İlkay Gundogan Pep GuardiolaGetty Images

YORUM | İlkay Gündoğan'ın Manchester City'deki yükselişinin sırrı

Gabriel Jesus var, Sterling bu pozisyonda oynayabilir. Bernardo Silva bu pozisyonda oynayabilir. İlkay da oynayabilir. Farklı seçeneklerimiz var. Evet santrfor değiller ama onları kullanabiliriz.”

Haziran ayında Kun Agüro’nun diz ameliyatı olacağının açıklanmasının ardından bu sözleri sarf ediyordu Manchester City Menajeri Pep Guardiola. O gün İlkay Gündoğan’ı, Agüero’nun alternatifi olarak söylemesinin ardından hemen hemen herkes, “Ne diyor bu adam?” demiştir içten içe. ‘Vardır bir bildiği’ derler ya hani, gerçekten varmış bir bildiği.

Şu anda Avrupa futbolunun en formda oyuncusu olan İlkay Gündoğan, Manchester City formasıyla bu sezon ligde tam 11 gol kaydetti. Bruno Fernandes’ten sonra sezonun en golcü ikinci orta sahası haline geldi. Son 2 maçta Liverpool ve Tottenham filelerini de havalandıran tecrübeli futbolcu, Agüero ve Kevin de Bruyne’nin yokluğunda yeni rolüyle takımını taşıyan isim oldu. Aynı zamanda Premier Lig'de ocak ayının oyuncusu seçildi.

Ilkay Gundogan Manchester CityGetty

İlkay Gündoğan bunu nasıl başardı?

Sezona pek de parlak başlayamayan Manchester City, bir yandan da sakatlıklarla uğraşmak zorunda kaldı. Agüero’nun sık sık sakatlanması, Kevin de Bruyne’nin de bu sakatlık zincirine eklenmesi işi cidden zora soktu.

Özellikle Agüero’nun yokluğunda forma giyen Gabriel Jesus’un gol yükünü taşıyamaması, Pep Guardiola’yı başka arayışlara itti. Hem yeni bir oyun arayışı, hem de o oyuna uyum sağlayabilecek birkaç isim gerekiyordu.

Fakat bu yeni oyun arayışı önce savunmada değişiklik yapmakla başlayacaktı. Zaten Pep, hücumun savunmadan başladığını her fırsatta dile getiren ve o meşhur, “Savunma biçiminiz hücum biçiminizi belirler sözünü söyleyen teknik adamdır.

Dönüm noktası Tottenham maçı

2-0 kaybedilen ve Jose Mourinho’nun, “Topu isterlerse eve götürsünler, ben 3 puanı aldım” sözünü söylediği Tottenham maçından sonra İspanyol menajer bir şeyleri değiştirmekte kararlıydı ve bir sonraki maç olan Burnley karşılaşmasında İlkay’ı sahaya attı. Hani o, sürekli kendisiyle çalışmayı hayal ettiğini söyleyen İlkay’ı.

Normalde, büyük maçlar haricinde tek pivot oynayan Manchester City, o maçtan sonra İlkay ve Rodri ile birlikte çift pivot oynamaya başladı. Zaten Pep, geçen sezon büyük maçlarda çift pivota dönmek için İlkay’ı Rodri ile birlikte savunma önünde oynatıyor ve o kritik mücadelelerde riski biraz azaltıyordu. Bu sezonki fark, İspanyol menajerin bunu diğer maçlarda da kullanıyor olmasıydı.

Pep GuardiolaGetty

Guardiola’nın futbolu defansif bir oyuna mı dönüşüyor?

Pep’ten böyle bir hamle gelince, İngiliz yazarlar başta olmak üzere hepimiz onun artık oyun felsefesini değiştirdiğini, daha pragmatist, dengeli bir oyuna yöneldiğini düşünmüştük. Bunu düşünmek için haklı sebeplerimiz vardı. Her ne kadar Guardiola bunu inkâr etse de gerçekten Tottenham maçından sonraki birkaç karşılaşmada City, kendi standardına göre çok daha dengeli, çok daha az ön alan baskısı yapan bir takım haline bürünmüştü. İlkay ile Rodri’nin savunma önünde oynaması, takımın daha az gol yemesini sağlamıştı.

Pep, muhtemelen o süreçte makinenin parçalarının tamamlanmasını bekledi ve ne zaman ki Dias-Stones ikilisi düzenli olarak oynamaya başladı, birbirine alıştı, ondan sonra İlkay, bir anda farklı bir role büründü.

İlkay Gündoğan’ı özgürleştiren süreç

Bunun ilk belirtilerini gördüğümüz maç, 15 Aralık'taki West Bromwich Albion karşılaşmasıydı. Top Sterling’e geldiğinde hemen ceza sahası içine koşu atan İlkay, takımını 1-0 öne geçiriyordu.

