YORUM | İdil Erin Tetik @idilerintetik
Ayrılık vaktinin geldiğini nasıl anlarsınız?
2020'nin Ocak ayında Sergen Yalçın, Abdullah Avcı'nın koltuğunu devralıp futbolculuk yıllarında fırtınalar estirdiği kulübüne büyük umutlarla döndü. Klişedir ama bu düzen hep böyledir, başınız dara düştüğünde hep eski bir dosta sığınır, merhemi onda ararsınız. İnsan içgüdüsü bu çetrefilli ve yabancı ortamda hep tanıdık birilerine sığınmak ister. Ancak o an ihtiyaç duyduğunuz hafızanızda özlemle yer edinen güzel anılarınız mı yoksa eski dostun ta kendisi midir? Keza bu kez kapıyı çaldığınızda beklediğinizi bulamayabilirsiniz.
Beşiktaş, Sergen Yalçın'ın kapısını çaldığında bu eski dostun yardımına her şeyden çok ihtiyacı vardı. Mali durum ve kulübün içinde bulunduğu zorlu süreç göz önüne alındığında siyah-beyazlılar'a problem değil çözüm getirecek birileri aranıyordu. Bu kişi de kıvrak zekası, rahat tavırları ve şüphesiz teknik direktörlük kariyerinin ilk zaferine ulaşmak isteyecek Sergen Yalçın'dan başkası olamazdı.
AA/GoalDevre arasında takımın başına geçen deneyimli antrenör ile siyah-beyazlılar, 2019/20 sezonunu üçüncü sırada tamamladı. Bu kulüpteki kimse için yeterli değildi elbette, yeni sezona yeni bir oluşum ve farklı bir atmosferle başlanmalıydı. Takıma katılan yeni isimlerle birlikte Beşiktaş, 2020/21 sezonunu pek beklediği gibi açamasa da ilerleyen süreçte ipleri eline aldı ve ligin en iddialı takımı konuma geldi. Deneyimli teknik direktör, birlikte oynamaktan zevk alan ve birbirlerinin hatalarını kapatan bir takım yaratırken aynı zamanda kendinden emin açıklamalarıyla da herkese güven verdi. Sezon sonunda ise Beşiktaş kaçınılmaz şampiyonluğuna ve Türkiye Kupası zaferine ulaştı, Sergen Yalçın hem futbolculuk döneminde hem de teknik direktörlük kariyerinde unutulmaz anlar yaşattı siyah-beyazlılar'a.
AA/Goal2021/22 sezonuna geldiğimizde ise taraftarın ve herkesin zihninde başarılı izler bırakan son şampiyon birkaç takviye ile yine beklentileri zirveye çıkardı. Kariyerleri düşüşe geçmiş Batshuayi ile Pjanic transferleri çoğu kişi için anlamsız görünebilirdi ancak büyük ihtimalle Sergen Yalçın da herkes gibi bu konuda kendisine güveniyordu. Çünkü 'bitti' denilen futbolcuları hayata döndürüp onlardan verim almasıyla tanınan teknik direktör herkese umut dağıtıyordu. Beşiktaş'ın yeni sezonda oynadığı ilk maçların ardından formunda düşüş yaşayan oyuncuların şahlanmasıyla akla yine aynı senaryo geldi ve siyah-beyazlılar dikkatleri üzerine çekti.
Ancak ilerleyen süreçte her şey tamamen bir sarmala döndü. Beşiktaş oyuncularını bir bir sakatlığa kurban veriyordu. Takımın neredeyse yarısı sakattı ve kimse bu durumu anlamlandıramıyordu fakat teknik patronun açıklamaları herkesi rahatlatıyordu: "Sakatlıklara değil elimizdekilere odaklanmalıyız. Birileri çıkar oynar."
Şüphesiz ki Sergen Yalçın da aynı metotlarla aynı sonuçları elde etmek istemişti ancak bu kez çark dönmüyordu. Siyah-beyazlılar içinden çıkılmaz bir sürece doğru sürüklendi. Hem Şampiyonlar Ligi'nde hem de ligde olumsuz bir tablo çiziyorlardı ve bu tablo kimseye umut vadetmiyordu. Beşiktaş kötü sonuçlara mahkum oldukça Yalçın'ın da üzerindeki baskı giderek arttı. Alışık olduğumuz profilinden sıyrılarak çaresizliğin elinden tutuyordu. En sonunda ise beklenen veda geldi. Yollar ayrıldı.
AA/GoalPeki Sergen Yalçın ile Beşiktaş'ın yolları gerçekten bugün alınan kararla mı ayrıldı? Deneyimli teknik direktörün açıklamalarına bakılırsa bu veda henüz sezon başlamadan yaşanmıştı.
Şampiyonluk zaferinin ardından kulüp efsanesi, yaz aylarında yönetimle yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle gitmeyi kafasına çoktan koymuştu ve görevine devam etmeme kararı aldı. Ancak bu durum Beşiktaş taraftarları için pek kabul edilebilir değildi elbette. Yalçın üzerine düşeni yapmış ve en zor dönemde kulübe iki kupa kazandırmıştı. Onun için ayrılık treni kalkıyordu fakat bir kulüp efsanesini böyle göndermek istemeyen taraftarlar bir şans daha bekliyordu. Nihayetinde yönetimle hoca arasında yaşanan gerilim taraftarların tutumuyla tatlıya bağlandı. Ancak ne yazık ki siyah-beyazlılar'ın da kabullenmesi gereken bir nokta vardı: Ayrılık da sevdaya dahil.
Beşiktaş'ın yeni sezonda elinde geleceğe yönelik bir kadrosu yoktu. Apar topar gönderilmeye çalışılan isimlerin takıma yapacağı bir katkı da... Sergen Yalçın oyunculardan, oyuncular da hocalarından umudu çoktan kesmişlerdi.
Teknik patron ile Beşiktaş arasında sürdürülmeye çalışılan bu tek taraflı ilişki artık herkese zarar veriyordu. Kulüp, eski dostunun kapısını çaldığında beklediğini bulamadı mı? Aksine fazlasıyla karşılaştı, bir öncekinden daha çok sorumluluk sahibi bir adam kollarını açmış bekliyordu fakat Beşiktaş'ın beklediği neydi? Artık farklı bir zamanda bambaşka bir dönemi yaşıyorduk. Kimse bu dosttan eski Sergen olmasını isteyemezdi. Bazen en güzeli, yaşananları anı olarak bırakmaktır, zorlamamaktır. Sergen Yalçın eski kulübüne döndü ve vefa borcunu iki kupayla ödedi, şimdi ise iyi bir vedayı hak ediyor.
Sunay Akın'ın da dediği gibi; Beşiktaş ile Sergen Yalçın artık "tren yolunun iki ayrı rayı" gibiydi:
"İki rayı gibiyiz
Bir tren yolunun
Yakın olması
Neyi değiştirir
Son istasyonun..."



