"Ya öyle olmasaydı?"
Noah Beck ulaştığı şöhrete, başarıya ve sayısız takipçiye rağmen düşünmekten kendini alamıyor.
Eski dostlarla konuşurken, televizyonu açtığında, öylesine top oynarken 'nasıl olurdu' diye hayal kurmaktan vazgeçemiyor.
Ya bu TikTok macerası iyi gitmeseydi? Ya kendini Hollywood'da, ünlülerin çalkantılı hayatının bir parçası olarak bulmasaydı?
Ya hala bir gün futbol yıldızı olmayı hedefleyen bir üniversite öğrencisi olsaydı? Ya farklı bir yola sapmayıp bu hedefe doğru ilerlemeye devam etseydi?
Babasının antrenörlük yaptığı lise takımından kısa üniversite kariyerine dek Beck'in tek bir hedefi vardı; profesyonel olmak.
Ancak Beck'in hayalleri ve hayatı beklenmedik bir şekilde değişti.
GOAL'e konuşan Beck şöyle anlatıyor:
"Bu konu hakkında konuşmak bile berbat. İçimde hep 'ya öyle olmasaydı' hissi var. Ya TikTok'ta o ilk paylaşımı yapmasaydım? Ya her şeyi bırakıp futbola dönseydim?"
"Bu daima aklımın bir köşesinde."
Konuya yabancı olanlara açıklamak gerekirse, Beck, TikTok'un en büyük başarı hikayelerinden birinin kahramanı. Paylaştığı her videoyu milyonlar izliyor.
20 yaşındaki Beck'in sosyal medya hesaplarında toplam 45 milyonun üzerinde takipçisi var. TikTok'ta 2.2 milyardan fazla beğeni alan Beck, en popüler genç ünlülerden biri.
Yıldız statüsüne bir anda kavuştu. Koronavirüs pandemisinin ilk günlerinde TikTok'un yükselişiyle piyangoyu bulan şanslı isimlerden biri de Beck'ti.
Karantina hobisi olarak başlayan şey bir anda ciddileşti. Aradan geçen iki yılda Beck televiyonlara çıkan, modellik yapan ve birçok farklı şeyi deneyen birine dönüştü.
Ama o sosyal medyanın en büyük yıldızlarından biri olmadan önce genç bir futbolcuydu ve profesyonel kariyer yapma şansı vardı.
Arizona'da doğan Beck futbolla büyüdü. Babası lisede antrenördü ve Beck'i genç yaşta ateşin içine atmaktan çekinmedi.
Bazı oyunculardan 10 yaş küçük olmasına rağmen düzenli olarak babasının takımıyla antrenman yapıyordu.
O günler hakkında konuştuğunda sesindeki heyecanı farkedebiliyorsunuz. Size Manchester United'ı desteklediğinden ve idolünün Paul Scholes olduğundan bahsediyor.
Cristiano Ronaldo'nun iş ahlakını, Steven Gerrard'ın pasörlüğünü ve Frank Lampard'ın saha görüşünü kopyalamaya çalıştığını anlatıyor.
Büyürken, futbolculuğuna modelliği de ekleyen, dokunduğu her şeyi kusursuz yapan David Beckham gibi olmak istediğinden dem vuruyor.
Beck kendini 8 numara ve 6 numara olarak ya da savunma hattında oynayabilen çok yönlü bir oyuncu olarak tanımlıyor.
Sahanın en hızlısı olmadığını kabul ediyor, ama gelişime açık ve son derece mücadeleci bir oyuncu olduğunu belirtiliyor.
"Sorumluluk almaktan ve liderlikten hoşlanıyordum. Asla ideal bir kaptan olmadım. Kaybettiğimiz maçlarda bazı çocuklar pes ederdi ve bu beni sinirlendiriyordu."
"Onlara örnek olarak yapabileceğim şeyler sınırlı. Elimden geleni yapmaya çalıştım. Ama bir noktada, saha dışında çok iyi arkadaş olduğum çocukların üzerine gitmem gerekiyordu."
"Onlara 'Uyanın!' diyordum. Kaptansanız her zaman iyi davranamazsınız. Bu da sorumluluğunuzun bir parçası."
"Ben çok, ama çok tutkulu bir oyuncuydum. Çok rekabetçiydim."
Bu sayede 2014-2017 yılları arasında ABD Olimpik Futbol Gelişim Programı'nın kaptanlığını yaptı. Lisedeki son iki yılında ise Real Salt Lake akademisine girdi ve geleceğin MLS oyuncularıyla birlikte oynama şansına erişti.
