Süper Lig’de Fenerbahçe’yi konuk eden Başakşehir, 2-0 kazanarak puanla tanıştı. Lige üçte üçle girdikten sonra geçen hafta Sivas deplasmanında iki puan bırakan Fenerbahçe ise sezonun ilk yenilgisini aldı.
Başakşehir teknik direktörü Aykut Kocaman oyun planını Fenerbahçe’nin ritmini bozmak üzerine kurmuştu. Maçın başından itibaren Fenerbahçe’ye tempo yapma şansı tanımayan Başakşehir, golü de erken bulunca stratejik avantajı tamamen ele geçirdi. İlk dört haftayı puansız geçen Başakşehir, Fenerbahçe karşısına ekstra bir motivasyonla çıkmıştı.
Başakşehir’in rakibini bu kadar kolay şekilde etkisiz kılabilmesinde, Fenerbahçe’nin hafta içi oynadığı Avrupa Ligi maçının büyük etkisi vardı. Eintracht Frankfurt maçına müthiş bir tempoyla başlayan sarı lacivertliler, o maç içinde bile aynı seviyeyi korumakta zorlanmıştı. Alman ekibine karşı verilen çetin mücadelenin yorgunluğu üç gün sonra oynanan bu maça fazlasıyla yansıdı.
Diziliş tartışılacak
Fenerbahçe’nin Başakşehir önünde sergilediği performans, Pereira’nın üçlü savunma tercihini bir kez daha tartışmaya açacak gibi gözüküyor. Başakşehir kanatları iyi kullanan ve pas organizasyonunu iyi yapan bir takım. Fenerbahçe’nin kanatlarda görev verdiği Ferdi ve Samuel Osayi’nin bu dizilişte üstlenmeleri gereken roller açısından ideal isimler olduğunu söylemek güç. Sol kanatta Edin Visca gibi etkili ve tecrübeli bir isim karşısında Ferdi’nin savunma performansı yetersiz kaldı. Başakşehir’in Okaka’yla attığı golün gelişiminde bu açıkça gözüktü. Şener’in sağdan yaptığı bindirme Ferdi’nin pozisyonunu kaybetmesine neden oldu ve bu sayede Visca, ceza sahasındaki Okaka’yı topla buluşturacak açıyı buldu.
Orta saha açmazı
Max Meyer ilk 45 dakikada 59 pasta %100 isabet sağladı. İlk bakışta hatasız oynaması pozitif gözükse de, Meyer risksiz pas tercihleri ve genelde dikine değil yana oynamasıyla takıma hücumda gereken katkıyı vermekten uzaktı. Meyer-Gustavo ikilisi fazla defansif kaldıkları gerekçesiyle bir dönem Fenerbahçe orta sahasında yan yana izlediğimiz Mehmet Topal ve Josef de Souza’ya benzetildi.
Sarı lacivertliler orta sahada önemli bir ikilem yaşıyor. Meyer-Gustavo ikilisinin sahada olması, özellikle maça ileri hatta başlayan Muhammed ve Pelkas’tan istenen katkının alınamadığı bir günde takımın yaratıcılık yönünden eksik kalması anlamına geliyor. Ancak kanat oyuncularının işin savunma kısmında yetersiz kaldıkları göz önüne alınırsa, orta sahada daha agresif bir kurgu tercih etmek de çok mümkün gözükmüyor. Fenerbahçe orta sahada geniş bir oyuncu yelpazesine sahip olmasına rağmen, oyunun iki tarafında da zaafiyet yaratmayacak doğru isme sahip mi, bu tartışmaya oldukça açık bir konu.
AAMuhammed yanlış yolda
Pereira, takımın genç yeteneği Muhammed Gümüşkaya’ya Sivasspor ve Frankfurt maçlarında sol kanatta görev vermişti. Başakşehir mücadelesine sezonun ilk dört maçında olduğu gibi forvet arkasında başlayan Muhammed, düşük performansıyla en fazla eleştiri toplayan isimlerden biri oldu. Muhammed’in iyi niyetle mücadele ettiği ortada, fakat bu seviyede istikrar yakalayabilmek için topu ayağa aldığında acele etmemesi ve karar alma yeteneğini geliştirmesi gerekiyor.
Berisha yalnız kaldı
Berisha’nın Sivasspor maçında Mesut Özil ve Diego Rossi’yle yakaladığı uyum dikkat çekmişti. Bugün iki oyuncunun yokluğunda, özellikle ilk 45 dakika boyunca ileri uçta etkili olamadı. Alman santrafor hareketli, topsuz oyunu iyi oynayan ve pas alışverişine dahil olabilen bir forvet. Ancak topu alıp tek başına bir şeyler yaratmasını beklemek haksızlık olur. Berisha enerjisi ve dinamizmiyle takıma önemli katkılar yapan, fakat iş gol atmaya geldiğinde takım arkadaşları tarafından beslenmeye ihtiyaç duyan bir oyuncu.
Devre arasında ve ikinci yarının başında yaptığı değişikliklerle oyuna müdahale eden Pereira, Valencia, Rossi ve Mesut Özil’i oyuna alarak tüm kozlarını sahaya sürdü. Ancak bu hamlelerin de istenen etkiyi yarattığını söylemek güç. İkinci 45 dakikada topu tamamen rakibine bırakan Başakşehir, Aykut Kocaman takımlarından görmeye alışık olduğumuz disiplinli savunmasıyla oyunu kontrol altında tutmayı başardı. 88’de oyuna giren Gulbrandsen, Fenerbahçe’nin iyice oyundan düştüğü son bölümde attığı golle galibiyeti mühürleyen isim oldu. İkinci yarıda %73 topla oynama oranı yakalayan ve üçü isabetli dokuz şut çeken Fenerbahçe, bu istatistiklerin işaret ettiği dominasyonu sahaya yansıtmaktan uzak kaldı.



