Dorukhan Tokoz Guven Yalcin Besiktas Rizespor 08/31/19AA

YORUM | Beşiktaş girdiği yoldan bir milimetre bile geri dönmemeli


 YORUM | Onur Özgen @ozgenonur

Beşiktaş, Göztepe karşısında oldukça iyi bir savunma performansı göstermiş ve rakibine neredeyse hiç geçiş fırsatı vermemişti. Ancak maçın üç golle kazanılmasına rağmen hücumdaki hareketlilik ve akıcılık sorununun devam ettiği açıkça görülmüştü. Süper Lig’in ilk iki haftasında kalesinde en az isabetli şut gören iki takımdan biri olan Rizespor da Beşiktaş için bu anlamda iyi bir test olacaktı.

Son maçın on birine göre tek değişiklik ise Bologna’ya giden Gary Medel’in yerini alan Dorukhan Toköz’dü. Ancak bu defa savunma önünde oynayan oyuncu Oğuzhan Özyakup’tu.

Besiktas Rizespor

Maçlar öncesinde takımının oyun planını açıklamayı seven Abdullah Avcı, bu maçtan evvel de yapmak istediklerini üç başlıkta özetlemişti: Topa sahip olmak, oyunun yönünü çabuk değiştirmek ve kenarlarda rakibe sayısal üstünlük kurmak.

Beşiktaş ilk iki maçta olduğu gibi yine topa sahip oldu; hatta daha da fazla hükmetti. Geçtiğimiz iki haftadaki topla oynama ortalaması %64.2 olan Beşiktaş, Rizespor karşısında ise %70.1’lik bir topla oynama üstünlüğü kurdu. Siyah-beyazlıların Sivasspor ve Göztepe maçlarında hücumdaki en önemli sorunu rakip yarı sahaya yerleşmekti; bu defa o sorunun da aşıldığı görüldü. Maçın %37.3’lük dilimi Rizespor’un yarı sahasında oynanırken, Rizespor ise sadece %9.6 oranında Beşiktaş’ın yarı sahasında kalabildi.

Bunun en büyük nedenlerinden biri de önceki maçlara göre daha agresif bir ön alan presinin bulunması, buna bağlı olarak da takımın topu daha çabuk geri kazanmasıydı. Hatta Avcı’nın maç sonunda açıkladığı kadarıyla Beşiktaş ilk yarıda topu 5.2 saniyede geri kazanmıştı ve bu Süper Lig için bir rekordu.

Avcı’nın maç öncesinde altını çizdiği bir diğer nokta olan oyunun yönünü çabuk değiştirmek konusunda da ilerlemeler kaydedildiği görüldü. Takım topu daha hızlı dolaştırdı, bu sayede rakip ceza sahası önündeki baskısını artırdı. Özellikle Victor Ruiz’in 16. dakika içinde Jeremain Lens’e attığı iki diyagonal pas harikaydı.

Üçüncü amaç ise kanatlarda rakibe sayısal üstünlük kurmaktı. Beşiktaş’ın bu konuda alışılmışın dışında bir planı var. Her iki bek de içe kat ederek kullanıldığı için çizgiye basıp hücumu genişletme görevi kanat oyuncularına veriliyor. Ancak kanatlarda rakibi ikiye bir olarak yakalamanın yolu, bekler çoğunlukla merkeze destek verdiğinden dolayı 8 numaraların iç koridorları efektif bir şekilde kullanmalarından geçiyor. Rakip savunma yerleşikken iyice daralan iç koridorları kullanabilmek için de iyi bir oyun görüşüne ve çabuk karar verebilme kabiliyetine sahip olmak gerekiyor. Dorukhan Toköz ve Adem Ljajic'te ise bu yetiler eksik gibi görünüyor. Biri skorerliği, diğeri dinamizmiyle öne çıksa da, dar alanda bu özelliklerini gösterme konusunda güçlük çekiyorlar.

