ÖZEL RÖPORTAJ | Rezzan Yetiş @rezzan_yetis & Sertaç Küçükelçi
Süper Lig’e gelmiş ve hafızalarda yer edinmiş sayılı Nijeryalı futbolculardan olan Daniel Amokachi, Beşiktaş kariyerinden taraftarlarına, attığı en özel gollerden siyah beyazlı ekibin yeni sezonuna dair birçok konuda özel açıklamalar yaptı.
30 Aralık 1972’de Nijerya’nın Kaduna şehrinde dünyaya gelen Amokachi, profesyonel futbol kariyerine Ranchers Bee takımında başladı. 1990 yılında Club Brugge transferi ile Belçika’nın yolunu tutan tecrübeli isim, ilk sezonunda altyapıda şans buldu. Burada geçirdiği 4 sezonda 81 maça çıkıp 35 kez ağları havalandıran Amokachi, Belçika Siyah Ayakkabı ödülünü de 2 kez kazanma fırsatı yakaladı.
1994 Dünya Kupası’nda ülkesi Nijerya ile gösterdiği performansla dikkatleri üzerinde toplayan Amokachi’nin bir sonraki durağı Premier Lig oldu. Everton'a transfer olan Amokachi, 2 sezon içinde 43 resmi müsabakada 10 kez fileleri buldu.
Getty ImagesSahip olduğu güçlü yapısı, hızı ve tekniği ile “Kara Tren” ve “Kara Boğa” lakaplarıyla anılan Amokachi, 1996 yılına gelindiğinde Beşiktaş ile yeni bir maceraya yelken açtı. Siyah-beyazlı formayla 95 resmi karşılaşmada görev alarak 22 gol kaydetti. 1999’da Beşiktaş defterini kapatan Amokachi, yaşadığı sakatlıklar sebebiyle futbol kariyerine nokta koymak zorunda kaldı. Aradan belli bir süre geçtikten sonra teknik kısma yöneldi ve Nijerya Milli Takımı’nda antrenörlük yaptı.
Her ne kadar beklentilerin üzerine çıkamasa da Beşiktaş taraftarının gönlünde yer edinen Amokachi, Mackolik ve Goal Türkiye editörlerinden Rezzan Yetiş ve Sertaç Küçükelçi’ye konuştu.
Beşiktaş’ta 3 sezon geçirdiniz. Bu kadar uzun bir sürenin ardından bile taraftarların hala hatırladığı bir isimsiniz. Sizce bunun sebebi neydi? Beşiktaş taraftarını nasıl tanımlarsınız?
Bir futbolcu ve insan olarak bu ülkede sevildiğinizi hissediyorsunuz. İstanbul’a geldiğimde bana duyulan sevgi ile kendimi evimde gibi hissettim. Ailem çok rahat hissetti. Bir futbolcu için; hatta her insan için en önemli olan şey, ne yapıyorsanız yapın o işe %100’ünüzü vermektir. Beşiktaş’ta oynadığım zaman %100’ümü verdim çünkü futbolu seviyorum. Eminim bu sevginin devam etmesinin sebebi bu.
Beşiktaş’ın efsanevi başkanı Süleyman Seba’yı nasıl anlatırsınız?
Bence o, gelmiş geçmiş en iyi başkandı. Beni Beşiktaş’a o getirdi. Geleneksel bir adamdı, dede gibiydi. Hayatı olması gerektiği gibi yaşardı. Oldukça şeffaftı, sahte değildi. Onun dönemindeki insanlar böyle hissederdi. O, asla unutamayacağım biri. Her yıl onun ölümünü anıyorum çünkü o, babam ile aynı günde öldü. 13 Ağustos’u her zaman hatırlarım. Bu dünyadaki iki babamı da aynı gün kaybettim. Bunu her zaman kalbimde taşıyacağım.

New York’ta hukuk okuduğunuz doğru mu? Öyleyse bunun özel bir sebebi var mıydı? Futbol dışında yapmak istediğiniz bir meslek miydi?
New York değil, Houston Teksas’taydı. Okula kabul edilmiştim ama öncesinde bir takımla ön protokol imzalamıştım. Okula gitmek ve futbol oynamak arasında seçim yapmak zorunda kaldım. O günler herkes, futbol yerine okulu tercih ederdi. Ailem de böyle istedi ama ben, seçimimden pişman değilim. Futbol kariyerimin her saniyesini sevdim. Kariyerim kısa sürdü ama şükürler olsun ki10 yıl içinde birçok şey başardım.
Guardiola’nın pas oyunu mu, Klopp’un direkt oyunu mu? Hangisini izlemeyi seviyorsunuz?
Güzel oyun, güzel oyundur. Johan Cruyff’un, Guardiola’nın tiki-taka futbolunu izlemeyi herkes seviyordur. Klopp’un pres oyununu izlediğinizde aynı stratejileri görürsünüz. Bir teknik direktör olarak, bir taktisyen olarak, rakibin taktiğini bitirmek esastır. Ve bence Klopp, Guardiola’nın tiki-taka’sını durdurmanın bir yolunu buldu ama bugün futbolcu olsam, her ikisinde de oynamak isterdim çünkü güzel bir futbol oynayacağımı bilirdim.
