Football Tactics Chalkboard PizarraWeb

Kadro Mühendisliği: Süper Lig için ideal kadro yapılanması nasıl olmalı?


ANALİZ | Emrah Bayraktar | Twitter'dan takip et...


Kadro mühendisliğiyle ilgili ilk yazımızda şampiyonluğa oynamak isteyen bir takım için istatistiki bilgilerin önemine dikkat çekmiş, oyuncu seçiminin neden kişisel beğenilere bırakılmaması gerektiğinin altını çizmiştik. Bu yazıdaysa Süper Lig’in matematiği üzerinden her mevkii oyucusunu tarif edelim. 4’lü savunma ile oynayacağını varsayacağımız bir takım için her pozisyonda aranan oyuncu özellikleri üzerine kurgusal bir mühendislik yapalım.

Ligimizde son 15 yıldır şampiyon olan takımlar sezonda en fazla 35 gol yiyor. Aslında ortalama bu sayının da altında. Üst düzey futbol liglerinde şampiyonluğa oynayan takımların en temel ortak özellikleri topa sahip olma becerileridir. Rakiplerinden daha fazla isabetli pas yaparak topun kendilerinde kalmasını sağlarlar. Böylece hem gol yeme ihtimallerini azaltmış hem de oyunun psikolojik üstünlüğünü ellerine geçirmiş olurlar. Şüphesiz sadece topa sahip olmak galibiyet için yeterli değildir ama bunun ofansif kabiliyetinizi arttıran bir unsur olduğu da bir gerçektir.

Günümüz futbolunda teknik adamlar her haftaya farklı bir stratejiyle hazırlanıyorlar. Bir yandan kendi oynayacakları oyuna konsantre olurken diğer yandan da rakiplerinin zaaflarını değerlendirmek üzerine planlar yapıyorlar. Rakipte yüksek top kaybı ile oynayan oyuncular zayıf halka olarak belirleniyor ve oyunun onun üzerinden oynanması için yönlendirme yapılıyor. Böylece rakibin top kaybetme ihtimali arttırılıyor. Bu noktada kalecilerin de ayak tekniklerinin iyi olması birkaç farklı sebepten dolayı önem kazanıyor.


Kalecilerin 'ofansif' katkısı


Fernando Muslera Galatasaray

Birinci gerekçe; kalecinin de modern futbolda oyuncu gibi kabul görmesi ve geriden oyun kurarken mutlaka ‘+1’ oyuncu olarak takıma katkı sunması. Opta istatistiklerine göre ligimizde şampiyon takımlar bir sezonda ortalama 400’ün üzerinde gol girişiminde bulunuyor ve bunların 80’den fazlası yani yüzde 20’si direkt kalecilerin atak başlangıcıyla gerçekleşiyor. Sadece bu performans göstergesi bile bize kalecilerin şampiyonluk yolunda sadece defansif değil ofansif becerilerinin de önemli olduğunu göstermiyor mu?

İkinci gerekçe ise; şampiyonluğu hedefleyen takımlar ağırlıklı olarak 3. bölgede oynadıkları için, olası top kayıplarında rakiplerinin defans arkasına atılacak topları, kalecilerinin ayağıyla karşılayıp tekrar oyuna sokacak kabiliyette olması gerekliliği. Hedefe oynayan takımlara karşı rakiplerin en büyük silahlarından birinin de duran toplar olduğunu biliyoruz. Bu sebeple tercih edilecek 1. kalecinin yüksek toplarda mutlaka etkili olması da bu noktada önem kazanıyor.

Oynadığı mevkiinin önemi ve basit hatalara kapalı bir pozisyon olduğu düşünülürse şu detayları da atlamamak gerekiyor; bu pozisyona aranacak kalecinin takım içi saygınlığı yüksek ve lider özellikli olması, milli ve kulüpler seviyesinde uluslararası tecrübesi olması, son 5 sezonda önemli sakatlık yaşamamış ve ortalama her sezon  30 ve üstü maç oynamış olması gerekiyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu kriterlerde bir oyuncu muhtemelen takımın en yüksek maliyette olan 5 oyuncusunda biri olacaktır.

