Borussia Dortmund Bayer Leverkusen Bundesliga 2019-20Getty

Almanya'da taraftar kültürü: Bundesliga'daki tutkulu desteğin perde arkası

Almanya'yı ziyaret eden turistler için bir futbol maçını canlı olarak izlemek farklı bir deneyimdir. Kulüplerin yönetilme şekli, taraftarlar ve taraftar gruplarının takımlarını pazarlama şekli açısından Almanya'daki futbol kültürü diğer ülkelerdekinden daha farklıdır.

50+1 kuralıyla kulüpler taraftarlar kulüp yönetimlerinde söz sahibi olurken, Bayern Münih veya Borussia Dortmund gibi gözde kulüpler bile bilet fiyatlarını düşük sayılacak bir rakamda tutarak her kesimden insanın tribünlere katılmasını sağlıyor.

Taraftarların hem saha içi hem saha dışındaki sesi, gösterileri, protestoları ve yönetimlerle olan diyalogları Almanya'da stadyum içi ve stadyum dışı yaşamda değişikliklere yol açtı.

50+1 kuralı Alman futbolunu nasıl etikledi?

1998 yılında Alman futbolunda kulüplerin belirli ölçüde taraftarların kontrolünde kalması, şirketlerin veya varlıklı kişilerin kulüpleri tamamen ele geçirerek onlara kar amacı güden ticari işletmeler gibi davranmalarını önlemek amacıyla 50+1 kuralını devreye sokuldu.

Ligde bu kurala uymayan ve 1998'den önce şirketler tarafından kurulan Wolfsburg ve Bayer Leverkusen gibi kulüpler mevcut. Yine çalışanlarının neredeyse tamamı Red Bull şirketinden olan RB Leipzig de bu kulüplerden birisi.

50+1 kuralını korumak Alman taraftarlar arasında en önemli şeylerden birisi. Unsere Kurve, Almanya'da farklı kulüplerden taraftarların oluşturduğu bir birlik ve bu birliğin ana amacı 50+1 kuralının devam ettirilmesini sağlamak.

Unsere Kurve grubunun yönetim kurulu üyelerinden Jost Peter, Alman futbolunda 50+1 kuralının diğer ülkelerde görüldüğü üzere kulüplerin ticari amaçlarla kullanımının önüne geçilmesi adına ne pahasına olursa olsun korunması gerektiğine inanıyor.

Goal'e konuşan Peter'in açıklamaları şöyle oldu: "Birçok Alman kulübü kulüp üyeleri tarafından yönetiliyor. Üyeler kulüple ilgili alınacak kararlarda son söz sahibi oluyorlar. Hangi oyuncunun alınıp hangisinin satılacağı kulüp yönetimlerinin kararı, ama kulübün izlediği genel politikada son söz sahibi üyelerdir. 50+1 kuralı kulüplerimizin önünde kapital arzulara karşı bir duvardır. Bu kural kısacası bir işletmenin kulüp yönetimine el koyarak kendi kararlarını alamayacağı anlamına geliyor."

Uygun fiyatlı biletler ve ayakta durulan güvenli tribünler

Borussia Dortmund Sudtribune Yellow WallGetty

İngiltere'de 1989 yılında yaşanan Hillsborough faciasıyla birlikte hükümet Futbolda Seyirci Yasası'nı devreye soktu. Böylece İngiliz futbolundaki statlardaki tüm tribünler koltuklu hale geldi. Premier Lig, stadyumdaki taraftarların ayakta olmalarını yasaklarken Bundesliga'da ise seyircilerin ayakta durduğu koltuksuz tribünlere izin verilyor. Bunun en büyük örneği ise Borussia Dortmund'un stadının güney cephesinde yaklaşık 25 bin kişiyi ağırlayabilen ve 'Sarı Duvar' olarak anılan tribünü.

Bundesliga'daki maç biletleri fiyatları da Premier Lig maçlarına göre çok daha uygun. Bundesliga'da bilet fiyatları 15,2 euro ile 70,6 euro arasında değişirken, Premier Lig'de bu aralık 25,1 euro ile 110,6 euro arasında.

