YORUM | Osman Can Erkut @erkutosmancan
2021-22 sezonunda ilk devrenin önemli bir bölümü geride kalırken, Galatasaray daha çok sallantılı performanslarıyla akıllarda yer etti. UEFA Avrupa Ligi’nde oynadığı dört maçta namağlup olan sarı-kırmızılılar, kalesinde de yalnızca bir gol gördü. Fakat Galatasaray, Süper Lig’de ise bu istikrarı henüz yakalayamadı. Terim’in öğrencileri, Alanyaspor ve Kayserispor maçlarında olduğu gibi bazı yaralayıcı mağlubiyetler aldı; üstüne üstlük özellikle ilk haftalarda üç puanı aldığı maçlarda da umut vadeden bir performans gösteremedi.
Sezon başında çoğunluğu genç oyunculardan kurulu yeni bir yapılanmaya giden Galatasaray, bir diğer yandan Terim’in isteği doğrultusunda daha geniş bir rotasyona sahip olmuştu. Boey’in sakatlanması ve Marcao’nun cezasının bitmesiyle, savunma hattında Galatasaray’ın dörtlüsü tüm kulvarlarda büyük oranda aynıydı. Marcao – Nelsson tandemi, Avrupa Ligi’nden sonra Süper Lig’de de fark yaratmaya başladı; fakat sarı-kırmızılılar bek rotasyonunda özellikle savunma anlamında bazı zafiyetler yaşadı.
Terim, genellikle iki bekini de hücuma göndermeyi tercih ediyor ve hücumda genişliği böyle sağlamayı hedefliyor. Ancak sıkışan fikstürün de etkisiyle Patrick van Aanholt, savunmaya dönüşlerde eksik kaldı hücumda da fark yaratan bir yaratıcılık gösteremeyince eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Boey’in sakatlanmasından sonra formayı kapan Yedlin ise bazı iyi maçlar çıkarsa da genel olarak ortalamanın ötesine geçemedi.
Her ne kadar Galatasaray’ın savunma hattı bekler özelinde bazı handikaplar barındırsa da, Terim’in 12 haftalık süreçteki asıl sınavı hücum hattını ilgilendiriyor. Tabii ki son haftalarda daha net bir resim ortaya çıkmaya başladı ancak Galatasaray, hâlâ aradığını tam anlamıyla bulamadı.
Galatasaray’ın santrfor bilmecesi: Nasıl başladı, nasıl devam ediyor?
Kalabalık hücum hattında istikrar sağlanamayan bir numaralı pozisyon ise kuşkusuz santrfor. Beklentilerin yüksek olduğu üç golcü, Terim’i farklı arayışlara itmeye devam ediyor: West Brom’da iyi bir kiralık dönemi geçiren ve yeni sezona da iyi bir başlangıç yapan Diagne, son dönemde düşüş yaşasa da önemli bir skor potansiyeli taşıyan Mostafa Mohamed ve Terim’in ifadesiyle ‘diğerlerinin yapamadıklarını yapan’ genç Halil Dervişoğlu.
Galatasaray’ın UEFA Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi Elemeleri nedeniyle oldukça erken açtığı sezonun ilk maçlarında Terim, genellikle Diagne’yi ilk 11’de görevlendiriyordu. Golcü oyuncu da attığı gollerden ziyade bağlantı oyununda getirdikleriyle fark yaratmıştı. Diagne’nin sol kenardaki Kerem Aktürkoğlu ile yakaladığı uyum, genç oyuncunun boşluk bulmasına ve savunma arkasına daha kolay sarkmasına olanak sağlıyordu. Ancak Senegalli golcü ilerleyen süreçte gözden biraz düştü.
Bu bölümde MostafaMohamed ise çok şans bulamıyordu, hatta Mısırlı golcünün Bordeaux’ya transferi son anda rafa kalkmıştı. Mostafa Mohamed, sarı-kırmızılılara ilk geldiğinde çok daha komple özellikler vadederken; son dönemde ise yalnızca ceza sahasında etkin olan bir oyuncu olmaktan öteye geçmedi. Buna karşın skorerlik noktasında da istenilen sayılara ulaşamayınca rotasyonda geri düştü. Terim’in Konyaspor maçında Halil ile beraber Mohamed’i kullanması da, Mısırlı oyuncunun defolarını Halil’in bağlantı oyunundaki etkinliğiyle ortadan kaldırmaya yönelikti.
Galatasaray’ın Avrupa Ligi’ndeki maçlarından üçüne ve ligdeki son dört maçından üçüne başlayan Halil Dervişoğlu ise son dönemde öne çıkan isim oldu. Brentford’dan kiralanan genç golcü, bağlantı oyunundaki etkinliğiyle Terim’in gözüne girmeyi başardıve çoğu hücumda orta sahaya destek olarak takımını pas opsiyonları açısından rahatlattı.
