Bankalar Birliği 03202021AA

Bankalar Birliği ile yapılan anlaşma Türk futboluna ne getirecek? | "Yeni sayfa açıldı deniliyor ama sayfayı dolduracak olanlar eski"

Son dönemde pek bir araya gelemeyen Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor, önceki gün aynı çatı altında buluştu ve Türkiye Bankalar Birliği ile "Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesi" imzaladılar.

İki sene önce hayatımıza giren bu anlaşma, yeniden kendini hatırlattı. Yeni sözleşmeye göre; 5+2 yıl olan eski anlaşma, 7+2 olarak revize edildi. Peki bu son anlaşma neyi kapsıyor, önceki anlaşma neydi ve sonraki günler bize ne vaad ediyor? Merak edilenleri futbol ekonomisti Kerem Akbaş'a sormamıza bile gerek kalmadı. Biz telefon numarasını tuşladık, o her detayı anlattı.

Bankalar Birliği anlaşması nedir ve neden yeniden gündeme geldi?

Bu daha önce yapılmış bir anlaşmaydı. Çok büyük umutlarla pompalanmıştı. 2+5 yıllık bir anlaşmaydı. İlk iki yıl faiz ödemesi yapılacaktı, sonraki beş yıl anapara ödemesi başlayacaktı. Galatasaray, Beşiktaş ve Trabzonspor bunu yaptılar ama Fenerbahçe “mevcut şartlarım buna uygun değil” diyerek anlaşmaya yanaşmamıştı.

Haberin devamı aşağıda

Bu sezonun başında Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, “Bizi limitsiz bırakıyorlar“ diyerek bir serzenişte bulundu ve Bankalar Birliği anlaşmasının beş yıl değil, 10 yıl olması gerektiğini savundu. Daha sonra Fenerbahçe limit ihtiyacı kadar anapara ödemesini bir sonraki sezona atarak işi çözdü.

Fakat bu Fenerbahçe için de diğer kulüpler için de sürdürülebilir değildi. Çünkü biz yedi yıllık yapılanmanın ikinci yılındayız.  Normal şartlarda bugünkü anlaşma yapılmasaydı, önümüzdeki yıl kulüplerin anapara ödemesi başlayacaktı. Bunlar çok ciddi rakamlar. 400-500 milyon TL’lerden bahsediyoruz. Bunun için bir anlaşma daha yapıldı.

Ben bunu şuna benzetiyorum. Futbol kulüpleri boğuluyordu. Karayı görüyorlardı ama ulaşamıyorlardı. Ulaşamayacakları kesindi. Biz onları cankurtarana almak yerine, onlara can simidi attık. Biz onları iki yıl daha yüzdüreceğiz. Yakın zamanda tüm kulüplerin seçimleri var. Yani mevcut yönetimler hiç limit sorunu yaşamadan seçime girecek.  

Bu anlaşmanın bir faydası olabilir mi?

Kulüplerin borçlanma hızı, borç ödeme hızından fazla. Sen her sene üç borçlanıp iki ödüyorsun. Toplamda 8.4 milyar TL’ye ulaşacak bir finansmandan bahsediliyor. Bu çok ciddi bir rakam. 1 milyar Euro’ya denk geliyor. Bu, pandemi olmasaydı Barcelona’nın ulaşacağı gelir. Bu rakama ulaşabilecek bir takım Türkiye’de yok.

‘Türk futbolu için yeni bir sayfa açıldı’ diyorlar. Tamam sayfa yeni ama sayfayı açanlar eski. Bütün kurallar, kurumsal hafızalar eski. Bu temiz sayfayı kim dolduracak şimdi? Bir önceki sayfaları dolduranlarla aynı kişiler. Sen nasıl emin olabilirsin o kişilerin bu temiz sayfayı çarçur etmeyeceğine?

Bankalar Birliği ve TFF bu anlaşmayla ne amaçlıyor?

İktidar veya muhalefet partileri fark etmez; her seçim zamanı mitinglerde hangi şehre gidilirse gidilsin, gidenler o şehirdeki takımın atkısını takar. Bunun oy olarak bir karşılığı var.

İkinci olarak; Nihat Özdemir, kulüp batıran TFF başkanı olarak tarihe geçmek istemez.

