Lionel Messi Michael Jordan Barcelona Chicago Bulls GFXGetty/Goal

YORUM | Lionel Messi, Barcelona'nın yetersizliği yüzünden "Jordan Kuralları" tuzağına düşüyor


YORUM: Daniel Edwards| ÇEVİRİ: Onur Özgen


1990'lı yıllarda Michael Jordan'ın fethettiği Chicago Bulls'un en yüksek ve en düşük seviyelerinin kaydedildiği ESPN' in ünlü belgesel dizisi The Last Dance'ın dördüncü bölümü, ilk NBA şampiyonluğu zaferinden önce karşılaşılan belirli bir soruna odaklanıyordu.

Jordan ve Bulls'un müthiş yetenekleri hakkında hiçbir şüphe yokken, 1987 - 1990 yılları arasında Jordan'ın skorerliğine rağmen takım bir sonraki adımı atmakta yetersiz kalıyor, Doğu Konferansı finallerini bir türlü geçemiyorlar, Detroit Pistons ve onların Jordan'ı sertlik yoluyla oyun dışında bıraktıkları ünlü "Jordan Kuralları" karşısında ilerleme şansı bulamıyorlardı.

Ancak 1991'de, koç Phil Jackson'ın yönetiminde çözüme ulaşmışlardı: Topu hareket ettirmek.

Bulls'un 23 numarası, başlarda Jackson'ın üçgen hücum stratejisi hakkında şüphe duymasına rağmen rekorlarını kırmaya devam ediyordu. ESPN' e verdiği demeçte, "Takımın içinde yokum, ama galibiyetlerde varım" dese de, zamanla takımın yeni planını kabullenmişti.

Ve sonra Bulls asla geriye bakmamıştı.

Üst üste üç NBA şampiyonluğunun onur listesinde Jordan değil, koç Jackson ve Bulls'un harika forveti Scottie Pippen da yer almıştı.

2020 yılında ise Lionel Messi, basketbolun en büyüğüyle benzer bir ikilemin içinde yer alıyor.

Arjantinli oyuncu, tıpkı Jordan gibi, bir nesil boyunca ancak bir kez ortaya çıkan bir yetenek türü; futbol tarihinin en büyüğü olup olmadığı tartışılsa da, kendi çağının en büyüğü. Tepesinde kendisini marke eden iki ya da üç oyuncu olmadan sahada nadiren bir adım atabilse de bunu kırabiliyor; çünkü Messi olmak, imkânsızdan bir hayli uzak bir şey.

Ancak Bulls'un kahramanının aksine, Leo asla takım oyuncusu olmaktan kaçmadı; onun sorunu, açıkça söylemek gerekirse, takım arkadaşlarının tırmalanmaya hazır olmaması.

Salı günü Camp Nou'da Atletico Madrid ile 2-2 berabere kalınan maç, Messi'nin ikilemini mükemmel bir şekilde resmediyordu.

Barça kaptanı, takımını şutlara, driplinglere ve anahtar paslara yönlendirdi, kariyerindeki 700. golünü penaltı atışından attı ve kullandığı köşe vuruşunda Diego Costa'yı kendi kalesine gol atmaya zorladı.

Buna karşın Messi, 90 dakika boyunca en iyi hâlinden oldukça uzaktı.

Michael JordanGetty Images

İlk yarıda topu Renan Lodi'nin üzerinden aşırttığı ve dünya çapında viral olan çalımı, genç Brezilyalı oyuncunun maç boyunca sergilediği olağanüstü savunma performansını gölgede bıraksa da orta sahanın merkezindeki ikili Saul Niguez ve Thomas Partey, Lodi'nin desteğe ihtiyacı olduğunda her zaman boşlukları kapatmaya hazırlardı.

Atletico, maçın başından sonuna dek rakibinin ölçüsünü aldı ve kaleci Jan Oblak, ikinci yarı boyunca akan oyunda yalnızca bir kurtarış yapmak zorunda kaldı.

Messi ise son beş sezonda daha önce hiç bu kadar çalım denemesinde bulunmamış ve 2019-20 sezonundaki hiçbir maçta bu kadar top kaybı yapmamıştı.

Ocak ayında gerçekleşen antrenör değişikliği, krizin yalnızca artmasına neden oldu: Barça, Ernesto Valverde'nin sönük ama etkili pragmatizminden, Quique Setien'in anlamsız ve önemsiz topa sahip olma oyununa geçti. Üstelik bunun düzenli olarak işleyebilmesi için oyuncuları kendi arkasına ya da Leo'nun yanına almadan yapmaya çalıştı.

