YORUM | Oğuz Öztürk @oguzozturk
Ligue 1'de ilk 9 hafta sonrası alınan kötü sonuçlar neticesinde faturayı teknik adama kesen ve Leonardo Jardim'i gönderip yerine Thierry Henry'yi getiren Monaco, eski sevgiliye geri döndü ve Henry'nin görevine son verip bir kez daha Jardim'le anlaştı.
Monaco İkinci Başkanı Vadim Vasilyev, "Leonardo'nun hikayesinin hak ettiği gibi bitmediğini biliyoruz. Ona bir şans daha verilmeliydi. O, kulüp tarihinin en parlak dönemlerinden birini yaşattı. Zor günler geçiriyoruz ve henüz geç kaldığımızı düşünmüyoruz. Jardim'le birlikte yeniden çıkış yakalayacağımıza inanıyoruz" sözleriyle bu tuhaf geri dönüşü açıklamaya çalıştı.
Belçika Milli Takımı ile yardımcı hoca olarak ısınma turları atan Thierry Henry'nin ilk ciddi görevi, böylece hüsranla son buldu. Jardim'in ardından göreve gelen Thierry Henry, Monaco'nun başında 20 resmi maça çıkarken bu maçlardan 4 galibiyet, 5 beraberlik ve 11 yenilgi aldı. Henry'nin öğrencileri son karşılaşmada içerde Strasbourg'a 5-1 mağlup olmuştu.
Bu ayrılık, her daim kafalarda yer alan soruyu bir kez daha gündeme getirdi. Kariyerinde yıldız olan bir futbolcu, iyi bir teknik direktör olamaz mı?
henry-GettyImages-1074136398Monaco'nun başına geldiği ilk gün, Herny için bir rüyaydı. Başladığı yere, hoca olarak dönmüştü. İlk demeci, "Kendime Pep Guardiola'yı örnek alıyorum. Futbolun nasıl oynandığını ondan öğrendim" oldu ama başlangıcı, tıpkı onun gibi bir yıldız futbolcu olan Guardiola gibi olmadı.
Aslında Monaco'nun problemleri, Kylian Mbappe, Bernardo Silva ve Thomas Lemar'ın takımdan ayrılmaları ile başladı. Futbol direktörü Luis Campos da takımdan ayrılınca, yerlerine transfer edilen l transfer başarılı olamadı: Youri Tielemans, Keita Balde, Terence Kongolo, Adama Diakhaby, Soualiho Meite, Rachid Ghezzal gibi isimlerden tam verim alınamadı. Jardim, bu ekiple felaket bir başlangıç yapınca yerine Thierry Henry getirildi.
"Bir hoca olarak geçmişte oyuncuyken başardıklarınızdan bahsedemezsiniz. Ve bir antrenör olarak, henüz hiçbir şey kanıtlamadım" diyerek bu işe koyulan Thierry Henry, kendisinin de üzerinde durduğu geçmiş başarılarının karşılaştırılmasından bir türlü kurtulamadı.
Henry, Belçika milli takımı ile 2018 Dünya Kupası'nda görev aldığı dönemde oyuncularla özel bir bağ kurdu. Özellikle Lukaku, dikkat çeken isimdi. Dünya Kupası'nı 4 golle tamamlayan Lukaku da Henry'nin üzerindeki etkisinden, "Çocukken, Henry'nin maçlarını izlemeye paramız yetmezdi. Şimdiyse ondan sürekli bir şeyler öğreniyorum. Her gün futbol hakkında konuşuyoruz. O, dünya üzerinde benden daha fazla maç izleyen tek adam olabilir. Her şeyi tartışıyoruz." sözleriyle bahsetmişti.
