Viggo Mortensen Besiktas GFXGOAL Türkiye

Yüzüklerin Efendisi'nin Aragorn'u Viggo Mortensen nasıl Beşiktaşlı oldu?

Viggo Mortensen'i hepimiz Yüzüklerin Efendisi serisindeki Aragorn karakteriyle yakından tanıyoruz. Ancak ona dair bilmediğimiz çok şey var! Örneğin bir futbol ve hatta Beşiktaş hayranı olması gibi.

Beşiktaş'ın bir deplasman maçına gittiğinizi ve tribünde 'Beşiktaş'ım oley!' diye bağıran Aragorn'u gördüğünüzü düşünün! Muhtemelen birkaç saniyeliğine halüsinasyon sanabilirsiniz. 26 Ekim 2012 tarihinde oynanan Kasımpaşa - Beşiktaş mücadelesinde birçok siyah-beyazlı taraftar aynı hissi yaşadı.

Peki Viggo Mortensen'i Hollywood'dan Beşiktaş tribünlerine atan sebep neydi? GOAL Türkiye ile inceleyelim.

Viggo Mortensen nasıl Beşiktaşlı oldu?

Viggo Mortensen, namı diğer Aragorn, Danimarka asıllı bir Amerikalı. Ancak Arjantin'de büyümüş. Bu nedenle futbolu yakından takip ediyor ve San Lorenzo taraftarlığını babasından miras olarak almış.

San Lorenzo'yu koyu bir şekilde destekleyen Mortensen, kulübün efsane oyuncusu Bambino Veira'dan aldığı bir takımı ödül törenlerinden birinde giymiş. Gazeteciler, "Takımınız kimden?" diye sorunca, "Bambino Veira" yanıtını almışlar ve bir süre "Bu yeni modacı da kim?" diye araştırma yapmışlar.

Viggo Mortensen, 2012'de "Two Faces of January" filminin çekimleri için İstanbul'a geldi. Film ekibinde bulunan bir Beşiktaş taraftarı ona üzerinde "Viggo" yazılı forma hediye etmiş.

Bu jestin ardından Beşiktaş ile ilgili araştırma yapan Mortensen, takımın Kasımpaşa ve Mersin İdman Yurdu maçlarını izlemek için tribünde yerini almış. Ardından da Bursaspor ile oynanan mücadeleye gitmiş ve tribünde "Beşiktaş'ım oley!" diye tezahüratta bile bulunmuş.

Beşiktaşlı olmasıyla ilgili ne söyledi?

İnönü Stadı'nda oynanan Bursaspor maçını tribünden takip eden Mortensen kulüple ilgili düşüncelerini Beşiktaş Dergisi'nde paylaşmıştı ve şunları söylemişti:

"Beşiktaş dünyaca ünlü bir kulüp ve taraftarları da bilinen bir topluluk. Beşiktaş’ı çok öncelerden biliyor ve takip ediyorum.

Kader olarak Arjantin’deki San Lorenzo ile Beşiktaş takımları arasında bir benzerlik olduğunu düşünüyorum. Onlar da devlet tarafından statlarına el konmasına karşı olarak Beşiktaş’taki feda kampanyasının bir benzerini düzenlemişlerdi.

İstanbul’da bulunduğum süre içerisinde iki tane maç izledim. Takımın saldırgan oyun yapısı ve kazanma isteği çok hoşuma gitti. Taraftarların da tribünlerde yaptığı şovlar mükemmeldi.

Bir sonraki maçı kapalı tribünde onların arasında izlemeyi planlıyorum. Beşiktaş’ın tarihi ve gücünü semtinden alıyor olması da beni etkiliyen özelliklerinden biri"

Daha fazlası

Reklam