YORUM: Rik Sharma| ÇEVİRİ: Onur Özgen
Barcelona'nın teknesi kıyıdan bir mil açıldı. Lionel Messi, kimseden yardım almadan kürek çekse de, Real Madrid'in şampiyonluk zaferine yelken açmasını ve La Liga'nın en uzun sezonundaki yarışta Katalanları geride bırakmasını izlemekle yetindi.
Takımının Camp Nou'da Osasuna'ya 2-1 kaybedip, şampiyonluk kupasını rakibine teslim ettiği maçın ardından Messi, çaresizdi. "La Liga'nın böyle bitmesini beklemiyorduk, ama bu geçirdiğimiz sezonun bir yansıması," dedi.
"Tutarsız ve zayıftık, takımlar bize karşı çok kolay gol buldu. Kaybetmememiz gereken çok puan kaybettik."
"Bir süre önce, böyle devam edersek Şampiyonlar Ligi'ni kazanmanın zor olacağını ve La Liga'yı kazanmak için de yeterli olmayacağını söylemiştim. Tepki vermez ve kendimizi değiştirmezsek, Napoli'yi eleyemeyiz."
Messi hayâl kırıklığına uğradı ve kulübün ihtiyaç duyduğu devrimi talep etti. Başkan Josep Maria Bartomeu liderliğindeki yönetim kurulu ise Arjantinli kaptanını başarısızlığa uğrattı.
Neymar ayrıldıktan sonra, kulübün cebinde 222 milyon euro'luk bir delik açıldı ve Messi'ye gelişmesi için ihtiyaç duyduğu takım arkadaşlarını vermek yerine, bu parayı fena hâlde israf ettiler.
Philippe Coutinho, Ousmane Dembele ve Antoine Griezmann toplamda yaklaşık 400 milyon euro'ya mâl oldu, ancak bunun karşılığını çok az verebildiler. Coutinho sezonu Bayern Münih'te, Dembele tedavi masasında, Griezmann ise saha kenarında geçirdi.
Barcelona'nın transfer pazarında attığı tek doğru adım ise Frenkie de Jong'un gelişiydi. O da talihsiz bir sakatlık geçirdi.
Getty/GoalBartomeu, ocak ayında ligde lider olan takımın başındaki Ernesto Valverde'yi gönderdi, yerine gelen Quique Setien'le ise Real MAdrid'in beş puan gerisinde kaldılar. Başkan, Real Betis'in eski antrenörünün takıma taze fikirler ve yeni bir motivasyon kaynağı getireceğini umuyordu, ancak bunun yerine Setien, kendisine saygı duymayan bir takım üzerinde daha az kontrol ve daha az yetkiye sahip bir antrenör olduğunu gösterdi.
Öte yandan kulübün Barcelona DNA'sına sahip olan ve gelecek vadeden genç orta saha oyuncularından Arthur'u satıp, yerine yedi yaş daha büyük olan Miralem Pjanic'i transfer etmesi de taraftarları kızdırdı. Bosnalı oyuncunun yeteneklerinden kimse şüphe duymuyor, ama 30 yaşında, kendini artık yenilemesi gereken bir kadroya dahil olan başka bir yaşlı oyuncu.
Dahası, onun varlığı, La Masia'nın en parlak yeteneklerinden biri olarak görülen Riqui Puig'in yolunu tıkayabilir.
Herkes için, ama özellikle Barcelona için kötü bir 2020 oldu. Yeni bir başlangıç yapana kadar geri gelmeyeceğini açıkça belirten Xavi Hernandez ile kur yapsalar da, yönetim kurulu önümüzdeki yaz gerçekleşecek seçimlerde olmayacak.
Dembele tekrar sakatlanınca, transfer penceresi kapandıktan sonra Martin Braithwaite'i acil olarak transfer ettikleri için de eleştirilerin odak noktası oldular.
Messi, oyuncuları Valverde'nin görevden alınmasından sorumlu gören Eric Abidal ile anlaşmazlığa düştü ve iç çatışmalardan sonra Bartomeu, çeşitli yönetim kurulu üyelerinden istifa etmelerini istedi.
Kısacası Messi, Barcelona'nın şimdiye kadar sahip olduğu en iyi oyuncu, ama ona yardım eden kimse yok.
Messi'nin her şeyi kendi başına yapmasına ve akıntıya karşı kürek çekmesine seyirci kalıyorlar. Kulübün son birkaç yılda elde ettiği başarılar, yönetimden çok yönetime rağmen kazanılmış durumda.
Arjantinli yıldız, La Liga'yı bir kez daha gol kralı olarak bitirdi. 33 maçta 25 gol atan Messi, üst üste dördüncü defa ligin en golcü oyuncusu oldu. Aynı zamanda eski takım arkadaşı Xavi'nin La Liga'daki asist rekorunu da kırdı ve bu sezon 21 asist yaparak, Barcelona'da ne kadar büyük bir yükün üstesinden geldiğini kanıtladı.
Şampiyonlar Ligi'nde daha ileriye gitmek istiyorlarsa, onun kuyruğuna takılacaklar.
En iyi oyuncunuza güvenmek suç olmasa da bunu bu ölçüde yapmak tembelliği ve son derece kötü planlamayı ortaya çıkarır. Örneğin Lautaro Martinez, Luis Suarez'in yokluğunda Messi'nin birlikte oynamaktan zevk alacağı türden bir forvetti, ama neredeyse transferinden vazgeçildi.
Messi'nin bu sezon iyi bir bağ kurduğu iki oyuncu Puig ve Ansu Fati gelişmeye devam edecek, ancak bu Şampiyonlar Ligi son sekizinde yeterli olmayabilir.
Tek ayaklı maçlar, Barcelona için bir nimet; çünkü iki maçta ortaya çıkabilecek kusurları var, özellikle de acıklı deplasman formları. Yine de bunların hepsi Messi'nin parlaklığıyla masanın altına süpürülebilir ve bu kimseyi şaşırtmaz. Fakat onun çok daha fazlasını hak ettiği de âşikâr.
Messi her şeyin ona bağlı olduğunu biliyor. Osasuna maçından sonra kızgın kalmasına bile izin verilmedi; çünkü Barcelona'nın Lizbon'daki zafer umutları için birleşik bir cepheye ihtiyacı vardı. Berlin'de kazanılan son Şampiyonlar Ligi zaferinden bu yana geçen beş yıl, onu tüketiyor.
Yine de Messi elinden geleni yaptığını biliyor. Hatta daha fazlasını.