Gini Wijnaldum Liverpool Barcelona UEFA Champions League 05/07/19Getty Images

YORUM | Heavy metal, klasik müziği susturdu


 YORUM | Onur Özgen @ozgenonur

İnsan hafızası, gerçekleşmeyen şeyleri hatırlayamaz. Yalnızca vuku bulan şeyleri anımsar. En trajik hatıralar ise en fazla iz bırakanlardır. Barcelona karşısında maç öncesinde ufak çapta bir mucizeye ihtiyaç duyan Liverpool’un amacına ulaşabilmek için yapması gereken ilk şey de buydu: Rakibine en yakın trajedisini hatırlatmak.

Geçen sezon Roma’ya 4-1’in rövanşında elenen Barcelona’lı futbolcuların zihnine aynı şeyi yine yaşayabilecekleri endişesini yerleştirebilmenin ise tek yolu vardı: Erken bir gol. Roma’da bunu Edin Dzeko, 6 dakika içinde başarmıştı. Divock Origi de 7. dakikada aynı hissi yerleştirdi.

Dolayısıyla 7. dakikadan itibaren oyunun duygu üstünlüğü Liverpool’a geçti. O dakikadan sonra Liverpool, Mohamed Salah ve Roberto Firmino’nun yokluğunu aklından tamamen çıkardı ve önlerinde beliren ihtimalin ışıltısına ve heyecanına kapılarak oynamaya başladı. Barcelona’yı ise korku ve endişe içinde oynamak zorunda bıraktı.

Bu kadarla da kalmayıp başta Lionel Messi ve Luis Suarez olmak üzere rakiplerinin sistematik bir şekilde sinirleriyle oynadılar. Henüz maçın ilk dakikasında Liverpool’un kazandığı ilk korner öncesinde Messi, orta alanda hiç alışık olmadığımız bir şekilde kızgınlıkla Andrew Robertson’a parmağını sallıyor ve yerdeyken yanından başını itip geçen İskoç sol beki Cüneyt Çakır’a şikayet ediyordu.

Andrew Robertson Lionel Messi Liverpool Barcelona UEFA Champions League 05/07/19Getty Images

Peki dünyanın en iyi oyuncusunun dengesi böyle bir hareketle bozulabilir mi? Kim bilir? Belki de bu yüzden birkaç dakika sonra ceza sahası içinde Alisson ile cepheden karşı karşıya kaldığı pozisyonda şut bile çekemeden topu Joel Matip’e kaptırmıştır. Zira Messi’den görebildiğimiz nadir insan belirtilerinden biriydi. İlerleyen dakikalarda da birkaç defa yay üzerinden onun çok rahat gol yapabileceği şut açıları yakaladı, ama isabet dahi bulamadı.

Suarez’in icabına ise Fabinho ve tribünler baktı. Anfield'ın eski kralı, Brezilyalı orta saha oyuncusuyla girdiği hemen her ikili mücadelenin ardından soluğu yerde aldı. Fabinho ise müdahalelerindeki sertliğin ve hemen akabinde Suarez’e dönük tepkilerinin dozajını giderek artırdı. Bir zamanlar sevgilisi olduğu tribünler ise top her ayağına geldiğinde onun için alaycı tezahüratlarda bulundu. Aslında bildiğimiz Suarez’in bunlardan hoşlanması ve performansına olumlu olarak yansıtması gerekirdi. Ama bu defa öyle olmadı.

Liverpool ise rakibinin kendine gelebileceği bir aralık bırakmamak için oyunun yoğunluğunu hiç düşürmedi. Bilakis dakikalar ilerledikçe daha da yükseltti. Her karşı pres, bir öncekinden daha örgütlüydü. Her topa hamle, bir öncekinden daha tutkuluydu. Topu kaptıktan sonraki her hedefe gidiş, bir öncekinden daha çabuktu. Ve her geçen dakika, oynadıkları oyundan biraz daha haz alıyor gibi görünüyorlardı.

Macar psikolog Mihaly Csikszentmihalyi’ye göre, hayatta sadece akış hâlindeyken mutluyuzdur. Herhangi bir şeye odaklanıp, diğer her şeyden kopulan anları “akış” olarak niteleyen Csikszentmihalyi’nin şayet futbola ilgisi varsa ve dün gece Liverpool’un pres anlarındaki konsantrasyonunu ve kararlılığını seyretmişse, belki de akış teorisinin üzerine yeni bir şeyler yazma ihtiyacını hissetmiş olabilir. Çünkü Liverpool pres yaparken gerçek anlamda kendinden geçmiş gibiydi.