Yeni sezonda Beşiktaş’ı izleme fırsatınız oldu mu? Olduysa, Abdullah Avcı yönetimindeki Beşiktaş’ın oyununu hangisininkine daha yakın buldunuz?
Beşiktaş’ın sadece 2 maçını izledim. 2 maç, karşılaştırma yapmak için yeterli değil. Bakmamız gereken şey, Beşiktaş’ın geçtiğimiz sezondan ve 2 sezon önceden daha iyi olup olmadığı. 3 sene önce şampiyon olduğumuzdan beri oyunumuzun düştüğünü düşünüyorum. Beşiktaş, şampiyon olmak isteyen bir takım. Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor ve Başakşehir kaliteli transferler yaptı. Noel’e kadar beklemeli ve tiki-taka futbolunun bizi nereye götüreceğini görmeliyiz.
Getty ImagesKariyerinizde tarihi golleriniz bulunuyor. Mesela: Şampiyonlar Ligi’nin “Şampiyonlar Ligi” ismini almasının ardından bu turnuva tarihindeki ilk golü Club Brugge forması ile CSKA Moskova’ya karşı siz atmıştınız. Bunun yanı sıra Beşiktaş’ın lig tarihindeki 2000. golü de siz kaydetmiştiniz. Geriye dönüp baktığınızda bunların dışında sizin için daha önemli ve özel olan bir gol var mıydı?
Bence bu iki gol tarihîydi ve hiç kimse tarihi sizden alamaz. Bu günden 100 yıl sonra da o gol konuşulacak. UEFA ve Avrupa o golden bahsedecek. Beşiktaş da o 2000. golden bahsedecek. Bu tarihtir. Bu 2 gol benim için en değerlisi ve hiçbir gol bu 2 golden daha güzel ve tarihî olmayacak.
1997 senesinde ülkenizden dönerken uçağı kaçırdığınız için Fenerbahçe maçına özel uçak ile yetiştirilmiştiniz. Gazeteciler havalimanını doldurmuştu. O anları hatırlıyor musunuz, nasıl bir histi? Üzerinizde bir baskı var mıydı?
Hayır hayır… Ben Afrikalıyım, Nijeryalıyım. Baskı bizim göbek adımız. Benim için sıradan bir gündü. Annem rahatsızdı, bu yüzden 2 gün fazla kaldığım için geciktim. Başkan bana özel uçak gönderdiği için şanslıydım. Beni alıp getirdiler. Tarihi ve güzel bir andı, hiç hayal kırıklığına uğramadım. Beşiktaş kazandı, eğer kaybetseydik muhtemelen benim son maçım olurdu. O olayla ilgili iyi olan şey, stadyumdaki hiç kimse maça çıkmamı beklemiyordu çünkü maça 1 gün kala hala gelmemiştim. Takım tünelden çıkarken adımı anons ettiklerinde Fenerbahçe taraftarı, hocası ve oyuncuları mutlu olmamıştır. Güzel bir gündü çünkü takdir edildiğimi hissettim. Beşiktaş, memleketime kadar geldi ve yapabileceklerime inandı. Bu anlar, Beşiktaş’ı çok daha fazla sevmeme sebep olan şeylerdi.
Çok fizikli ve oldukça kuvvetli bir yapınız vardı. Rakip savunmaları bir hayli zorlamanızla hafızalarda yer edindiniz. Günümüz futbolunda kendinize benzettiğiniz bir santrfor var mı?
Nesil değişti. Benim dışımda Didier Drogba’ya, Emenike’ye, baktığınızda veya Beşiktaş’ta oynadığı dönemde Mario Gomez’e baktığınızda hep güçlülerdi. Bu jenerasyon oyuna daha teknik bir açıdan bakıyor. Bence vücut gücüne sahip olmak bir avantaj. Rakipleri önlemenize yardımcı oluyor. Böyle bir fiziğe sahip olduğum ve kullanabildiğim için minnettarım.
Beşiktaş’ın son dönemdeki maçlarını takip etme fırsatınız oldu mu? Olduysa takımın golcüsü Burak Yılmaz ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısında gelmesine rağmen 15 maçta 11 gol atmayı başardı.
Bence Burak iyi bir oyuncu. Trabzon’dan gelmişti sanırım. Trabzon’dayken onu biraz takip etmiştim. Beşiktaş onu alınca da mutlu oldum, takım adına iyi bir takviye oldu. Sizin için maç kazanabilecek bir oyuncu olduğunu biliyorsunuz. Ama ne kadar iyi bir oyuncu olursanız olun, çevrenizde sizi daha iyi bir futbolcu yapabilecek ve takımınızın ihtiyaç duyduğu o golleri atmanıza yardımcı olabilecek başka oyuncular olması gerek. Şanslıyız ve sakatlığı geçsin diye dua ediyoruz. Umarım muhteşem bir sezon geçirir çünkü Beşiktaş’ın ona ihtiyacı var.
