YORUM | Onur Özgen @ozgenonur
Beşiktaş’ın dört yıllık Şenol Güneş döneminde koruduğu kimliklerinden biri iç sahadaki maçlara güçlü başlangıçlar yapan bir takım olmasıydı. Vodafone Park’a gelen bir rakip, öncelikli hazırlığını maçın ilk bölümünde gol yememek üzerine yapardı. Fakat artık rakiplerin Dolmabahçe’de böyle bir korkusu kalmadı.
Sezona bilhassa takım savunması anlamında felâket bir başlangıç yapmıştı Beşiktaş ve bu bir Abdullah Avcı takımında görülmemesi gereken belki de ilk şeydi. Ardından gerçekleştirilen bazı yapısal değişiklikler ve özellikle savunma önüne Atiba Hutchinson ve Mohamed Elneny’nin geçmesi, ortaya daha sıkı; ama öte yandan daha ihtiyatlı bir takım çıkardı.
Siyah-beyazlılar bu sezon evinde oynadığı sekiz Süper Lig maçının altısının ilk yarısında gol atamadı ve bu kesinlikle tesadüf değil. Beşiktaş’ın evine gelen takımlar ne yapmaları gerektiğini çok iyi biliyor; topu Beşiktaş’a bırakmak, savunma derinliğini olabildiğince geride kurmak ve Beşiktaş’ı en zayıf olduğu konu olan set hücumuna zorlamak. Sergen Yalçın da takımına bunu yaptırdı.

Bir hafta önce Sivasspor karşısına oldukça cüretkâr bir şekilde çıkıp kontrataktan yedikleri gollerle kaybetmişlerdi. Maç sonunda biraz da Türk futbolundaki hâkim oyun anlayışına sitem ederek bir daha bu şekilde oynamayacaklarını söyleyen Yalçın, bir anlamda bu aşırı reaktif yeni oyunlarının prömiyerini Vodafone Park’ta yaptı. Guilherme'yi forvet arkasından sağ kanada çekti, orta sahanın merkezini üçledi ve Beşiktaş'ı oldukça dar bir şekilde dokuzlu bir blokla karşıladı. İstediğini de aldı. Belki takımı hiçbir şey üretemedi; ama Beşiktaş’ın da üretimini sıfırladı. Ve ilk yarıda gol beklentisi anlamında sezonun en kısır maçı yaşandı (0,13 xG).
Özellikle ilk 15 dakikada topu çok fazla almaktan kaçınan Beşiktaş, 15. dakikadan itibaren ise rakibinin aşırı reaktifliğine boyun eğdi ve ümitsiz bir şekilde set hücumları geliştirmeye çalıştı. Buna karşın ihtiyatı da elden bırakmadı. Rakibe geçiş fırsatı vermemek için merkezi mümkün mertebe kullanmadı ve hücumlarını ağırlıklı olarak sol kanattan gerçekleştirdi (%49,8).
Avcı, 68. dakikaya kadar bekledi. Yeni Malatyaspor’un gelmediğini görünce risk almaya karar verdi. Kolektif olarak üretim sıkıntısı çeken takımın bu anlamda belki de en sırıtan oyuncusu Abdoulay Diaby’nin yerine Kasımpaşa maçının kahramanlarından Jeremain Lens’i, Pedro Rebocho’nun yerine de bir diğer kahraman Umut Nayir’i aldı. Forvet ikilenmiş, sol beke de Caner geçmişti. Bu Beşiktaş’ın rakip kale önünde daha fazla baskı kuracağı, aynı zamanda da arkasında daha geniş alanlar vereceği anlamına geliyordu. Ve artık arkada Caner de vardı!
Beşiktaş'taki bu değişiklik, Yalçın’ın da hamle yapma zamanının geldiğini gösteriyordu. Aynı dakika içinde yorulan Moryke Fofana’nın yerine, bir başka atlet oyuncu olarak Thievy Bifouma’yı aldı. Fakat Fofana sol kanatta oynarken, Bifouma’yı ise sağ kanada, yani Caner’in olduğu bölgeye çekti. Maçı kazandıran hamle de bu oldu.

Beşiktaş maçın son 15 dakikalık bölümünde çok ciddi bir baskı kurdu. Topa %76.6 oranında sahip oldu ve oyunun %51.1’lik kısmı Yeni Malatyaspor’un yarı sahasında oynanırken, yalnızca %2.9’u Beşiktaş’ın yarı sahasında geçti. Lens’in ortasında Elneny vuruşunu diziyle değil de ayak içiyle yapabilseydi, belki istediğini alan taraf da Beşiktaş olacaktı. Ya da Elneny oyundan çıkmasaydı ve Bifouma’yı Güven Yalçın’ın yerine o karşılasaydı, en azından kaybetmeyebilirlerdi.
Ama tıpkı hafta içinde Başakşehir’e dramatik bir şekilde kaybedip Avrupa’ya veda eden Borussia Mönchengladbach’ın teknik direktörü Marco Rose’un söylediği gibi oldu; “Planları belliydi, sakin oynadılar, son ana kadar beklediler ve istedikleri sonucu aldılar.”
Galiba Rose’un Başakşehir için söylediği bu sözlerini hiç değiştirmeden Yeni Malatyaspor için de kullanabiliriz.
Sergen Yalçın, teknik direktörlük kariyerinde Beşiktaş'a rakip olduğu beş Süper Lig maçını da kazanamamıştı (2 beraberlik, 3 mağlubiyet). Aynı zamanda Süper Lig'deki üçüncü sezonunu geçiren Yeni Malatyaspor'un da şu ana kadar karşılaşıp mağlup edemediği iki takımdan biri Beşiktaş’tı. Bu akşam ise Yalçın çok net bir antrenörlük becerisi gösterdi ve hem kendisinin hem de takımının ilk Beşiktaş galibiyeti bu şekilde geldi.


