Süper Lig'de şampiyonluk için artık son viraja girildi. Kimin şampiyon olacağına karar vermek eskisi kadar kolay değil. Futbolseverlerin favorileri her hafta değişiyor. Böyle bir lig yarışının tadını çıkarmak keyifli gibi olsa da, taraftarların stresten önünü göremediğini tahmin etmek de zor değil. Kuşkusuz bu hafta Galatasaray-Başakşehir mücadelesi zirveyi büyük oranda şekillendirecek. Ancak, biz Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi de ekleyerek takımların son durumunu yorumlamaya çalışalım.
Başakşehir'in iletişim planları sessizlik üzerine...
- Başkan Göksel Gümüşdağ, yıllardır büyük emek verdiği projenin artık şampiyonlukla taçlanmasını istiyor. Bizler son haftalara girmiş olmamıza rağmen Başakşehir'e şampiyonluk kelimesini pek yakıştırmadık. Bu aynı zamanda yönetimin de stratejisi oldu ve duruma hiç itiraz etmediler. Tüm iletişim planlarını da sessizlik üzerine yaptılar. Pek önümüze çıkmamaları plan dahilinde yani.
- Başakşehir'de şampiyonluk ticari bir hamleyi de beraberinde getiricek gibi gözüküyor. Kulübün satışından neredeyse tüm futbol kamuoyu emin. Bu nedenle dışarıda sessiz olan kulüp yönetiimi, içeride yeterince ses çıkarıyor. Hedef elbette şampiyonluk olduğundan ve Avcı-Gümüşdağ ilişkisi dışarıdan yorumlanamayacak kadar yakın olduğundan, bu çoksesliliğe kimsenin bir itirazı da yok.
- Kalem kağıt hesaplarında Galatasaray maçı bir yana, diğerleri bir yana koyuluyor. Türk Telekom Stadı'nda işler Avcı'nın istediği gibi giderse, diğer rakiplerin pek çoğunun ( Kayseri, Kasımpaşa, Sivas) hedefsiz kalması teknik heyeti de nefeslendiren husus olarak gözüküyor. Şunu da ekleyelim, Abdullah Hoca hakikaten maç maç düşünüyor.
AA
Galatasaray kendi göbeğini kendi kesebilir...
- Florya'da şampiyonluk havası olduğunu geçtiğimiz günlerde kendi gözlerimle gördüm. Bunu hissetmek, takım takip eden muhabirler için pek zor değil, ancak bu duyguyu okuyuca aktarmak... İşte o da o kadar kolay değil. Fatih Terim ve ekibi işi şansa bırakmayacak şekilde, müthiş bir enerjiyle çalışıyor. Basınla ilişkiler harika, Hasan Şaş üzerine düşen rolü muazzam oynayarak, futbolcularla tek tek ilgileniyor. Son viraja girilirken krize dönüşebilecek en ufak bir sorun bulunmuyor. Diğer takımlara nazaran bu rahatlık sarı-kırmızılılar için büyük avantaj.
- Galatasaray, pazar günü Başakşehir'i ağırlayacak. Yani, kendi göbeğini kendi kesebilir. Bu maçla birlikte içeride iki maç daha oynayacaklar. (Biri Beşiktaş maçı ve bir kez daha kendi göbeğini kesme deyimini kullanabiliriz. ) Taraftarın sezon başından bu yana inanılmaz destek vermesi takım adına hala çok büyük avantaj. Terim-Ultraslan ilişkisinin yoğun sadakata dönüşmesi de kenetlenmeyi artırıyor. Örnek olarak, pazar gecesi havalimanına destek olmaya giden büyük kitleyi gösterebiliriz.
- Dış saha ne olacak? Bu sorunun yanıtını henüz bilen yok. Sezon başından bu yana deplasmanda yokları oynayan Galatasaray, puan kayıplarının telafisinin mümkün olmayacağı son dönemeçte, durumunu nasıl toparlayacağı, sezon hikayesinde yer verilmesi gereken bir husus olacak.
AA
Beşiktaş'ın en ciddi sınavı Galatasaray karşısında...
- Galatasaray Gençlerbirliği karşısında kazansaydı, Beşiktaş ile ilgili farklı şeyler konuşacağımıza eminim. Şimdi Ümraniye'de moraller biraz daha yüksek. Üstelik elde bir güzel avantaj daha var. Akhisar ile cuma oynanacak. Şenol Güneş o maçı kazanıp koltukta arkasına yaslanmak isteyecektir.
- Siyah-beyazlılarda Ziraat Türkiye Kupası rövanş maçı, şampiyonluk için de şifrelere barındırıyor. Kadıköy geriliminden etkilenmemek kolay değil. Özellikle Şenol Güneş'in Fenerbahçe maçlarından fazlasıyla etkilendiğini, geçmiş maçlara bakarak görebiliyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki hafta oynanacak Fenerbahçe 'kupa' maçı, ligdeki istikamete iyi ya da kötü etki edecektir.
- Kalan haftalarda şampiyonluk için en ciddi sınav Galatasaray karşısında. Sonrası ise, Beşiktaş'ın geride bıraktığı iki yıllık şampiyonluk tecrübesinde üstesinden rahatlıkla geldiği maçlar olarak gözüküyor. Evet, olağanüstü şartlarda bir sezon geçiriyoruz lakin unutmamak gerekir ki, bu yolda en tecrübeli takım Beşiktaş.
Samandıra havası, yarıştaki diğer rakiplere nazaran bulanık...
- Fikstür avantajı veya dezavantajı konusunda hiçbir şey söyleyemeyeceğimiz tek takım Fenerbahçe. İçerde pozisyon üretemiyorlar, dışarda gol olup yağıyorlar. Bir maçta kaleye şutları yok, diğer maçta beş gol birden atıyorlar. O nedenle yorumcuların ezberleri de şaştı. 'Beğenmediğiniz Fenerbahçe ligin en golcü takımlarından.' falan. Öyle ama manik depresif ruh hali gibi, maç hali var sarı-lacivertlilerin. Bu nedenle, Fenerbahçe'nin şampiyonluk ihtimalini hesaplamak hiç kolay değil.
- Samandıra havası, yarışan diğer rakiplere nazaran daha bulanık. Aykut Kocaman'ın, oyun planını ve oyuncu tecihlerini kendi kamuoyuna hala kabul ettirememiş olması, tribünlerin genel havaya tepki gösterip, tribünlerde eski günleri aratması, yönetimin kongre süreci başta olmak üzere, teknik heyete destek olmaması, medya koordinasyon ve işbirliğinin zayıf olması gibi sebepler sarı-lacivertlileri teoride yarışın gerisinde bırakıyor.
- Her şeye rağmen, Kocaman bir inatla eldeki malzemeden şikayet etmeden yola devam eden Fenerbahçe'de en çok kurulan cümlelerden biri de şu: Bu kadroyla Aykut Kocaman'dan başkası yarışı kovalayamazdı. Galiba, Fenerbahçe mutlu sona ulaşırsa, başarı hikayesinin slogan cümlesi bu olacak.
- Teknik heyet, futbolculara tüm test sonuçlarını bizzat gösterip, neden oynadıklarını ve oynamadıklarını bilimsel olarak açıklıyor. Öte yandan, fikstürün lehine işlediği anlatılıyor tüm takıma. 'Ha gayret, az kaldı' türü motivasyonlarla yarışa tutunmaya çalışıyorlar. Yemek ve toplu organizasyonları daha sıklıkla görebileceğimizi de ekleyeyim.
AA
Haberin devamı aşağıda