Fenerbahçe'ye adanmış hayatlar derler ya hani, 78 yaşındaki Şerafettin Doğan'ın hikayesi tam da böyle işte. Kazanılan şampiyonluklar, yaşanan başarılarda ön planda olanlar her zaman futbolcular, teknik adamlar ve çoğu zaman da başkan ve yöneticiler olurken buz dağının görünmeyen kısımları da var elbet.
Şerafettin Doğan gibi kulüp personelleri de Fenerbahçe tarihindeki unutulmaz zaferlerde buz dağının görünmeyen kısımlarından. 1968'de girdiği Fenerbahçe çatısında 2004'e dek malzemecilik yapan Fenerbahçe emektarı Doğan sayısız başkan, yönetici, teknik direktör ve futbolcu eskitmiş.
Şimdilerde anılarını kaleme aldığı bir kitap projesi üzerinde çalışan Şerafettin Doğan'ı, Fenerbahçe tarihine ışık tutma amacıyla yola çıkan Fenerbahçe Tarihi sitesi aracılığıyla emeklilik günlerinin tadını çıkardığı Maltepe'deki evinde bulduk ve nostalji rüzgarları eşliğinde çok keyif aldığımız bir röportaj gerçekleştirdik.
Fötr şapkalı adam hayatını değiştirdi
"1943'te Tokat'ta doğdum. Tokat'ta hayvancılık ve çiftçilik yapardık ama taşı toprağı altın diyerek ilk gençlik yıllarımda İstanbul'un yolunu tuttum. İstanbul'da ilk zamanlarım kolay olmadı. İnşaatlarda çalıştım, ne iş olsa yaptım. Kadıköy meydanda bulunan Osmanağa Migros'un yanında diğer arkadaşlarla birlikte iş beklerdik."
"1968'de bir gün fötr şapkalı bir beyefendi geldi ve aramızdan benim de dahil olduğum 10 kişiyi seçti. Yapacağımız iş o dönem bataklık olan ve kulübün kullanımına hazırlanan Dereağzı Tesisleri'ne toprak taşımaktı. Fenerbahçe'nin bir antrenman sahasına kavuşması için gece gündüz çalıştık. Sonrasında Türkiye Futbol Federasyonu bu tesise bir tribün yaptı."
"Antrenmanlar başladığında saha toprak olduğu için her antrenmandan önce tek tek taşları toplardık. Çok hevesliydim ve zamanla işe başladığımız diğer dokuz arkadaşımla yolları ayırsalar da benimle çalışmaya devam ettiler."

Tesisin her şeyi
"Gündüzleri sahadaki taşları toplayıp tesisin temizliğini üstleniyor, antrenmanlarda topları topluyordum. Geceleri de gece bekçiliği yapıyordum. Tokat'ta evlenmiştim ve ailem oradaydı. Onları geçindirebilmek için çok çalışmam gerektiğini biliyordum ama hala kadrolu bir çalışan değildim. 5-10 lira yevmiyeyle çalışıyordum."
"1970'e dek iki sene bu şekilde çalıştıktan sonra kadroya alındım ve düzenli bir maaşım oldu. İlk zamanlar tesislerde yatıp kalkıyordum ama 250 lira maaşla kadroya alınınca Caferağa'da 25-30 liraya bir ev tutup ailemi de Tokat'tan yanıma getirdim. Her şey yolunda gidiyordu."
"Kulübün malzemecisi Kazım babaydı ama ben de takımla birlikte deplasmanlara gitmeye, her işi öğrenmeye başlamıştım artık. Kazım baba emekli olunca da bu görev bana verildi. O dönem takımlar şimdiki gibi sahada değil koridorlarda ısınırdı. Her şey gözümüzün önünde oluyordu."
AAJoachim Löw ile şarap keyfi
Christoph Daum dönemine dek çok sayıda teknik adamla çalışan Şerafettin Doğan bir isim dışında tüm teknik adamların kulüp personeline oldukça sıcak davrandığını belirtiyor.
"2004'te Daum geldiğinde emekli olmuştum. Daum'a kadar çok hocayla çalıştım. Joachim Löw malzemecilerle beraber kamplarda şarap içerdi, çok iyi bir insandı"
"Werner Lorant da babacan bir adamdı. Bütün bu hocaların arasında sadece biri bize karşı her zaman mesafeliydi. Zdenek Zeman'ın bize karşı hep mesafeli olduğunu hissetmiştim. Soğuk bir adamdı. Zaten çok fazla kalmadı ama sanki bize ve kulüpteki çevresine pek güvenmiyor gibiydi."
"Didi her gün çocuklarımı sorardı"
"Brezilyalı hocamız Didi hem çok iyi bir hoca hem de muhteşem bir insandı. Her gün odasına giderken yanıma uğrar, 'Beybiler ve madam nasıl?' diyerek çocuklarımı ve eşimi sorardı.
