YORUM | Yağız Okul @okulyagiz
Old Trafford'da "Atak, atak, atak!" sesleri yükseldi ancak Manchester United hücum etmedi. Belki hücum etmeyi denediler. Dürüst olmak gerekirse ne yaptıklarını bilmek kolay değildi. Hücum olması muhtemeldi. Ama hücum etmediler.
Jonathan Wilson, Şampiyonlar Ligi'nde Valencia karşısında sergilediği futbolun ardından Manchester United'ın analizini yapmaya çalışırken, açılışı bu cümleler ile yaptı.
Deneyimli yazar bir yandan geçmişe de ışık tuttu. David Moyes döneminde Manchester United'ın hücum oynadığını ancak kötü, sıkıcı ve tahmin edilebilir olduklarını belirtti. Yine Kırmızı Şeytanlar'ın Louis van Gaal döneminde de hücum futbolunu benimsediğini, bir planı olduğunu ancak onun da tahmin edilebilir olduğunu yazdı.
Evet, Manchester United uzun süredir bir krizin içinde ve bu durumun tek sorumlusu Jose Mourinho gibi gözüküyor, ancak sorun Sir Alex Ferguson'un emekliliği ile başlayıp, yönetim kurulunun yanlış tercihleriyle şekillendi.
Elbette kibri kariyerinden büyük Jose Mourinho, ateşe körükle gitmeyi ihmal etmeyen tavrı ile yönetim kurulunu ve taraftarları bir taraf seçmek zorunda bırakan kişi oldu.
Henüz bir karar verilmedi ancak bu aşamaya nasıl gelindi? Manchester United taraftarları, nasıl oldu da "atak, atak, atak!" demeye başladı?
Mayıs 2018'de eyin kanaması geçiren Sir Alex Ferguson'un, rahatsızlığından beri ilk kez Old Trafford'a ayak bastığı gün, 22 Eylül 2018'de Wolverhampton ağırlandı. 1-1 berabere biten maçın sonunda Paul Pogba, Jose Mourinho ile savaşmakta olduğunu tüm dünyaya gösterdi.
Fransa ile yaz aylarında Dünya Kupası zaferi yaşayan ve kalitesini ispatlayan Paul Pogba bu sözlerle, altyapısından yetiştiği kulübün genlerine sahip olduğunu da gösterdi.
Pogba, Manchester United ile karşılaşacak rakiplerin, kadro kalitesinin önemi olmadan korkması gerektiğini biliyor.
Jose Mourinho bilmiyor.
GettyTüm bu tartışmaların ortasında, kısa bir süre Manchester United forması giymiş olan Michael Owen, Pogba'nın yeteneklerini ve ona duyduğu inancı haykırdı.
"Ferguson yönetiminde Pogba, dünyanın en iyi futbolcusu olabilirdi."
Bunları söylerken, Mourinho'nun kara defterindeki üstü çizik isimleri hatırlatmayı ihmal etmedi. "Önce Mohamed Salah ve Kevin de Bruyne. Şimdi Paul Pogba ve Alexis Sanchez."
Halbuki Jose Mourinho, olgunlaşmış ve üst düzey performans sergilemekte olan futbolcuları kadrosunda görmek isteyen menajer, nasıl oldu da bu iki yıldızdan yararlanamaz hale geldi?
Ego dediğinizi duyar gibiyim.
Manchester United nerede hata yaptı?
Sir Alex Ferguson'un emekliliği öncesi yönetim kuruluna bir varis listesi verdiğini ve David Moyes'un da adının bu listede olduğunu biliyoruz.
Ancak bu listede ilk sırada Pep Guardiola'nın olduğunu, Ferguson'un Pep'ten telefon beklediğini ancak İspanyol teknik adamın Bayern Münih ile anlaştığını da biliyoruz.