Katalanlar için daha da kötüsü ise kaptanlarının giderek keyifsizleşmesi.

Lionel Messi Barcelona Atletico Madrid 2019-20 GFXGetty/Goal

Cumartesi günkü her iki Barça golünün asistinin de Messi'den geldiği Celta maçında verilen bir su molası esnasında Setien'in yardımcısı Eder Sarabia kenardan talimatlar vermeye çalışırken, Messi ise Sarabia'yı küçümser gibi görünüyordu.

Barcelona şu anda ne olursa olsun, kesinlikle sağlıklı bir futbol kulübü değil.

Bu tür görüntüler, çoğu zaman abartılabilir, ama salı günkü başka bir zıtlığı anlatıyordu. Bir tarafta, kolektif ruhlarıyla ünlü Atletico'nun oyuncuları, Diego Simeone'nin etrafında toplanmış ve antrenörünün her kelimesini harfi harfine dinliyordu.

Barcelona oyuncuları ise aralarında hiçbir etkileşim olmadan Camp Nou çimlerine dağılmışlardı. Bu belki de fizikî mesafe önlemleri açısından gerçek bir reklam olabilirdi, ancak aynı zamanda bir takımın zorluklara karşı birlikte durması açısından hiç iyi bir görüntü değildi.

Jordan, Last Dance'da şöyle anlatıyordu: "Jackson bir keresinde demişti ki: Senin için endişelenmiyorum, ama herkesi daha iyi hâle getirmenin bir yolunu bulmalıyız. Rakibe senin dışında başka tehditler de yaratmalıyız."

Jackson sözünün eriydi. Şampiyonluğu kazanmak için önce Detroit'i, ardından Los Angeles Lakers'ı indirirken, diğer oyuncular da ön plana çıkmıştı. Horace Grant, finallerin ikinci maçının ilk yarısında bulduğu 14 sayıyla Jordan'a bile geride bırakmıştı; Pippen ise Lakers'ta büyük Magic Johnson'ı marke etmek için çok önemli bir rol üstlenmiş ve finallerin beşinci maçında 32 sayı atarak takımına liderlik etmişti.

Aynı maçta Jackson, 23 numarasına Lakers savunması tarafından açıkta bırakılan John Paxson'ı aramasını söylemişti. Paxson, kariyeri boyunca maç başına sadece 7.2 sayıyla oynayan bir oyun kurucuydu, fakat o maçta zıvanadan çıkmış ve 20 sayıyla oynamıştı.

Ünlü basketbol gazetecisi David Aldridge, Last Dance hakkında şunları söylüyor: "Dünyadaki herkes, ikili sıkıştırma esnasında Jordan'ın kendisinin devam etmesini bekler. Ama o bunu yapmak yerine, atış yapması için takım arkadaşına güvenmişti."

Jordan ise şöyle söylüyordu: "Pax ilk atışını soktuğunda, 'Tamam, güzel. Bunu tekrar yapabilirim. İçeri penetre et, Pax'ı bul ve o da şut atmaya devam etsin' diye düşünmüştüm."

Messi de Xavi'nin paslarına, Andres Iniesta ve Dani Alves'in hatları kırıp gol şansları yaratmalarına, David Villa'nın takım için ortaya koyduğu eşsiz fedakârlık duygusuna, Neymar ve Luis Suarez'in kale önünde yaptıkları müthiş dokunuşlara güvenebiliyordu.

Fakat tüm bu ilham kaynakları Camp Nou'da neredeyse yok oldu. Suç ortakları takımdan ayrıldıkça bu durum ligdeki takımlara Messi'yi prangaya vurdukları takdirde Barça'yı engelleyebilecekleri mesajını verdi.

Arjantinli oyuncu belki hâlâ taraftarları memnun etmeye, izleyenleri ağızlarını açık bırakmaya ve düzenli olarak rekor kırmaya devam ediyor; ancak sihirli yeteneklerini tamamlayacak bir takım bulamazsa ve Barça bunu sağlayamazsa, 33 yaşında kendi son dansı eğlenceli ve ilham verici bir cenaze törenine dönebilir.

Reklam

ENJOYED THIS STORY?

Add GOAL.com as a preferred source on Google to see more of our reporting

0