Fenerbahçe, Süper Lig’deki istikrarsız gidişatını Çaykur Rizespor maçında bir haftalığına durdurmuş gibi göründü ve sahasında Alman ekibi Frankfurt’u yenerek moral depolamayı istiyordu.
UEFA Avrupa Ligi D Grubu’nda istediği sonuçları alamayan Sarı Lacivertli takım, prestij maçının ötesinde Türkiye’ye puan kazandırmak amacıyla maça hevesli başladı.
Fenerbahçe’de maçın ilk bölümlerinde Sosa, orta alanı etkili yönetti. Uzun ve isabetli paslar atan Arjantinli yıldız, arkadaşlarına pozisyonlar hazırladı.
Berisha golü istedi
Forvet hattında hareketli görünen bir diğer isim ise Berisha’ydı. Orta alana yaklaştı, toplar aldı ve Fenerbahçe’nin kanat akınlarını yönlendirmeye çalıştı.
Kadıköy’de taraftar sayısı çok fazla değildi, ancak takımı maçta tutmak için elinden geleni yaptı ve neredeyse her pozisyonda reaksiyon verdi. Fenerbahçe taraftarı, UEFA Avrupa Ligi’ndeki son maçın kapanışını iyi bir şekilde yapmak istiyordu.
Ligde alınan farklı galibiyetin etkisiyle benimsediği ve çok sevdiği 3’lü sistemiyle maça başlayan Pereira, belirli bir sistem üzerinde ısrar etti.
Portekizli hoca, tek sorunlarının 4’lü veya 3’lü oyun sistemi olmadığını kanıtlama çabasındaydı sanki.
Asıl sorun; bir şeyler yapmak isteyen oyuncuların orta alanda inisiyatif almasına diğer oyuncuların destek sağlayamamasıydı. Maçın geniş bir bölümünde, takımda bir bütünlük olmadığı net olarak göründü.
Frankfurt, ilk bölümde etkili şanslar buldu ve Kim Min-jae’nin kaptırdığı topta Frankfurt golü buldu. Koreli stoper çok iyi pozisyon almasının yanı sıra takım arkadaşlarının hatalarını da kapattı, ancak golde topu kaptıran isim de oydu. Üzerine fazla yük bindi.
İlk yarının genelinde Sarı Lacivertli takımın defans hattı ile orta alanı arasındaki bağlantı zayıftı. Fenerbahçeli oyuncular, kendi yarı alanından paslaşarak çıkmakta zorlandı.
Pelkas'ın temposu düşüktü
Uzun bir süredir istikrarlı bir şekilde takımda forma şansı bulamayan Pelkas’ın maç eksiği göze çarptı. Yunan oyuncunun düşük temposu dikkat çekti.
Frankfurtlu oyuncular, ilk yarının genelinde kendi yarı alanında bekleyip orta alandan kaptıkları toplarla Sarı Lacivertli takımın kalesine hızlı ataklar yaptı. Alman ekibi, rakibinin pasla çıkmasına izin vermemek adına önde baskı yaptı. Bu anların çoğunda, Fenerbahçe orta sahası sakin kalamadı ve oyuncular pozisyonlarını kaybetti.
Nazım Sangare’nin sağ bekteki performansı etkisiz kaldı ve ikili mücadelelerde güçsüz göründü. Avrupa standardında futbol oynayamadığının kanıtı ise çok çabuk yere düşmesiydi.
Fenerbahçe, özellikle maçın ikinci yarısında Frankfurt’u üstüne çekip ani ataklarla rakip kalede etkili olmaya çalıştı, fakat hücum oyuncuları fark yaratamadı.
Solda Novak, sağda Sangare ile başlayan Sarı Lacivertli takım; kanatları etkili kullanamadı ve çok adamla çıktığı ani ataklarda az adamla yakalandı. Alman temsilcisi, Fenerbahçe’nin hata yaptığı anlarda bulduğu şansları değerlendiremedi.
Frankfurt, kazanmaya yakın olan taraftı
Alman ekibi, sahadaki dizilişi ve sistemine bağlı oyuncu planlamasıyla maçı kazanmaya daha yakın olan taraftı. Fenerbahçe’de ise tartışılan bir sistemin içerisindeki oyuncular, oldukça tutuk bir görüntü çizdi.
Gustavo’nun oyuna girmesiyle orta sahadaki oyun üstünlüğünü eline geçeren Fenerbahçe, kendi yarı alanında daha fazla pas yapmaya başladı. Sonradan oyuna dahil olan Uruguaylı Rossi ise maça bir nebze de olsa hareket getirdi.
Fenerbahçe, kuralar çekildiğinde favori olduğu grubu 3. sırada tamamlayarak yoluna UEFA Konferans Ligi'nde devam edecek. Bu görüntüyle, Avrupa'nın herhangi bir liginde başarı elde etmek ise hiç kolay değil.