YORUM | Onur Özgen @ozgenonur
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi'ndeki son maçını iki buçuk yıl önce, geçtiğimiz akşam Lizbon'daki sekizli finalde kupayı kaldıran Bayern Münih'e karşı oynamıştı. O sezonun sonunda Süper Lig'de alınan dördüncülük ise kurulan şaşaalı kadronun bir anda dağılmasına ve kulübün ekonomik olarak giderek daha kötü bir durumun içine çekilmesine neden olmuştu. Nitekim aradan geçen iki buçuk yılın ardından siyah-beyazlılar gücünden çok şey kaybetmiş durumda.
Buna karşın ön eleme aşamasından itibaren de olsa Beşiktaş'ın yeniden bir Şampiyonlar Ligi maçına çıkması, geride kalan sezonun hikâyesi düşünüldüğünde küçük çaplı bir mucize olarak görülebilir. Bu mucizenin en büyük yaratıcısı olan Sergen Yalçın ise Beşiktaş'ın PAOK karşısında da en büyük güvencesi olacak.
Takımın birçok eksiği bulunsa da üzerine iyi düşünülmüş bir planla Beşiktaş bu turu geçebilir. Siyah-beyazlılar, 2014-15 sezonunun başında da Şampiyonlar Ligi'nde iki ön eleme oynamış, önce Feyenoord'u elemiş, ardından Arsenal'ı elinden kaçırmıştı. Sağ bekinde İsmail Köybaşı, sol bekinde Ramon Motta, savunma merkezinde ise Pedro Franco ve Ersan Gülüm'ün oynadığı o takım, Slaven Bilic'in oldukça iyi kurgulanmış topsuz oyun planı sayesinde 180 dakika boyunca Arsenal'a karşı çok iyi bir savunma performansı sergilemeyi başarmıştı. Nitekim o oyun planı, Arsenal'ı elemeye yetmese de akabinde Avrupa Ligi'nde önce Tottenham Hotspur'u, ardından Liverpool'u saf dışı bırakmıştı.
Jose Mourinho, kusursuz bir takımınız yoksa ihtiyacınız olan şeyin felsefeden ziyade strateji olduğunu söyler. Altı yıl sonra yeniden Şampiyonlar Ligi ön elemesinde yer alan Beşiktaş'ın da hedefine ulaşabilmesi için yine stratejik bir oyuna ihtiyacı olacak. Üstelik grup aşamasına kalabilmek için normalde altı maç oynamak gerekirken, salgın şartlarından dolayı getirilen tek maçlık eleme usûlü sayesinde dört maçın sonunda bir anda kendilerini Şampiyonlar Ligi gruplarında bulabilirler. Bu da her zamankinden daha pragmatist düşünmeyi gerektiriyor.
Yeni transferler bize ne gösteriyor?
Depo PhotosŞu ana kadar kadrosuna üç takviye yapan Beşiktaş'ın transferdeki stratejisi ise bize iki şeyi gösteriyor: Birincisi, Yalçın daha önceden çalıştığı ya da yakından tanıdığı oyuncuları tercih ediyor. İkincisi ise Beşiktaş'ın son yıllarda atletizm konusunda yaşadığı sorunu çözmekte kararlı gibi görünüyor. Fabrice N'Sakala ve Bernard Mensah transferleri, siyah-beyazlıların doğrudan bu sorununa yönelik olarak yapılmış hamleler. Dolayısıyla bu sezon Beşiktaş ligin hücuma en hızlı çıkan takımlarından biri olabilir.
Öte yandan, ligde maçların büyük bölümünü topa daha fazla sahip olarak, rakip yarı sahaya yerleşerek ve derin savunmalara karşı hücum ederek geçiren bir takıma yalnızca hücuma hızlı çıkmak yetmez, aynı şekilde dar alanda da çözüm üretilebilmesi gerekir.
Buna karşın Avrupa maçları ise Beşiktaş'ın mevcut kadrosu için daha ideal olabilir. Geniş alan bulduklarında etkili olabilen Mensah, Georges-Kevin N'Koudou, Jeremain Lens, Tyler Boyd, Güven Yalçın gibi oyuncular, PAOK'a karşı olası bir kontratak odaklı oyunun ana parçalarına dönüşebilirler.
Santrfor sorunu nasıl aşılacak?
Depo PhotosBeşiktaş'ın geçen sezon yaşadığı en büyük sorunlardan biri, Burak Yılmaz'ın olmadığı maçlarda yaşadığı santrfor kriziydi. Bu maçlarda çoğunlukla dokuz numara olarak oynatılan Güven'in bağlantı oyunundaki zaafları, siyah-beyazlıların özellikle rakip yarı sahaya yerleştiği maçlarda alan bulamamasına neden olmuştu.
Yeni sezonun ilk maçında ise Beşiktaş aynı krizle yine karşı karşıya. Lille'e transfer olan Burak'ın yeri henüz doldurulamadı. Fakat bu defa Yalçın'ın elinde belki istediği kalitede olmasa da en azından santrfor özelliklerine sahip olan iki oyuncu bulunuyor: Geçen sezon kiralandığı Zulte Waregem'den geri dönen Cyle Larin ve uzun süre sahalardan uzak kalan Umut Nayir. İki oyuncu da ceza sahasında harika birer bitirici sayılmaz, ama ikisi de en azından bağlantı oyununu belli standartlarda oynayabilir ve etrafına alan açabilir.
Diğer yandan Beşiktaş'ın henüz çözemediği bir diğer sorunu ise kanatlarının yeterince skorer olmaması. Güven bu açıdan da Yalçın'ın elini rahatlatabilecek bir oyuncu. Yeter ki ceza sahasına yüzü dönük bir şekilde girebilsin. Bunun için de merkezde değil, kanatlarda oynatılması gerekiyor.
Oğuzhan ve Dorukhan nasıl dönecek?
Depo PhotosGeçen sezonun başında Abdullah Avcı'nın planlarında iki oyuncu da anahtar roller üstleniyordu. Oğuzhan Özyakup, savunmanın önünde derin oyun kurucu rolünde oynatılacak ve rakip savunma arkasına bol bol anahtar paslar yollayacak; Dorukhan Toköz ise hücum beşlisinin sağ içinde topla buluşmaya ve hatlar arasına sızmaya çalışacaktı. Fakat ikisi de olmadı. Son iki sezondaki düşüşünü sürdüren Oğuzhan, yerini Mohamed Elneny'ye kaptırıp devre arasında Feyenoord'a kiralandı; Alanyaspor maçında çapraz bağları kopan Dorukhan ise sezonu kapattı.
Bu sezon en merak edilen şeylerden biri, iki oyuncunun nasıl döneceği. Her ne kadar orta saha rotasyonuna Mensah dâhil olsa da, Elneny'nin takımdan ayrılması ve Adem Ljajic'in istikrarsızlığı merkez orta sahada hem defansif hem de ofansif açıdan bir boşluk oluşturuyor. Bakalım iki oyuncu bu boşluğu doldurabilecekler mi?