Bir diğer sorun ise savunma önünde derin oyun kurucu rolünde oynatılan Oğuzhan'ın rakibin orta blokta uyguladığı sıkı alan markajının altında topla buluşmakta zorluk yaşamasıydı. Oğuzhan yeteri kadar hareketli olmadığı için kendini hatlar arasında boşa çıkaramadı. Yalnızca bir pozisyonda bunu yapmayı başardı, onda da Ljajic’in uzaktan şutuyla sonuçlanacak olan tek şut pasını verdi.

Oguzhan Ozyakup Besiktas Rizespor 08/31/19Depo Photos

Bunlara karşın ilk yarıda Beşiktaş’ın rakip ceza sahası önünde yoğun ve nitelikli bir baskısı vardı. Normalde böyle bir baskı neticesinde rahat bir şekilde skor üretilmesi gerekirken ilk yarının gol atılamadan geçilmesi ise ön üçlünün dar alandaki becerilerinin zayıf olmasına bağlanabilir. Georges-Kevin N’Koudou sol kanatta bu eksikliği giderebilir gibi görünüyor.

Merkezde ise Güven Yalçın aynı umudu vermiyor. Güven yüzünü kaleye döndüğünde oldukça heyecan verici bir oyuncu; ancak sırtı dönük bir şekilde oynamak zorunda olduğunda sıradanlaşıyor. Beşiktaş’ın yeni oyun düzeninde ise bağlantı oyununu iyi bilen bir santrfora ihtiyaç var. Transferin son günlerinde böyle biri kadroya katılabilirse, Güven kanat forvet ya da ikinci forvet olarak kullanabilir.

Hücum hattındaki tüm bu yapısal eksikliklerine rağmen ilk iki maçının aksine güçlü bir 0-0 oyunu bulunuyordu Beşiktaş'ın. Fakat ilk yarının sonlarına doğru gafil avlandı. Ljajic’in kullandığı köşe vuruşunu rahat bir şekilde kontrol eden kaleci Gökkan Akkan, hiç bekletmeden eliyle oyunu başlattı. Beşiktaş ise o dakikaya kadar yaptığı gibi yine karşı presle topu kazanmaya çalıştı; ama biraz da şansıyla Rizespor baskıdan çıkmayı başardı. O noktadan sonra ise Beşiktaş’ın yapması gereken tek şey vardı: Taktik faul.

Bu ayıp bir şey değil. Topa sahip olarak oynamak isteyen takımlar, dar alanların içinde hücum edip, arkasında bıraktığı geniş alanları savunmak zorundadır. Bu yüzden top rakipteyken takım boyunu dar tutmaları ve örgütlü bir şekilde pres uygulamaları gerekir. Beşiktaş dün gece ikisini de kusursuza yakın bir şekilde yaptı. Ama her şeye rağmen bazen rakibiniz yaptığınız baskıyı atlatabilir. Böyle anlarda da sarı kart görmek pahasına faul yapmak zorundasınız. Beşiktaş bunu tercih etmedi ve bedelini kendi ceza sahasında rakibine ilk defa topla buluşma fırsatını verdiği pozisyonda golü yiyerek ödedi. Bu golün Ricardo Quaresma’nın takımdan ayrılışından sonraki ilk maçta bir trivela vuruşuyla atılması ise futbolun o kendine has ironilerinden biri olsa gerekti.