Getty ImagesYine listenin devamında Jose Mourinho'nun olduğunu ancak Portekizli'nin Chelsea patronu Roman Abramovich'e söz verdiğini de biliyoruz.
Jürgen Klopp'un da Borussia Dortmund'da mutlu olduğunu ve ayrılmak istemediğini de, Lous van Gaal'in 2014 Dünya Kupası için Hollanda Milli Takımı'nın başına geçtiği için gelemediğini de...
Hata Moyes'un tercih edilmesi değil. Hata, yönetimin kurulunun önümüzdeki yıllarda nasıl bir futbol izlemek istediğine karar verememesiydi.
Elden kaçanlar, komşunun zaferleri oldu
Valencia'dan ayrılacağı dönemde elden kaçan David Silva, Bayern Münih'ten ayrılacağı dönemde ikna edilemeyen Pep Guardiola, Wolfsburg dönemi sonrası kapıdan dönen Kevin de Bruyne, Manchester United'ın pişmanlık, ezeli rakibinin ise zafer listesinde yerlerini aldılar.
Elbette bu isimler vazgeçilmez ve olmazsa olmaz değildi. Manchester United yerlerine Angel Di Maria, Radamel Falcao, Bastian Schweinsteiger, Zlatan Ibrahimovic, Anthony Martial, Paul Pogba ve Alexis Sanchez gibi isimleri transfer etti.
Hiçbiri bekleneni veremedi. Çünkü Manchester United hala sahada ne sergileyeceğini bilmiyordu.
Getty2018/19 sezonu ile birlikte Manchester United'ın son Şampiyonlar Ligi finalinin ardından tam 10 sezon geçmiş olacak.
Uzaktan bakınca post-Ronaldo sendromu gibi gözüküyor.
Cristiano Ronaldo'nun ayrılığının ardından 9 futbolcu, efsanevi 7 numaralı formayı giydi, hiçbiri başarılı olamadı. 7 numaralı formanın herhangi bir formaymış gibi dağıtılıyor olması ise işin en üzücü tarafı.
Bu isimlerden Angel di Maria PSG ile kendini buldu. Memphis Depay iki sezondur Lyon'un kilit isimlerinden biri olmayı başardı.
Alexis Sanchez ise Manchester City'nin elinden kapılmışken, kulüp tarihinin hayal kırıklıkları arasına girdi bile. İnan Özdemir'in belirttiği üzere en büyük şansı, Manchester United'ın bugün Pogba ve Mourinho cepheleri üzerinden tartışılıyor olması.
Peki Mourinho suçsuz mu?
Mourinho'nun Chelsea ve Inter dönemleriydi. 2010 yılında Inter ile zirve sezonunu yaşarken, Pep Guardiola kendini ve sistemini mükemmleştiriyordu.
Pep mükemmelleşmekle kalmadı. Bir dönem Rinus Michels, Arrigo Sacchi, Johan Cruyff, Marcelo Bielsa ve niceleri gibi kendinden sonrakilere ilham verircesine bir kariyer çizdi.
Yeni nesil antrenörlere örnek oldu, yeni nesil antrenörler ondan ilham aldı. Bu antrenörler artık üst düzey liglerde takım çalıştırıyor, Jose Mourinho'ya ve felsefesine rakip oluyor.
The SunTüm bunlar olurken yeni nesil futbolcular da, futbolun güzel oynandığı ve oynanacağı takımlara gitmeyi tercih ediyor. Ya da takımlarının başında böyle teknik adamlar görmek istiyor.
İşte Pogba da tam olarak böyle bir süreçten geçiyor.
Yeniden yapılanma her zaman sahadaki futbolla başlar.
Mourinho gitmeli çünkü futbolcular ile ters düşüyor. Gitmeli çünkü futbolu keyif vermiyor, kulüp genlerine uymuyor. Gitmeli çünkü taktikleri ve planları tahmin edilebiliyor. Gitmeli çünkü artık sonuç alamıyor.