Kulüpler anlaşmaya uyma ve borç ödeme konusunda bir umut veriyorlar mı?

Ligde 21 takım var. Hepsine 500’er milyon Euro verelim ve “Bütün parayı harcayacaksınız” diyelim. Harcasınlar. Fakat sezon sonunda bir tanesi şampiyon olacak. Haliyle bu sezon şampiyonluk için kadro kurmana rağmen şampiyon olamazsan, finansal anlamda zora girersin. Ülkemizde yayın gelirinin yaklaşık yüzde 60-65’i o sezona ait performanstan kaynaklanıyor. Maç başına 2.7 milyon Lira kazanılıyor. O yüzden de kimse bir maçta sahaya 18 yaşındaki stoperi koymuyor. Çünkü o stoperin ayağının altından bir top kaçarsa onun maliyeti 2.7 milyon TL olacak.

Ekonomide hep ‘yapısal reform’ diyorlar ya, aslında futbolda da bir yapısal reform lazım. Öncelikle de bu yayın gelirlerinin bir sezona sıkışmaması lazım. Geçen sezonunun şampiyonu Başakşehir, bu sezonu ortalama 15. sıra civarında bitirecek gibi duruyor. O zaman kazandığı gelir yüzde 80 oranında düşecek. Bu kulüp nasıl yapılandırsın kendini? Zaten bizim dört takımımız dışında hiçbir takımımızın yayın geliri dışında bir geliri yok. Gaziantep FK, o şehrin, hatta o bölgenin tek takımı ama yıllık stadyum geliri 5 milyon TL’yi bulmaz. O da evinde oynadığı büyük maçlar sayesinde olur.

Türk Telekom Stadyumu 03052020AA

Bu sezon zaten maç günü gelirleri yok. Borsaya açık dört takımın son beş yılına baktığımızda bu gelirler toplamın yüzde 25’ini oluşturuyor. Fakat bu sene olmayacak. Lisanslı ürün satışı da etkilenecek. Bugün maça giden bir insanın lisanslı ürün alma oranıyla gitmeyenin alma oranı aynı değil. Zaten evde oturan, maça gitmeyen insan o ürünü alıp nerede giyecek? Öyle bir derdi olmayacak. Bu gelirler de azalacak.

Ayrıca ürün fiyatlamaları da döviz üzerinden yapılıyor. 350 liraya ulaşan formalar var. Forma zaten insanların temel ihtiyacı değil. Tamam aidiyet var. Tuttuğun takımının forması dışında başka takımın formasını almazsın. Daha ucuz da olsa almazsın. Ama bu biraz tatil harcaması gibidir. ‘Bu sene tatile gitmeyelim’ dersin mesela, aynı şekilde ‘Bu sene forma almayalım’ da denilir.  Yerine başka bir takımın ucuz formasını tercih etmiyorsun ama kendi takımının formasını almamayı tercih ediyorsun.

Bu arada yayın geliri de bir sonraki ihalede büyük bir ihtimalle düşecek. Futbolda reform diyoruz ya, bir reform da burada olması lazım. Sen her eve bu maçı sokmak zorundasın. 1 kişiden 100 lira alacağına, 100 kişiden iki lira alırsan daha kârlı olursun.

Yakın gelecekte iflas eden kulüp görür müyüz?

2012 yılında bir araştırma yapıldı. 100 sene önce dünyanın en büyük 100 şirketini araştırmışlar. 100 sene sonra o 100 şirketin sadece yüzde 48’i ayakta kalmış. Bunların da yüzde 12’si ilk 100 içinde kalabilmiş. Süper Lig’de 21 kulüp var. Bu kulüplerin ortalama yaşı 85’e denk geliyor. 90 ve üzeri olan 7-8 kulüp var. 1. Dünya Savaşı, 2. Dünya Savaşı, ekonomik krizler, depremler, afetler, beceriksiz teknik direktörler, komisyoncu menajerler görmüş geçirmişler… Bakıyoruz; tüm bunlara rağmen batan kulüp sayısı bir elin parmakları kadar.

