Piyasa gözlemcilerine göre bazı Avrupa kulüpleri, tıpkı Osimhen gibi bekle-gör stratejisi izliyor. Rakamlar bu kadar yüksekken, Osimhen’in sonunda Suudi Arabistan’a gitme ihtimali hâlâ masada. Hem Napoli’nin istediği bonservis bedeli hem de Osimhen’in kendi maaş beklentileri, onun yeteneklerine uygun seviyedeki kulüplerin geri adım atmasına neden oluyor.
Yine de Osimhen, Kulüpler Dünya Kupası öncesinde Al-Hilal’in teklifini reddetti; seçeneklerini açık tutmak istiyordu. Ancak unutmamak gerekiyor ki, yurt dışı kulüpler için sözleşmesinde yer alan serbest kalma maddesi 15 Temmuz’da sona eriyor. Bu tarihe kadar bir gelişme yaşanmazsa, Napoli, oyuncunun maaş yükünden kurtulmak adına daha düşük bir bonservis bedelini kabul etmek zorunda kalabilir.
Bu senaryoda, Osimhen Avrupa’nın güçlü kulüpleri için çok daha cazip bir opsiyona dönüşebilir. Ayrıca Napoli teknik direktörü Antonio Conte’nin, Liverpool’dan Darwin Nunez’i transfer etmek istediği de biliniyor. Bu da, olası bir “para + oyuncu” takasının şu aşamada hiç de uzak bir ihtimal olmadığını gösteriyor.
Juventus cephesinde de benzer bir tablo söz konusu. Napoli’nin ezeli rakibi olmalarına ve kısa süre önce Jonathan David’i bonservissiz olarak kadrolarına katmalarına rağmen, Siyah-Beyazlıların Osimhen’e olan ilgisi uzun süredir devam ediyor. Ayrıca yüksek maaşlı ve gözden düşmüş olan Dusan Vlahovic’i elden çıkarmaya çalışıyorlar.
Net olan şu ki; bu transfer dönemi kapanmadan bir uzlaşma sağlanmak zorunda. Ne Napoli ne de Osimhen, geçen yaz yaşanan kaosu yeniden yaşamak istiyor. Başkan De Laurentiis’in bu tıkanıklığı sürdürmeye tahammülü yok, Osimhen’in ise kariyerinin zirve dönemini boşa harcama gibi bir lüksü.
Gelinen noktada, iki taraf için de en çok ihtiyaç duyulan şey biraz alçakgönüllülük ve sağduyu. Oysa daha kısa bir süre önce ellerinde sağlam bir plan vardı – şimdi ise ne yapacaklarını bilmiyor gibiler.