YORUM | Galatasaray'da kısa sürede çözülen büyük krizler, Fenerbahçe'de neden çözülemiyor?

2021-22 sezonunun henüz ilk haftasında Galatasaray, Giresunspor deplasmanda büyük bir krizle karşı karşıya kaldı.

Karşılaşmanın ikinci yarısında iki takım arkadaşı Kerem Aktürkoğlu ve Marcao birbirine girdi. Daha doğrusu Marcao, kendisine 'sus' işareti yapan Kerem Aktürkoğlu'na fiziksel şiddet uyguladı.

Ardından Brezilyalı stoper oyundan atıldı ve bu olay, karşılaşmanın önüne geçti.

Sahalarda görmeye alışkın olmadığımız bu olay birçok şeye gebeydi. İki oyuncu da takım için çok değerliydi ve ortada yönetilmesi gereken ciddi bir kriz vardı.

Marcao, olayın ardından kadro dışı bırakıldı ve TFF Disiplin Kurulu tarafından ciddi bir ceza aldı.

Olaydan bir süre sonra Galatasaray, YouTube kanalından bir video paylaştı. Antrenman sahasında iki oyuncunun bir araya gelmesini sağlayan Fatih Terim, şu sözleri söyledi:

"Ayrı dilde, ayrı kültürde bu kadar birbirine yabancı insanın bir arada olması çok kolay bir hadise değil. Fizik olarak bu kadar efor sarf eden bir bünye, doğal olarak psikolojik anlamda da baskı altında olabiliyor.

"Bu kadar genç bir grup içinde bazen istenmeyen münakaşalar, hatta kavgalar olabilir. Ama bunun bir dozu ve makul bir tarafı olmalıdır. Marcao ve Kerem arasında yaşananlar maalesef sahada meydana gelmişir.

"Dolayısı ile Marcao'nun odamda ettiği özrü burada, hepinizin içinde dilemesini istedim. Marcao da bu işin doğru olmadığını, yanlış yaptığını zaten defalarca dile getirdi."

Terim'in konuşmasının ardından Marcao, kulüp televizyonunun aracılığı ile özür diledi ve cezasının tamamlanmasının ardından sahaya döndü.

Sonra ne mi oldu?

Galatasaray, sezon sonunda tecrübeli stoperi bonuslarla birlikte toplam 15 milyon euro bonservis ücreti kaşısında Sevilla'ya sattı.

Eğer bu kriz doğru yönetilememiş olsaydı oyuncu muhtemelen bu kadar yüksek bir bedel ile transfer olamazdı.

Buna benzer bir olay Fenerbahçe'de yaşanmış olsaydı acaba sonu nasıl biterdi?

İstanbul'un Anadolu yakasında ise durum çok daha farklı.

Geçmişte yaşanan ve çözülemeyen Alex de Souza, Volkan Demirel krizleri bir kenara dursun; son yaşanan Ozan Tufan -Mesut Özil olayı bile birçok şeyi açıklıyor.

Bilindiği gibi Özil, geçtiğimiz sezon İsmail Kartal ile soyunma odasında bir tartışma yaşadı ve ardından hem kendisi, hem de kendisine destek olan Ozan Tufan süresiz olarak kadro dışı bırakıldı.

Kulübün Özil ile ilgili tutumu Jorge Jesus geldikten sonra da fikir birliği ile devam etti ve yıldız futbolcu, Fenerbahçe'de beklentileri karşılayamadığı bir sezonun ardından Başakşehir'e transfer oldu.

Fenerbahçe'de bu tür krizlerin ardından ipler bir şekilde kopuyor. Yen, hiçbir zaman kolun içinde kalmıyor ve kaos bulutu Kadıköy'ü kaplıyor.

