YORUM | Onur Özgen @ozgenonur
Kayserispor’un iki hafta önce de İstanbul’dan bir konuğu vardı. Beşiktaş karşısında birçok kritik oyuncusundan yoksun olmalarına rağmen, özellikle topsuz oyundaki planlarını maç boyunca çok iyi uygulamışlardı. Ana plan, merkezi kapatmak ve Beşiktaş’ı oyunu bekleriyle kenardan kurmaya zorlamaktı. Ardından özellikle Atiba Hutchinson ve Dorukhan Toköz’e uygulanan karşı pres sayesinde rakip yarı alanda kazandıkları toplarla hazırlıksız yakaladıkları Beşiktaş savunmasına karşı geçiş hücumlarıyla skora gitmişler ve üç puanı son dakikada kaçıran taraf olmuşlardı.
Hikmet Karaman maç öncesinde yaptığı, “Başakşehir bu sezon topa en fazla sahip olduğu iki maçı da kaybetti” açıklamasıyla aynı planı Başakşehir’e karşı da uygulamaya çalışacaklarını belli etmişti. Ama önde baskı uygulayan rakiplere karşı çoğunlukla uzun top seçeneğini tercih eden Beşiktaş’a kıyasla Başakşehir’in bu konuda elinde çok daha fazla çözümü vardı.
AAAbdullah Avcı’nın bugünkü on birinde ne stoper ne de santrfor orijinli bir oyuncusu vardı. İki bek, beş merkez orta saha ve üç forvet oyuncusuyla sahaya çıktı. Normalde bir takımı çok zorlayabilecek bu durum, Başakşehir için ise avantaja dönüşebiliyor. Çünkü Başakşehir’de bütün oyuncular kâğıt üstündeki mevkilerini sahada reddederek oynuyor.
Top Başakşehir’deyken kaleci Mert Günok, ekstra bir savunmacıya dönüşüyor. Sahte bek rolüne geçen Fedor Kudryashov, sol içe yanaşıyor ve merkezde pas opsiyonu oluyor. Bu esnada diğer bek oyuncusu Junior Caiçara ise sağ stopere dönüşüyor ve Başakşehir bir anda üçlü savunmaya dönüyor.
Peki bu görüntüyü nereden hatırlıyoruz? Elbette topa sahip olma oyununun günümüzdeki bir numaralı temsilcisi Manchester City’den. Pep Guardiola da top kendilerindeyken sol bek Oleksandr Zinchenko’yu bir iç oyuncusu, sağ bek Kyle Walker’ı sağ stoper olarak konumlandırıyor. Bu sayede rakiplerin baskısından çok daha kolay çıkan City’den belli ki Avcı da bir hayli ilham alıyor.
Başakşehir’in çok iyi çizilmiş set hücumlarında bir diğer önemli husus ise oyuncuların rakip yarı alandaki bütün boşlukları işgal etmeleri. Hemen her maçta gördüğümüz görüntü, Kayseri’de de vardı: Kanatlar iki oyuncuya emanet ediliyor, diğer oyuncular ise merkeze ve iç koridorlara yerleşiyorlar. Bu plan, hem rakip yarı alandaki pas trafiğini daha akışkan bir hâle getiriyor hem de olası bir top kaybında her oyuncu iyi pozisyon aldığı için rakibin geçiş fırsatlarına karşı daha rahat pres uygulanmasını mümkün kılıyor. Bu sayede de Başakşehir, topları çok çabuk kazanıyor ve atak sürekliliği sağlıyor.
Ayrıca oyuncular sürekli pozisyon değiştirdikleri için bu hareketlilik içinde rakibin önlem alması daha zorlaşıyor. Örneğin sağ kanatta oyunu genişletmesi gereken Edin Visca, içe kat ettiğinde onun yerini sağ içteki Marcio Mossoro dolduruyor. Ya da en uçta sahte 9 rolünde oynayan Robinho kanatlara doğru açıldığında, onun boşalttığı yere de kanat oyuncularından biri hareketleniyor. Tüm bu sürekli devinimin içinde ise ana prensip hep aynı kalıyor: Sahadaki bütün boşlukları doldur.
AAABaşakşehir, Kayserispor karşısında tüm bunları en iyi uyguladığı maçlardan birini oynadı. Hedef olarak Kayserispor'un en güçlü göründüğü yeri olan sol kanadını seçmeleri ise ilginçti. Başta Visca olmak üzere sağ iç koridordan o kadar çok pozisyona girdiler ki, Karaman 67. dakikada Atila Turan'ı sol beke aldı, Oleksandr Kucher'i sol stopere çekti ve beşli savunmaya döndü. Hatta son bölümlerde Umut Bulut sol bek gibi oynamaya başaldı, Atila'yı da içeri attı ve altılı bir savunma hattı görüldü.
Buna rağmen Başakşehir, boşluklar bulmayı başardı. Ama sahadan puansız ayrılmaya çok yaklaştılar. Çünkü onların da zayıf noktaları vardı. Bugünkü zaafları ise duran top savunmasında ve hücumu sonlandırmada ortaya çıktı. Maç öncesinde Süper Lig'de yediği gollerin en büyük bölümü duran toplardan gelen takım Başakşehir’di (%50 - 6/12). Yedinci gollerini de yine bir duran toptan yediler.
Bu sezon en fazla şut çektiği (34), bu şutlarda en fazla isabet bulduğu (10), en yüksek gol beklentisi yakaladığı (5,1) ve en fazla net gol pozisyonuna girdiği (8) maçta bir puanı son dakikadaki bir penaltı golüyle kurtarmaları da net bir golcüye sahip olmamalarına bağlanabilir. Aksi takdirde, gol sayıları büyük bir puan farkıyla önlerinde oldukları Galatasaray ve Beşiktaş’tan herhalde 10 gol daha az olmazdı.
Avcı buna rağmen maçın başından sonuna kadar gücüne inandığı oyun planından vazgeçmedi. Marcelo Bielsa, futbolda yeterince güçlü bir A planınız varsa, B planına ihtiyacınızın olmayacağını söyler. Başakşehir de bugün A planına güvendi, şampiyon gibi oynadı ve bir puanı kazandı.




