ÖZEL RÖPORTAJ | İdil Erin Tetik
Türkiye'de üç büyük kulüple de şampiyonluk yaşayan tek teknik direktör Mustafa Denizli , Beşiktaş - Galatasaray derbisi öncesi Goal Türkiye 'ye konuştu.
1988'de Galatasaray, 2001'de Fenerbahçe ve 2009'da Beşiktaş ile Süper Lig şampiyonlukları bulunan Mustafa Denizli, oynanacak derbinin sonucu ne olursa olsun lig şampiyonluğuna etki etmeyeceğini ifade etti.
Uzun zaman sonra üç büyükler aynı anda şampiyonluk yarışı veriyor. Bu sezonki rekabeti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yıllardan beri, sezonların yüzde 70'inde, 80'inde bu tabloyu görüyoruz. Bu tablo sürpriz değil. Ama ne olursa olsun sezonun daha yarısı bile tamamlanmadı. Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki rekabette sadece iki puanlık fark var. Beşiktaş ile Fenerbahçe'nin puanı eşitken onları Galatasaray iki puan geriden takip ediyor.
Şampiyonluk için sadece derbileri kazanmak yetmiyor. Derbi tabii ki rekabet ve heyecan açısından farklı bir anlam taşıyor ama neticede lig bir maraton. İrili ufaklı hangi rakiple oynarsanız oynayın amaca ulaşmak için gerekli puanları çıkarmanız lazım. Eğer sizi amaca ulaştıracak puanları topluyorsanız bu puanların nereden geleceğini çok fazla önemsemeyin. Derbilerin heyecanı kendi içinde sezon sonunda unutulur. Dolayısıyla derbi de bu tür maçlardan biri. Beşiktaş 2 puan önde, bu avantajını en azından beraberlikle koruyabilir. Bu beraberlikte muhtemelen yarışın içinde olan Fenerbahçe'yi mutlu eder. Beşiktaş son haftalardaki güzel grafiğini, galibiyet serisini en son alınan beraberlikle tamamlamış oldu. Fakat yarın yeni bir sayfa açıyor. Galatasaray keza öyle. O da bir seri yakalamıştı. Sonra inişli çıkışlı bir grafiği oldu.
gfx''Derbinin sonucu hiçbir takımın şampiyonluk iddiasını engellemeyecek''
Bir yazınızda, Beşiktaş'ın bu sezon ne olursa olsun yarışta olacağını söylemiştiniz. "Gerçek manada takım olamazsan bütçen ne olursa olsun şampiyon olamazsın" demiştiniz. Beşiktaş'ın bu sezonki sırrı ne, Beşiktaş gerçek takım oldu mu?
Son haftalardaki görüntüsü takım olma yolunda olumlu işaretler veriyor. Zaten bir takımın şampiyon olması için o atmosfer yaratıldığında bir adım önde oluyor. Bu sıralamayı Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe sıralaması gibi düşünebiliriz; Fenerbahçe de her şeye rağmen bir kazanma periyodunda. Galatasaray kupada tur atladı, psikolojisi olumlu. Açık farklı bir maçtan sonra bir derbi heyecanı yaşanacak ama derbide sonuç ne olursa olsun hiçbir takımın şampiyonluk iddiasını engellemeyecek. Beşiktaş kazanırsa 5 puanlık fark olur. Galatasaray kazanırsa rakibinin önüne geçiyor. Dolayısıyla bu üçlü yarışın içinde hep olacak diyebiliriz.
1988 Galatasaray ve 2009 Beşiktaş... Derbide karşılaşacak takımlarla kazandığınız iki özel şampiyonluk var. Bu iki şampiyonluğu nasıl tarif edersiniz?
Tabii ki bir teknik adam için çok mutluluk verici olaylar. Araya sıkışmış bir de Fenerbahçe şampiyonluğu var. Galatasaray benim teknik adamlığa başladığım kulüp. Beşiktaş çocukluğumda taraftarı olduğum kulüp. Bir tarafta çocukluğumda tuttuğum takımla şampiyon olmak bir tarafta da teknik adamlığa adım attığım kulüple şampiyon olmak. Her ikisi de bağlarımın olduğu kulüpler. Keza Fenerbahçe'de de aynı şekilde. Neticede kalbiniz profesyonel çalışmalar içinde bulunduğunuz yer için atar, öbür düşünceler beyninizin diğer yerinde kalır.
AA26. hafta kehanetiniz artık bu ligin unutulmazları arasında. Peki bu sezon ligde buna benzer bir tahmininiz var mı? Bu sezon şampiyonluk yarışıyla ilgili düşünceleriniz nedir?
Aşağı yukarı 18 haftayı geride bıraktık, dolayısıyla 26. hafta hedefini gösterdiğimde ligin daha 9. haftasıydı, erkendi. Şu anda iç içe geçmiş bir yarış var. 18'inci maçları oynuyorlar, bu tabloda bir şey söylenmez, ancak son haftalarda netleşir. Bu arada kimse bunun üzerinde durmasın, çok önemli bir şey değil. Beşiktaş şampiyon olduğu yıl ilk yarıyı 6. bitirmişti. Ligdeki ikinci yarıda çok şey değişebilir.
Pandemi nedeniyle seyircisiz maçlara alıştık. Dolmabahçe'nin atmosferine oldukça hakimsiniz. Taraftarı olmaması derbinin sonucunu etkiler mi?
Derbinin sonucunu değil ama futbolun keyfini etkiler. Futbolun keyfi orada bulunan stadı dolduran taraftarın var olmasıyla anlam kazanıyor. Şu anda izlediğiniz maçlarda o heyecanı duymuyorsunuz. Bu asıl futbol maçı açısından çok önemli bir faktör. Maçlar taraftarsız oynandığı için artık maçların hangi şartta oynandığının gerçekten bir önemi olmuyor. Stada giden insan sayısı kısıtlı. Deplasmana gitmiş takım üzerinde bir olumsuzluk etkisi olmuyor.
''Hoca-talebe derbisi''
Sergen Yalçın'ın Beşiktaş'taki performansını nasıl buluyorsunuz?
Sergen Yalçın'ın takımı şu anda lider. Derbide ne olur bilmem ama Sergen son derece akıllı ve bu meslekte önünde daha uzun zaman var... Sergen'in meslekte başarılı olacağına inanıyorum ayrıca başarılı olmasını da çok istiyorum. Neticede Sergen benim talebeliğimi yapmış biri. Onunla ayrı bir diyaloğumuz var. Ve benim en eski arkadaşım Fatih Terim sporculuk yaşamımdaki. Onun zaten kendini ispat etmesine gerek yok yaptığı her şeyi ortada. Neticede Sergen de Fatih Terim'in talebesi olduğu için bir hoca-talebe derbisi olarak da bakabiliriz bu maça.
AA