Goal twitter

YORUM | Messi, sadece tekme yediğinde yalnız değil


 YORUM | Feyyaz Tan @futbolitan


Copa America 2019’la birlikte eski bir klişe tartışma konusu yeniden alevlendi: “Messi, Arjantin’de futbol unutuyor.” Peki, gerçekten işin gerçeği böyle mi? 2014’de Higuain bomboş pozisyonda her zaman yapabildiğini yapsa ülkesine Dünya Kupası’nı getirmişti ve o olmasaydı, Arjantin 2018 Dünya Kupası’na zaten hiç gidemeyecekti (tek başına aldığı Ekvador maçı). Her şeye rağmen, Messi bu takıma daha fazlasını verebilir mi? Biraz bakalım.

“Tek başına takım” devri bitti

Günümüz futbolunda artık hiçbir oyuncu, bir takımı tek başına sürükleyemez. Buna modern futbol izin vermiyor. Çünkü en sıradan takım bile, böylesi üst düzey turnuvalarda –en azından- orta sahası ve defansıyla birlikte kompakt kalabiliyor. Hal böyle olunca, zaten dünyanın en iyisi bile tek başına bir maçı çözemez hale geliyor. “Dünyanın en iyisi bile” bugünün futbolunda kademe zekası çok fazla geliştiği için, en fazla iki kez üst üste adam eksiltmeyi sürekli hale getirebiliyor. Messi, aslında bunu Arjantin’de de yapabiliyor, hatta Kolombiya maçında da yaptı. Ama yetmedi, yetmeyecek de…

Keşke tekme yemediğinde de o koşular yapılsa

Lionel Messi, hiçbir zaman Maradona gibi bir oyuncu olmadı. Yapamayacağından değil, ama topu merkezden alıp, etrafını yönlendirme işi pek Messi’lik değil. Çünkü o hala dünyanın kale etrafındaki en tehlikeli oyuncusu. Messi’nin alameti farikası, topla kaleye yakın buluştuğu anda kısa bir verkaçla  ya da dripling sonrası şutla tabelayı değiştirmek. Ancak bunun gerçekleşmesi için Arjantin’in topu tıpkı Barcelona’da olduğu gibi önde kazanması gerekiyor. Çünkü geriden, sıfırdan başlatılan oyun, -mecburen- Messi’yi orta saha civarında topla buluşturmak demek.

Peki, Messi topu geriden aldığında topu verip, tekrar geri alacağı, sonra santrforuna verip, bir kez daha geri alacağı ortam oluşuyor mu? Maalesef. Şu sahneyi çok görüyoruz: Messi, kaleden uzakta bir bölgede topla buluşur. Geri pas dışında pek opsiyon bulamaz ve dikine gitmek istediğinde bir çalım atar, muhtemelen ikinci çalımı da atar. Ama yine etrafında bir opsiyon oluşmaz. Hal böyle olunca topu ya kaptırır ya da bir faule maruz kalır. İşte o faul sonrası bir anda Arjantinli futbolcular olay yerine depar atıp, faulü yapan oyuncuya diklenir… Keşke o topsuz koşuları, top Messi’nin ayağındayken de yapabilseler…

Böyle giderse “kupasızlık” devam edecek

Arjantin geçen yıllar içinde hala sıkı bir oyun oturtamamış gözüküyor. Özellikle orta sahadaki derler sabit şekilde kalmış. Paredes ve Rodriguez ikilisi, savunma ağırlıklı ve yeterince tempo, baskı kuramayan bir merkez oluşturmuş. Oyunun iki tarafını oynama potansiyeli olan tek oyuncu Lo Celso, yine kanatlarda rol alıyor. Di Maria kendi dilinde bir oyun oynuyor vesaire… Haliyle, hala ortada bir “takım” resmi yok. Hücum edemezken bir noktadan sonra “Biz Arjantiniz” refleksiyle şuursuzca baskı yapmaya çalışıyorlar ve kontradan yiyerek maçtan kopuyorlar. Dünya Kupası’nda da bu böyleydi, Kolombiya karşısında da hikaye değişmedi. Evet, Messi sahada ruhen yeterince lider gözükmüyor ve durumu kabullenmiş bir tavrı var. Yine de Arjantin’in bu “futbolsuzluğundaki” en suçsuz isimlerden.

Goal twitter
Reklam