Pep-Guardiola-202201160900(C)Getty images

Manchester City, İngiliz futbolunu "Çiftçi Ligi"ne mi çeviriyor?

Çiftçi Ligi: Kaliteden veya rekabetten yoksun bir futbol ligi için aşağılayıcı bir terim olarak kullanılıyor. 

Sezon başlamadan önce şampiyonların belli olduğu ülkelere tepeden bakan İngiliz taraftarlar arasında, popülaritesi artan bir küçümseme şekli. 

Premier Lig, genellikle dört veya beş takımın en üst sıralarda yer alabileceği bir lig olarak görülüyor. Ancak Almanya, Fransa ve İtalya’daki şampiyonların kolayca tahmin edilebileceğini düşünülüyor.

Örneğin, son dokuz yılda kendi liglerinde şampiyon olan Bayern Münih, Paris Saint-Germain veya Juventus’un şampiyon olacağına dair bahis yapanların yüzde 90’ını başarılı oldu. 

Premier Lig’de ise  bu süre içinde beş farklı takım şampiyonluk yaşadı. 

Bununla birlikte, ocak ayının ortasında Manchester City'nin, şu anda 11 puan önde olmasıyla İngiliz futbolunun da aynı yönde ilerleyebileceğine dair artan bir endişe var.

Pep Guardiola'nın takımı, son beş yıl içinde dördüncü şampiyonluğuna doğru ilerliyor.

City, galibiyet serisini cumartesi günü 12 maça çıkardı ve ikinci sıradaki Chelsea’nin tek şut atabildiği maçı 1-0 kazandı. 

Thomas Tuchel, şampiyonluk yarışında kalmalarının zor olduğundan bahsetmişti ve şimdi görünen o ki sadece Liverpool’u geçebilme umutları var. 

Premier Lig; Bundesliga veya Ligue 1 gibi mi olacak? 

Bayern son dokuz Bundesliga şampiyonluğunu kazandı, ancak 2019 yılında sezonun son maçında şampiyonluğu elde etti. Şu anda ne PSG ne de Juventus, Fransa veya İtalya'nın saltanat şampiyonları değil.

Ayrıca egemenliğin döngüsel olduğunu ve İngiltere'de bile yeni bir fenomen olmadığını hatırlamakta fayda var.

1890'larda Aston Villa, 1930'larda Arsenal, 70'lerin sonu ve 80'lerin başında Liverpool ve 1992 ile 2011 arasında üç kez Manchester United, beş yıl içinde dört şampiyonluk kazandı.

City, Guardiola'nın Manchester'daki zorlu geçen ilk sezonundan bu yana mükemmel bir performans sergiliyor. Ancak rakiplerinin o kadar ilerisindeler ki şampiyonluk yarışı başladığında rakipleri, City'nin şampiyonluğunu kaçınılmaz bir son olarak görüyor. 

Şampiyonlar Ligi şampiyonu Chelsea'nin, geçen yıl City'yi üç kez yenen kadrosuna 98 milyon sterlinlik forvet Romelu Lukaku'yu ekledikten sonra ciddi bir meydan okuma yapması bekleniyordu. Liverpool, uzun süre sakatlık geçiren defans oyuncusu Virgil van Dijk ile savunmasını yeniden güçlendirdiğinde Manchester United ise Cristiano Ronaldo, Jadon Sancho ve Raphael Varane’yi transfer etti. Böylece, City’nin işini zorlaştırabilecekleri düşünülüyordu. 

United olağanüstü ve hızlı bir şekilde çökerken, Chelsea ve Liverpool şampiyonluk mücadelesini sürdürmek için iyi bir konumda görünüyordu. 11 Aralık'ta Chelsea, Liverpool ve City arasında sadece iki puan vardı.

Chelsea, Premier Lig'de oynadığı son 13 maçın sadece dördünü kazanırken, pazar günkü Brentford galibiyeti ise Liverpool'un son dört maçtaki ilk galibiyetiydi.

Ancak şampiyonluk yarışı henüz bitmedi.

Liverpool’un, şu anda bir maçı eksik ve Etihad Stadyumu’nda City ile oynayacağı bir maç var. Eğer kazanırlarsa puan farkını 5’e indirecekler. Jurgen Klopp'un takımı, City’yi baskı altına almak için galibiyet serisi yakalamak zorunda. 

