Serie A Parma coronavirusGetty

Savaşlar ve salgınlar... Dünya tarihinde sporun durduğu yıllar


YORUM | Alp Çolak @colakkalp


Garip hissettiriyor, değil mi?

Bulaşıcı hastalıklar alanında uzman olan neredeyse her bilim insanının, çok uzun süredir, dünya nüfusunun büyük bir kısmını etkileyecek bir virüs salgını konusunda uyarılar yaptığını göz ardı edersek eğer, şaşkın da hissettiriyor.

İşin trajedi boyutu bir yana, kendi günlük alışkanlıklarımız üzerinden bir değerlendirme yaptığımızda belki de en garip ve en şaşkın hislerimiz, izleyecek bir spor müsabakası bulamıyor olmamızdan bile kaynaklanıyor olabilir. Tabii Belarus ligini saymazsak...

Evet, dünya genelinde yüz binlerce insan koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle hayatını kaybediyorken spordan bahsediyor olmak, negatif ruh halimizi yaratan koşulları sporun eksikliğine yormak mübalağa gibi görünebilir fakat spor, işlevi gereği insanları dertlerinden, acılarından, bunalımlarından uzak tutan bir meşgale, bir kaçış noktası görevini her daim üstlenmiştir.

Bu jenerasyon en büyük bunalımını yaşıyor ve kaçabileceği bir yer olarak spor artık mevcut değil.

Bunu hiç yaşamamıştık, sanki... Ya da yaşamış mıydık? Nostaljik yatkınlık ile geçmişe duyulan özlem, en güncel olanın en sorunlu olduğu yönünde bir yanılgıya kapılmamıza neden oluyor olabilir mi?

Hem evet hem de hayır...

Women munitions workers' football team from the AEC Munitions Factory at Beckton, London.IWM

Birinci Dünya Savaşı sporu durdurdu... Ama hep değil

Özellikle takım sporlarının talep görmeye başladığı 20. yüzyılda dünya büyük buhranlar yaşadı. 1918 yılında, o dönem adına İspanyol gribi denen bir influenza pandemisi dünya genelinde 17 ila 50 milyonun arasında insanın ölümüne yol açtı. Buna Birinci Dünya Savaşı'nda (1914-1918) 20 ila 22 milyon insanın ölmüş olduğu gerçeğini eklediğimizde 1910'lu yılların 2020'den çok daha büyük trajedilere sahne olduğunu söyleyebiliriz.

Fakat ilginçtir ki bu ölümcül salgın ve topyekün savaşa rağmen sporun, özellikle de futbolun, hiçbir şey yokmuş gibi devam ettiği de oldu.

Birleşik Krallık, 1914'te Almanya'ya savaş ilan ederek 1. Dünya Savaşı'na katıldığında kriket ve rugby gibi ligler vakit kaybetmeksizin erteleme ve iptal kararları aldılar. Fakat ülkenin futbol federasyonu, yani FA, sürpriz bir şekilde ligi oynatmaya devam etti. Kulüpler yaşayacakları maddi kayıplardan korkuyorlardı. Hükümet ise bu sporun popülaritesini kullanarak orduya kaydolacak yeni askerler bulmanın derdindeydi. 

İngiltere'de 1914-15 sezonunda hem lig hem de Federasyon Kupası oynandı ve tamamlandı fakat sporu bir askeri propaganda amacıyla sürdürme amacı ters tepip, savaş ortamında ligin oynanmaya devam ediyor olmasına karşı çıkan sesler yükselince FA geri adım atmak zorunda kaldı ve savaş süresince lig bir daha oynatılmadı.

Lige ara verildi belki ama futbolun anavatanı olarak bilinen ülkede bu sporun bir yerlerde bir şekilde oynanıyor olmasına engel olmak gibi bir düşünce yoktu. Emperyal Savaş Müzesi kayıtlarına göre savaş esnasında ülkedeki mühimmat fabrikalarında 900 binden fazla kadın çalıştı ve bu kadınların futbol takımları kurup maç yapmaları oldukça yaygındı. Kadın futbolunun gelişimindeki ilk ayaklardan biri böyle ortaya çıkmıştı. 

