Ernesto Valverde, BarcelonaGetty

YORUM | Bireysel sorumluluk ve kurumsal basiretsizlik arasında Ernesto Valverde


 YORUM | Alp Çolak


Katalonya'da son üç günde yaşananlar arasında sürpriz olan tek bir şey dahi yok.

Barcelona yönetiminin Ernesto Valverde görevdeyken Xavi'yle ve Ronald Koeman'la anlaşmaya çalışması sürpriz değil. Xavi ve Koeman'ın teklifleri sadece sezon sonunda gelmesi halinde kabul edeceklerini belirterek reddetmeleri sürpriz değil. Valverde'nin tüm bunlara rağmen istifa etmemesi sürpriz değil. Neticesinde Barça'nın onu kovması da sürpriz değil.

Konu dünyanın en politik kulübü olan FC Barcelona olunca bir sürprizden bahsetmek gerçekten çok zor fakat tüm bu çalkantılı birliktelik arasında illa bir şaşırtıcılığa vurgu yapacaksak işin en başına dönmemiz gerekiyor. 

Ernesto Valverde'nin bu takımın başında olması başlı başına bir sürprizdi zaten.

Pep Guardiola ayrıldığından beri A seviyede bir antrenöre takımı emanet etmeyi beceremeyen Barcelona yönetiminin çareyi Valverde'de araması seçeneksizlikten öte gelmiyordu, kolay geçinebilecekleri bir teknik adam istiyorlardı. Entrikanın eksik olmadığı kulüp yapısı içerisinde barınmak her teknik direktörün harcı değil. Muhtemelen tarihin en iyi antrenörlerinden biri olan Pep Guardiola bile sembolü olduğu bu kulüpten ayrılırken "Barcelona'da 4 yıl geçirmek bir ömür gibi" demişti. Hayır, abartmamıştı.

Guardiola Barcelona

Hâl böyleyken Ernesto Valverde deneyinin neden başarısız olduğunu irdelemekten daha ziyade bunun gerçek anlamıyla bir deney olup olmadığını tartışmak daha da önemli. Guardiola sonrası Tito Vilanova, Gerardo Martino, Luis Enrique ve Valverde dönemleri; Barça yönetiminin "risk" almadığı, kolay geçinebileceğini düşündüğü antrenör seçimlerinden daha büyük bir anlam ifade etmiyor. Bu antrenörlerin hiçbirinin takımın ne denli dominant ya da reaktif bir oyun ortaya koyması gerektiğine dair net bir fikirleri yoktu ve her biri kendilerini tamamen Lionel Messi'nin sırtına dayadı. Evet, tarihin en iyi oyuncusu sizin oyuncunuz olsa siz de aynı şeyi yapardınız belki ama Pep bunu yapmamıştı. Pep, Messi'ye dayanmak yerine onu sırtından desteklemeyi tercih etmişti.

2008-2012 arasında inanılmaz bir dominasyon ortaya koyan Pep takımından sonra Barça'nın gerçek anlamda ne yapmak istediğini bilen ve bunu otoriter bir şekilde ortaya koyan hocalara ihtiyacı vardı, görece pasif karakterlere değil. Bu aşamadan sonra takımı Jose Mourinho gibi, Arsene Wenger gibi, Jürgen Klopp gibi A sınıfı teknik adamlar ve A sınıfı karakterler taşıyabilirlerdi ama Barça yönetimi, kendisini kamuoyuna Guardiola devamlılığını sağlamak niyetindeymiş gibi göstermiş olsa da, aslında sadece gürültüsüz bir geçişi arzu ediyordu. Ne de olsa Messi varken, Pep sonrası geçirilen yedi sezonda beş La Liga şampiyonluğu elde etmek çok da zor olmayacaktı.

Valverde nasıl bir yere geldiğinin gerçek anlamda farkında mıydı bilinmez. Ülkenin bir diğer politik kulübü Athletic Bilbao'da geçirdiği yıllar onu böyle bir atmosfere hazırlamış olmalıydı ama Barcelona yerel değil, uluslararası bir fenomen. Dünya çapında milyonlarca taraftara sahip. İki sezonda iki lig şampiyonluğunun yeterli olmadığı bir kulüp. Tüm bunlar ele alındığında ve kriz anlarındaki reaksiyonları gözden geçirildiğinde, Valverde'nin böyle büyük bir meydan okumaya hiçbir zaman hazır olamadığı görülüyor.