Sonunda, ABD milli takımına Kasey Keller, Steve Cherundolo ve Conor Casey gibi isimleri kazandıran Portland Üniversitesi'nden burs teklifi aldı.
Bu üçlünün elde ettiği başarılara rağmen bugünlerde üniversiteye ayak basmış en ünlü isim Beck. Birlikte oynadığı arkadaşları onun çok iyi futbolcu olduğunu söylüyor.
Şu anda Beckham'ın sahibi olduğu Inter Miami'de oynayan, Beck'in akademiden takım arkadaşı Bryce Duke anlatıyor:
"Birlikte oynadığım en çalışkan oyuncuydu. Kararlıydı ve oyuna tutkuyla bağlıydı."
"Açıkçası, RSL akademisindeyken profesyonelliğe yükselecek iki ismin o ve ben olduğunu düşünürdüm."
"Ama sosyal medya meselesi ortaya çıktı ve o bunu iyi kullandı. Farklı yollara savrulduk."
"Saha içinde ve dışında harika bir insan. Kaptan mantalitesine sahip."
Duke ve Beck hala çok iyi arkadaş. Duke, Beck'in hızlı yükselişine en yakın tanık olan isimlerden biri.
İlk yılında 19 maça çıkan Beck, ikinci yılında daha büyük bir role soyunmaya hazırdı. Tatil aylarını daha dinamik bir oyuncuya dönüşebilmek için patlayıcılığı üzerinde çalışarak geçirmişti.
Ardından pandemi başladı ve herkesin hayatı değişt. Beck de birçokları gibi TikTok'ta vakit öldürmeye başladı. İlk zamanlarda sadece arkadaşlarını eğlendirmek için video paylaşıyordu.
Duke gülerek anlatıyor:
"Videolar çekmeye başladı. İlk başta videoları biraz garipti, biz de onunla dalga geçiyorduk."
"Bu konuda biraz canını sıktık, ama iyi arkadaşlar hep böyle yapar."
Videolarının popülarite kazanmasıyla şöhreti artan Beck, Hollywood ile futbol rüyası arasında bir seçim yapmak zorunda kaldı.
NCAA kurallarına göre Beck'in yeni yakaladığı şöhretten para kazanması üniversite kariyerini noktalayacaktı.
Beck'in fikrine başvurduğu kişilerden biri, birkaç ay önce Los Angeles FC ile ilk profesyonel kontratını imzalayan Duke'tü.
Duke ona futbol kariyerlerinin garanti olmadığını ve Hollywood'da ömür boyu şöhretin kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu söyledi.
"Ona, 'Morgan Freeman'a bak, 80 küsür yaşında ama hala film çekiyor' dedim."
"Hangisinden daha fazlasını elde edebileceğini düşünmesi gerekiyordu. Birkaç gün düşündü ve sonraki ay Los Angeles'taydı, işler ciddiye binmişti."
"O andan sonra iyice yükselişe geçti ve bunu gerçekten yapabileceğini anladı."
Beck'in futbol kariyeri böylece sona erdi. İkinci yılı için okula dönmedi.
Ama Beck; TikTok, Youtube, modellik ve reklam çalışmalarının arasında aşığı olduğu oyuna hala vakit ayırıyor.
Sık sık MLS maçlarına giden Beck, Avrupa'daki bazı büyük maçları da yerinde takip etti. Hala ara sıra top oynamak için Duke'e ve eski arkadaşlarına mesaj atıyor.
Geçen yaz Los Angeles'taki MLS All-Star etkinliğine katılan Beck, Yetenek Yarışması'nda konuk koç olarak yer aldı.
Beck için bu bir ünlünün yaptığı ziyaretten ötesi, hayallerini yaşamak için bir fırsattı.
Eski Manchester United oyuncusu Nani'nin yanı sıra ABD milli takımının yıldızları Ricardo Pepi ve Matt Turner'la birlikte sahaya çıktı.
Bundan kısa süre sonra yapılan açıklamayla ligin resmi partnerlerinden biri oldu.
Sosyal medya yıldızının MLS ile kurduğu ortaklık onu 'Sosyal Oyun Kurucu' rolüne büründürecek. Haftalık bir TikTok şovunu sunacak olan Beck, sezon boyunca düzenlenecek etkinliklerde de boy gösterecek.
İşin Beck'i en heyecanlandıran kısmı ise, geleceğin yıldızlarını ortaya çıkarmayı hedefleyen gelişim ligi MLS NEXT ile çalışma fırsatı.