Futbol bizzat cephelerde de önemli bir işleve sahipti. Özellikle genç askerlerin morallerinin yüksek tutulabilmesi ve stresten arınabilmeleri adına sıklıkla futbol maçları oynanıyordu. Hatta 1914 yılında gerçekleştirilen Noel Ateşkesi'yle birlikte farklı cephelerde savaşan İngiliz ve Alman askerler bir araya gelip bir futbol maçı yaptılar. 

Fenerbahce Altinordu 1910 TurkeyDepo Photos

Türkiye'de futbolun oynanamadığı yıllar

Türkiye sınırları içerisinde bir turnuva düzeninde futbol liglerinin başladığı tarihi 1904 olarak kabul ediyoruz. O dönemki adıyla İstanbul Futbol Ligi, 1904-05 sezonundan itibaren 1914-15 sezonuna kadar sürdü. Sonrasında Cuma Ligi adı verilen organizasyon 1915 - 1923 yılları arasında yapıldı. Bunun ardından İstanbul Futbol Ligi yeniden oluşturuldu ve bu lig, Türkiye'de sporun profesyonel statüye kavuştuğu 1951 yılına dek devam etti.

Osmanlı İmparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı'nın taraflarından biri olmasına rağmen İstanbul'da oynanan futbol ligi savaş esnasında durmadı. İstanbul Futbol Ligi'nin yapılamadığı tek sezon 1912-13 sezonuydu. O dönem Balkan Savaşları nedeniyle lig oynanamadı. Birinci Dünya Savaşı'nın sürdüğü 1914-1918 yılları arasında ise turnuvaya devam edildi.

Melih Şabanoğlu, 2016 yılında Atlas Tarih Dergisi spor tarihi özel sayısı için verdiği röportajda bu durumu şu sözlerle anlatıyor:

"Çok iyi bilindiği gibi Birinci Dünya Savaşı sırasında İstanbul hiçbir zaman yakın ve açık bir tehdit altında kalmadı. Bu nedenle de İstanbul Futbol Ligi’nin tatil edilmesine gerek duyulmadı. Diğer taraftan İstanbul imparatorluğun başkenti olarak günlük propagandanın en büyük kamusal alanı durumundaydı. Futbol sahaları da bu kamusal alanın önemli unsurları arasındaydılar. Yani dönemin iktidarı futbol üzerinden de İstanbul halkına mesajlar iletme imkânına sahipti. Ligin tatil edilmemesindeki nedenlerden biri de budur. Ligin tatil edilmesi, İstanbul halkına savaşta bir şeylerin yanlış gittiği yolunda ters bir mesaj vermek anlamına gelecekti."

1918'den sonra İstanbul'un düşman kuvvetlerce işgaliyle birlikte 1918-19 sezonu gerçekleştirilemedi, 1919-20 sezonu ise bitirilemedi. 

Ülkede futbolun durduğu bir sezon daha oldu. 1927-28 sezonu, Amsterdam Olimpiyat Oyunları'na katılacak olan milli takımın hazırlık süreci nedeniyle gerçekleştirilemedi. Türkiye o olimpiyatlardaki tek maçında Mısır'a 7-1 mağlup oldu.

ile picture dated 19 June 1938 of Brazilian forward Leonidas da Silva front of a Swedish defender during the World CupGetty

İkinci Dünya Savaşı'nın futboldaki derin etkileri

1939 - 1945 yılları arasında süren ve dünya tarihinin belki de en büyük insani trajedisini ortaya çıkaran İkinci Dünya Savaşı esnasında yaklaşık 85 milyon kişi hayatını kaybetti ve bu o dönemin dünya nüfusu için yüzde 3'lük bir orana tekabül ediyordu. Türkiye, 1945 yılında Birleşmiş Milletler'e katılım davetiyesinin bir gerekliliği olarak bu süreci mağlup bitiren Mihver Devletleri'ne savaş açması dışında İkinci Dünya Savaşı'nın taraflarından biri olmadı ve Türk askerleri bu savaşın cephelerinde yer almadı. Bu nedenle Türkiye'de spor ve en popüler spor olarak futbol herhangi bir kesintiye uğramadan devam etti.

