RÖPORTAJ | Samet Çayır @sametcayir
Simon Kuper, "Futbol asla sadece futbol değildir" kitabını yazalı 24 yıl oldu.
Kitabın tarihi eskimiş olabilir, fakat bu fikrin doğruluğuna dair her gün yeni bir şeylere şahit olmak mümkün.
Liverpool'un, 2005 yılında mucizevi bir şekilde Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazandığı Atatürk Olimpiyat Stadı'nın yaklaşık 34 kilometre uzağında, Taksim'de bir bardayız.
Liverpool, birkaç saat sonra Real Madrid ile 2021-22 sezonunun Şampiyonlar Ligi finaline çıkacak.
GOAL Türkiye olarak, Liverpool Türkiye ekibine göz atmaya ve bu oluşumun detaylarına inmeye geldik.
Oldukça kalabalıklar ve çeşitli organizasyonlar ile yıllardır Anfield Road ruhunu Türkiye'de yaşatıyorlar.
Ekibin kurucularından Ulfan İsmihan, Tahir Karabaş Mutlu Özkoca ve Mehmet Can Pulat ile konuştuk.
Ulfan, oluşumun tohumunu atan kişi.
Bu süreci ise şöyle anlatıyor:
"Bazı yabancı takımların Facebook sayfaları vardı. 2009 yılında, sadece bir Facebook sayfası açarak başladık.
"Kısa sürede büyüdük. Sonrasında Mehmet Can (Pulat) adminlik görevini üstlendi. Daha sonra Mutlu ağabey, Tahir ağabey, Furkan geldi. 2013 yılında ilk kez maç izleme etkinliği düzenledik.
"Dünyanın dört bir yanında Liverpool taraftarları tarafından bu şekilde oluşumlar kuruluyor, birlikte maçlar seyrediliyor. 'Neden Türkiye'de de olmasın?' diye düşündük."
Ekip, toplu organizasyonların başlamasından iki sene sonra işi resmiyete dökmüş.
"2015'te Liverpool FC resmî taraftar kulübü olduk. Belirli sayıda Liverpool üyeliği aldık. Şu anda da sayımız inanılmaz şekilde büyümekte.
"Şu anda resmî taraftar kulübü adı altında 50 üyemiz var. Toplam üyemiz ise 130 civarında.
"Sosyal medyada bayağı büyüyen bir kitlemiz var. Twitter'da 55 bin takipçimiz mevcut. Instagram'da ise bu sayı 10 bin civarında.
"2019'daki etkinliklerde 500-600 kişi katılmıştı. Bugün de yine öyle olacak gibi görünüyor."
Çatı katına pankartları yerleştiren ekip, bir yandan röportaj verirken diğer yandan da organizasyonun aksamaması için büyük bir çaba gösteriyor.
GOALUlfan birasından bir yudum daha alırken Tahir, organizasyonların sadece 'eğlence' içermediğini vurguluyor.
"Sosyal yardımlaşma çalışmaları da yapıyoruz. Hayvan barınaklarına yardımda bulunuyoruz. Yurt dışından tedavi olmak için gelen insanlar oluyor onlara yardım ediyoruz."
Oluşumun sosyal medyada takipçisi bir hayli fazla. Resmî sayıları ise ekibin bir başka kıdemli üyesi Mutlu veriyor.
"Liverpool'un farklı ülkelerde yaklaşık 260 civarında resmî taraftar kulübü var. Hatta bazı ülkelerde birden fazla var. Çok iyi ilişkilerimizin olduğu ülkeler var. Mesela Kosova ve Azerbaycan.
"Azerbaycan'ın resmî üyeliği için onlara biz destek olduk. Aynı zamanda üye desteği de sağladık. Çünkü resmî taraftar kulübü olmak için belirli bir üye sayısını geçmiş olmanız gerekiyor.
"Kosovalılarla da aramızda çok iyi ilişkimiz mevcut.
"Ben iki sene önce iş için Sırbistan'a gitmek zorunda kaldım ve üç ay orada bulundum. Bir ülkeye gideceğimiz zaman o ülkede Liverpool'un resmî taraftar kulübü var mı diye bakıyoruz. Onlarla iletişime geçiyoruz. Bizi karşılıyorlar, onlarla vakit geçiriyoruz.
"Aynı şekilde biz de herkese buraya geldiklerinde yardımcı oluyoruz.
"Liverpool taraftarlarından daha büyük bir oluşum olduğuna inanmıyorum. Burada hiç kimse renk, dil, din, ırk farklılıklarıyla ilgilenmiyor.
"Ben hep şu hikâye ile övünürüm. Bir Filistinli ile bir İsrailliyi, bir Türk ile Ermeni'yi bir tekneye koyup başka hiçi şekilde İstanbul boğzından geçiremezsiniz. Biz bunu başardık.
