YORUM | Uğur Aktan @uguraktan
Altı sezondan bu yana süren şampiyonluk hasretine bu sezon son vermek için 18'i yaz transfer döneminde, dördü ise ara transferde olmak üzere toplam 22 futbolcu transfer eden Fenerbahçe'de sahaya yanstılan futbol taraftarları bir türlü tatmin etmiyor gibi görünüyor. Son olarak 1-0'lık mağlubiyetle noktalanan Galatasaray derbisi sonrası başkan Ali Koç da sergilenen futbolu eleştirenler kervanına katılırken, takımın ikinci yarıda sergilenen futbolu ilk yarıda sahaya yansıtmamasının getirdiği memnuniyetsizliği ifade etmişti.
Peki puan durumunda Galatasaray ve Beşiktaş ile birlikte aynı puanda olmasına rağmen oyun anlamında her iki takımın da gerisinde olduğu yorumları yapılan sarı-lacivertli takımın bu şekilde algılanmasının ardındaki neden ne? Bu sezon geride bıraktığımız 23 maç sonunda yüzde 53'lük topa sahip olma oranıyla ligde beşinci sırada yer alan Fenerbahçe, geçtiğimiz sezonun ilk 23 haftasında bu istatistikte yüzde 63'le ligin ilk sırasında yer alıyordu.
Birçok maçta sok bekte Nabil Dirar'ı, stoperde ise Jailson'u kullanmak zorunda kalan Ersun Yanal döneminde niteliği bir kenara nicelik anlamında da eksik bir kadroyla ligin topa sahip olma oranı en yüksek takımı olan Fenerbahçe'nin, bu sezon yaptığı çok sayıda takviyeye rağmen topu rakiplerine bırakması birçok taraftar tarafından kabul edilemez bir tercih olarak nitelendiriliyor.
| Takım | Ortalama Başarılı Pas Sayısı |
| Barcelona | 608 |
| Manchester City | 604 |
| PSG | 587 |
| Juventus | 524 |
| Real Madrid | 516 |
| Bayern Münih | 508 |
| Inter | 467 |
| Leipzig | 467 |
| Manchester United | 466 |
| Beşiktaş | 459 |
| Lyon | 440 |
| Lille | 432 |
| Atletico Madrid | 429 |
| Galatasaray | 414 |
| Leicester City | 408 |
| Milan | 379 |
| Fenerbahçe | 357 |
| Wolfsburg | 351 |
Bugün itibarıyla Süper Lig ve Avrupa'nın beş büyük ligini kapsayan altı ligde ilk üçte yer alan 18 takımın maç başına ortalama başarılı pas sayısını incelediğimizde ortalama 357 pas yapan Fenerbahçe'nin, ortalama 351 pas yapan Wolfsburg'un hemen önünde 17'nci sırada olduğunu görüyoruz. Oliver Glasner'in takımının Bundesliga için bir şampiyonluk adayı olmadığını ve hatta sezonu ilk üçte tamamlamasının da oldukça zor olduğunu düşünürsek, vardığımız nokta sarı-lacivertli takımın 2-1'lik üstünlüğüyle sona eren Alanyaspor maçı sonrasındaki basın toplantıları oluyor.
Takımının yüzde 70 topa sahip olma oranıyla oynadığı 90 dakikanın ardından Fenerbahçe'nin oyununu eleştiren ve Avrupa'nın beş büyük liginde Fenerbahçe'nin topa sahip olma oranıyla şampiyonluk kovalayan herhangi bir takımın bulunmadığını ifade eden Atan'a cevap olarak skor tabelasını gösteren Bulut bugün itibarıyla da puan durumunu gösterebilir pekala. Fenerbahçe her ne kadar oyunu sıklıkla tartışılsa da 23 hafta sonunda topladığı 48 puanla ligin zirvesindeki üç takımdan biri konumunda ancak eleştirilere cevap olarak sadece skor tabelasını ya da puan durumunu göstermek yarın skorlar kötü olduğunda söyleyecek bir söz bırakmayabilir.
AASüper Lig'de geçtiğimiz sezonun şampiyonu Başakşehir'in merkez orta saha oyuncusu İrfan Can Kahveci bugün itibarıyla Fenerbahçe forması giyiyor. Ligde geçtiğimiz sezonun ikincisi Trabzonspor'un orta sahadaki organizatörü Jose Sosa da kontratının sona ermesinin Fenerbahçe yolunu tutanlardan olmuştu. Tıpkı ligin geçtiğimiz sezon en iyi çıkış yapan ve son haftaya kadar şampiyonluğu kovalayan takımı olan Sivasspor'un orta sahası Mert Hakan Yandaş ile Bulut'un Alanyaspor'dan gelirken eski takımından yanına aldığı tek oyuncu olan 22 gollü Papiss Cisse gibi. Bugün itibarıyla bu dört oyuncunun üçü Fenerbahçe'ye transfer olmadan önceki form durumlarının oldukça uzağında ve nispeten daha az değerli durumda. Değer kaybetmeyen dördüncü oyuncuysa henüz Fenerbahçe formasıyla maça çıkmadı.