"Elimden geldiği kadar futbol oynamaya, futbolun bir parçası olmaya çalışıyorum. MLS'in bu projesine kesinlikle dahil olmalıydım. Buna bayılıyorum. Daha başlamadan 'bu işin daha büyük bir parçası olmak istiyorum' diye düşündüm.
"Bu ortaklık futbol hakkında ne kadar ciddi olduğumu gösteriyor. MLS'in ve ABD futbolunun daha fazla tanınmasını istiyorum."
"Futbol, ABD'de amerikan futbolu ya da basketbol kadar gelişmiş değil. Sporun tanıtılmasına yardımcı olmak istiyorum."
"MLS NEXT'le ve gençlerle çalışıyorum. Maçlara, etkinliklere gideceğim ve diğerlerine ilham olmaya çalışacağım."
Beck bunu başarabilecek bir konumda olduğuna inanıyor. Daha genç sporseverleri futbola çekebilecek takipçi kitlesine sahip.
Futbol geçmişi ve oyuna olan tutkusu bunu bir öncelik haline getirmesini sağlıyor.
Beck bugün geldiği noktada futbolun rolü olduğu inkar etmiyor. Belki beklediği gibi olmadı, ama lisedeyken antrenman sahasında babasından öğrendiği dersler, sosyal medyanın acımasız dünyasında hala işine yarıyor.
"Sizi bu endüstriye hiçbir şey hazırlayamaz. Tek hayalinizin bu olması bile... Üstelik benim hayalim bu değildi."
"Profesyonel bir futbolcu olmak istiyordum, ama sporculuk geçmişine sahip olmak bu durumu endüstrideki diğer çocuklardan daha iyi idare etmemi sağladı."
"Söylenenlerin beni etkilemesine izin vermiyorum. Sizi şahsen tanımıyorsam, hakkımda söylediklerinizin benim için bir önemi yok."
"Kendi işimi yapmayı ve bu şekilde yaşamayı tercih ediyorum. Kariyerimde havalı işler yapmak, birilerini eğlendirmek, birilerine ilham vermek, insanları güldürmek istiyorum."
Beck bazı açılardan kendini hala, profesyonel olma ümidine tutunan bir akademi oyuncusu gibi hissediyor. Ama bu ümit hissinin gerçek olmadığının farkında, hayatının o bölümü ne yazık ki geride kaldı.
Ama şöhreti sayesinde hayalini yaşama şansına sahip. Kendine özgü tarzıyla futbolun ünlü isimleri arasında yer alıyor.
Eylül ayında işleri nedeniyle Paris'i ziyaret eden Beck, PSG'nin Manchester City ile oynadığı maçı tribünden izledi.
Beck orada bir Hollywood yıldızı gibi karşılandı. Ne de olsa PSG; şatafatı ve cazibesiyle yıldızları kendine çeken bir kulüp.
Stadyumu gezen Beck, kahramanlarından bazılarıyla tanışma fırsatını da yakaladı. Neymar, Kylian Mbappe, Keylor Navas, Marco Verratti ve Georgino Wijnaldum Tiktok yıldızıyla fotoğraf çektirdi.
Ama Lionel Messi'yle tanışmak bambaşkaydı. Beck o anda bir ünlü değildi. Milyonlarca takipçisi olan bir sosyal medya yıldızı değildi.
Babasıyla antrenman yapan ve futbolda ne kadar ileri gidebileceğini merak eden küçük bir çocuktu.
"Odaya girdiğimde ve Messi'yle ilk kez göz teması kurduğumda tüm hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti."
"Messi, hangi pozisyonda oynarsanız oynayın örnek aldığınız oyunculardan biri. Onun tanrı vergisi yeteneğine saygı duymalısınız."
"Maçlardan önce Messi videoları izlerdim. Hep onu izler, hareketlerini, vücut dilini, yaptığı her şeyi öğrenmeye çalışırdım."
"Odaya girdi ve onu gördüğümde her şey kafamda canlandı. Kendimden geçmiş gibiydim, ne konuştuğumuzu bile hatırlamıyorum, ama bu gerçekti."
"Bu hisse alışmak istemiyorum. Yeni insanlarla tanışmayı seviyorum, ama bunu bir lütuf olarak görmeyeceğim."
Beck artık keşkeler hakkında düşünmeyi bırakabilir. 'Profesyonel olabilir miydim, yıldız olacak kadar iyi miydim' diye merak etmesine gerek yok.
Çünkü Beck futbol rüyasını yaşıyor. Belki niyetlendiği gibi değil, ama bazen hayat sizi daha iyisine doğru yönlendirir.
Şimdi keşkelerin zamanı değil. Beck'in yapması gereken bir sürü şey var.
