Golcülük, polislik, kulüp yöneticiliği ve teknik direktörlük...
Türkiye A Millî Takımı'nın yeni teknik direktörü Stefen Kuntz'un ilginç kariyer hikayesini derledik.
Getty & AAGolcülük, polislik, kulüp yöneticiliği ve teknik direktörlük...
Türkiye A Millî Takımı'nın yeni teknik direktörü Stefen Kuntz'un ilginç kariyer hikayesini derledik.
Getty1962 yılında Almanya’nın Neunkirchen şehrinde dünyaya gelen Kuntz, futbola da şehrinin takımı olan Borussia Neunkirchen altyapısında başladı. 17 yaşındayken, ikinci ligde mücadele eden takımıyla ilk kez profesyonel maçına çıkan Kuntz, ardından 1982-83 sezonunda üçüncü ligde gol kralı olmuştu. Bu sezonun sonunda Bochum’a transfer olan ve Bundesliga’da mücadele etmeye başaran Alman golcü, burada önemli başarılar kazanmıştı.
GettyBu süreçte Kuntz, gerekli eğitimi alarak polis memuru da olmuştu. Forma giydiği bir takımdaki savunma oyuncusunu izlemek için gelen scoutlardan biri, gözünü Kuntz’a dikmişti. Alman teknik direktör, transfer sürecini şöyle anlatmıştı: “Bochum, bir polis memuru olarak kalacağımın garantisini verdi. Bu yüzden oraya gittim ve onlar olmadan yaptığım kariyere sahip olabilir miydim bilmiyorum.”
GettyKuntz, 1985-86 sezonunda Bochum formasıyla 22 kez rakip fileleri havalandırmış ve kulübün tarihine adını yazdırmıştı. Alman golcü, Bochum’un çıkardığı ilk Bundesliga gol kralı olmuştu. Sezonun bitmesiyle birlikte Kuntz, takımdan ayrılmış ve Bayer Uerdingen ile anlaşmaya varmıştı.
AA1989-90 sezonuna geldiğimizde ise Kuntz, FC Kaiserslautern ile anlaşmaya varmıştı. Alman ekibinin formasını altı sezon boyunca terleten oyuncu, 170 karşılaşmada 75 kez gol sevinci yaşamıştı. Ayrıca Kaiserslautern’in o dönemki teknik direktörü Feldkamp, ilerleyen yıllarda Galatasaray ve Beşiktaş’ı çalıştırmıştı.

1995-96 sezonun başında Stefan Kuntz, vatandaşı Christoph Daum’un çalıştırdığı Beşiktaş’la anlaşmaya varmıştı. O sezonda 34 maçta görev yapan golcü oyuncu, 11 kez de gol sevinci yaşamıştı. Beşiktaş ise bu sezonu ligin üçüncü sırasında tamamlamıştı. ’96 yazında Avrupa Şampiyonası’na giden Almanya kadrosundan davet alan Kuntz, ardından Arminia Bielefeld’e transfer olmuştu.
GettyAlmanya Millî Takımı’nın formasını 25 kez terleten ve 1996 Avrupa Şampiyonası’nın şampiyon kadrosunda da yer alan Kuntz’un önemli bir istatistiği de bulunuyor. Almanya, Kuntz’un forma giydiği 25 maçı da yenilgi yüzü görmeden tamamladı.
GettyBundesliga’da Bochum, Uerdingen, Kaiserslautern ve Arminia Bielefeld formaları giyen Kuntz; toplamda 449 maçta 179 gol kaydetmeyi başardı. Bu istatistikle birlikte Alman golcü, Bundesliga tarihinin en skorer sekizinci ismi olma ünvânını hala koruyor.
GettyPolislik, golcülük ve antrenörlükten ziyade Kuntz’un kariyerinde bir iş tecrübesi daha var: Kulüp başkanlığı!
Formasını giydiği Borussia Neunkirchen, Bochum ve Kaiserslautern gibi takımları çalıştıran Kuntz; takvimler 2006 yılını gösterdiğinde ise kulüp başkanlığına ve yöneticiliğine soyundu. İlk olarak Bochum’da sportif direktörlük yapan Kuntz, ardından Kaiserslautern’de başkanlık yaptı. 2016’da yöneticilik serüvenine nokta koyan eski golcü, Almanya U-21 Milli Takımı’nın başına geçmişti.
GettyAlmanya U-21 Takımı’nda Serge Gnabry ve Mahmoud Dahoud gibi yıldızlarla çalışan Kuntz; ilk olarak 2017 yılında, ardından ise 2021 yılında Avrupa U-21 Şampiyonası’nda takımını zafere taşımayı başardı.
AAGeçtiğimiz günlerde ise Stefan Kuntz, Şenol Güneş’in ardından Türkiye A Millî Takımı teknik direktörlüğüne getirildi. Alman çalıştırıcı, henüz ilk gününde Sergen Yalçın hakkında söyledikleriyle gündem oldu: “O zamanki kaptanım Rıza Çalımbay, Şifo Mehmet. Onları hatırlıyorum. Sergen Yalçın'ı teknik direktör olarak gördüğümde kahkaha attım. Teknik direktör olmasına, şampiyon olmasına saygı duyuyorum. Alpay Özalan da siyasete atılmış.”
“Sergen'e neden güldüm? Çünkü Sergen'in en üst değerlerinden birinin disiplin olduğunu duydum. Hayatımda oynadığım en iyi orta saha oyuncularından biri Sergen'di ama o zamanlar disiplin onun için en önemli şey değildi...”
Yalçın ise eski takım arkadaşına şöyle cevap verdi: “Kuntz benimle ilgili bir şeyler söyledi, önce saçmaladı, sonra toparlamaya çalıştı. Bir şey söylemek isterse direkt söylesin, kıvırtmaya gerek yok."
