Şampiyonlar Ligi son 16 turunda ikinci perde de sona erdi. Salı gecesi Chelsea, deplasmanda Atletico Madrid'i Olivier Giroud'un kaydettiği jeneriklik gol ile 1-0 yenerken, Bayern Münih ise İtalya'da Lazio'yu Robert Lewandowski, Jamal Musiala, Leroy Sane ve Francesco Acerbi'nin (kk) golleriyle 4-1 mağlup etti. Lazio'nun tek golü ise Joaquin Correa'dan geldi.
Dün gece oynanan maçlarda ise Real Madrid, henüz 17.dakikada 10 kişi kalan Atalanta'yı Ferland Mendy'nin 86. dakikadaki golüyle 1-0 mağlup etmeyi başardı. Manchester City ise Budapeşte'de oynanan mücadelede Mönchengladbach'ı Bernardo Silva ve Gabriel Jesus'un golleriyle 2-0 devirerek çeyrek final kapısını araladı.
Şimdi, bu hafta oynanan dört karşılaşmayı biraz detaylandıralım.
Manchester City, Budapeşte'de Bayern Münih'e mesaj verdi: Mönchengladbach 0-2 Manchester City
Almanya Bundesliga ’da yaklaşık bir aydır galibiyet alamayan ve 8. sıraya kadar gerileyen Mönchengladbach , Şampiyonlar Ligi’nde de istediğini alamadı. Zaten onları bu turda favori gören pek kimse yoktu çünkü en zor kurayı çektiler. Avrupa’nın en formda takımı ile karşı karşıya gelmek, özellikle formsuz dönemde oldukça zor. Zira hem oyun hem de sonuç, bunu kanıtladı.
Pep Guardiola 'nın öğrencileri müthiş bir ön alan baskısıyla Alman ekibine 90 dakika boyunca nefes aldırmadı. Akılda kalan tek pozisyonları 90+3’te Rodri’nin pas hatasıyla gelişen hücum. O da Wolf’un ayağından maç boyunca çektikleri tek isabetli şut olarak kayıtlara geçti. Onun dışında ne kontraya çıkabildiler, ne de sete oturabildiler.
Manchester City top rakipteyken 3-3-4 dizilirken, topa sahip olduğunda 3-2-5 dizilişi ile oynadı. Her zamanki gibi Cancelo, Rodri’nin yanına gelerek 3-2-5’in ikilisini oluşturdu ve böylece Gladbach geçişlerine öndeki beşli ile birlikte ani preslerle engel oldu. Son dönemde ‘sahte 9’ olarak oynayan İlkay Gündoğan, yine sık sık ceza sahasına girdi fakat ligdeki maçlara göre biraz daha geride oynadı.
Topa sahipken Manchester City'nin dizilişi:
Top rakipteyken Manchester City'nin dizilişi:
Atılan iki golde de ortayı yapan hemen hemen aynı bölgeden Joao Cancelo olurken, ceza sahası içinde topa dokunan da Bernardo Silva'dan başkası değildi. Portekizli yıldız önce golü atarak, sonra da Jesus’a asisti yaparak fişi çekti. Cancelo’nun oyununun bu noktaya gelmesi gerçekten inanılmaz. Sen bir dahisin Pep.
Getty ImagesAlmanya’da turun kapısını aralayan Manchester City, Bayern Münih ile birlikte Şampiyonlar Ligi’nin açık ara favorisi durumunda. Avrupa’da oyunun mutlak hakimiyetini Münih’ten alma ihtimalleri hiç de az değil. Açıkçası bu, Bayern'e bir meydan okuma.
Benzemasız Real’in tutukluğu, Atalanta’nın umudunu diri tutuyor: Atalanta 0-1 Real Madrid
Erken gelen bir kırmızı kart, oyunun tüm şeklini değiştirdiğinden dolayı bu tür maçları sağlıklı analiz edebilmek oldukça zordur.
Atalanta Teknik Direktörü Gian Piero Gasperini'nin “Futbolun intiharı” olarak nitelendirdiği 17. dakikada Remo Freuler’in Ferland Mendy'i düşürerek gördüğü kırmızı kart, maçın seyrini tamamen değiştirdi. O ana kadar dengeli bir oyun vardı fakat Freuler’in atılmasından sonra Real Madrid, doğal olarak oyunun kontrolünü aldı.
Ama yine de 5-10 dakikalık sekanslar dışında rakibinden bir kişi fazla oynuyormuş hissiyatını vermediler. Atalanta’nın geriye yaslanması, bu sezon gollerin % 34’ünü atan Benzema'dan yoksun Real Madrid'i üretkensizliğe sürükledi.
En uçta Isco, gezici rolünde oynadı ve onun açtığı alanlara Marco Asensio ve Vinicius Junior zaman zaman koşu attı. Fakat bir İtalyan takımının iyi savunma yapmak DNA’sında vardır ve Atalanta, maç boyunca bunu başardı.
Gasperini'nin öğrencileri 86. dakikada Ferland Mendy’in uzaktan şık golüne engel olabilseydi tur için daha umutlu olacaktı fakat yine de oyun bize, bu işin henüz bitmediğini ve İspanya'daturun her sonuca açık olduğunu işaret etti.