Günümüz futbolunda teknik adamlar her haftaya farklı bir stratejiyle hazırlanıyorlar. Bir yandan kendi oynayacakları oyuna konsantre olurken diğer yandan da rakiplerinin zaaflarını değerlendirmek üzerine planlar yapıyorlar. Rakipte yüksek top kaybı ile oynayan oyuncular zayıf halka olarak belirleniyor ve oyunun onun üzerinden oynanması için yönlendirme yapılıyor. Böylece rakibin top kaybetme ihtimali arttırılıyor. Bu noktada kalecilerin de ayak tekniklerinin iyi olması birkaç farklı sebepten dolayı önem kazanıyor.


Skor kabiliyeti olan savunma oyuncuları


Pepe BesiktasSeskim

Futbolda omurgayı oluşturan tüm merkez oyuncularına (savunma, orta saha ve hücum) ekstra önem atfedilir. Bunun gerekçesi ise oyunun ana hedefi olan kalelerin sahanın merkezinde yer almasıdır. Günümüzde merkez savunmacılardan beklentiler oldukça arttı, bu oyuncuların savunma özelliklerine ek olarak, topu oyuna sokabilme becerileri ve hatta skor kabiliyetleri sorgulanır oldu.

Ligimize dönecek olursak, şampiyonluk yolunda stoperlerin öncelikli olarak mutlaka sert ve ikili mücadeleleri kazanma yüzdesi yüksek oyuncular olması gerekiyor. Sert olma kavramını biraz açalım… Şampiyon takımlara karşı rakipleri 3’üncü bölgede yüzde 30 daha az sayıda topla buluşabiliyor, yani takımların 3’üncü bölgede topla buluşma sayısı ortalama 130’lardayken, şampiyon takıma karşı bu sayı 100’ün altına iniyor.

Sezon

Takım

Defansların gol sayısı

Toplam gol sayısı

2007/2008

Galatasaray

8

64

2008/2009

Beşiktaş

7

60

2009/2010

Bursaspor

10

56

2010/2011

Fenerbahçe

14

84

2011/2012

Galatasaray

8

69

2012/2013

Galatasaray

2

66

2013/2014

Fenerbahçe

11

71

2014/2015

Galatasaray

6

60

2015/2016

Beşiktaş

4

75

2016/2017

Beşiktaş

9

73

2017/2018

Galatasaray

8

75

Diğer stoperin de en az kalecide aranan tecrübe ve donanımda olması bekleniyor. Milli ve uluslararası kulüp tecrübesine sahip, lider özellikli, oyun bilgisi ve saha içi hakimiyetiyle savunmayı ve hatta önünde oynayan oyuncuları doğru yönlendirecek kabiliyette bir oyuncu profilinden bahsediyoruz.

Ligimizde son 15 yılda şampiyon olan takımların savunma oyuncuları sezonda toplam ortalama 10 golle takımlarına ofansif katkı sağlamış. Bu demek oluyor ki aranan savunmacıların geçmiş yıllardaki gol ortalamaları da tercihimiz de belirleyici olmalı. Az top kaybıyla oynayan, baskı altında pas yapma kabiliyeti olan ve yüksek kalibre oyunculardan kurulmuş takımlara karşı rakipler ağırlıklı olarak yoğun bir 2’nci ve 1’inci bölge savunması yapar. Böylece yoğunlaşarak kuvvetli rakiplerinin üzerinde zaman ve alan baskısı yaratmayı hedefler. Hücumda ise en büyük silahları, hızlı hücum (kontratak) ve duran toplardır. Bu noktada stoperlerden en azından birinin atletik becerisi yüksek, rakibin olası hızlı hücumlarına ve defans arası koşularına cevap verecek ölçüde çabuk ve süratli olması gerekmektedir.


Gollerin %30'u duran toplardan


Duran topları en iyi ifade eden kelime karşılığı belki de İngilizce tabiriyle ‘set play’ yani kurgusal oyundur. Bu durum kullananın ne yapacağını bildiği, rakibin bilmediği ve topun durduğu anlardır. Duran topların futbol oyununda en büyük önemiyse takımların eksik/fazla oyuncuyla veya daha zayıf/kuvvetli kadrolarla oynadığı durumların belki de nispeten oyun içerisinde eşitlendiği yegâne zamanlar olması.