Fakat Henry'nin Monaco serüveni, Belçika'daki yardımcı hocalığı gibi toz pembe ilerlemedi. İşim doğrusu, Monaco Henry'nin başladığı yere döndüğü bir ortamdı ancak kulüpte Jardim'den sonra kalan ortamı toparlayacak gücü hiç olmadı. Mücadele etti, fakat bu yeterli olmadı.
maradona-GettyImages-985138468Diego Armando Maradona, futbolculuk döneminde yaşadığı parlak günleri asla teknik direktör olarak göremedi. 2008'de Arjantin Milli Takımı'nı çalıştırmaya başlayan Maradona, 2010 Dünya Kupası'ndan hüsranla ayrıldı ve kovuldu. Maradona gibi bir diğer efsane olan Pele, hiçbir zaman kenardan bir takım yönetmeyi tercih etmedi. Pele, daha çok çeşitli sosyal faaliyetlere ve futbol iş dünyasına kendini adadı. Bir başka Brezilyalı Zico, Fenerbahçe'deki 2006-2007 ve 2007-2008 sezonları dışında teknik adamlık kariyerinde başarılı olamadı. Galatasaray efsanesi Hagi, takıma teknik direktör olarak döndüğünde herkes sahadaki performansını ondan kenarda da bekledi ama beklentilerin altında kaldı. Frank Rijkaard, total futbol ve Barcelona kumaşına sahip bir futbolcuydu ancak teknik adamlık kariyeri sınıfta kaldı. Rummenigge, Stoichkov, Rossi... Yıldız futbolcuların teknik adamlık kariyerlerinde sınıfta kalmalarının örnekleri, daha da çoğaltılabilir.
Simon Kuper, iyi futbolcu olmakla iyi teknik direktör olmak arasında doğrudan bir bağ olmadığını kitaplarında sık sık dile getirmişti. Zaten, Jose Mourinho, Arsene Wenger, Rafa Benitez, Lippi, Scolari, Del Bosque, Löw, Erikson, Ersun Yanal gibi isimler de bunu doğruluyordu. Hatta belki Jürgen Klopp bile...
Teknik direktörlük, taktik ve futbol bilgisinin yanında mental anlamda da büyük güç gerektiren bir meslek. Yıldız futbolcuların kariyerlerinin sorunsuz devam etmesi ve bu dönemde işin psikolojik ve mental kısmını tam kavrayamamaları, teknik direktör olduklarında başarısızlık yaşamalarının nedenlerinden biri olabilir. Jose Mourinho, başarısız bir futbolculuk kariyeri geçirmiş olmasına rağmen gençliğinde ve tercümanlık yaptığı dönemde bir şeyi çok iyi yapmıştı; gözlem! Ve bu, onu harika bir teknik adamlık kariyerine sürükledi. Tıpkı dediği gibi; jokey olmak için önce at olmaya gerek yoktu!

Yıldız futbolcular, sahada oldukları dönemde her daim en iyisi yaptılar ve futbolu doğru oynadılar. Goller attılar, kupalar kazandılar. Kahraman oldular. Yaptıkları her iş, birer futbolcu olarak doğruydu. Aslında bu durum, dolaylı yoldan teknik direktör olarak kendilerini geliştirmeye gerek duymamalarının da yolunu açtı. Yeşil sahada birer yıldızdılar ve zaten futbolu en iyi onlar biliyordu, değil mi? Bu durum, çoğunun futbolcularla ikili ilişkilerini zedeledi. Kariyerlerinde iyi futbolcu olmayan diğer isimler her daim kendilerini geliştirirken, yıldız olanlar hep yerinde saydı. Maradona'nın 1986'daki futbolcu hali ile 2010 Dünya Kupası'nda kenarda oturan teknik adam hali arasındaki tek farkı, artık hocalık lisansına sahip oluşuydu...
Zidane ve Cruyff, hem yıldız futbolcu hem de iyi teknik direktör olarak örnek verilebilecek iki isim. Ancak bu isimlere de baktığımızda, yıldız futbolcuların nasıl iyi birer hoca olabileceğinin cevabını da bulmuş oluyoruz. Futbolcu psikolojisinden anlamak, sorunlarla nasıl baş edilebileceğini bilmek, her futbolcunun kendilerini gibi yetenekleri olmayacağını kabul edip buna göre çalışmalar yürütmek, işin sırrı olabilir.
Thierry Henry, yolun henüz çok başında. Monaco'nun içinde bulunduğu durumun ona ağır geldiği bir gerçek. Ancak, iyi hoca olması için önünde bir yol var...