Erol Bulut geçtiğimiz sezon adı Fenerbahçe ile anılan Alanyaspor Teknik Direktörü olarak verdiği röportajda topa sahip olma oranının kadro kalitesiyle alakalı olduğunu ifade etmiş ve daha yüksek bütçelerde daha iyi oyuncularla çalışması halinde topa daha fazla sahip olan takımlar oluşturabileceğini söylemişti. Topa sahip olma oranıyla oyuncu kalitesi ve bütçe arasında doğru bir orantı kuran genç teknik adam bu düşüncesinde belki yanılıyor olabilir. Bulut'un geçtiğimiz sezon görev yaptığı Alanyaspor sezonu yüzde 48.57'lik topa sahip olma oranı ve toplam 10576, 90 dakika başınaysa 311 pasla tamamlamıştı. Bulut'un Fenerbahçe'nin başına geçmesinin ardından Çağdaş Atan'ı göreve getiren Alanya'nın hemen hemen aynı bütçe ve aynı oyuncu kalitesiyle bu sezonun geride bıraktığımız 23 haftasında topa sahip olma oranı konusunda yüzde 61.75 ile ligin zirvesinde yer aldığını görüyoruz. Henüz 23'üncü haftada 10334 pasa ulaşan ve geçen sezonki toplam pas sayısını muhtemelen bu hafta oynayacağı Hatayspor maçında geçecek olan Alanya'nın geçen sezon 311 olan maç başına isabetli pas sayısı bu sezon 449'a çıkmış durumda.
OPTAYukarıdaki grafik Alanyaspor'un İngiliz stoperi Steven Caulker'in 11 ay arayla oynadığı iki Fenerbahçe deplasmanındaki pas grafiği. İlki tahmin edeceğiniz üzere Erol Bulut yönetimindeki Caulker, ikincisi ise Çağdaş Atan yönetimindeki. Oyuncu aynı oyuncu, Alanya aşağı yukarı aynı Alanya. Caulker ligde bu sezon 90 dakika başına ortalama 68 başarılı pasla oynuyor. İngiliz oyuncu için bu sayı geçtiğimiz sezon maç başına 40 pastı. Öte yandan geçtiğimiz sezon Ersun Yanal yönetiminde maç başına 54 isabetli pas yapan Serdar Aziz'in bu sezonki isabetli pas ortalamasıysa 42'ye düşmüş durumda.
Erol Bulut'un stoperlerinin Bulut yönetiminde topla yapabileceklerinin altında kaldığı aşikar görünüyor. Benzer bir durumu kaleciler için de söylemek mümkün. Geçtiğimiz sezon maç başına 21 isabetli pas yapan Altay Bayındır'ın isabetli pas ortalaması bu sezon 14'e düşmüş durumda. Öte yandan geçtiğimiz sezon Erol Bulut yönetiminde, Altay'ın bu sezonki sayısına yakın bir sayı olan 15 başarılı pas ortalamasıyla oynayan Marafona'nın bu sezon Çağdaş Atan yönetimindeki başarılı pas sayısının 25'e yükseldiğini görüyoruz.
Bütün bu verilerin ışığında Erol Bulut'un topa sahip olmayı öncelikleri arasına koymadığını söylemek mümkün. Aslında bu çıkarım için bu istatistiklere de gerek yok zira genç çalıştırıcı geçtiğimiz sezon Alanyaspor'u çalıştırdığı dönemde yaptığı açıklamada daha direkt bir oyun anlayışını benimsediğini söylemiş ve yüksek pas sayısının Barcelona değilseniz fazla bir şey ifade etmediğini belirtmişti. Hedefini topu kaptıktan onra hızla rakip kaleye giderek rakip alanda oynamak olduğunu belirten Bulut'un takımlarının bunu ne ölçüde yapabildiği ya da bunun nihai hedef olarak gösterilen gol için en kestirme yol olup olmadığı ayrı bir tartışma konusu ama bu noktada iki takımın iki farkı dönemini karşılaştırmaya devam etmekte fayda var.