Duran topların savunmasında taktiksel olarak hazırlanmanın ve doğru pozisyon almanın yanı sıra bu anlarda rakibe üstünlük sağlamanın fiziksel koşullarından biri de takımın boy ortalamasıdır. Şampiyonluğa oynayan takımlara karşı rakiplerinin nerdeyse sahanın her yerinden duran topla gol arama girişiminin altında yatan ana nedenlerden biri de budur.

İngiltere Premier Lig’de son 5 sezonda şampiyon olan takımların stoper boy ortalamaları 1.88 olarak ölçülürken, Almanya Bundesliga’da 1.92, İspanya La Liga’da 1.88, İtalya Serie A’da ise 1.90 olmuştur. Süper Lig’in şampiyonları ise son 5 sezon 1.86 boy ortalaması olan stoperlerle oynamış.

Sezon

Duran top golü

Toplam gol

Oran

2014/15

279

873

%32

2015/16

276

827

%33

2016/17

267

828

%32

2017/18

271

906

%30

2018/19

69

206

%33

Toplam

1,162

3,640

%32

Merkezin ve duran topların önemini vurgulamışken stoper pozisyonu tercihlerinde fiziksel özellikleri de atlamamak gerekiyor, üstelik ligimizde her sezon toplam atılan gollerin yüzde 30’unun duran toplardan olduğunu düşünürsek…

Gelelim bek oyuncularına; hafızalara kazınmış tüm şampiyon kadroların bek oyuncuları da ofansif olarak kuvvetli profiller olmuştur. Bunun nedeni, oynadıkları takımların ofansif olarak kolay kontrol edilemeyecek ve tahmin edilemeyecek zenginlikte olması gerekliliğidir. Fazla oyuncuyla 1’inci bölgede yoğunlaşan takımlara karşı beklerin set hücumlarına katkısı kaçınılmazdır. Kanatlarda 2’li ve 3’lü oyunlara destek vermeleri ve isabetli pas/orta yüzdelerinin yüksek olması temelde kendilerinde aranan özelliklerdir. Lig ortalamasında takımların, şampiyon olan takıma karşı oynadıkları maçlarda, kanatları yüzde 27 daha az kullanabildikleri ölçülmüştür. Bu veriyi şöyle de yorumlayabiliriz; beklerin defansif kabiliyetleri ile birlikte ofansif becerilerinin de yüksek olması, rakiplerinin kanatlardan gerçekleştirecekleri hücumları da kısıtlamaktadır.


Merkezde beklenti ve bütçeler yüksek


Emre Belozoglu Istanbul Basaksehir Super LigGetty Images

Futbolda merkez oyuncularının önemine değinmiştik, merkez orta saha oyuncuları da bu sebeple beklentilerin her zaman çok yüksek olduğu pozisyonda yer alırlar. Merkezde oynayan oyuncuların ofansif ve defansif olarak dengeli olmaları en çok sorgulanan özellik olarak ön plana çıkmaktadır. Savunma olarak kuvvetli, (top çalma, ikili mücadele, 2’nci toplar, hava hakimiyet vb.) hücum olarak da yüksek pas isabet oranı, dar alanda oynama, çalım atma ve skor/asist yüzdesi ile isabetli şut atabilme yeteneklerinden hepsine olmasa da en azından birkaçına sahip olmaları beklenir.

1’inci bölgede kalabalık oyuncuyla savunma yapan takımlara karşı uzak mesafeden isabetli şutlar atabilen oyunculara sahip olmak önemlidir. Bu sebeple oyunu daha geriden görme şansı olan, dönen toplarla buluşma ihtimali yüksek merkez orta sahaların isabetli şut atabilmeleri son yıllarda özellikle ön plana çıkan ve aranan bir özellik olmuştur. Tüm bu özellikleri barındıran oyuncuyu bulmak veya yetiştirmek düşük maliyetli ve kolay olmayabilir.

Lig ortalamamızda hedefe oynayan takımların merkez orta saha oyuncularının, 2’nci bölgeden, 3’üncü bölgeye attıkları paslar yüzde 20 daha yüksek oranda ölçülmüştür. Bu veri de bu özelliklerde aranan merkez oyuncuyu yüksek bütçeli ve maaşlı gruba eklemeyi mantıklı kılıyor. Aslında nasıl oynamak istediğinize bağlı olarak aranan özellikleri çeşitlendirmek ve kısıtlamak da kulübün tercih edebileceği bir yol olabilir.