Sizle birlikte Uche ve Jay-Jay Okocha da Türkiye’de iz bırakan Nijeryalı futbolculardı. Bunun sebebini neye bağlıyorsunuz?
Biz kalbimizle oynuyorduk. Bizi Türkiye’ye gelme konusunda ikna eden Uche’ydi. Ben Fenerbahçe’ye gidecektim. Jay-Jay ile ve benimle görüştüler. Sonra menajerimle konuştum ve”Hayır, onlarla aynı takımda olmak istemiyorum, farklı takımda olmak istiyorum” dedim. “İstanbul’da mı?” dedi, “Evet, rakip olalım” dedim. Uche buradaydı, gelmeden önce kararını vermişti. Güçlü, akıllı ve kaliteli bir futbolcu. Jay-Jay ise bir taktisyen, hepimiz onu tanıyoruz. Yaptıkları işten mutlular, futbolu seviyorlar, her maç %100’lerini veriyorlar. Bence herkes bu tip oyuncuları sever. Gelirsin, maaşını alırsın, her gün parti yapabilirsin, her şeyini ortaya koymaz ve neden geldiğini göstermeyebilirsin. Taraftarlar da bundan hoşnut olmaz. Biz üçümüz bu yüzden çok sevildik. Amokachi ile ilgili güzel olan şey, Beşiktaş ve Fenerbahçe taraftarlarının hepsi onu severdi! Çevrede rahat rahat gezmeyi kolaylaştırıyordu. Bence Türkiye’ye gelen en iyi yabancılar bizdik.
Jay Jay Okocha - FenerbahceHala Türkiye’de oynayan Nijeryalı futbolcular var. Obi Mikel, Moses ve Onazi gibi. Onları da izleme şansınız oldu mu?
Sakatlanmadan önce Onazi’yi izledim. Onazi kaliteli bir futbolcu. Victor Moses da öyle ama o da sakatlandı. Mikel de henüz geldi, kalitesini görebilecek kadar izleyemedik. Ama Türkiye dışındaki kariyerine bakarsak Obi Mikel dünyadaki en iyi 4 numaralardan biri. Trabzon ona sahip olduğu için çok şanslı. Moses iyileşirse tek başına maç kazanabilecek bir oyuncu. Bu futbolcular kaliteli ve her iki takım da çok şanslı.
Bildiğimiz kadarıyla A Milli Takım’ın Andorra maçını izlemek için gelmiştiniz. Milli takımı nasıl buldunuz?
10 sene önceki Türkiye ile şimdiki arasındaki fark, tüm oyuncuların Avrupalı olması. Türkler, ama yabancı ülkelerden gelmişler. Profesyonel futbol mantalitesine sahipler. Profesyonel olmanın ne demek olduğunu biliyorlar. Adana’dan veya Antalya’dan gelen oyuncular değil bunlar. Bir şekilde Avrupa’da, İtalya’da, Almanya’da, İngiltere’de doğup da gelmişler. Profesyoneller. Bu yüzden Türkiye Milli Takımı’nın yükseldiğini görüyorsunuz. Şöhretlerini ve yıldız imajlarını nasıl yöneteceklerini biliyorlar. Türkiye’nin kalitesiyle ne kadar yükseğe çıkabileceğini bilemezsiniz.
Eski Beşiktaşlı Cenk Tosun, Everton’da pek fazla şans bulamıyor. Onunla ilgili neler söylemek isterdiniz?
Tosun bir golcü. Premier Lig kolay bir lig değildir. Ben de orada oynadım. Evdeki ilk maçımızda gol atmıştım, sonra 9 maç gol atamamıştım. Bu, size Premier Lig’in ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Bazı oyuncular gelip kendini gösteriyor, bazıları ise zorlanıyor. Bence Tosun, kendi oyununu gösterebilmek için çevresinde başkalarına ihtiyaç duyan bir oyuncu. Bence kötü değil. Onunla görüştük, o da Premier Lig’in zor olduğunu kabul etti. Bunu gizlemeye gerek yok. Kolay ya da zor dersin. Zor olduğunu kabul etti. Ben de ettim. Tüm dünya Premier Lig’in zor olduğunu bilir. Everton’da olup neden transfer edildiğini insanlara göstermek için mücadeleye devam edecek kadar cesur. Bazı oyuncular geldiği takıma geri dönmek isterdi. Tosun da geri dönmek istese Beşiktaş onu hemen alırdı. Ama o kalmak ve Everton taraftarına kaliteli olduğunu göstermek istiyor.
Beşiktaş’a bir gün teknik direktör olarak geri dönmeyi ister miydiniz?
Ben hala futbolla ilgiliyim. Hayatım buna açık. İnançlı biriyim. Allah benim için neyi seçerse, ne yapmamı istiyorsa, Beşiktaş’ın bir parçası olmamı istiyorsa, benim için bir onur olur. Beşiktaş benim evim. Beşiktaş benim hayatım. İstanbul benim için bir ev gibi, asla unutulmaz. Bu yüzden hep buraya geliyorum.