| İstatistik | Fenerbahçe (Erol Bulut) | Fenerbahçe (Ersun Yanal) | Alanyaspor (Erol Bulut) | Alanyaspor (Çağdaş Atan) |
| Topa Sahip Olma | 53 | 63 | 48.5 | 62 |
| Başarılı Pas | 357 | 450 | 311 | 449 |
| 3. Bölgede Top Kazanma | 4.43 | 4.58 | 4.9 | 5.26 |
| 3. Bölgede Pas | 92 | 116 | 82 | 104 |
| Toplam Şut | 14.6 | 17.5 | 15.5 | 16.7 |
| Ceza Sahasında Topla Buluşma | 24 | 28.6 | 24.3 | 25.6 |
| Rakiplerin Şutları | 10.78 | 9.3 | 10.58 | 8.7 |
Gole gitmek için en iyi seçeneğin kapılan toplarla hızla kaleye gitmek olduğunu savunan ve topa sahjip olmakla fazla ilgilenmeyen Bulut'un hücum istatistiklerinin hem halefinden hem de selefinden geride olması dikkat çekiyor. Bulut'tan önceki Fenerbahçe'nin ve Bulut'tan sonraki Alanyaspor'un şut, üçüncü bölgede kazanılan top, üçüncü bölgede yapılan pas ve rakip ceza sahasında topla buluşma sayılarının Bulut dönemine göre daha yüksek olması en kestirme yolun Bulut'un işaret ettiği direkt oyun olmayabileceği düşüncesini akla getiriyor. İstatistiklerdeki dikkat çeken bir diğer detaysa geçiş oyunlarına dayanan direkt oyunu benimsediğini ifade eden Bulut'un takımlarının kalesinde gördüğü şut sayılarının fazlalığı gibi görünüyor.
Geçtiğimiz yıl Socrates'e verdiği röportajda hücumda üretmenin kolay olmadığını ifade eden Bulut, "Çok hücumcu olan bir takım bazen biraz daha geniş alana yayılabiliyor. Çünkü üretmeniz gerekiyor. Üretmek zor; kolay bir şey değil. Defans anlamında çalışabileceğin hareketler, koşular, yönlendirmeler çok daha kolay. Hücum zor. Çünkü hücumda işin içine üretkenlik giriyor" ifadelerini kullanarak topa sahip olunan bölümlerde üretmenin zorluğuna dikkat çekmişti.
Bu noktada akıllara gelen bir diğer röportaysa So Foot'ta yayınlanan Xavi Hernandez röportajı oluyor. Teknik adamları topa sahip olmak isteyenler ve istemeyenler olarak ikiye ayıran Xavi, "Eğer antrenör olursam, ki arzum budur, takımımın topa sahip olmasını isterim. Ben sahada ne zaman sakinim? Top takımımdayken. Antrenörken de böyle olacak. Crujff ne demişti? ‘Sadece bir top var.’ Haklı; eğer top bendeyse defans yapmama ihtiyaç bile kalmaz, topun peşinde koşmak zorunda kalan diğerleri olur. Eğer topu kaparlarsa süratle geri kazanmak zorundayım. Ben topa sahip olmada %99’luk oranı yakalamak isterim, hatta mümkünse %100. Oyuncuları kamçılayan ve teşvik eden, toptur. Futbolda, ya da herhangi bir olayda, iki tarz antrenör vardır: onunla ne yapacağını bilmediğinden topa sahip olmaktan korkanlar ve onsuz ne yapacağını bilmediği için topa sahip olamamaktan korkanlar. İkisi de zeka gerektiren farklı düşünme şekilleri. Fakat lütfen, bana topu verin" ifadelerini kullanmıştı.
Bulut'un Fenerbahçe'deki geleceği elbette ki takımın alacağı skorlarla doğrudan alakalı. Derbinin ilk yarısında topu yüzde 58'e yüzde 42 oranlarla Galatasaray'a bırakan, Sumudica döneminde ligin topa sahip olma oranı en düşük takımı olan Gaziantep karşısında skorun berabere olduğu 25 dakikalık sekansta rakibinin topa yüzde 54 oranında sahip olmasına izin veren Fenerbahçe gelecek haftalarda bu anlayışını değiştirecek mi bunu hep beraber göreceğiz. Erol Bulut skorlar Fenerbahçe olumlu olduğu sürece tabelayı göstermeye devam edebilir ancak işler terse döndüğünde daha fazlasını ortaya koyması gerekiyor zira mevcut oyun tarzı eldeki oyuncuları yüceltmekten ve taraftarları memnun etmekten uzak görünüyor.