Jordi Alba Trent Alexander Arnold Liverpool Barcelona UEFA Champions League 05/07/19Getty Images

Klopp’un oyuncularının sahanın her yerinde başka bir aksiyonu vardı. Bu hem bir yandan seyretmesi müthiş haz verici hem de öte yandan takip etmesi bir o kadar zorlayıcı bir şey. En üst seviyedeki futbol, ilk seyredildiği anda yüzde yüz anlaşılır olmaktan çıktı. Çünkü sahadaki sürekli hareket, en az oyuncular kadar seyircilerden de çaba istiyor artık. Tıpkı sıkı bir sinema filminde olduğu gibi. Aralarındaki tek fark ise futbolun bir senaryosunun olmaması.

Elbette maç öncesinde Klopp’un kafasında bir senaryo bulunuyordu; Ernesto Valverde’nin de öyle. Ama hiçbirinin senaryosunda dünyanın en iyi birkaç sol bekinden birinin top kayıpları yüzünden iki golün olabileceği ya da bütün Barcelona savunmasının bir köşe vuruşu anında uyuyakalabileceği yazmıyordu.

Her ne kadar bazı futbol analistleri, ellerindeki giderek büyüyen nesnel verilerin oyun üzerinde mutlak bir tahakküm kurması gerektiğini ve bu yolla futboldaki öngörülemezliğin ve rastlantısallığın ortadan kaldırılabileceğini savunsalar da futbol onları her fırsatta komik duruma düşürüyor. Dün gece de olduğu gibi.

Tabii ki antrenör ekipleri, maç önlerinde takımlarını rakiplerine karşı olabildiğince hazırlamak zorundalar ve veriler de bu konuda onlara çok yardımcı olabilir. Ama futbolda hiçbir zaman yüzde yüz hazır olamazsınız.

Arsene Wenger, bir keresinde kendisine yöneltilen, “İyi bir futbolcuyu nasıl tanımlarsınız?” sorusuna şu cevabı verir: “İyi bir futbolcu, öngörülemez bir duruma hatasız çözümler üretebilen bir oyuncudur.”

Jordi Alba’nın Liverpool’un ilk iki golü öncesinde o kadar basit top kayıpları yapacağı öngörülebilir bir şey miydi? Hayır. Ama ilk gol öncesinde Sadio Mane ve ikinci gol öncesinde de Trent Alexander-Arnold, rakibinin hata yapmak üzere olduğunu bir saniye önceden sezip vücut açılarını ve hamlelerini ona göre ayarlamayı bildiler ve topu kaptılar. Peki Barcelona gibi bir takımın rakibin köşe vuruşu esnasında dalacağı tahmin edilebilir miydi? Hayır. Ama yine Arnold, Origi’nin kale önünde bomboş kaldığını bir anda fark etti ve harekete geçti.

Jurgen Klopp Liverpool Barcelona UEFA Champions League 05/07/19Getty Images

Elbette Klopp’un da imha planı kusursuzdu. Borussia Dortmund’dayken Pep Guardiola’nın Barcelona’sına alternatif bir oyun sunan, futbol dünyasında kendine bu şekilde saygın bir yer edinen ve hâlâ Guardiola’nın belalısı olan Klopp; dün gece ise Barcelona karşısında ustalık eserini verdi.

Rakibinin öncülük ettiği bol sayıda pasa dayalı topa sahip olma oyununu geçmişte bir orkestraya benzeten Klopp şöyle diyordu: “Fakat sessiz bir şarkı gibi, değil mi? Ben ise daha çok heavy metalden hoşlanırım. Şarkının her zaman gürültülü olmasını isterim!”

Dün gece şarkı oldukça gürültülüydü. Vivaldi’nin Dört Mevsim’ini çalmaya hazırlanmış Barcelona ise heavy metalin gürültüsü altında Anfield’ı terk etti.

Goal twitter
Reklam

ENJOYED THIS STORY?

Add GOAL.com as a preferred source on Google to see more of our reporting

0