Türkiye Kadın Milli Futbol Takımı 2019AA

ARAŞTIRMA DOSYASI 1. BÖLÜM | Türkiye'de kadın futbolu: Bir var olma mücadelesi


ARAŞTIRMA DOSYASI | Alp Çolak & İlkay Barboros & Merve Yenidünya

BİRİNCİ BÖLÜM

2019 FIFA Kadınlar Dünya Kupası, 7 Haziran - 7 Temmuz tarihleri arasında Fransa'da düzenleniyor. Tarihte sekizinci defa düzenlenecek organizasyonda, bundan öncekilerdeki gibi, Türkiye yer almıyor. Fakat bunda Türkiye Kadın Futbol Milli Takımı'nda yer alan futbolcuların pek bir kabahati yok. 

Kadınların futbolda var olma mücadeleleri, Türkiye'deki sosyal ve kültürel diğer tüm alanlarda var olma mücadelelerine çok paralel. Türkiye'nin kadınlar futbolunun en büyük organizasyonunda milli düzeyde temsil edilmesini düşlemeden hemen önce, bu sporda kendilerini var etmeye çabalayan sporcuların görünür kılınmaları gerekiyor. 

Kadınlar, diğer pek çok alandaki gibi, futbolda da var olabilmek adına büyük bir uğraş sarf ediyorlar. Peki, medya da dahil olmak üzere, diğer aktörler üzerlerine düşenleri yerine getiriyorlar mı?

Bu soruya mutlak bir yanıt bulmak zor fakat soruyu sormak, yanıtı bulmaktan daha mühim.

1970'li yıllara kadar Avrupa'nın birçok önemli ülkesinde dahi kadınların futbol oynamaları yasaktı. Tenis ve voleybol gibi diğer sporlar, toplumsal ezberler dahilinde daha 'kadına uygun' sporlar olarak görüldükleri için bu konuda futbolla aynı kaderi paylaşmadılar fakat kadınların genel olarak tüm sporlarda bu önyargılarla baş etmek zorunda kaldıkları bir gerçek.

Hikâye malum. France Football bu sezon ilk kez kadınlar kategorisinde dünyanın en iyisini seçti ve Ballon d'Or'u kadınlar da almaya başladı. İlk galip Lyon'un muhteşem oyuncusu Ada Hegerberg'di. 23 yaşındaki futbolcu sahneye çıktı, ödülünü aldı ama Fransız DJ Martin Solveig'in bu başarılı sporcuya yönelteceği soru, twerk yapıp yapamadığı oldu. 

Norveç Futbol Federasyonu ile yaşadığı problemler nedeniyle Dünya Kupası'nda boy göstermeyecek olan Hegerberg'in karşı kaldığı bu cinsiyetçi yaklaşım, dünyanın önemli bir kısmında tepki buldu. Ada Heberger, kadınlar futbolunun en yetenekli ismi bile olsa, toplumlara kök salmış seksist reaksiyonlardan kurtulamamıştı.

Ada Hegerberg na cerimônia em que recebeu a primeira Bola de Ouro feminina

İstanbul Bilgi Üniversitesi Spor Yöneticiliği bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapan Dr. İlknur Hacısoftaoğlu Közleme, bu durumu şöyle izah ediyor:

"Spor çok cinsiyetlenmiş bir alan. İkili cinsiyet üzerine inşa edilmiş bir alan. Kadınların ve erkeklerin birbirlerinden ayrı olarak yarıştığı ve kurumsallaştığı bir alan. Dolayısıyla bu ikili cinsiyet ilişkisinin çok meşru görüldüğü bir alan. Biyolojik farklılığın toplumsal tezahürlerinin çok meşru olduğu bir alan. Böyle bir alana kadınların girmesi çok zor zaten."

Erkek sporu değil, herkesin sporu

Bunu en iyi, Beşiktaş Kadın Futbol takımının 18 yaşındaki futbolcusu İrem Eren anlar. Dizinden geçirdiği sakatlık nedeniyle sezonun bir bölümünde sahalardan uzak kalan İrem, sezonu Kadınlar 1. Ligi şampiyonluğuyla tamamlayan siyah beyazlı ekipte sağ ve sol açık mevkilerinde oynuyor. 