Galatasaray’ın Avrupa’da ve Süper Lig’de gösterdiği performansın zaman zaman geceyle gündüz gibi farklı görünmesi, genellikle sarı-kırmızıların Avrupa’da rakiplerini karşılama üzerine bir anlayış benimsemesi üzerinden okunuyor. Marsilya ve Lokomotiv Moskova deplasmanlarını ele aldığımızda Galatasaray’ın puanlar almasının ana sebebi, bununla paralel bir şekilde gösterilen iyi savunma performansıydı. Fakat Galatasaray, Lazio maçının bazı bölümlerinde ve Lokomotiv maçının ilk yarısında etkili topa sahip olma oyunları oynamıştı. Halil Dervişoğlu’nun sırtı dönük oyundaki artıları özellikle bu periyotlarda Galatasaray’ı bir hayli rahatlatmıştı ve Terim’in ısrarını da daha makul bir zemine koymuştu.
AAGalatasaray’da devam eden skorerlik problemi
Ancak Dervişoğlu’nun bu sezon süre aldığı 11 maçta bir gol bir asistlik performans gösterdi ve bunu da içinde barından hücum belirsizliği, Galatasaray’da uzun vadeli bir skorerlik sorununu ortaya çıkardı. Profili itibarıyla Halil Dervişoğlu, bu yönüyle biraz Liverpool’un yıldızı Roberto Firmino’yu anımsatıyor. Zira Brezilyalı yıldız da çok skor katkısı verememesine karşın uzun süredir Klopp’un ana planında yer alıyor. Ancak fark şu ki, Galatasaray’ın elinde Mohamed Salah ve Sadio Mane gibi uzun lig maratonunda 20-25’er gol katkısı verebilecek hücumcuları şu anda yok. Rumen oyuncu Olimpiu Morutan, dripling becerisiyle takımına yaratıcılık getirse de skorerlik açısından henüz o ışığı gösteremedi. Kerem Aktürkoğlu ise muhtemelen sezon sonunda çift haneleri yakalamış olacak ancak Galatasaray, yine de çift haneli skor üretebilecek bir isme ihtiyaç duymaya devam edecek. Ryan Babel ise buna profil olarak yakın olsa da Galatasaray kariyerinde skor üretimi noktasında istikrar göstermekten çok uzak bir görüntü çizdi.
Yine ilk haftalarda Cicaldau, ceza sahasına attığı koşularla zaman zaman goller buldu veya tehlike üretti. Ancak Rumen orta saha da temposuna ve etkileyici performanslarına karşın uzun lig maratonunda yanına çift haneli gol yazdıracak bir istikrar göstermeyi başaramadı. Bu durumda takımın değişen orta alan kurgusu ve Cicaldau’nun zaman zaman ikili merkezde ve daha derinde kullanılması da etkili oldu. Ayrıca devre arası transfer dönemi için adı geçen Solbakken, aslında teknik ekibin de bu noktada bir arayışa girdiğini gözler önüne seriyor.
Derbide Galatasaray’ın hücum hattı nasıl kurulabilir?
Vitor Pereira döneminde Fenerbahçe, genele baktığ ımızda her ne kadar iyi bir savunma performansı çizmiş olsa da hücumdaki yaratıcılık noktasında ise sınıfta kaldı. Topu sarı-lacivertlilerin kontrol etmesine olanak veren rakipler, Pereira’nın ekibine büyük sıkıntılar yaşatmayı başardı.
Ancak Terim yönetiminde Galatasaray’ın kendi sahasında, taraftarı önünde böylesine büyük bir maça bu planla başlaması pek ihtimal dahilinde görünmüyor. Eğer ev sahibi, böyle bir plan benimseyecekse eldeki santrfor alternatifleri arasından öne çıkan isim en azından kağıt üzerinde Diagne olabilirdi. Büyük ihtimalle Terim de Beşiktaş karşısında benzer bir düşünceye sahipti ve tecrübeli golcünün West Brom’da iyice keskinleştirdiği uzun toplardaki hakimiyetinden faydalanmak istemişti. Bu düşünce dışarıdan bakınca mantıklı gibi görünse de, sahaya yansıması beklenen sonucu verememişti.
Dolayısıyla Terim, iç saha faktörünün de etkisiyle yüksek ihtimalle topa daha fazla sahip olan taraf olmak isteyecek. Morutan’ın durumu belirsizliğini korurken ve Kerem’in yerine garanti gözüyle bakılırken, santrforda Diagne’nin; Halil’in de Senegalli’nin yanında veya kanattan ceza sahasını çoklayan bir rolde kullanılması Galatasaray’ın hem derbide hem de uzun vadede hücumdaki çehresini değiştirebilir.