"2015'ten bu yana kazanılamayan Şampiyonlar Ligi" cümlesi bu turnuvanın eski yıllarında ciddi bir başarısızlığa işaret etmezdi ama 'süper kulüpler' döneminin damga vurduğu 2010'lu yıllarda, hele ki elinizde tarihin en iyi futbolcusu varsa, büyük bir problemi gösteriyor. Hele bir de takımın başında olduğunuz iki yılda da ilk maçı üç farkla önde tamamladığınız turların rövanşında elenmişseniz.

Lionel Messi Liverpool Barcelona UEFA Champions League 05/07/19Getty Images

2017-18 sezonundaki Roma faciasını geçen sezonki Liverpool faciası takip edince, basiretsiz kulüp politikaları Valverde için bir kaçış noktası olamadı. Bu iki mental çöküşe Süper Kupa yarı finalindeki Atletico Madrid çöküşü de eklenince sorumluluğun teknik direktöre çıkarılması son derece doğal oldu. 

55 yaşındaki teknik adamın sonunu getiren Atletico Madrid maçı; takım ilk yarıyı 1-0 geride tamamladıktan sonra Messi'nin müthiş çabalarıyla 2-1 öne geçtikten sonra farka koşacak gibiydi ama 75'ten itibaren düşürülen vites, penaltı golünden sonra Sergio Busquets'in oyundan çıkarılması, beş dakika içinde yenilen iki gol ne Valverde'nin bu takıma ne de bu takımın Valverde'ye güvendiğine dair hiçbir işaret sunmuyordu. Roma faciasından sonra bitmesi gereken, Anfield faciasının bitiş düdüğüyle birlikte sona ermesi beklenen birliktelik Alex Ferguson'ın Manchester United'ı yenik durumdayken verilen duraklama dakikalarını bile aşacak şekilde uzatıldı ve tüm aktörler bu fonksiyonsuz ilişkiden daha da zararlı bir şekilde çıktılar.

Ayrıca, başta Ousmane Dembele olmak üzere birçok oyuncunun sık sık yaşadığı sakatlıklar, takım içi disipline dair soru işaretleri, Gerard Pique'nin Davis Cup'ı yeniden dizayn eden bir iş adamına dönüşmesi ve sık sık yurt dışı seyahatler yapması da spekülasyonu çok seven Katalan basınının Valverde'yi lime lime etmesine vesile olan etmenler arasındaydı.

Ernesto Valverde bu toksik ortamda başarısız olmaya (ya da Barça standartlarında konuşursak 'yeterince başarılı olamamaya') mahkumdu zaten ama antrenörlük tarzı, pasifliği ve maç içi kararlarıyla kendisine hiç yardımcı olmadı. Tüm sorunların müsebbibi yine de kendisi midir? 

Valverde'yle son antrenmanından sonra görüşüp kendisine ayrılık kararını ileten heyetin arasında futbol direktörü Eric Abidal de vardı. Kanserle mücadele ettiği yıllarda bu hastalığı yenerek takıma dönen ve Şampiyonlar Ligi zaferi yaşayan fakat 2011-12 sezonu sonunda Sandro Rosell yönetimi tarafından adeta kapı önüne konulan Abidal. Şu hapse giren Rosell. Kulübün tüm prestijini ayaklar altına seren Rosell. Abidal buna rağmen Barcelona'ya sadık kaldı ve şimdi kulübün çıkarları için çalışıyor ve kendisine yapılan nezaketsizliği başkalarına gösteriyor.

Camp Nou general viewGetty Images

'Bir kulüpten daha fazlası' sloganı bir dönem pozitif bir manaya sahipti belki ama Barcelona için bu pozitiflikten söz etmek artık çok güç. Futbol takımı Lionel Messi'nin insan üstü performansları, varlığı, ağırlığı ve karizmasıyla belki yine La Liga şampiyonu olacak ama bu da yeterli olmayacak. Pep Guardiola'nın boşluğunu asla dolduramayan kulüp, Messi dönemi bittikten sonra baş aşağı çakılacak. 

Quique Setien'in işi çok zor.

Reklam

ENJOYED THIS STORY?

Add GOAL.com as a preferred source on Google to see more of our reporting

0