"Didi odasına gittiğinde ben de kahvesini hazırlayıp götürürdüm ve her yeni güne bu şekilde başlardık. Bir gün Boluspor ile 1-1 berabere kaldığımız bir maçın ertesi günü kahveyi götürmeyi geciktirince Didi bir anda odama gelerek, 'Galibiyet olmayıncak kahve yok mu?' diyerek şaka yapmıştı."
Hiddink'in basketbol sahasına kaçısı
"Guus Hiddink Fenerbahçe'ye Avrupa şampiyonu bir hoca olarak gelmişti. İyi bir insandı ve bize her zaman iyi davrandı ama onun dönemi maalesef pek iyi başlamamıştı.
"Kadıköy'de Aydınspor'a 6-1 yenilince taraftarlar tesisleri basmıştı. Rambo Hasan ve Pepe Metin'in başlattığı olaylar büyüyünce bütün futbolcular tesisten uzaklaşmıştı. Hiddink de ne yapacağını bilemeyince tesisteki basketbol sahasına saklanmıştı. Bizim için kötü bir gündü."
"Galatasaray dalga geçiyordu ama..."
"3-0'dan 4-3'e gelen Galatasaray maçını unutmam mümkün değil. Skor 3-0'a gelince Galatasaraylı futbolcular kendi aralarında top çevirerek eğlenmeye ve dalga geçmeye başlamışlardı.
"O dönem hocamız Todor Veselinovic'ti. Herkes hocanın devre arası ne yaptığını ne söylediğini merak ediyor şimdi. Hoca sadece bu skorun sorumlularının oyuncular olduğunu ve bu durumu da yine onların düzelteceğini söylemişti. 'Size taktik falan vermeyeceğim çıkın bu maçı kendi kendinize yönetin ve kendinizi kurtarın' dedi. Futbolcular da kurtarmayı başardı."
AA"Fenerbahçe futbolcusu gibi oynayın!"
"Fenerbahçe yıllar sonra bir kez daha devreye 3-0 geride girip 4-3 kazanadığında yine oradaydım. Gaziantepspor çok iyi takım ve çok iyi bir kadroydu. İlk yarı 3-0 bittiğinde hepimiz büyük bir şaşkınlık ve üzüntü yaşamıştık çünkü uzun zamandır kazanamadığımız şampiyonluk için çok kritik bir maçtı.
"Devre arasında başkan Aziz Yıldırım soyunma odasına inmişti. 'Siz Fenerbahçe oyuncususunuz ve bu maçı da Fenerbahçe oyuncuları olarak çevireceksiniz. Şimdi sahaya çıkın ve Fenerbahçe futbolcusu gibi oynayın' demişti ve bu konuşma futbolcuları havaya sokmuştu. Çok özel bir gündü."
Aziz Yıldırım hakkında
"Aziz Yıldırım Fenerbahçe için çok şey yaptı. Dediğini yapar, sözünün eridir ama kinci bir yönü de vardır. Kendisine yapılan bir davranışı hiçbir zaman unutmaz. Aziz Yıldırım başkan olmadan önce de kulübün içinde olan biriydi. Uzun süre futbol şube sorumlusu olarak çalışmıştı."
"Futbol şube sorumlusu olduğu bir dönemde herkesin bildiği 'Sakaryalılar' grubu krizi ortaya çıkmıştı. Bütün medya ve taraftarlar bunu konuşuyordu. Aziz bey bir gün beni kenara çekip, 'Her gün her dakika futbolcularla berabersin. Nedir bu durumun aslı? Gerçekten böyle bir gruplaşma var mı takım içinde?' diye sormuştu."
"Olan bitenle ilgili bilgim vardı elbet ama her gün yan yana olduğum insanlarla ilgili bilgi taşımak bana yakışmazdı. Bu konuda konuşamayacağımı söyleyince Aziz bey de bana hak verip, 'Senden bilgi alamayacağız belli oldu' diyerek üstelememişti."
AAAli Şen hakkında
"Ali Şen tam bir şov adamıydı. Ali Şen İstanbul'a geldiği zaman hem gazeteciler hem de oteller bayram ederdi çünkü sürekli davetler verirdi. Çok iyi bir insandır. Hala zaman zaman irtibat kurarız. Kulüp adına çok büyük ve önemli işler yaptı."
Ariel Ortega hakkında
"Ortega çok iyi futbolcuydu. Futboldan hiç anlamasanız bile onun antrenman sahasındaki diğer herkesten daha farklı olduğunu anlardınız ama içine kapanıktı. Kimseyle konuşmazdı.
"İdman saati gelir antrenmanını yapar, idman bitince de odasına kapanırdı. Sanırım bu içine kapanıklığından dolayı bir türlü mutlu olamadı. Bir gün yanlış hatırlamıyorsam milli maç için gitti ve bir daha dönmedi."
Aykut Kocaman hakkında
"İyi insan, mert adam. Hala her zaman arayıp hal, hatır sorar. Sadece Aykut da değil o dönem forma giyen neredeyse her oyuncumuz böyledir. Oğuz Çetin ve İsmail Kartal da bu şekilde, diğerleri de öyle."