Getty ImagesOlivier Giroud, Diego Simeone’nin 180 dakikalık maç planını çöpe attı: Atletico Madrid 0-1 Chelsea
Thomas Tuchel, Chelsea ’nin başına geçer geçmez takımı üçlü savunma kurgusuna döndürdü ve kağıt üzerinde 3-4-3 dizilişini tercih etti. Top kendilerindeyken genelde 3-2-5, top rakipteyken ise 5-3-2 dizilen Londra ekibi, Atletico karşısında da benzer bir kurgu ile sahadaydı. Tıpkı Newcastle maçında olduğu gibi Werner ve Giroud, geriye gelerek Mount ve kanat beklerinin hizasına geçti ve orada bir beşli hücum hattı oluşturdu. Merkeze de Jorginho ve Kovacic yerleşti.
Topa sahipken Chelsea'nin dizilişi:
Malum, modern futbolda sayısal üstünlük oldukça önemlidir. Eğer rakibinizden bir fazla iseniz veya hücumda en azından sayısal eşitliği yakaladıysanız, gol atma ihtimaliniz her zaman yüksektir. Diego Simeone de Tuchel döneminde ileride oluşan beşli forvet hattını iyi analiz etmiş olmalı ki savunmada altılı bir set oluştudu.
Correa top rakipteyken sağ beke gelirken, Lemar da sol beke geldi. Kağıt üzerinde sağ kanat bek olarak görünen Llorente ise dördüncü stoper oldu. Merkezde Koke, Saul, Felix sıralanırken en uçta da Suarez yer aldı. Böylelikle Atletico, 6-3-1 dizilişi ile rakibini altılı savunma hattı ile karşıladı.
Özellikle defansif yönü zayıf olan Correa’nın sağ bek oynaması, oldukça riskliydi. Nitekim ilk yarıda yaptığı bir zamanlama hatasında Werner’in ceza sahası içinde yerde kalmasına sebep oldu. O pozisyondan penaltı çıkmadığı için şanslıydı.
Top rakipteyken Atletico Madrid'in dizilişi:
Atletico maçın genelinde, hücuma sık sık çıkan Marcos Alonso üzerinden rakibini vurmaya çalıştı ve Alonso-Rüdiger arasını işledi fakat bu sonuç vermedi. Chelsea’nin ileri beşlisi ise maçın genelinde altılı duvara çarptı. Atleti savunması Maviler’i, uzaktan şutlara yöneltti. Timo Werner ve Olivier Giroud, derine gelerek Atletico stoperlerini yanlarına çekmeye çalışsa da Diego Simeone’nin öğrencileri bu tuzağa düşmedi.
Ne Atletico ne de Chelsea, çok net pozisyona girmeden maçı 0-0 tamamlamak üzereydi fakat Giroud’nun 68. dakikada kaydettiği jeneriklik ekstra gol, Londra ekibine rövanş öncesi büyük avantaj sağladı.
Diego Simeone, savunmada sayısal üstünlüğü elde etmeye çalışırken takımın hücumdaki verimliliğini iyice düşürdü. Evet Giroud’nun ekstra golü olmasa maçı gol yemeden tamamlamış olacaktı ve Londra’da 1 gol bulması halinde turu cebine koyacaktı ama olmadı. Giroud, Simeone’nin rövanş için de geçerli olabilecek bu ana planını çöpe attı.
Stamford Bridge’de Diego Simeone’nin, rakibini tehdit edecek, formda Luis Suarez ’i daha fazla pozisyona sokabilecek başka bir plana ihtiyacının olduğu kesin.
Getty ImagesBayern Münih, İtalya’da büyük maçları iyi oynayan Lazio’ya büyük geldi: Lazio 1-4 Bayern Münih
Dünyanın en iyi takımıyla oynuyorsanız, bireysel hata yapma lüksünüz yoktur. O hata yapıldığı ve gole sebebiyet verdiği anda geri dönüşü imkânsıza yakındır. İşte Lazio, 9. dakikada o hatayı yaparak Bayern Münih’in Lewandowski ile öne geçmesini sağladı ve daha sonra gollerin ardı arkası kesilmedi.
Lazio-Bayern Münih eşleşmesi son 16 turunun tahmin edilmesi en kolay eşleşmesi olarak görülüyordu nitekim de öyle oldu. Lazio, ligde sezon boyunca olduğu gibi üçlü savunma ile sahadaydı ve genelde rakibini beşli bir hat ile karşıladı.
Bayern Münih'in maça inanılmaz bir yüksek tempoda başlaması İtalyan ekibi üst üste bireysel hatalara sürüklerken, dakikalar 42’yi gösterdiğinde skor Bayern lehine 3-0’dı.
Topla oynama yüzdelerinin birbirine yakın olması çok fazla bir şey ifade etmiyordu zira Bayern, Manchester City gibi topa sahip olmayı öncelik haline getiren bir takım değil, direkt hücum takımı. Nitekim %56 topa sahip olma oranında 4 gol çıkardılar ve turu ceplerine koydular.
Getty ImagesLazio'nun bu sezon İtalya Serie A ’da büyük maçları çok iyi oynadığı çok iyi biliniyor. Simone Inzaghi'nin ekibi Juventus’la 1-1 berabere kalıp Napoli'yi 2-0, derbide ise Roma’yı 3-0 geçmeyi başardı.
Serie A’da büyük maçları iyi oynayan Lazio için Bayern Münih daha büyük geldi ve öldürücü darbeyi 4 gol ile vurdu. İtalyan temsilcisi, Münih’te muhtemelen farklı bir mağlubiyet almamak için çaba gösterecek. Zira yapabilecekleri tek şey bu.