Peter, taraftarların güvenli bir şekilde ayakta durabildiği tribünlerin farklı bir deneyim yaşattığını anlatırken, "Stadyumlarımızdaki taraftarlık deneyimi diğer ülkere göre farklı. Güvenli bir şekilde ayakta olabildiğimiz tribünler mevcut ve bu gerçek taraftarlık deneyimi yaşatanbir unsur. Bu, birçok ülkede yasaklanmış durumda. Bunun dışında düşük bilet fiyatları sayesinde her kesimden insan maçlara gelebiliyor." diye konuştu.

Sosyal konulara dikkat çeken protestolar ve gösteriler

Taraftarların kulüpler üzerindeki etkileri endeniyle Almanya'daki kulüpler yerel topluluklar üzerinde de geniş bir etkiye sahip. Taraftar grupları ırkçılık, kadın hakları, homofobi ve faşizm gibi toplumsal konularda bir politika belirleme adına kulüplerle yakın bir şekilde çalışıyor.

Kulüp politikalarını belirlemeye yardımcı olmanın yanı sıra destekçi gruplar maçlar sırasında sık sık açtıkları pankartlarla sosyal adaletsizliklere dikkat çekmekteler. Taraftarların gösterileri ve kulüp politikaları uzun vadede maçlar sırasında sergilenen faşist davranışlar gibi sorunların büyük ölçüde önüne geçti.

"Almanya'da birçok kulüp ırkçılığın, homofobinin ve seksizmin karşısında durur." diyen Peter şöyle devam ediyor: "Bu bazen sıkı çalışma gerektiriyor ve herkesi bu fikirler etrafında toplamak için en başta küçük adımlar atmak gerekiyor. Ama çeşitli sosyal projelerle ülkede 1990'lı yıllarda tribünlerde fazlasıya görülen faşizmin ve bundan kaynaklı çıkan taraftar kavgalarının önüne geçmiş durumdayız."

Modern futbol karşıtı taraftarlar

50+1 kuralı kulüplerin büyük bölümünün yönetimini kontrol altında tutsa da yayın gelirlerinin artmasıyla birlikte kulüpler astronomik harcamalar yapmaya devm ediyor. 

Yeni tip koronavirüs salgını başladığında yayıncı kuruluşların da baskısıyla Bundesliga'da bazı maçların seyircisiz oynanması ağır tepkilere yol açmıştı.

"Futbol, tribünlerde taraftarlar olmadan bir hiçtir." diyen Peter, konuyla ilgili görüşlerini şöyle paylaşıyor: "Futboldaki tek önemli şey stadyumların dolmasıdır. Birkaç hafta önce seyircisiz oynanan maçların ne kadar sıkıcı geçtiğini hepimiz gördük."

Bundesliga'da taraftarlar daha önceden Pazartesi akşamı oynanan maçlara ciddi tepkiler göstererek yayıncı kuruluşa seslerini duyurmayı başarmıştı.

Peter, Pazartesi akşamları oynanan maçlara dair tepkilerini ise şöyle anlatıyor: "Tüm lig maçlarının Cumartesi günleri oynandığı zamanarı hatırlıyoruz. Yayıncı kuruluşlar futbola dahil olunca, maçlar sekiz farklı zaman dilimine yayıldı. Pazartesi maçları oldukça problemli çünkü deplasmana gitmek neredeyse imkansız hale geliyor."

Yaklaşık 5-6 yıldır kulüplerin Pazartesi maçları için federasyon ile temaslarda bulunduğunu belirten Peter, taraftarların da ısrarlı protestolarının bu taleplerinde olumlu sonuç verdiğini şöyle anlattı: "Bir keresinde taraftarlar maç sırasında yayındanda görülecek şekilde büyük bir pankart açarak Pazartesi maçlarını protesto etmişti. Yine bazı maçlarda taraftarlar maçın ilk 15 dakikasında stadyuma giriş yapmayarak tüm ülkeye boş tribünlerin nasıl görüneceğini anlatmak istedi. Yapılan görüşmeler ve protestolar sonunda sonuç verdi ve gelecek sezondan itibaren Pazartesi maçları artık olmayacak. Taraftarlar da deplasmana gitmek yerine evlerinde dinlenebilecek."

Reklam

ENJOYED THIS STORY?

Add GOAL.com as a preferred source on Google to see more of our reporting

0