ANALİZ | Emrah Bayraktar | Twitter'dan takip et...
Futbolda topa sahip olmanın önemini taktiksel, fiziksel ve psikolojik yönleriyle birçok yazıda ele aldık. Özellikle ligimizde şampiyonluk kovalayan takımların isteyerek ya da bilinçsizce oynamaya çalıştıkları kontratak futbolunun neden yeterli olmayacağını sayısız kez tekrarladık. Merkezi İsviçre’de olan Uluslararası Spor Araştırmaları Merkezi CIES’in aylık araştırma raporunu okuyunca 'Tamam' dedim, “Nihayet biri, anlatmaya çalıştığımız şeyin önemini bu kez rakamsal olarak ortaya koymuş!”. Okuyan bir toplum olduğumuz söylenemez. Bazen ben de kendime bu yazdıklarını kim okuyor diye sormuyor değilim. Ama bildiğimi, öğrendiğimi paylaşmadan da duramıyorum. Raporu görür görmez futbolseverlerle ve meslektaşlarımla paylaşmak istedim ve hemen özetlemeye giriştim. Hadi birlikte bakalım...
GettyRaporda esasen topa sahip olma ve maç kazanma arasındaki ilişki masaya yatırılmış. Bunun için de 2016/17 ve 2017/18 sezonlarında UEFA’ya üye 35 ülke şampiyonlarının oynadıkları maçlar analiz edilmiş. Sağlıklı veri elde edebilmek içinse 19.949 maç incelenmiş. Analiz, sadece sonuçlar üzerinden değil, aynı zamanda sezon sonu oluşan sıralamaya göre, maçların zorluk dereceleri de dikkate alınarak yapılmış. Raporda yer alan 3 göstergede topa sahip olmayla başarı arasında ki bağlantı çok kuvvetli bulunsa da, topa sahip olmanın ancak belirli bir yüzde üzerinde gerçekleştiğinde galibiyet için anlam ifade ettiğine vurgu yapılmış. Ve topa sahip olmanın başarı için kilit faktör olmadığı düşüncesi de rakamlarla çürütülmüş.
Emrah Bayraktar - CIESMaça göre yapılan analiz
Gösterge 1:
Bu ilk göstergede topa sahip olma yüzdesi maç başı ortalama gol farkıyla geçmek olarak belirlenmiş. Topa sahip olma oranları, topun oyunda kalma süresi üzerinden hesaplanmış.
Tablo-2, topa sahip olma ve sonuçlar arasındaki pozitif ilişkiyi gösteriyor. Buna göre, yüzde 57 ve üzerinde oranla topa sahip olan takımların galibiyet şanslarını önemli oranda arttırdığıgözlemlenmiş.

Gösterge 2:
Burada bir takımın maç sırasında yaptığı başarılı pasların yüzdesiyle maçta yapılan toplam başarılı paslar karşılaştırılıyor. Bu karşılaştırmanın sonucuyla alınan skorlar arasında pozitif bir bağ görülüyor. Bununla birlikte ortalama yüzde 55 ve altında bir oranla topa sahip olmanın sonuçlar üzerinde olumlu bir etkiye sahip olmadığı gözlemlenmiş. Yüksek yüzdeyle topa sahip olmanınsa başarıda anahtar bir faktör olduğu belirtilmiş.

Gösterge 3:
Bu göstergede bir takımın rakip takımın 3’üncü bölgesinde yaptığı başarılı pasların yüzdesiyle iki takımın 3’üncü bölgelerde yaptığı toplam başarılı paslar yüzdesel olarak karşılaştırılıyor. Bu karşılaştırmanın da sonuçlara doğrudan etkisi olduğu görülüyor. Bu göstergenin galibiyette kilit bir kriter haline gelmesi için yüzde 60’ın üzerinde bir orana ulaşması gerekiyor.

Bu nispeten yüksek eşik, maçta öne geçen takımın, skoru korumayı amaçlayan bir savunma taktiği benimseyerek rakibinin hakimiyetini kabul etme eğiliminde olmasından kaynaklanıyor. Bu da taktiğin maç düzeyinde avantajlı olsa da bazen bir sezon boyunca geçerli olmadığını gösteriyor. Maç düzeyinde topa sahip olma ve atılan gol farkı ligden lige farklılık gösteriyor. Örneğin nispeten açık oyun oynanan Hollanda Eredivise’de topa sahip olma yüzdesi skora direkt etkide belirleyici rol oynuyor. Diğer yandan, az golün atıldığı nispeten dengeli ligler olan 5 ülkenin 2. liglerinde topa sahip olma ve başarı arasında anlamlı bir ilişki kurulamamış.
Emrah Bayraktar - CIESSezona göre yapılan analiz
Topa sahip olmanın etkisi, maç başına kazanılan ortalama puana veya toplam gol farkına bakılarak, sonuçlar düzeyinde bir sezon boyunca ölçülebilir. Ancak her iki durumda da en güçlü korelasyon takımların rakip 3’üncü bölgelerde yaptıkları toplam başarılı pasların yüzdesi olarak ortaya çıkıyor. Bir sezon boyunca bu raporda analiz edilenler arasında sonuca etki eden en etkili korelasyon bu olmuş.

Bazı durumlarda karşılaşılan sezonda topa sahip olma yüzdesi ile maç başına alınan puan arasındaki uyumsuz korelasyon, oynanan ligdeki dengesizliği gösteriyor. Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliği yapan 5 büyük ülkenin ikinci ligleri, topla oynamanın sonuçlar üzerindeki etkisinin zayıf olması nedeniyle tabloda yer almamış. Bununla birlikte, İspanya Segunda División ve Almanya Zweite Bundesliga haricinde, sezon düzeyinde yapılan gözlemde korelasyonlar yüzde 5'ten daha az hata olasılığıyla ön plana çıkmış.
Emrah Bayraktar CIESAnaliz edilen iki sezonda şampiyonluk kazanan takımların topa sahip olma yüzdeleri ortalama yüzde 57 olarak belirlenmiş. Bu yüzde, başarılı paslarda %59'a, rakibin 3. bölgesinde yapılan başarılı paslardaysa yüzde 60'a yükseliyor. Fransız Ligue 2, şampiyonların ortalama %50'den az topa sahip olma oranıyla 35 ülke arasında ön plana çıkan tek lig olmuş.

Manchester City, Celtic ve Shakhtar en yüksek topa sahip olma yüzdelerine sahip şampiyon takımlar olarak diğerlerinden ayrılıyor. Buna karşılık 70 şampiyon takım arasında %50'den az bir topa sahip olma oranıyla ligini kazanan yedi takımsa şöyle: Spartak Trnava, RC Strasbourg, Stade de Reims, AIK Solna, FC Midtjylland, Spal 2013 ve CFR Cluj. Ancak bunlar, kuralı onaylayan istisnalar olarak kabul ediliyor.

Emrah Bayraktar - CIES
Sonuç
CIES’in aylık araştırma raporu, iddialı herhangi bir takımın topa en az rakipleri kadar sahip olması gerektiğini belgeliyor. Analiz edilen 35 lig ve iki sezonun 70 şampiyonu, ligi kazandıkları sezonlarda topa ortalama %57 oranında sahip olmuş.
Raporda dikkate alınan tüm göstergeler, bir takımın özellikle öne geçtikleri maçlarda, bazen rakibin hakimiyetini kabul ettiğini gösteriyor. Ancak bu, uzun vadede başarılı bir strateji olmayabiliyor. Nitekim bu takımların, rakiplerine yeterli baskı yapmadıkları için daha sonra golü yeme riskleri artıyor.