"Bu muazzam bir şey. Üstelik sadece burada değil, dünyanın her yerinde böyle.
GOAL"Türk olduğum için Sırbistan'da bazı problemler yaşadım. Oradaki Sırp ve Liverpoollu arkadaşlarımız yardımcı oldular. Çünkü bizi kendi aileleri gibi görüyorlar.
"Sloganımızda söylenildiği gibi. Dünyanın neresinde olursak olalım asla yalnız yürümeyiz."
Liverpool'u farklı kılan bir şeylerin olduğu çok açık. Aksi takdirde Taksim'e bu akşam 600 kişi gelmezdi. Mutlu, tam bu noktada kulüple taraftarın ilişkisine değiniyor.
"Liverpool, her şeyden önce taraftarlarına çok büyük önem veren bir kulüp. Bu bir kulüp geleneği. Daha önce de söylediğim gibi 260 tane resmî taraftar kulübü var. Başka hiçbir kulüp böyle bir zenginliğe sahip değil.
"Bizi Anfield'a davet edip, bütün taraftarları bir akşam yemeğinde buluşturabilen bir kulüp. Sadece sözde değil eylem olarak da birçok şeyi yerine getiren bir kulüp.
"Kulübü farklı kılan şey, taraftarından geçiyor. Bu taraftar kültürü ise şu; ne olursa olsun asla yalnız yürütmemek, en kötü günlerde bile aidiyet duygusunu hissetmek, günün sonunda atkıları açıp 'You will never walk alone' diye haykırmak."
Mutlu haklı.
Zira Real Madrid maçı bittiğinde dev ekranın yanı başında gözyaşlarına boğulan Mehmet Can, Tahir ve diğer arkadaşlarının "Toparlan" dercesine el uzatmasıyla birlikte ayağa kalktı ve 10 saniye sonra alandaki Liverpool taraftarları ile birlikte "You will never walk alone" diye haykırmaya başladı.
GOALMaçın son anlarında Le Parc des Princes'teki Liverpool taraftarları da yaklaşık beş dakika önce aynı şeyi yapmıştı.
Bahsettikleri bağ tam olarak bu olsa gerek.
Ulfan, sanki birkaç saat sonra olacaklar içine doğmuş gibi şu sözlerle devam ediyor:
"Bu kulüp sadece şampiyonluklar, kupalar veya yıldız oyuncular için sevilmiyor. Çok kuvvetli bir bağ var. Eğer Liverpool olmasaydı, 'Futbol asla sadece futbol değildir' sözünün anlamı olmazdı.
"Bu kulübün tarihinde trajediler, sevinçler, hüzünler, başarılar, efsane oyuncular var. Eşitlik, hak, adalet arayışında olan topluluk var. Liverpool her zaman her şeyiyle fark yaratıyor."
Bu esnada misafirler yavaş yavaş Dorock XL Venue'ya gelmeye başlıyor ve Mutlu, kulübe bağlılığın başarıyla alakalı olmadığını vurguluyor.
GOAL"Liverpool'u destekleyen birisi, sorumluluk duygusunu hissettiği zaman bunun bağımlısı olabiliyor. Ben 12 yaşındayken Liverpool taraftarı oldum. Başarılı dönemin son zamanlarıydı. Daha sona uzun bir sönük dönem geçirdik. Bu dönemde aksine daha çok bağlandık.
"Bu, bizim için çok büyük bir tutku ve sorumluluk."
Araya giren Tahir, Liverpool'un Şampiyonlar Ligi'nde 2005 yılında AC Milan'a karşı kazandığı efsanevi finalde stadyumda olduğunu hatırlatarak o maçın kendisi için dönüm noktası olduğunu hatırlatıyor ve "Yıllardır aile gibi olduk. Birbirimize her zaman her konuda yardım ediyoruz" diyor.
Türkiye'deki Liverpool hayranlığını garipseyen bir kesim de var. Bunun 'abartılı' romantizm olduğunu savunuyorlar.
Kafasını iki yana sallayan Mutlu ise bunu reddediyor:
"Onların bizi anlayabileceğini düşünmüyorum. Anlamaları için bu oluşuma dahil olmaları gerek. Zaten girerlerse muhtemelen bir daha çıkmak istemezler.
"Futbol evrensel bir oyun. Liverpool gerçekten uluslararası bir futbol kulübü. Liverpool'daki taraftar ile Endonezya'da veya Türkiye'deki taraftarlar aynı diyebilirim.
"Biz de Türkiye'den zaman zaman Anfield Road'a gidip maç izleyebiliyoruz. Keza başka ülkedeki insanlar da o şekilde.
"Futbolun içinde duygu olmazsa olmazdır. Duygu yoksa hiçbir şeysinizdir ve bu oyunu sadece kupalar için seviyorsunuzdur.