The Times’ta yer alan bir yazıda İngiliz yazarlar Paul Hirst ve Pol Ballús, Manchester City teknik ekibinden aldıkları birkaç bilgiyi aktarıyor.

Söylediklerine göre Pep Guardiola, 3 Ocak’ta oynanan Chelsea maçından önce oyuncularından, rakip ceza sahasına çok daha fazla girmelerini istiyor. İlkay ise bunu çoktan uygulamaya başlamıştı bile. Yine, diğerlerinden hep bir adım önde.

Makinenin parçaları birleşiyor

İlkay artık ileri beşlinin bir parçası olacağı için Pep, Rodri’nin bu yalnızlığını daha önce pek çok kez yaptığı gibi sahte bekler ile telafi etti. İlkay, Rodri’nin yanından ayrıldığında Cancelo ve Zinchenko, Rodri ile birlikte orta sahada bir üçlü oluşturdu. Böylece İlkay, rahat bir şekilde ceza sahasında ve çevresinde özgürce dolaşmaya başladı.

İlkay'ın son oynanan Tottenham maçındaki rolü:

Manchester City tactic

Geçen sezonki 3-2-5’i bu sezon özellikle son dönemde 2-3-5’e çeviren Pep Guardiola, İlkay Gündoğan'ı bu ileri beşlinin en önemli oyuncusu haline getirdi. Tecrübeli orta sahanın deplasmandaki West Bromwich maçının ardından sırasıyla Newcastle, Chelsea, Crystal Palace, Aston Villa, West Bromwich (Etihad’daki), Liverpool ve Tottenham karşılaşmalarında gol atması asla tesadüf değildi. O artık ileri beşlinin en önemli oyuncusu haline geldi ve Agüero ile De Bruyne’nin yokluğunda Pep’in yükünü hafifletti.

İlkay Gündoğan o rol için neden değerli?

Yıllardır merkez orta saha oynamış bir oyuncunun, kendisini bir anda ileri uçta bulması elbette kolay değil. Ama zaten İlkay, oyun zekâsı ile bu rolü hemen kavrayabilecek bir oyuncu. Ayrıca hem Bochum altyapısında hem de Nürnberg’de çoğu zaman 10 numara pozisyonunda forma giymiş olması, onun 3. bölgeye alışma sürecini oldukça olumlu etkiledi.

The Times’ta yer alan ve az önce belirttiğim yazıda Paul Hirst ve Pol Ballús, İlkay Gündoğan ile ilgili Manchester City teknik ekibinden aldıkları birkaç bilgiyi daha aktarıyor. Söylediklerine göre Pep Guardiola, her hafta video analiz için oyuncularını bireysel olarak yanına çağırır ve yaptıkları hataları anlatır. İspanyol menajerin genellikle yanına çağırmadığı tek isim ise İlkay Gündoğan olur. Çünkü İlkay, Pep’in söylediklerini sahaya en iyi yansıtan oyuncu durumundadır.

Ayrıca Pep, antrenmanda bazı çalışmaları sıklıkla tekrarlar. Hata yapıldığında o çalışmayı her seferinde başa alır ve oyuncular bu durumdan çok sıkılır. Bir kişi hariç: İlkay Gündoğan…

Açıkçası oyun zekâsı bu kadar üst düzey bir oyuncunun, yeni bir role uyum sağlaması uzun süremezdi ve öyle de oldu. İlkay’ın değişen rolü, değişen oyun ile harmanlandı ve ortaya bu son dönemdeki müthiş Manchester City çıktı.

Ilkay Gundogan Man City 2020-21Getty Images

Üst seviye bir hoca olmaması için hiçbir sebep yok

Goal ve SPOX’a verdiği röportajda, Iniesta ve Xavi ile oynamak istediğini, onlardan bir şeyler öğrenmeye çalıştığını belirten İlkay, bu iki oyuncu ile oynayamamış olabilir fakat onlardan çok şey öğrendiği apaçık ortada değil mi?

Yine aynı röportajda, teknik direktör olmak istediğini ifade eden İlkay, bu oyun görüşü ile şimdiden gelecek yılların en iyi hocalarından biri olmaya aday.

Pep Guardiola on İlkay GundoganGetty Images

Nürnberg’de oynadığı dönemde FourFourTwo Türkiye’ ye verdiği röportajda,  “Benim gibi gençler sorumluluk almalı. 21 yaş küçük gibi görünse de sorumluluk almaya başlamak için ideal bir yaş” demişti Alman oyuncu.

İlkay, 9 sene önce kendine görev edindiği bir eylemi, bugünlerde Pep Guardiola için gerçekleştiriyor. Yükünü hafiflettiği kişi ise, her seferinde onunla çalışmak istediğini söylediği Pep Guardiola’dan başkası değil.

Ne büyük gurur ama!
Reklam
0