İkinci yarıya ise Oğuzhan sakatlanması sebebiyle çıkamadı. Avcı onun yerine Dorukhan’ı çekti, sağ içe Douglas’ı koydu. Böylece Beşiktaş bek orijinli üç oyuncuyu aynı anda kullanmak gibi ilginç bir deneyim yaşadı. Sol kanatta etkisiz bir maç daha çıkaran Boyd’un yerine ise N’Koudou oyuna girdi. Fransız oyuncuyla Beşiktaş sol kanadını daha etkili bir şekilde kullandı. İlk yarıda göremediğimiz verkaçları, N’Koudou’nun girişiyle birlikte o kanatta görmeye başladık. Skorun da etkisiyle Rizespor’un daha da geriye yaslanmasının ardından Ruiz ve Caner daha fazla öne çıktılar. Rizespor’un sağ kanadı Nill de Pauw’un savunmaya katkısı da zayıf olunca, sağ bek Mykola Morozyuk’a karşı sayısal bir üstünlük kuruldu. Gol de bu bölgeden, Caner’in geçtiğimiz hafta olduğu gibi yine kafasını kaldırması sayesinde geldi.

Caner Erkin Besiktas Rizespor 08/31/19Depo Photos

“Sistem oyuncuyu değerli hâle getirir.” Avcı’nın sık sık öne sürdüğü bu savının doğruluğu, Caner’in oyununun kısa süre içinde geçirdiği evrimden anlaşılabiliyor. 2013-14 sezonunda Ersun Yanal’ın yüksek tempoya, önde baskıya ve direkt hücuma dayalı Fenerbahçe’sinde sol beke dönüşerek kariyerinin zirvesini yaşayan Caner, sonraki sezonlarda ise daha farklı oyunlarda görevlendirildi. Ama kendi oyununu çeşitlendiremediği için, hep takımı kendi tarzına uydurmaya çalıştı. Bu da onun takım oyununa uygun olmayan bir oyuncu olarak görülmesine neden oldu. Saha içindeki disiplinsiz ve kontrolsüz hareketleri de bu algıyı güçlendirdi.

Avcı tarafından “sahte bek” rolünde görevlendirilen ve maçların büyük çoğunluğunu sahanın merkezinde geçiren yeni Caner ise bu sayede daha kontrollü ve en önemlisi özenli oynamaya çalışıyor. Son iki asisti de bunun kanıtı. Yıllarca geriden rastgele bir şekilde uzun toplar atmasına alıştığımız Caner’i artık boş alanlara doğru bilinçli paslar gönderirken; rakip ceza sahasına yaklaştığında da gelişigüzel ortalar yapmak yerine, hedefe odaklanmış bir vaziyette görüyoruz.

Beşiktaş da tıpkı Caner gibi alışkanlıklarını değiştirmeye çalışıyor. Elbette bu sürecin mümkün olduğunca az hasarlı geçilmesi gerek; ancak puan kayıplarının yaşanması ve hatta ilk üç haftalar itibarıyla son 15 sezonun en kötü sezon başlangıcının yapılması da olgunlukla karşılanmalı.

Benzer bir süreçten İtalya’da da Milan geçiyor. Yıllardır topsuz oyun odaklı planları tatbik eden bir takımdan, güçlü bir topa sahip olma takımı yaratılmaya çalışılıyor. İlk hafta Udinese deplasmanında tek bir isabetli şut dahi çekilemeden alınan 1-0’lık yenilginin ardından ise takımın yeni antrenörü Marco Giampaolo’nun taktiksel tercihleri eleştirilmişti. Giampaolo’nun ise bu eleştirilere yanıtı netti:

"Bir oyuncunun saha içindeki pozisyonunu değiştirebilirim; ancak ilkelerimi asla değiştirmeyeceğim. Bir milimetre bile geri dönmeyeceğim. Milan esas olarak rakip yarı sahada oynamak zorunda. Udinese maçında kendi oyunumuzu oynayamadık; ancak takımın bu ilkeye sadık olduğunu görüyorum.”

Beşiktaş da dün gece puan kaybetse de yeni bir yola girdiğini ve bu yolun ilkelerine sadık olduğunu gösterdi. Dolayısıyla Giampaolo'nun dediği gibi artık geri dönmemeli, bir milimetre bile.

Goal twitter
Reklam

ENJOYED THIS STORY?

Add GOAL.com as a preferred source on Google to see more of our reporting

0