PSV Eindhoven her zaman ilginç özellikleri olan, alt yapıdan iyi oyuncular çıkartan, onar yıllık periyotlar içinde iniş ve çıkışlara sahip bir takım oldu. Bu çıkışların en büyüğünü seksenli yılların sonlarına doğru yaşadılar.
1987’de Guus Hiddink yönetiminde Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Galatasaray ile karşılaştığında, PSV ilk maçı 3-0 kazanmış, İstanbul’da 2-0 kaybetmelerine rağmen turu geçmişti. Eric Gerets’in kaptanlığında, Barry Van Aerle, Frank Arnesen, Soren Lerby ve Wim Kieft gibi oyunculardan oluşan takımın en önemli oyuncusu bir libero olmasına rağmen o sezon 21 gol atan Ronald Koeman’dı. Galatasaray’ı eledikten sonra sırasıyla Rapid Wien, Bordeaux, Real Madrid ve finalde de Benfica’yı geçerek kupayı kazanan PSV, tek mağlubiyetini ilk turda Galatasaray’dan almıştı. 1984-1993 arasını Hollanda’da domine eden PSV, Ajax’ın tekrar rekabete girmesiyle 2000-2008 arasındaki üstünlüğüne dek sessiz kaldı.
Son 10 yıllık periyotta yeniden Ajax’ın gerisinde kalan PSV Eindhoven, 4. olarak tamamladığı 2019-2020 sezonunun sonunda takımın başına Roger Schmidt’i getirdi.
Schmidt'in PSV'si
Ne kadar baskı yerse yesin ,1. bölgeyi terk ederken kısa-orta menzilli ayağa paslarla takımını atağa çıkaran Schmidt; 3. bölgede kanatların içeri kat ettiği, beklerin ise kanat-forvet gibi hücuma sürekli destek verdiği akışkan ve seri hücumları seven bir teknik direktör. Daha önce Salzburg’da ve Bayer Leverkusen’de oynattığı futbolla dikkat çeken Alman teknik adam, hücum odaklı 4-4-2 formasyonunu kısa sürede PSV’ye monte etti.
Eredivisie, genellikle ilk 4 sıradaki takımların birbirlerine karşı maçlarındaki puan kayıplarının sezon sonu belirleyici olduğu bir lig… Schmidt yönetimindeki PSV, geçtiğimiz sezon, sadece 4 maç kaybetmesine ve Ajax’a her iki maçta da yenilmemesine rağmen, 20-28. haftalar arası sadece 3 galibiyet alabildi. Bu, AZ Alkmaar ve Feyenoord’u yenemeyen takımın da şampiyonluğa havlu atması demek oluyordu.
Schmidt’in, ligin başında yaptığı kadro ve diziliş rotasyonlar ilk 12 hafta sonunda da sürpriz puan kayıplarını getirmişti. 3. haftada Heracles deplasmanında kadroda büyük bir değişime giden ve beraberlikle dönen Schmidt, 6. haftada ise Vitesse deplasmanında 4-3-1-2 formasyonuyla kaybetti. Sezon genelinde tercih ettiği Max-Boscagli-Teze-Dumfries dörtlüsünde zaman zaman stoper Boscagli’yi Viergever ile değişirken, bazı maçlarda da stoper Teze’yi sağ beke çekti.
Schmidt, merkez orta sahada, geçtiğimiz sezon başında Toulouse’dan transfer edilen Ibrahima Sangare ve Pablo Rosario ikilisinin dinamizmiyle fiziksel direnç oluşturdu. Kanatlarda da sık sık rotasyona giden Alman teknik adam; Gakpo, Mauro Junior, Madueke, Ihattaren, Ledezma, Götze, Vertessen ve hatta bazen Ryan Thomas’ı bu bölgede kullanırken, santrforda da birçok maçta Malen-Zahavi ideal ikilisiyle oynadı.
Schmidt’in kanat rotasyonu bu kadar çeşitlilik gösterirken, bek rotasyonu ise oldukça sınırlıydı. Bununla birlikte sezonun ilk haftalarında özellikle Mauro Junior’a kadroda yer açmak için onu sağ bek ve sol bek dahil olmak üzere birçok pozisyonda denedi.
PSV’nin geçtiğimiz sezon kalabalık orta sahayla oynayan, oyunu iyi açan ve çoğunlukla yaratıcı takımlara karşı kaybettiği görüldü. Puan kaybı yaşanan AZ Alkmaar, Feyenoord, Vitesse ve Twente maçlarında rakipler beşli orta saha hattıyla dizilmişti. Orta sahada oyunu iki yönlü oynayan ve hücum gücü yüksek Van Ginkel’in sezon sonuna doğru süre bulmaya başlaması ve yeni transfer Davy Pröpper’in o bölgeye zenginlik katacağı düşünülünce, Schmidt'in eli biraz daha güçlü olacak.
Savunma zaafları
Yedikleri gollerde özellikle yerleşim ve adam paylaşımından kaynaklı problemler olduğu görülen PSV’nin yerleşim hatalarının çoğu, baskın ataklara karşılık verememelerinden kaynaklıydı. Savunmanın önde yakalandığı durumlarda bek-stoper arası ve hatta iki stoper arası atılan toplarda zorluk yaşadıkları birçok maç oynadılar. Boscagli, çevre kontrolü ve hamle zamanlaması iyi olmayan bir stoper ve yenilen gollerin çoğunda başroldeydi.