Dünyanın kalanı için ise aynı durumdan söz etmek zordu. Covid-19 salgınından önce, sporu bu kadar sert ve direkt olarak etkileyen yegane olay İkinci Dünya Savaşı'ydı.

İngiltere Futbol Federasyonu, Birinci Dünya Savaşı'ndaki tavrını bu defa değiştirdi. Savaşın hemen başında, Eylül 1939'da tüm futbol aktiviteleri aksi yönde bir karara kadar iptal edildi. Naziler'in hava bombardımanları ülke için sporu devam ettirmeyi zaten imkansız kılacaktı ve 1914-15 sezonundaki gibi bir futbol propagandası kaygısı bu defa belirleyici değildi. 

Fakat yine de bundan kısa bir süre sonra İçişleri Bakanlığı bir karar alarak bazı futbol maçlarının 8 bin kişiyi aşmayacak izleyici sayısıyla oynanabileceğine hükmetti. Şartlar arasında maçların tahliye noktalarına yakın alanlarda oynanması vardı. Bu şekilde bazı bölgesel turnuvaların ve dostluk maçlarının oynanmasının yolu açıldı. Savaşın ardından FA Cup 1945-46 sezonundan, İngiltere Birinci Ligi ise (şimdiki Premier Lig) 1946-47 sezonundan itibaren oynanmaya devam etti.

Savaş boyunca futbolcuların kariyerlerini bir kenara bırakarak ülkelerinin ordularına katılmaları oldukça yaygındı. Liglerin oynanmamasıyla birlikte özellikle İngiltere ve Almanya'da birçok futbolcu cephelerin yolunu tuttu. Picture Magazine'e göre 1940 yılına gelindiğinde Birleşik Krallık'ta toplam 629 profesyonel futbolcu orduya katılmıştı. Bunlar arasından 80 tanesi cephelerde yaşamını yitirdi.

Lazio 1915www.sslazio.org

Lazio'nun makus talihi

İtalya'da her iki savaş esnasında da sezonların başlamadan iptal edildiği yıllar oldu fakat bir futbol sezonunun başlayıp da yarıda kalması, koronavirüs öncesinde sadece bir defa gerçekleşmişti. 

Bu sene olduğu gibi bu karardan etkilenen aktör yine Lazio'ydu.

Serie A'da bu sezon 26 hafta geride kalırken Juventus'un bir puan gerisinde ikinci sırada yer alan Lazio, bundan 105 yıl önce belki de kendisine ait olacak şampiyonluk unvanının Genoa'ya verilmesini izlemek durumunda kaldı.

Serie A'da 1914-15 sezonu Birinci Dünya Savaşı nedeniyle yarıda kaldı. O dönem lig kuzey ve güney bölgelerinde iki ayrı turnuva şeklinde oynanıyor ve bu turnuvaların galipleri şampiyonluk için karşı karşıya geliyorlardı. Lige ara verilmeden önce Lazio güney turnuvasını lider bitirmişti. Kuzey turnuvasında ise bitime bir maç vardı ve Genoa; Torino, Inter ve Milan'ın önünde liderdi. 

Dört yıl boyunca bu sezonu hangi takımın şampiyon bitirdiği belirlenmezken sonrasında şampiyon ilan edilen takımın Genoa olduğu açıklandı. Neden Lazio değil de Genoa'nın şampiyon ilan edildiğinin ise resmi bir gerekçesi olmadı. 