Çünkü futbol istikrarlı bir iş. Futbolda geri dönme diye bir şey var. Bugün bir hava yolu şirketi küçülmeye gideceğini açıklasa, bütün pilotlarını işten çıkarsa, ikinci pilotlarını birinci pilot yapsa, uçaklarını satıp eski uçaklarla devam etse kimse o hava yolu şirketini tercih etmez. Fakat bunun benzerini bir futbol takımı yapsa, taraftarları desteklemeye devam eder.

Bu anlaşmaya imza atan kulüplerin harcamaları kısıtlanır veya Bankalar Birliği tarafından denetlenir mi?

Galatasaray bu sezon 13-14 tane transfer yaptı. Bankalar Birliği ile anlaşması vardı. Demek ki öyle olmuyor. Bu bir zihniyet meselesi. Kulüplere “Senin 10 lira gelirin mi var? Sen bunun 5 lirasını bana ver, borcunu kapat. Geri kalanıyla borçlanmadan ne yapıyorsan yap” diyebiliyorsak tamam. Fakat bunu söyleyebilecek ne bir Cumhurbaşkanı, ne bir bakan ne bir banka yetkilisin,n olduğunu düşünüyorum.

Kulüpler artık, paranın üzerinden geçtiği bir banka gibidir. Para bir yerden kulüplere geliyor, oradan başka bir yere gidiyor. Futbolun paydaşları denir ya; futbolun para kazanmayan iki paydaşı vardır. Biri kulüpler, diğeri taraftarlardır. Geri kalan herkes para kazanır. TFF bile kâr ediyor. Bir federasyon kâr edebilir mi? Sen kâr edebiliyorsan bir yere yapman gereken yatırımı yapmamışsın demektir.

Bu anlaşmadan sonra; birkaç sene içinde neler olabilir?

Galatasaray açıklama yayınladı, ilk ödeme 2023’te, son ödeme 2030’daymış. İyi güzel de kaç parayı yapılandırdın? Ne kadar faizle yapılandırdın? Ödeme planın ne? Bunun bir de yatırımcı ayağı var. Bir borç yapılandırılıyorsa, o borç azalmıyordur. Aksine faiz geleceği için artacaktır da.

Bundan sonra Şampiyonlar Ligi’nde bir Türk takımı daha görür müyüz bilmiyorum. Şampiyonlar Ligi’ne gidememek vitrine takım çıkaramamak demek. Vitrine takım çıkaramazsan oyuncunu da pazarlayamazsın. Kulüpler bu dönemde bir tek oyuncu satmayı öğrendi. Ama Şampiyonlar Ligi’ne gidemezsen onun da gücü azalacak.

Aslında bizim kulüplerimizin gelir problemi yok. Porto’nun yayın geliri, bizim ligimizin yedincisine falan denktir. Bizim esas olarak gider problemimiz var. Onu da çözemedik. Üstelik bundan sonra gelirler de yüzde 20-25 oranında düşecektir.

2021-03-10 Pepe Cristiano Ronaldo Porto JuventusGetty Images

Biz sorunlarını iki yıl daha öteledik. Çöpümüzü çöpe atamadık, biraz ileriye taşıdık. Bu arada evimizde de çöp çıkmaya devam edecek. Ben şeffaf olarak bu borcun ne kadar yapılandırıldığını, faizi, ödeme planını bilmiyorum. Ben finansla uğraşan biri olarak, bu konuda yüksek lisans yapmış ve yaklaşık 10 yıldır bu konuları takip eden biri olarak, tünelin ucunda ışık göremiyorum.

Sayfa yeni ama sayfayı dolduracak olanlar eski.

Yapılandırmayı Türk futbolunda A’dan Z’ye yapma gerekiyor. Gerekirse çok sert kurallar koyup, bunları uygulamak lazım. Takım harcama limitleri açıklanıyor ama bu limitlere kulüpler uyuyor mu uymuyor mu onu dahi bilmiyoruz. Sen istediğin kadar mükemmel kanunlar, kurallar yaz. Bunu uygulayamadıktan sonra hepsi çöptür! Ben Türk futbolunda o uygulama cesaretini gösterecek yöneticilerin olduğuna inanmadığım için, biz iki sene sonra tekrar bir söyleşi daha yaparız.

Reklam