Bununla birlikte, galip gelmelerine rağmen, 2 gol yedikleri PEC Zwolle ve 3 gol yedikleri Sparta Rotterdam karşılaşmalarında da görüldüğü gibi, farklı skoru elde ettikten sonra konsantrasyon kaybı yaşıyorlar. Bu da bireysel hatalarla kolay goller yemelerine neden oluyor.
Klasik hücum pratikleri
Rakibine, yarı sahasından çıkarken yoğun bir pres uygulayan Eindhoven ekibi, kaptığı toplarla kolay pozisyon bulabiliyor. Santrfor özellikli, hızlı ve dar alan becerisi yüksek kanat oyuncularıyla 3. bölgenin merkezinde çoğunluk oluşturan PSV, koridorları mükemmele yakın kullanan bir takım.
Kanat oyuncuları içeri kat ettiğinde beklerin oyuna dahil olması ise PSV’nin en büyük karakteristiklerinden biri.... Geçtiğimiz sezona damga vuran oyuncular arasında gösterilen sol bek Max’ın 13 gole doğrudan etki etmesi (5 gol, 8 asist) tesadüf değil. Bunun yanı sıra sağ bekteki Dumfries da 8 gole direkt katkı sundu (2 gol, 6 asist).
İç koridorlardan kale önüne, penaltı noktası civarına ya da yay üzerine çıkarılan toplar kadar, içe kat eden kanat oyuncuları adam eksilterek kendilerine şut açısı yaratıyor ve kaleyi sıklıkla yokluyor. Geçtiğimiz sezon 19 gol kaydeden Malen tam bir ceza sahası golcüsüne dönüştü.
Kanat ve santrfor gücü
PSV Eindhoven’ın kanatları ve bitiricileri için tek tek ayrı paragraflar yazmak gerekiyor. Ancak tek cümleyle özetlemek gerekirse, bu hat, birbirleri yerine oynayabilecek yetenek benzerliği ve kapasitesine sahip olmakla birlikte, her biri farklı ve özel nitelikli oyunculardan oluşuyor.
Geçtiğimiz sezonun tamamında santrforda oynayan ve ligde 19 gol atan çabuk bitirici Donyell Malen, sol kanat-forvet pozisyonundaki genç yıldız Cody Gakpo ve sağ kanat-forvet olarak vitrine yeni çıkarılan 19 yaşındaki büyük potansiyel Noni Madueke bu bağlamda değerlendirilebilecek bir üçlü...
Malen’in satışı gerçekleşirse, Gakpo ve Madueke’nin daha çok yıldızlaşacağı bir sezon izleyebiliriz. Malen ile birlikte ileri ikilide yer alan Eran Zahavi, pasör özelliğiyle 4-4-2’nin hızlı çıkışlarında bağlantı oyuncusu işlevi de görebiliyor. U-17’nin yıldızı olarak A takıma çıkan ve rotasyona dahil edilen Yorbe Vertessen ise bu sezon daha fazla süre alacak gibi…
Schmidt’in elindeki 10 numara pozisyonunun hakkını, yetenek ve oyun zekası olarak verecek iki önemli oyuncu var. Biri, kariyerindeki düşüşün ardından geçtiğimiz sezon ayağa kalkan Mario Götze. Diğeri ise bir türlü devamlılık problemini aşamayan büyük poyansiyel Mohamed Ihattaren. Atletik kanat forvetlerle oynamadığında bu iki oyuncudan oyun kurucu kanat rollerinde faydalanan Schmidt, 4-2-3-1’e geçme ihtimaliyle Götze’den klasik bir merkez oyun kurucu olarak faydalanabilir.
Yeni sezon değişimleri ve tur şansı
Yeni sezona başlarken hazırlık maçlarında 4-2-3-1 formasyonuyla bu ihtimali güçlendiren Schmidt’in, Osnabrück ve PAOK ile oynadıkları karşılaşmalara aynı kadro ile başlayıp Götze’den bu pozisyonda faydalanması önemli bir işaret.
Schmidt’in 4-4-2’den 4-2-3-1’e geçişi; elindeki çok sayıda merkez orta saha oyuncusunu kullanabilme, rakiplerin geçtiğimiz sezon 2. bölgede oluşturduğu sayısal üstünlüklerinin önüne geçme ve savunma güvenliğine biraz daha ağırlık verme amaçlarını taşıyor olabilir.
Bu yaz Malen ve Dumfries’ın takımdan ayrılacağını duyuran Alman hoca, kadro derinliğini kaybetmek istemiyor. Stopere Andre Ramalho, sağ bek pozisyonuna Philip Mwene ve merkez orta sahaya Davy Pröpper’in transfer edilişiyle hem defans hem de orta saha seçeneklerini artıran PSV Eindhoven, bu sezon Ajax’ın ligdeki etkinliğini kırabilme potansiyeline sahip...
PSV Eindhoven özellikle akışkan hücum geçişleri ve nitelikli pas bağlantılarıyla izlemesi keyif veren bir takım. Geçtiğimiz sezon oyun kalitesini yukarı taşıyan, hücum hattında oldukça yetenekli ve genç ve atlet oyunculara sahip; pres gücü yüksek ve büyük ölçüde oturmuş bir profil çizdiler. Galatasaray’a karşı en büyük avantajları sahada ne yapacaklarını daha iyi biliyor olmaları… Schmidt her ne kadar yüzde elli dese de şansları çok daha yüksek.




