Rıdvan Dilmen, Akhisarspor - Fenerbahçe maçının devre arasında günü en iyi özetleyen cümleyi kurdu: ''Bari çubukluyu giysinler de Fenerbahçe zannetsinler''
Fenerbahçe'nin içinde bulunduğu konum, ne futbolcuların form durumuyla açıklanabilir ne de kadro kalitesiyle. Evet, Fenerbahçe'nin kadrosu şampiyonluk için yeterli değil belki. Ama birkaç milyon euro'ya takım kuran Akhisar'dan, Rize'den de kötü değil!
Fenerbahçe'yi sezon başından bu yana tanımakta güçlük çekiyoruz. İşin kötüsü, her geçen gün biraz daha uzaklaşıyoruz Fenerbahçe'ye. İş o kadar ciddiye bindi ki taraftarlar bile acı çekemiyor artık. Çünkü yaşananlar, taraftarları çoktan hissizleştirmeye başladı. Hiçbir Fenerbahçeli artık üzülemiyor. İstedikleri tek bir kişi var, yönetim de tüm bu başarısızlığa rağmen o kişiyi takıma getirmeye bir türlü yeltenemiyor.
Akhisarspor deplasmanında oynanan futbol, gerçekten de küme düşme adayı bir takımın aciz futbolunu temsil etti. Tabii ligde kalma mücadelesi veren bir Anadolu takımı bile eminim bu kadar zayıf, bu kadar ruhsuz ve bu kadar isteksiz oynamayı kabullenemez.
Fenerbahçe taraftarının bu sezon başındaki beklentisi zaten hayal dünyasında yaşamak gibi değildi. Yeni bir yönetime ve onların fikirlerine olan inançlarıyla zafere ulaşmak için yıllarca beklemeye razı bir taraftar vardı. Ancak kulübün içinde bulunduğu durum, en düşük beklentiye sahip taraftarları bile çileden çıkarmayı başardı.
Fenerbahçe için bu sezon çoktan bitti. Büyük olasılıkla ligin devre arasına küme düşme potasında ya da tehlikeli bölgenin yakınlarında bir yerlerde girecekler. Böyle bir ortamda ise Fenerbahçe'den herkesin tek bir beklentisi var; Ersun Yanal. Yönetimin acilen bu işe noktayı koyup en azından kırdıkları onca kalbin bir nebze olsun gönlünü almayı bilmesi gerekiyor.
Bir taraftar topluluğunun dünyası nasıl karartılır? İşte bu sorunun yanıtı, bu sezonki 15 haftalık Fenerbahçe performansında gizli.