Rose Bowl 1942

Pearl Harbour ve ABD'de spor aşkı

Japonya'nın ABD'ye ait Pearl Harbour üssüne 7 Aralık 1941'de gerçekleştirdiği büyük saldırının ardından ABD, İkinci Dünya Savaşı'na dahil oldu. Sonrasında ülkede motor sporları organizasyonları iptal edildi. Gerekçeler arasında benzin ve lastik hususundaki tasarruf planları ön plana çıkıyordu. 

O dönem ülkedeki en popüler spor beyzboldu ve bu saldırıların hemen ardından MLB'nin geleneksel kış toplantısı yapılacaktı. Ligin patronu Kenesaw Landis, ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt'e bir mektup yazarak ligleri iptal edip etmeme konusundaki görüşlerini sordu. Büyük bir beyzbol hayranı olduğu bilinen Roosevelt'in önerisi 'devam' yönünde oldu. Çünkü spor, ülkedeki morali yükseltiyordu.

Sadece devletin başkanı da değil, halkın tavrı da spor organizasyonlarının devam etmesinden yanaydı. Cornell Üniversitesi'nin 1942'de yaptığı bir ankete göre Amerikalıların yüzde 67'si spor organizasyonlarının savaş boyunca devam etmesi gerektiğini söylerken sadece yüzde 23'ü durdurulması ya da iptal edilmesi yönünde görüş bildirdi. Yüzde 10 ise bir fikir beyan etmedi.

Bugün ülkedeki en popüler spor olan Amerikan Futbolu beyzbola göre daha sert etkilendi. 1940'lı yıllarda üniversite futbolu, profesyonel liglerden daha fazla ilgi görüyordu. Aralarında Harvard, Princeton, Oregon, Stanford ve Florida gibi prestijli okulların da yer aldığı birçok üniversitede spor programları durduruldu. Üniversitede okuyan birçok genç bir anda kendini cephelerde buldu ve bunların arasında sporcular da vardı. 

Ancak ülkede futbol oynanmaya devam etti, her ne kadar bazı zorluklarla olsa da... Pearl Harbour sonrasında ABD'de federal hükümet batı yakasındaki toplu organizasyonlara yasak getirdi. Ülkenin batısının Japonya'nın olası işgaline uğramasından korkulduğu için, normalde California'daki Pasadena kentinde oynanan geleneksel Rose Bowl maçı 1942 yılında Kuzey Carolina'daki Durham kentinde yer alan Duke Üniversitesi Stadyumu'nda yapıldı. 

Yıllar ilerledikçe popülerlik yarışında MLB'yi geride bırakacak olan NFL'de savaş esnasında örnek yardımlaşma eylemleri de görüldü. 1943 yılında oyuncu sayısındaki yetersizlik nedeniyle Pittsburgh Steelers ve Philadelphia Eagles takımları bir araya gelerek bir sezonluğuna Steagles ismiyle oynadılar ve o sezon çıktıkları 10 maçta 5 galibiyet, 4 yenilgi ve 1 beraberlik aldılar. 1.000'in üzerinde NFL oyuncusunun, hakeminin ve antrenörünün İkinci Dünya Savaşı esnasında cephelerde savaştığı düşünülüyor.

2020 Olympics flag ringsGetty

Yapılamayan ve boykot edilen Olimpiyatlar

1916 yılında Berlin'de gerçekleştirilmesi planlanan Olimpiyat Oyunları, Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasının ardından iptal edildi. Almanlar bir sonraki olimpiyat hayallerine bundan 20 yıl sonra ulaştıklarında dünya bambaşka bir kaosun eşiğine gelmişti. 