"Futbolun benden aldığı hiçbir şey olmadığı gibi bana katkıları çok oldu." diyor İrem, bu sporun kadınlara 'yakışmadığı' yönündeki temelsiz savları bertaraf ederek ve futbola nasıl başladığını anlatıyor:

"Çocukken abimle birlikte başladık. Erkeklerle futbol oynamaya devam ettim. Şapka takarak erkeklerle futbol oynamaya başladım çünkü kız olduğumu anlarlarsa beni oynatmayacaklardı."

İrem Eren'in parmak bastığı nokta çok önemli. Türkiye'de aileler kız çocuklarının futbol oynamasına çok da sıcak yaklaşmıyorlar. Beşiktaş Kadın Futbol Takımı'nın teknik direktörlüğünü yapan Mutlucan Zavotçu, bu hususta karşılaştıkları zorlukları "Zihinlerde çok büyük bir önyargı var. Futbolu sadece erkekler oynar, futbol oynayan kızlar erkeksi bir görünüme kavuşur gibi maalesef yanlış düşünceler vardı. 'Kızımın sakalları çıkar mı, bacakları yamulur mu, her tarafı kas olur mu, erkek gibi olur mu' gibi trajikomik durumlarla karşılaşıyorduk." sözleriyle anlatıyor. 

"Kızlar futbol oynayınca fiziksel deformasyona uğramıyor. Pamukkale, Marmara, Ege gibi üniversiteler ile ortak araştırmalara katılıyoruz. FIFA resmi sitesinde yayınlanan araştırmada, futbol oynayan kızların liderlik özelliklerinin gelişim gösterdiği, sosyalleştikleri, toplum içinde kendilerini daha rahat ifade edebildikleri açıklandı." diyen Zavotçu, ailelerden kız çocuklarını futbola yönlendirirken endişe duymamalarını istiyor. 

İlk lig 1994'te kuruldu

Futbola heves eden ve bir şekilde toplumun, arkadaşlarının, ailesinin önyargılarını yıkarak kendisine futbol sahasında yer alma şansı yaratan Türk kadınlarının önlerindeki fırsatlar çok değil. Türkiye'de 1954 yılında Mithatpaşa Stadı’nda İzmir Kadınlar Futbol Takımı ile İstanbul Kadınlar Futbol Takımı arasında oynanan maçla macerasına başlayan kadınlar futbolunun düzenli bir organizasyon haline gelmesi 1994 yılını buldu. Bu yıldan itibaren oynanmaya başlayan kadınlar ligi, kulüplerin birer birer kapanmasının da etkisiyle, 2002-03 sezonu sonunda duraklatıldı.

2006-07 sezonundan itibaren TFF bünyesinde yeniden oynanmaya başlayan kadın futbolu, üç ayrı lig olarak oynatılan bir düzene sahip. Henüz kurulan, altyapısıyla birlikte oluşturulan bir kadın futbol takımı yolculuğuna üçüncü ligde başlıyor ve birinci lige kadar yükselmeye çalışıyor. 

Türkiye Kadınlar Futbolu 2006-07AA

İstanbul'un 3 büyük kulübü arasında aktif olarak kadın futbol şubesine sahip tek kulüp Beşiktaş. Siyah beyazlı ekip 2014-15 sezonunda üçüncü ligde oynadı ve iki sezon içinde iki seviye atlayarak birinci lige kadar yükseldi. Fakat burada şampiyon olmaları 2018-19 sezonunu buldu. Kadınlar futbolunda geleneksel olarak iddialı olan iki kulüp var: Konak Belediyespor ve Ataşehir Belediyespor.