GOAL"Bizi farklı kılan şey de budur. Dolayısı ile bu fikirdeki insanlara çok fazla saygı duyamıyorum."
Biraz ara veriyoruz. Bu arada ekibin diğer üyeleri misafirlerin giriş işlemlerini hallediyor.
İstanbul'da kavurucu bir sıcak var ama bu kimin umrunda! Akıllar Paris'te..
Tabii uzun süredir birçok farklı duyguyu yaşayan bu oluşumla alakalı konuşurken, ilginç hikâyeleri sormadan olmaz.
Mutlu, bu soruya Endonezyalı Liverpool taraftarının hikâyesi ile yanıt veriyor.
"2015'teki Beşiktaş maçında biletleri İngiltere'den temin etmiştik. Endonezya'dan Ahmad Hanafi isimli bir arkadaş bizi aradı ve gelmek istediğini söyledi.
GOAL"Buraya kadar gelebildiği takdirde onu bir şekilde maça sokabileceğimizi kendisine ilettik.
"7-8 tane kuzusunu sattı. Yaklaşık yedi saat motosiklet kullandı. Üç aktarmalı 11 saat uçuşla İstabul'a geldi. Bizi görünce ağladı.
"Burada kar yağıyordu. Parmak arası terlik ve şortla geldi. Ona ayakkabı aldık, Sultanahmet'te bir otele yerleştirdik.
"Yani insanlar bize güvenip dünyanın bir ucundan gelebiliyor.
"Yine aynı maç için Kosova'dan bir telefon geldi. Oradaki resmî Liverpool taraftar kulübünden bir üyenin eşinin maça gelmek istediğini söylediler. Hatta bu kişi Cevad Prekazi'nin kuzenlerinden biriymiş.
"Geldiler, 30 bilet ayarladık. Kalacak yerlerini hazırladık.
"Maçı Beşiktaş'a kaybettik. Tabii ki üzüldük. Fakat maçtan sonra biralarımızı içtik, yine eğlendik.
"Liverpool Türkiye olarak biz de yurt dışına gittiğimizde bu şekilde karşılanıyoruz. İşte biz buyuz!"
Liverpool kulübü, dünyanın dört bir yanındaki taraftarları ile bağını asla koparmıyor.
Bunu, Mutlu'nun şu sözlerinden anlıyoruz:
"Resmî taraftar grubu olduğumuz için kulüple irtibatımız var. Telefon açtığımızda geri dönüş alabiliyoruz.
"Maça gitmek istediğimizde resmî taraftar kulübü olduğumuz için kulüp bunu sağlıyor. Mesela Ulfan, ligin son maçına (Woles) giden şanslı kişilerden."
Tahir'in yaklaşık beş dakika önce vurguladığı sosyal dayanışma konusuna Mutlu da bir ekleme yapıyor.
"Beşiktaş maçından bir sene sonra yine Kosova ekibinen biri bizi aradı. Kızının kanser tedavisi için Türkiye'ye gelmesi gerekiyormuş. Arkadaşlarla aramızda bir dayanışma gerçekleştirdik.
"Her şeyi ayarladık. Oyuncakları aldık, hastaneye gittik. Kızın annesi bizi gördüğünde bize sarıldı ve duygulanıp ağladı. 'Buradayız, güvendesiniz ve rahat olun' dedik.
"Onlara verdiğimiz bu güven bize yetti. İnsanlara anlatmak istediğimiz duygu bu."
Wolves maçına giden Ulfan, aynı zamanda kız arkadaşına daha önce Anfield Road'da evlenme teklifi etmişti.

"Anfield'a ilk ayak bastığımda rüya gibi geldi. Gerçekten orada olduğumun farkına bir hafta sonra vardım.
"Liverpool'a gittiğimde stadın önünde birilerinin size "Hey, Ulfan!" diye seslendiğinde bazı şeyleri daha iyi anlıyorsunuz. Bunlar para ile satın alınamayacak duygular.
"Bir de şu var; Avrupa'daki takım taraftarları genelde, futbolun çok gelişmediği Asya'da ve Afrika ülkelerinde bulunur.
"Ama Türkiye taraftar bazında bir futbol ülkesi. Bu yüzden milyonlarca Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarının bulunduğu bir ülkede Liverpool taraftarı olmak daha değerli."
Real Madrid, maçı Vinicius Junior'ın golüyle 1-0 kazanıp kupaya uzandı. Taksim'de maç sonunda ağlayan Liverpool taraftarları vardı.
Fakat eğer bu duyguyu bir kez tattıysanız, günün sonunda gururlu bir şekilde atkıları açıp, "You will never walk alone" diye haykırmak kaçınılmaz olacaktır.
Onlar da zaten öyle yaptılar.
Görünüşe bakılırsa Liverpool sevgisi, Türkiye'de inanılmaz bir şekilde büyümeye devam edecek gibi duruyor.
Daha fazlası için