Kanatlarda veya bu bölgeye yakın oynayan oyuncularla ilgili fiziksel ilk beklenti süratli olmalarıdır. Bir takım her pozisyonda tüm oyuncularının atletik becerilerinin üst seviyede olmasını ister, ama bu imkân yoksa öncelikleri doğru belirlemek gerekir. Şampiyonluğa oynayan takımların rakiplerini ağırlıklı olarak savunmada nasıl karşıladıklarından bahsetmiştik. Dolayısıyla bu pozisyonlarda oynayan oyuncuların öncelikli sahip olmaları gereken özellik, topla süratli koşmaları, çalım, bitiricilik ve sonra pas/orta becerisi üzerine yoğunlaşıyor.

Ligimizde, bu alanın etkili kullanımının önemi de rakamlara şöyle yansımış: Hedefe oynayan takımlar kanatlardan 3’üncü bölgeye rakiplerine oranla yüzde 40 daha fazla giriş gerçekleştirmiş.


Farklı özelliklere sahip santrforlar


Mbaye Diagne Kasimpasa Akhisarspor 10202018

Beklentilerin ve baskının en yoğun olduğu pozisyonlardan biri de tartışmasız ofansif orta saha oyuncularıdır. Bunlar gol, asist, duran top kabiliyeti, çalım, skora katkı veren tüm aksiyonların beklendiği oyunculardır.

Ülke futbolumuzda bu pozisyon ofansif üst düzey beklentilerin oluştuğu ancak defansif olarak beklentilerin düşük olduğu mevkiyi temsil edegelmiştir. Şüphesiz bu pozisyonla ilgili her kulübün ülke koşullarına göre farklı beklentileri oluşacaktır. Belki kulüp bu pozisyona ihtiyaç duymayacak ve 10 numara tanımlaması yapmayacaktır, bunun yerine kılavuzunda farklı beklentilerin olduğu bir oyuncuyu tarif edecektir. Ancak ülke koşullarımıza dönecek olursak, ligimizde son yılların ortalamasında bu pozisyonda oynayan şampiyon takımların oyuncuları skora 10 ve üzeri golle destek verirken, yine ortalama 8 asist ve 3’üncü bölgede başarılı pas yüzdesinde rakiplerinin iki katıdan daha fazla başarılı olmuşlar. Bu sade rakamlar bile bize, transfer edilmesi gereken profille ilgili çok şey anlatıyor sanırım.

Süper Lig ve Avrupa’daki majör liglerde şampiyon takımların hedef santrforları son yıllarda 25 üstü gol üretmeye başladı. Takımdaki diğer santrforlarla beraber bu sayı 40’a yaklaşıyor. Ligimizde kulüplerin tercihleri de üst düzey liglerde bu sayılara ulaşmış oyuncular olmaya başladı. Bu kariyer ve tecrübede santrforlarla oynamak, rakiplerin dikkatini dağıttığı için, etrafındaki diğer oyuncuların da gol yollarında daha rahat ve üretken olmalarını sağlamaya başladı. Santrfor profilleri oynanmak istenen oyuna ve hedefe göre çeşitlilik gösterir. Uzun, hava hakimiyeti yüksek ve top tutabilen, kısa ve kontratağa yatkın, ceza alanı dışında da etkin veya sadece 18 içinde gol vuruş becerisi yüksek vb.

Belki de oyun içerisinde oluşabilecek skora göre farklı özelliklere sahip 2 santrfora sahip olmak da istenebilir. Ancak hedef şampiyonluksa, lig ortalamasında bu pozisyondaki ilk tercih edeceğiniz santrfor, 3’üncü bölgede rakiplerine oranla yüzde 25 daha fazla topla buluşma ve top tutabilme kabiliyetinde olmalı.

Takımların içerisinde yüksek kariyer ve tecrübede oyuncuların varlığı, genç oyuncuların takıma adaptasyonu ve olgunlaştırılması noktasında fayda sağlayacaktır. Tabi eğer kulübün böyle bir niyeti, hedefi varsa. İdeal bir kadro oluşumu ise bir sezonda gerçekleşebilecek bir durum değil, aksine bir süreçtir, ancak her geçen sezon doğru adımlar atıldığından emin olmak gerekir.

Reklam
0