2010-11 ve 2017-18 sezonları arasında Ataşehir Belediyespor üç defa, Konak Belediyespor ise beş defa (üst üste) şampiyon oldu. 2009 yılından bu yana şampiyon olanın UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katıldığı düzende, Konak Belediyespor 2012-13 Devler Ligi sezonunda son 16 turuna kadar yükselmeyi başardı - Türkiye'deki imkânsızlıklar düşünüldüğünde müthiş bir başarı. 

Kadın Futbol Kulüpleri Derneği Başkanı Erdem Göktürk, "Ataşehir Belediye uzun bir süre ligi domine etti. Konak Belediye de eklenince, bu iki takım, İskoçya’daki Rangers – Celtic rekabeti gibi sırayla şampiyon oldular. Konak, Şampiyonlar Ligi’nde son 16’ya da kaldı. Beşiktaş alttan geldi. Üçüncü lige girdiler şampiyon oldular, ikinci lige geldiler şampiyon oldular art arda. Sonrasında birinci lige geldiler." diyor ve Türk sporundaki lokomotif kulüplerin kadın futboluna yatırım yapmaları gerektiğini şu sözlerle vurguluyor:

"Bu işin bir yere çıkmasının yolu, büyük kulüplerin bu işe girmeleri. Yoksa bu bir sosyal faaliyet olarak kalır. Büyük kulüpler girmeden bir ivme yakalanamaz."

Kulüpler birbirlerine destek oluyorlar

Peki kulüpler, geleneksel büyüklerin kadın futbolunda yer almaları için birbirleriyle iletişim halindeler mi?

Beşiktaş Kadın Futbol Takımı İdari Menajeri Nergis Soyer Çevik, bu konuda girişimler yaptıklarını söylüyor: "İki kulüpten biriyle ben resmi olarak yazıştım. Bütçe idaresi, takım kurulumu gibi konularda konuştuk. Nasıl başlanır, nasıl ilerletilir gibi konularda da destek vermeye hazırdık. Yazışmalar yaptık, konuştuk, bütçe rakamlarına kadar birçok konunun üzerinden geçtik. Daha sonra olmadı.  Bütçelerine uymamış olabilir, açmama kararı almış olabilirler ama her konuda destek olmaya hazırız. Çünkü hepimiz kadın futboluna emek veriyoruz ve kadın futbolunun gelişimi için çalışıyoruz. Kadın futbolu adına faydalı olabilecek her konuda, yardımcı olmak istiyoruz."

Beşiktaş Kadın Futbol Takımı 2018-19

Takımın başantrenörü Mutlucan Zavotçu da benzer bir görüşe sahip: "Diğer kulüplerle fikir alışverişi yapıyoruz. Biz sporcu desteği verebiliriz, bütçe konusunda ciddi tecrübelere sahibiz. Buradan söyleyebilirim; Fenerbahçe, Galatasaray, Trabzonspor, Bursaspor, Başakşehir… Kim kadın futboluna yatırım yapmak istiyorsa elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız."

Kulüpler belki birbirlerine rakipler ama en büyük gayeleri kadın futbolunun gelişimini sağlamak. Bu konuda erkek liglerinden ayrıldıklarını söylemek gerek. Ligin güçlü takımlarından Ataşehir Belediyespor'u çalıştıran Taner Öner de bu konuda çaba sarf edilmesini isteyen isimlerden biri fakat aynı zamanda biraz sitemkâr:

"Diğer takımlarla rekabet söz konusu. Ama hep birlikte kadın futbolunun gelişimi için bir çalıştay yaptık ve TFF'ye fikirlerimizi sunduk. Ligin yayınlanması da, bahis konusu da dahil olmak üzere tüm projelerimizi anlattık, her şeyi konuştuk ama sadece konuştuk. Birbirleriyle liderlik mücadelesinde olan kulüpler aynı masaya oturup konuştu, bu konuşma 1 yıl önceydi ama federasyon statü oluştururken bizi çağırmadı. Statüde büyük hatalar yaptılar."

>> İKİNCİ BÖLÜM İÇİN TIKLAYIN!

>> ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İÇİN TIKLAYIN!

Reklam