdım.”
Bu hayal, geçtiğimiz günlerde PSG’nin resmî açıklamasıyla birlikte gerçeğe dönüştü.
Tabii ki herkesin aklına PSG’nin bu transferi nasıl gerçekleştirebildiği sorusu da gelmişti.
N/AAynı transfer döneminde Achraf Hakimi’yi 60 milyon euro karşılığında kadrosuna katan Fransız ekibi, piyasanın en revaçtaki bonservissiz isimlerinden olan Sergio Ramos, Gigio Donnarumma ve Gini Wijnaldum’a da büyük meblağlar içeren kontratlar önermişti. PSG, şimdi de yıllık 35 milyon euro maaşla Messi’yi kadrosuna kattı.
İki sebepten ötürü bu durum daha da inanması güç bir hale bürünüyor: Halihazırda kadrolarında tarihin en pahalı iki oyuncusu bulunuyor, Neymar ve Mbappe. Pandeminin getirdiği ekonomik kısıtlamalarda tüm dünya bir krizin içerisindeyken kulüp bu yüksek maaşları ödemeye devam ediyor.
Futbolseverler, bu tarz büyük yatırım alan kulüplerin piyasaya damga vurmasıyla elit liglerdeki rekabetin yok olmasından ve Avrupa Süper Ligi tehdidinden ötürü bir hayli endişeliler ve anlaşılabilir bir şekilde Finansal Fair Play’in tüm bu olaylar içerisinde hangi konumda bulunduğunu sorguluyorlar.
PSG Başkanı Nasser Al-Khelaifi ise ısrarla her şeyin kurallara uygun bir şekilde ilerlediğini vurguluyor. Ancak bu transfer döneminde yaptıkları harcamalar, UEFA’nın kâğıt üzerinde mantıklı ancak uygulamada o kadar iyi işlemeyen düzeninin artık “ölü” olduğunu işaret ediyor.
Ancak bir diğer yandan birçok futbolseverin de tüm bunları bir kenara koyup Messi, Mbappe ve Neymar üçlüsünü keyif alarak izleyeceği de gün gibi ortada.
İşte tam da bir modern futbol takipçisinin yapacağı gibi.
Getty/GoalTıpkı eski PSG oyuncusu Ludovic Giuly’nin Le Parisien’e dediği gibi, “Zaten kadromuzda dünyanın en iyi dört oyuncusundan ikisi vardı, artık üç oldu!”
“Neymar, Messi ve Mbappe’nin birlikte Ligue 1’de oynayacağının farkında mısınız? Bu akıllara durgunluk veren bir şey!”
Ve gerçekten öyle: PSG şu anda belki de futbol tarihinin en iyi hücum üçlüsüne sahip.
Neymar’ın sıradışı beceriler ve Mbappe’nin durdurulamaz sürati, artık Messi’nin eşsiz dahiliğiyle birleşecek.
Aslında Messi ve Neymar’ın Barcelona’da Suarez’le birlikte oluşturdukları “MSN” üçlüsünün yaptıklarının bir tekrarını izlemeye hazırlanıyor olabiliriz: Güney Amerikalı yıldızlar, ilk senelerinde sıradışı bir Şampiyonlar Ligi zaferine ulaşmıştı.
Bir diğer yandan da bu kadar yetenekli bir hücum hattına sahip olmak kesinlikle başarıya ulaşacağınız anlamına gelmiyor.
Gerard Pique’nin de kabul ettiği gibi, Barcelona 2015’te Juventus’la oynanan Şampiyonlar Ligi finalinde, iyi bir orta rotasyonuna sahip olmasına rağmen zorlanmıştı.
Ancak tecrübeli savunmacı sözlerine şöyle devam etmişti: “İleri üçlüde böylesine kaliteli ve hızlı oyunculara sahip olduğunuzda ise işler daha kolay oluyor. Topu onlara veriyorsunuz ve onlar da pozisyon üretiyorlar.”
Messi doğal olarak artık o kadar hızlı bir oyuncu değil, 34 yaşındaki oyuncu günden güne süratini kaybediyor. Ancak Arjantinli yıldız, geçen sezon La Liga’nın en çok gol atan (30), en fazla dripling yapan (159) ve en fazla şans yaratan (77) oyuncusuydu.
Getty ImagesCopa America’da Arjantin’le mutlu sona ulaşırken de gösterdiği gibi o hâlâ bir fenomen ve basın toplantısında da dediği gibi kariyerinin beşinci Şampiyonlar Ligi zaferine ulaşmayı hedefliyor.
PSG, Messi’nin maaş talebini karşılayabilecek birkaç kulüpten biriydi. Ancak kulüp, bir Avrupa zaferi noktasında da ona elinden gelenin en iyisini sundu. Yeni sezonda “MNM” üçlüsünden beklenen minimum başarı da bu zafere ulaşmak olacak.
Futboldaki diğer büyük hücum üçlülerine baktığımızda bunu bir zorunluluk olarak da yorumlayabiliriz.
Hatırlayalım, Real Madrid’in Benzema, Bale ve Ronaldo’dan oluşan hücum üçlüsü dört Şampiyonlar Ligi zaferi yaşamıştı ve bunun üçü de art arda gelmişti.
Ancak buna karşın bazı Real Madrid taraftarları, kulübün en iyi hücum üçlüsünü Alfredo Di Stefano, Ferenc Puskas ve Paco Gento olarak görüyor. Bu isimler, 1956 ve 1960 arası dönemde art arda beş kez Avrupa Kupası zaferi yaşamıştı.
Tabii ki Messi, Neymar ve Mbappe üçlüsünden de benzer istikrarda başarılar bekleniyor.
Arjantinli yıldızın yaşından ve Mbappe’nin kontrat durumundan ötürü bu üçlünün uzun vadeli olup olamayacağı net değil. Dolayısıyla bu üçlünün Old Trafford’daki George Best, Dennis Law ve Bobby Charlton gibi heykellerini Parc des Princes’in önüne diktirmelerine şüpheyle yaklaşabiliriz.
Futbol tarihindeki en pahalı üçlüye tanıklık etmeye hazırlanıyor olabiliriz, ancak bu kesinlikle sonuncusu olmayacak. Bir yıl içerisinde bu üçlü dağılabilir.
“MNM” üçlüsü, her ne kadar kısa sürme ihtimaline sahip olsa da bize inanılmaz performanslar izletebilir.
PSG’nin transfer politikasına nasıl yaklaşırsanız yaklaşın, hepimiz tıpkı Verratti gibi oturup onları izlemenin keyfini çıkarmaya daha yakınız, kısa sürme ihtimali olsa da...
Çeviri:Osman Can Erkut
Daha fazlası için:
Neymar, Lionel Messi'yi hangi sözlerle karşıladı?