Şampiyonların formu göz korkutucu olabilir ama kesinlikle yenilmez değiller.

Etihad Stadyumu'nda haklı olarak kazanan Crystal Palace'a veya tartışmalı hakem kararlarından dolayı kazanamayan Southampton veya Wolves bu konuda örnek olarak gösterilebilir. 

Peki ya 2022’de, 2-1 yenilmesine rağmen daha iyi oynayan Arsenal ya da bu sezon farklı müsabakalarda City'yi mağlup eden Leicester, Tottenham ve West Ham?

Tabii ki Guardiola’nın takımı, performansıyla ligin tepesinde olmayı hak etti.

Öngörülen 97 puana ulaşırlarsa, Premier Lig’i zirvede noktalayacaklar. 

Guardiola, acımasız ve amansız hakimiyetleri için kulübünün taraftarlarından bolca kredi alacak, ancak her zaman City'nin başarılarını suistimal etmeye hazır kötümserler de var.

Başarılarına gelince, er ya da geç para konusu gündeme gelecektir. En zengin kulüpler genellikle her zaman en çok dekore edilmiş kulüpler olmuştur.

City kesinlikle farklı değil, Şeyh Mansour 2008'de kulübü devraldığından beri herkesten daha fazla para harcadı ve Guardiola’ya, takımını bir makineye dönüştürecek kaliteyi vermek için yıldız oyunculara yüklü ödemeler yaptı. 

Chelsea'ye karşı, altyapıdan yetişen Phil Foden dışında, her oyuncunun maliyeti 35 milyon sterlinden (47 milyon dolar) fazla.

Bununla birlikte, Tuchel'in kadrosu bu maç için yetersizdi. City’nin, Covid-19 ve sakatlıklarla daha iyi başa çıktığı da açıktı. 

Yani City, inkar edilemez bir şekilde güçlü olsa da birçok açıkları var.

Joao Cancelo, istisnai bir oyuncu olsa bile, tüm bir sezonu doğal bir forvet veya net bir sol bek olmadan geçiriyorlar.

City, Harry Kane'i yazın istiyordu ama onun Tottenham'dan ayrılmayacağı netleşince, başarılı olabileceklerini düşünerek yeni bir oyuncuya yönelmediler.

Ronaldo'nun Juve'den ayrılma arzusu, onun bir seçenek olmasını sağladı, ancak United'ın bir anda devreye girmesiyle City'nin ilgisi sona erdi. City, çok daha mantıklı bir transfer yapmak için 2022 yazına kadar beklemeye karar verdi. 

United; Alexis Sanchez, Harry Maguire ve Fred gibi zamanında City tarafından istenmiş oyuncuları kadrosuna kattı, ancak uzun vadede bu oyuncuların kulübe maddi yük oldukları görülecekti.

Geçici bir menajer ve ayrılmak isteyen oyuncularla Premier Lig'de yedinci sırada yer alan United, paranın başarıyı satın aldığı atasözünün karşı bir argümanı olarak dikkat çekiyor. Bunlar, finansal gücün yalnızca kurnazca harcama yapabiliyorsanız bir faktör olduğunun kanıtıdır.

City, kesinlikle altın bir dönemden geçiyor. Ancak, tarihe baktığımızda Liverpool ve Chelsea gibi rakiplerin kalitesi göz ardı edilemez. Bu durum, onların sonsuza kadar zirvede kalmalarının pek de olası olmadığını gösteriyor.

Guardiola, Barcelona ve Bayern Münih ile inanılmaz başarılar elde etti, ancak takımını zirvede tutmak ve motive etmek için ne yapılması gerektiği konusunda asla taviz vermiyor. 

Cumartesi günü Chelsea'yi yendikten sonra Pep, "Bu ülkede ve bu ligde kazanmak; sahip olduğum en iyi şampiyonluk ve ayrıldığımda sahip olacağım en iyi şey oldu” dedi. 

Guardiola’nın ambargo koyduğu liglere baktığımızda, yani konu İspanyol menajer olduğunda Premier Lig kesinlikle bir “Çiftçi Ligi” değil. Bu başarı, ligin kalitesinin düşük olduğunu göstermez, aksine City’nin şu anki kalitesini gösterir. 

Reklam