YORUM | Osman Can Erkut @erkutosmancan
2020-21 sezonunda beklentilerin ötesinde bir performans gösteren Beşiktaş, bu uzun yolculuğun sonunu unutulmayacak bir şampiyonlukla taçlandırmayı başarmıştı. Rotasyon darlığı başta olmak üzere çeşitli sorunlarla boğuşan siyah-beyazlı ekip, sezon genelinde oldukça baskın bir oyun oynayarak zafere ulaşmıştı. Aslında tam da bu durum, Beşiktaş’ın 16. şampiyonluğunu son dönemde daha farklı bir yere koymamızı gerektiriyordu.
Yalçın’ın güçlü oyununun simgesi
Bu peri masalının baş aktörü de kuşkusuz Sergen Yalçın’dı. Başarılı teknik adam; ön alanda oldukça etkili pres yapan, topa sahip olan, yaratıcılık sorunu çekmeyen ve rakiplerinin geçiş hücumlarını iyi savunan bir takım kurgusu yaratmayı başarmıştı. Yalçın, bu etkili ana planıyla birlikte birçok oyuncusundan maksimum verimi almıştı ve bu isimlerin başında da Cyle Larin geliyordu. Sergen Yalçın’ın sol kenarda yepyeni bir rol biçtiği Larin, attığı gollerle adeta küllerinden doğmuştu.
Süper Lig’de geçen sezonu 19 golle tamamlayan Kanadalı oyuncuyu Beşiktaş’ın etkili ana planının parlattığı bir yıldız olarak tanımlamak mümkün. Beşiktaş, oyunu genellikle sağ kenarda Valentin Rosier – Rachid Ghezzal ikili üzerinden genişletiyordu, bir diğer deyişle siyah-beyazlıların hücumdaki yaratıcıları bu kenardaydı.
Ayrıca santrfor Vincent Aboubakar’ın bağlantı oyunundaki etkinliği, Larin – Atiba Hutchinson ikilisine alan açıyordu. Sol kenarda forvet karakterli bir oyuncuya sahip olunca Beşiktaş, rakip ceza sahasında kolaylıkla çoğalabiliyordu ve bu durum rakip savunmaların başını bir hayli ağrıtmıştı. Siyah-beyazlı ekip, sağ kenarda Ghezzal’in başrol oynadığı ve sol kenardan içeri giren Larin’in arka direkte tamamladığı birçok gol atmıştı.
Her ne kadar Larin, topla oldukça az buluşmasına karşın “kolay pozisyonlarda” çok skor üretiyor gibi görünse de; bu durum aslında siyah-beyazlıların gerçekten kuvvetli bir ana plana sahip olduğunu gösteriyordu.
Yeni sezon, yeni Beşiktaş, eski Larin
Geçtiğimiz sezon kazanılan şampiyonluğun ardından Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etmeye hak kazanan Beşiktaş, yaz transfer döneminde kadrosuna önemli eklemeler yapmıştı. Özellikle Michy Batshuayi ve Alex Teixeira gibi eklemelerle takımın hücum kurgusunun biraz değişmesi ve bu durumdan Larin’in rolünün etkilenebileceği ön görülüyordu. Aboubakar’a kıyasla bağlantı oyununda daha az etkin; ancak pres gücü yüksek ve ceza sahasında tehlikeli bir golcü Batshuayi ile skorer bir isim olan Teixeira’nın takıma katılması, kağıt üzerinde Larin’in rolünün değerini yitirmesine neden olabilirdi.
AABu yeni düzende, yaratıcı özellikleriyle de öne çıkan ve çizgiye yakın oynamayı Larin’e göre daha çok seven Kevin N’Koudou’nun daha fazla tercih edilmesi beklenebilirdi. Ayrıca Fransız oyuncu da tıpkı Larin gibi Sergen Yalçın yönetiminde oyununa seviye atlatmaya başlamıştı. N’Koudou; geçen sezonun son bölümünden itibaren dar alanda da yeteneklerini keskinleştirmiş, daha skorer bir oyun karakterine bürünmüştü. Halihazırda geniş alanda daha etkili olan, driplingleriyle takıma yaratıcılık katabilen Fransız oyuncu; gole de daha yakın olunca ana planda sol kenardaki birinci tercih olabilirdi.
Ancak N’Koudou talihsiz bir şekilde sakatlandı ve Larin, eski rolüyle bu yeni Beşiktaş’ın en önemli parçalarından biri olmaya devam etti. Bu sezon Süper Lig ve Şampiyonlar Ligi’nde toplamda dokuz maçta süre alan Kanadalı, bunların beşine ilk 11’de başlarken dört gol bir asistlik bir performansa imza attı. Pjanic, Ghezzal ve Teixeira gibi yaratıcıların olduğu denklemde Larin yine topla az buluşuyor, ancak takımın sol kenardaki bitiricisi olmaya ve skor üretmeye devam ediyor.
Larin’in son imzası: Galatasaray derbisi
Cyle Larin, “yeni Beşiktaş’ın” da en önemli parçalarından biri olmaya devam edeceğini Galatasaray derbisinde kanıtladı. Sakatlık krizinin etkisiyle geçen haftalarda hem Süper Lig’de hem de Şampiyonlar Ligi’nde istediği sonuçları alamayan Beşiktaş, iyi bir reaksiyon göstererek derbiyi kazanmak istiyordu. Cyle Larin de en kritik noktada devreye girmişti.
Attığı iki golün yanı sıra Larin, Sergen Yalçın’ın derbi planında önemli bir role sahipti ve gösterdiği etkili performansla teknik direktörünün güvenini boşa çıkarmadı. Galatasaray’ın sağ beki Yedlin’e birçok pozisyonda üstünlük kuran Kanadalı, hücumda getirdiği hareketlilikle de fark yarattı. Özellikle Pjanic eklemesinden sonra oyunun yönünü kolaylıkla değiştirebilen Beşiktaş, birkaç pozisyonda ilk önce sağ kenara döndü, sonra Ghezzal – Rosier ile tehlike üreterek arka direkteki Larin’i görmek istedi.
Beşiktaş’ın Sergen Yalçın dönemindeki ezberlerinden biri olan bu set, Galatasaray maçında da oldukça iyi işledi, öyle ki Larin maçı iki golden daha fazlasıyla bitirebilirdi. Derbide rakip kaleye ikisi isabetli iki şut çeken Kanadalı, toplamda 53 kez topla buluşmuş ve 26 başarılı pas gerçekleştirmişti. Fizik üstünlüğünden de sıkça yararlanan golcü oyuncu, bu maçta altı kez de faul almayı başardı.
Benzer istatistikler, Larin’in bir gol attığı ve sezonun ilk haftasında Beşikaş’ın gövde gösterisi yaptığı Çaykur Rizespor maçında da ortaya çıkmıştı. 15 kez topla buluşan ve 11 pas yapan Larin, çektiği iki şutun birinde isabet sağlayarak golünü bulmayı başarmıştı.
Ancak hücumdaki hareketliliğiyle, fizik kalitesiyle ve savunma katkısıyla Larin, özel rolüyle Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’ını simgelemeye ve gollerini atmaya devam ediyor. Larin’in Beşiktaş’la olan sözleşmesi sezon sonunda sona erecek ve siyah-beyazlı ekip, her ne kadar henüz anlaşma zemini sağlayamamış olsa da Kanadalı golcüyü tutmak için elinden geleni yapacaktır.


