Emrah Bayraktar | @emrahhbayraktar
Futbol terminolojimizde son yıllarda en çok telaffuz edilen kavramlardan biri de kadro mühendisliği. Peki, nedir bu kadro mühendisliği? Bir kadro kurulurken ne gibi parametrelere dikkat edilir? Bu yazıda bunlara değineceğiz. Özellikle her seneye şampiyonluk beklentisiyle başlayan kulüplerin, aldıkları kötü sonuçların ardından sıkça telaffuz ettikleri bu terimin altını doldurmaya çalışacağız.
Üst düzey profesyonel bir kulüp düşünün… Başkan, yönetici, sportif direktör ya da teknik direktör olarak yeni göreve gelmişsiniz ve acil bir transfer eylemi almanız gerekiyor. Bu kulüp ortamında eğer ‘profesyonel futbolcu kılavuzu’ bulunmuyorsa ya teknik adamın ya sportif direktörün ya da izleyici antrenörlerin beğenisiyle hızlıca bazı transferler yapılacaktır. Böyle bir ortamda bütçeniz ne olursa olsun transfer başarısı yakalamak düşük bir ihtimaldir. Yapılan transferler ‘kulüp kılavuzu’ çerçevesinde yapılmadığı sürece oyuncu seçiminde kişisel beğeniler ön plana çıkacak, kulüp borç sarmalına girecektir.
İşte tam da bu yüzden bir kulübün hangi pozisyona ne gibi özellikler taşıyan oyuncular aradığının yazılı olduğu bir ‘anayasası’ olması gerekir. Kulübün teknik alanda çalışan profesyonellerinin hazırlayacağı bir kılavuzdan bahsediyorum. Bu kılavuz, değişen her teknik adama, sportif direktöre veya yönetime göre sürekli bir öncekini eleştiren ve her şeyin sil baştan ele alındığı (profesyonel bir kulübe hiç de yakışmayan) kusurlu bir yapıyı kontrol altına alacaktır.
AAİsterseniz bir kadro yapılanması üzerinden örnek verelim… 1. santrforunuzun özellikleri nasıl olmalı, 2. santrforunuzun özellikleri nasıl olmalı, ihtiyaç varsa 3. santrforunuzun profili nasıl olmalı, işte tüm bunlar kılavuzda belirtilmelidir ki, kulübün scouting departmanında çalışan profesyoneller ne aradıklarını bilsin. Tabi bir kadro yapılanması (mühendisliği) kılavuzundan önce oluşturulması gereken önemli bir kılavuz daha var: Takımının futbol anlayışının, oyun felsefesinin tanımlandığı, ne oynamak istediğinize bağlı olarak tercihlerinizi şekillendirecek bir anayasa. Özellikle de üst düzey kulüplerin bir tür anayasa diyebileceğimiz bu tür bir kılavuzu olmalıdır. Örneğin Barcelona kulübünün oyun felsefesi ve mevkilere göre oyuncu profilleri bellidir. Bütçesi oranında daha yüksek profildeki oyuncularla da sözleşme imzalayabilir. Ancak her kulüp, hedefi ve bütçesi oranında böyle bir kılavuz oluşturabilir.
"Ligin matematiğini bilmek"
Futbol kültürümüze yerleşmiş ve teknik adamları kategorize etmek için kullanılan diğer bir kavramsa ‘ligi tanımak.’ Ancak Türkiye’de ‘ligi tanıyan hoca’ çalıştığı ligde başarılı olmuş, fark yaratmış veya potansiyeli olan hocaları ifade etmiyor ne yazık ki. Sadece daha önce o ligde çalışmış teknik adama işaret ediyor. Oysa ki ligi tanımak, ligin matematiğini bilmektir. Peki nasıl bir matematikten bahsediyoruz? KPI (Key Performance Indicator) kavramı, bireysel ve takım değerleri üzerinden ligin anahtar performans göstergelerine işaret eder. Bunlar başarı yolunda gerekli olan, ölçülebilen istatistiki bilgilerdir. Ligin rakamsal verilerine hâkim olmak sizi direkt başarıya götürmeyebilir. Ancak bu veriler, oyuncu arayışında yardımcı olacağı gibi sezonda oyuncularınızı takip etmenizi ve performanslarını artırmanızı kolaylaştıracaktır.
Gelin basit bir örnekle açıklayalım… İstatistikler geçen 10 sezonda Süper Lig maçlarının yüzdesel olarak topla en çok buluşan oyuncularının sol bekler olduğunu gösteriyor. Belki bu, stoperlerin ve kalecilerin ağırlıklı olarak sağ ayaklı ve elli olmalarından kaynaklanabilir. Ancak, kadroyu oluşturma aşamasında bu küçük detay bile bize bir şey anlatabilmeli. Şöyle ki; eğer takıma ancak bir kaliteli bek transferi yapabilme bütçeniz olsaydı, tercihinizi hangi taraftan kullanırdınız? Kararınızda tabii ki beklerin önünde oynayan kanatlar, alternatif oyuncular ve takım içerisinden dönüştürülebilecek potansiyel bekler belirleyici olacaktır. Ancak bu ve benzeri yüzlerce veri bu tür tercihlerde size bir yol haritası çizebilir.