1936 yılında Berlin'de gerçekleştirilen olimpiyat oyunları o dönem Almanya'daki iktidarını perçinleyen Naziler'in gövde gösterisine dönüşmüş ve oyunlar tarihinin en kirli organizasyonu gerçekleştirilmişti. Yıllar sonra tüm dünyayı bir kan gölüne çevirecek olan Adolf Hitler'in propaganda aracı haline gelen oyunları 1940 yılında Tokyo'da gerçekleşecek organizasyon takip edecekti fakat patlak veren savaş buna engel oldu. 1944'teki Londra Olimpiyatları da Tokyo'yla aynı kaderi paylaştı ve yapılamadı.

Kaderin cilvesi o ki yıl 2020 olduğunda yaz olimpiyatlarını düzenlemesi gereken şehir olan Tokyo bu defa da koronavirüs salgını nedeniyle organizasyonun tam bir yıl ertelenmesiyle karşı karşıya kaldı. 

Tüm spor organizasyonları arasında özellikle 20. yüzyıl boyunca en politik olanlar olimpiyatlar oldu. Soğuk Savaş döneminde oyunların toplu halde boykot edildiği dönemler yaşandı. 

1980 yılında ABD'nin başı çektiği 60 ülke, Sovyetler Birliği'nin Afganistan'ı işgalini protesto etmek amacıyla Moskova'da düzenlenecek olimpiyat oyunlarına katılmadılar. Organizasyonu boykot eden ülkeler arasında Türkiye de vardı. Buna karşılık vermek amacıyla SSCB ve Doğu Bloğu üyesi 14 ülke bundan dört yıl sonra Los Angeles'ta düzenlenen oyunlara katılmayı reddettiler.

Oyunların tarihinde boykot sıklıkla rastlanan bir yöntem. 1976 yılında Montreal'deki oyunları çoğunluğu Afrika'dan olmak üzere 29 ülke boykot etti. Kararın gerekçesi, BM'nin Güney Afrika'daki apartheid rejimine yönelik sportif ambargo çağrısına rağmen ülkeyi ziyaret eden rugby takımı nedeniyle Yeni Zelanda'nın oyunlardan ihraç edilmemesiydi. 

Coronavirus football GFXGetty/Goal composite

Spor organizasyonlarının devamı aceleye getirilmemeli

Dünya tarihi boyunca başka birçok nedenden dolayı spor müsabakalarının kısa süreli de olsa durduğu, ertelendiği oldu. Bazen iklim şartları, bazen politik ve askeri gerilimler, bazen lokavtlar nedeniyle seyirciler dünyada ilgiyle izlenen birçok organizasyondan mahrum kaldılar. 

Elbette spor dünyası böylesine büyük bir kaosu ilk defa yaşıyor. İnsanlık geçmişte çok daha travmatik dönemlerden geçti, çok daha büyük kayıplar verdi ve etkilerini uzun süreler yaşadığı felaketlerle boğuştu. Fakat böylesine 'eşitleyici' ve evrensel bir problem ile ilk defa karşılaşılıyor. Dünya görünmez bir düşman ile savaşıyor ve bu düşman sosyal statü, cinsiyet, ırk, dil, din, milliyet dinlemeden herkesi etkiliyor.

Spor bireylere böyle zamanlarda buhranlarından kaçacağı bir sığınak ve moral deposu olma görevi görüyor. İnsanların sağlığı tehlikedeyken sporu düşünüyor olmak kimileri için kaygısızlık ve hatta saygısızlık gibi görünüyor olsa da bu sığınağa neden ihtiyaç duyulduğunu da anlamak gerekiyor. 

İnsanlık spordan ilk kez mahrum kalmıyor ve bu son da olmayacak. Kamu sağlığını korumak ve gözetmekle yükümlü görevlilerin çağrılarına kulak vererek hem kendimizi hem de çevremizdekileri güvende tutacak ve sabredeceğiz. Spora en kısa sürede kavuşabilmemizin tek yolu bu.

Reklam

ENJOYED THIS STORY?

Add GOAL.com as a preferred source on Google to see more of our reporting

0