Maça çok hızlı giren Trabzonspor, henüz ilk dakikada Cornelius ile golü buldu. İlk beş dakika içinde farkı ikiye de çıkarabilirlerdi. Her şey Karadeniz ekibinin istediği gibi başlamıştı ki, Vitor Hugo’nun kontrolsüz müdahalesi hikayeyi bambaşka bir yere götürdü. Skubic'in bileğine tehlikeli bir müdahale yapan Brezilyalı doğrudan kırmızı kartla oyun dışında kaldı.
Berat stopere geçti
Yedekler arasında asıl pozisyonu stoper olan Hüseyin Türkmen bulunmasına rağmen, Abdullah Avcı değişiklik yapmayı tercih etmedi. Bu sezon resmi maçlarda henüz süre almayan Hüseyin’e dönmeyi düşünmeyen Avcı, çözümü Vitor Hugo’nun yerine orta sahadan Berat’ı kaydırmakta buldu. Isınma esnasında kasığında ağrı hisseden Denswil’in sahada olmayışı Trabzonspor’un alternatiflerini kısıtlayan bir başka faktör oldu. Maça sol bek olarakilk 11’de başlaması beklenen Denswil sakatlanmasa, Hollandalı oyuncuyu stopere çekmek mümkün olabilirdi.
AAGece ve gündüz gibi iki yarı
Kırmızı kartın ardından oyunda üstünlük beklendiği gibi tamamen Konyaspor’a geçti. 82 dakika 10 kişi oynamak zorunda olan Trabzonspor’un enerjisini idareli kullanmak istemesi özellikle ilk yarıda sahada pasif kalmasına yol açtı. Bu durumda eksik kalma refleksi de rol oynadı, ancak bu büyük ölçüde bilinçli bir tercihti. Zira Trabzonspor’un ikinci yarıdaki tempoya mükemmel bir şekilde ayak uydurması, yakıtı idareli kullanmanın faydasını gözler önüne serdi.
Fakat maçın bu şekilde gelişeceğini ilk yarıdaki oyuna bakarak öngörmek imkansızdı. 20. dakikada skoru eşitleyen Konyaspor daha ilk yarıdan, bu sezon Süper Lig’de bir maçta ulaştığı en yüksek şut sayısını yakaladı. Dördü isabetli olmak üzere 17 şut deneyen ve Serdar Gürler’in 45+1’de direkten dönen nefis vuruşuyla gole çok yaklaşan Konyaspor, devre arasına girilirken tek başına maçın direksiyonundaydı. İkinci yarı başladığında da görüntü farklı değildi. Skoru eşitleyen golü atan Endri Çekiçi bir kez daha sahneye çıktı ve 46’da Konyaspor’u öne taşıdı.
Kaos hakim oldu
60. dakikadan itibaren yüklenmeye başlayan Trabzonspor, Konyaspor kalesinde müthiş bir baskı kurdu. Bu 10 dakikalık bölümde Djaniny’nin bir topu direkten dönerken, kaleci Sehic de önemli kurtarışlara imza attı. Dakikalar ilerledikçe tablo tamamen değişti. 70’ten sonra iki takımda da orta saha disiplini kayboldu ve maç gardı tamamen düşmüş, iki yorgun boksörün yumruklaşmasını andıran bir görüntüye büründü. Her iki ekip de kalan tüm güç kırıntılarıyla birbirinin üstün yüklendi. Tempo inanılmaz derecede yükselirken, top bir o kalede, bir bu kaledeydi. Elbette tarafsız futbolseverler için böyle tempolu ve bol pozisyonlu bir mücadele çok daha büyük seyir zevki sundu. Fakat aklıselim, skor üstünlüğüne sahip olan Konyaspor’un eksik rakibi karşısında tempoyu kontrol etmesini ve topa sahip olmayı ön plana koymasını gerektiriyordu. Ancak ev sahibi ekip ilginç bir şekilde sahada oluşan kaosa kendini kaptırdı ve bu gereksiz riskin bedelini ödedi. Konyaspor üçü de bulabilirdi, ama talihin bir cilvesi sonucunda Hadziahmetovic’in kendi kalesine attığı gol skora dengeyi getirdi.
AAUğurcan devleşti
Trabzonspor galibiyet şansını da buldu. 73. dakikada Cornelius’un yerine oyuna girdikten sonra takımına biraz daha hareket katan Gervinho, 80. dakikada bomboş pozisyonda kaleciyle karşı karşıya kaldı, fakat çalım denemesinde Sehic’e takıldı ve mutlak gol fırsatından yararlanamadı. Öte yandan Konyaspor da rakip kalede birbiri ardına önemli pozisyonlar yakalamaya devam etti. Bu anlarda ise Uğurcan kalesinde devleşerek Trabzonspor’u yenilgiden kurtaran isim oldu. Milli eldiven yaptığı sekiz kurtarışla Süper Lig’deki en yüksek kurtarış sayısını tekrarladı.
Şut yağmuru
Beklenmedik bir kırmızı kart, futbolseverlere Süper Lig’in son dönemdeki en keyifli maçlarından birini izletti. Konyaspor-Trabzonspor mücadelesi sezonun en fazla şut çekilen maçıydı. Ev sahibi ekip 31 şutta 10 isabet bulurken, bordo mavililer 14 şutun beşinde kaleyi buldu. Haftaya yenilgisiz giren iki ekip bu unvanı korumuş oldu. Trabzonspor’un bu şartlarda deplasmandan bir puanla dönmekten memnuniyet duyacağına şüphe yok. Zaten Abdullah Avcı’nın maç sonrasında verdiği, “90 dakika 10 kişi oynayıp 1 puanla dönmek, 3 puan kadar önemli” demeci de buna işaret ediyordu.