AABunu bir de diğer taraftan okuyalım… Teknik adam olarak yabancı olduğunuz bir lige geliyorsunuz ve size ligde son 10 yılda gol oluşumlarının ters bir S yolu izlediği, yani kaleciden sol beke, oradan sağ kanada ve devamında merkeze gelen topların gol olma yüzdesinin yüksek olduğu (*) anlatılsa… Bu durumda rakip takımların sol beklerini oyuna sokmamak için ofansif özelliklerinin yanı sıra defansif olarak da kuvvetli ve top çalma yüzdesi yüksek bir sağ kanat oyuncu arayışında olmaz mıydınız? Bu bilgi bize tek başına bir şey anlatmayabilir, bir kadro oluşumu da sadece bu kadar ufak bir detay üzerinden kurgulanamaz. Ama çalışacağınız lige dair bu ve benzeri yüzlerce veriyi üst üste koyup birbiriyle ilişkilendirdiğinizde elinizde kararlarınıza yön verecek anlamlı bir bilgi olacaktır. Şimdi tüm bunların ışığında ‘ligi tanımak’ kavramına salt o ligde çalışmış olmak olarak bakabilir miyiz?
Kulüp ‘kullanım kılavuzu’
Futbol liglerinin her ülkede farklı bir karakteristiği var. Yerleşik futbol kültürüne sahip kulüpler, teknik adam tercihinde bulunurken temelde şunlara dikkat ediyor:
- Kulübümüzün futbol felsefesine uygun mu?
- Bilgi ve yetenekleri bizim için yeterli mi?
- Kişiliği ve temsil kabiliyeti kulübümüzle örtüşüyor mu?
Bu liste uzar gider, ancak ‘ligi tanımak’ teknik adam arayışında aranan öncelikli nitelikler arasında yer almaz. Kesinlikle önemsiz olduğu için değil! Kulübün bu maddeyi aşağı sıralara bırakmasının sebebi, teknik adama oryantasyon sürecinde, ligin karakterini anlatabilme kabiliyetine güvenmesi. Tercih edilen teknik adam belirli bir donanım ve tecrübeyle geliyor mutlaka ama kulüpler de işi şansa bırakmıyor. Ligin karakterini anlatabilme kabiliyeti derken de yabancı teknik adama oryantasyon sürecinde yardımcı olacak, kulüpte eskiden futbol oynamış, takıma “abilik” yapacak, teknik adama “X deplasmanının soğuk veya sıcak olduğu” düzeyinde bilgiler verecek bir profilden bahsetmiyoruz. Bilakis, sahip olduğu donanımla her anlamda teknik direktörü zorlayacak ve destekleyecek, ülke futbol kültürüne ve ligin anahtar performans göstergelerine hâkim, teknik direktörle doğrudan iletişim sağlayabilecek düzeyde bir profesyonele işaret ediyoruz.
Getty ImagesDemek istediğimiz, ‘kadro mühendisliği,’ konuşurken havalı ama aynı zamanda altı çok iyi doldurulması gereken, takımın başarısında kilit öneme sahip bir süreç. Takım kılavuzunuzu oluştururken bütçe, hedef, beklenti ve felsefe gibi parametreler yardımcı olacak. Kılavuzunuzsa oyuncu transferlerinde rehberiniz olacaktır. Kadro kurulurken bu denklemi kurmadan atılacak adımlarsa sizi tesadüf ihtimaline daha da yaklaştırır. İsimler belirlendikten sonra transfer aşamasına gelindiğindeyse farklı bir kılavuz devreye girecektir. Oyuncuların maliyeti, sakatlık hikayesi, kişilik özellikleri, önceki performansı, başarısı, uluslararası tecrübesiyle geldiği ülke ve takımın futbol kalite ve felsefesi gibi…
Türkiye futbol camiasında ne yazık ki teknik, idari veya yönetimsel değişiklikler çok sık yapılır. Bu değişikliklere adaptasyon sürecini hızla atlatabilmek için bir kulüpte her alanda bir ‘user’s manuel’ (kullanım kılavuzu) bulunması gerekiyor. Aldığımız en basit elektronik aletin bile kullanma kılavuzu bulunurken, milyon avro bütçelere sahip kulüplerin idari ve teknik kılavuzlarının olmaması garip değil mi? Bu kılavuzlar mutlaka belirli aralıklarla geliştirilerek güncellenmelidir ama eğer bir kurumda ya da kulüpte bir kültür oluşturmak isteniyorsa varlıkları hayati öneme sahiptir.
Konu geniş, bir başka yazıda da biraz ‘mühendislik’ yapacağız ve Süper Lig’in matematiği üzerinden her mevkiinin oyuncu tarifini ele alacağız…