Ozan Tufan, geçtiğimiz günlerde Vole'ye yaptığı açıklamada, kadro dışı kaldığı olayı ve sonrasında bu krizin yönetilemediğini şu sözlerle anlatmıştı:

"23 Mart benim doğum günümdü. O gün bir yönetici arkadaşımız aradı. ‘Herhalde kulüpten ilk kez biri doğum günümü kutlamak için beni arıyor’ diye düşündüm. Ama bana, kadro dışı kaldığımı söyledi. İnsan gerçekten çok üzülüyor.

"Yönetimden birkaç isim maalesef eski oyuncuları gönderme niyetinde oldukları için böyle bir karar aldılar. Göndermeleri hiç sorun değil ama dışarıya kötü bir şekilde lanse etmeleri beni üzdü.

"Başkan, ben kadro dışı kaldıktan sonra beni hiç aramadı. Hatta ailemle ilgili özel bir durum olduğunda da aramadı. Açıkçası çok üzüldüm.

"Marcao ile Kerem saha içinde birbirlerine girdiklerinde bir hafta sonra öpüşüp barışabiliyorlar. Ama biz bunu çözemiyorsak, Fenerbahçe takımının genelinde bir problem var demektir."

Ozan, bu açıklamasıyla kulüpteki iletişim problemini gayet net bir şekilde dile getirmiş.

2022-23 sezonuna hazırlanan Galatasaray, bu kez başka bir olayla sarsıldı. Başrollerin birinde yine Kerem Aktürkoğlu vardı.

Avusturya kampında yapılan idmanda Kerem ve Aanholt arasında kısa süreli bir kavga yaşandı. Ancak aynı gün iki futbolcu da yaptığı paylaşımlarla buzları eritti.

Aanholt, Twitter hesabından Kerem ile çekildiği fotoğrafı paylaşarak, "Herkesin biraz rahatlamaya ihtiyacı var" notunu düştü ve olay kapandı.

Aynı gün, Galatasaray Sportif Direktörü Cenk Ergün'ün istifa ettiğine dair spekülasyonlar ortaya çıktı.

Kulüp, haberlerden kısa bir süre sonra konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı:

"Futbol Direktörümüz Sayın Cenk Ergün ile ilgili çıkan haberler asılsızdır. Cenk Ergün, Avusturya'da takımımızın kampındadır ve görevine devam etmektedir.

"Bugün oynanacak maç öncesi de Avusturya'da bulunan basın mensuplarına açıklama yapacaktır."

Cenk Ergün de kulübün belirttiği gibi akşam basının karşısına geçti ve şunları söyledi:

"Asılsız bir haber oraya çıktı ve devamı da geldi. İlk başta benim sözde istifamı verip, başkanımızın bu istifayı kabul etmediği yönünde bir haber çıktı.

"Zaten istifa nasıl bir müessesedir, istifanızı veriyorsanız, verirsiniz. Onun kabulünü de beklemezsiniz. Çeker gidersiniz. Dolayısıyla hem anlam olarak yanlış hem de gerçekleri yansıtmıyor. Böyle bir olay gerçekleşmedi."

Cenk Ergün ile yönetim arasında bir problem var ya da yok, bu ayrı bir konu.

Galatasaray, krizleri bir şekilde yönetmeyi biliyor.

2022-23 sezonunda şampiyonluktan başka bir şey düşünmeyen ve bu yüzden dünyaca ünlü teknik direktör Jorge Jesus'u göreve getiren Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, başarı için kriz yönetimi konusuna daha fazla zaman harcamalı.

Ozan'ın anlattıkları, başkanın oyuncularla iletişimin çok sağlıklı olmadığını gösteriyor. Bu durum devam ettiği takdirde yaşanan ufak çaplı problemler bile krize dönüşüp takımın içindeki huzuru bozabilir.

Bu ihtimal, Fenerbahçe'nin bu sezon isteyeceği son şey. Zira kulübün böyle bir lüksü yok.

Sonuç şu ki bir kulüpte kriz yönetimi, en az transferler kadar önemli ve başarıya giden yolda hayati...