Kıta savaştan çıkmış. Birinci Dünya Savaşı bitmiş, kazananlar kaybedenlere faturayı kesmiş, herkes köşesine çekilmiş; ama sular pek de durulmamış. Sovyetler Birliği büyümeye başlarken, Almanya mağlubiyetin etkisinden sıyrılıp yeniden iç kaynaklara dönmüş, ABD gözünü iyiden iyiye Avrupa’ya çevirmiş. Teknolojik olarak önemli gelişmelerin adımları atılırken, 1930’lardaki "Büyük Buhran", ABD’den Avrupa’ya yayılan ve diğer tüm ülkeleri de etkileyen ekonomik felâketi yaratmış.
Sonrası mâlûm; topraklarını büyütme hastası Almanya’nın adımları ve patlayan yeni bir dünya savaşı.
Bugünden geriye baktığımızda bu yıllarda günlük hayatın nasıl olduğunu, insanların bu sıkıntılı dönemlerde ne zorluklar yaşadıklarını gazete kupürlerinden kestirebilmek çok kolay değil. Genel hayat üzerine yazılmış birçok eser ve yayın bize detayları aktarabiliyor. Ancak çeşitli özel alanlarda kaynak ve değerlendirme sıkıntısı çekilebiliyor.
Ekonomik sıkıntılar, ulaşım, haberleşme gibi alanlardaki zayıflıklar, ülkeler arasındaki teknoloji ve refah eşitsizliği gibi sebepler, coğrafyalar arasında korkunç uçurumlar yaratmış. Hâl böyle olunca, görece fakir ülkeler pek çok alanda geri kalmış. Üstelik savaşın sancıları sarılmaya çalışırken, atak yapmak giderek daha zorlaşmış ve bazı konular ister istemez geriye itilmiş.
Belirttiğimiz gibi apaçık bir değerlendirme yapabilmek çok kolay bir iş değil. Ama kabaca söylemek gerekirse, 1930’larda İstanbul’dan Karadeniz ya da Akdeniz kıyılarına gidebilmenin yolu haftada bir-iki kere kalkan gemiler. Onların da kaç saat sürdüğünü tahmin edersiniz. Cumhuriyetin ilk yıllarında müthiş bir atılımla genişletilip tamir edilse de tren yolları kısıtlı. Mesafeler çok uzun, yolculuklar çileli. Uçakların devreye girmesi ise insanları biraz rahatlatsa da, uçağa binmek ekonomik olarak herkesin erişebileceği bir şey değil.
Dönemi ve dönemdeki eksiklikleri konuşurken hatırlamak gereken şeyler bunlar. Diğer ülkelerle Türkiye’yi kıyaslarken tüm bunların mutlaka akılda tutulması gerekiyor.
Dönelim konumuza. Bildiğiniz gibi FIFA, 1904 yılında kuruluyor ve giderek organizasyonunu genişletiyor. Ancak yaptırım gücü ve etkinliği elbette kısıtlı. Kıta Avrupa’sına yeni yeni yayılan ve İngilizlerin mutlak üstünlüğündeki bir oyundan bahsediyoruz. 1930’da ilk kez yapılan Dünya Kupası’na sadece 13 takım katılmış, dokuzu Amerika kıtasından. Dolayısıyla henüz gelişmeye çalışan futbolda bazı şeyler düzensiz, hatta bugünden bakılınca epey anlamsız.
Getty Images1945'teki bir FIFA toplantısı.
UEFA ise ancak 1955 yılında kuruluyor ve organizasyonlarıyla kıtaya bir düzen getiriyor. Ülkelerle yakın ilişkiler ve gerçekleşmekte olan teknolojik, ekonomik iyileşmelerin etkisiyle deplasmanlı ligler Avrupa kupaları katılımı sebebiyle her yerde yayılıyor. Ancak bu dönem öncesinde ortada net bir düzen yok.
Bu araştırmada size Türkiye’deki tartışmalara bir fikir verebilmesi için, Avrupa’nın kalburüstü ülkelerinde lig düzenlemelerinin nasıl olduğunu, Türkiye’yle kıyaslanabilecek 1924 - 1956 arasında şampiyonların hangi organizasyonlarla ne şekilde belirlendiğini, bu şampiyonlukların hangisinin bugün toplam sayıya katıldığını göstermek istiyoruz.
İngiltere: Futbolun beşiği lâkâbını hak eden, dünyanın en eski futbol ülkesi. Ligleri 1888 yılından beri deplasmanlı oynanıyor ve müthiş bir düzen var. Tabiî bunda İngiltere’nin refah konusunda ileri olması, ulaşım ağının yerleşikliği ve sistemin rolü var.
Almanya: 20. yüzyıl tarihi bir hayli karışık bir ülke. Krallar, imparatorlar, Naziler, doğu ve batı olarak ikiye bölünen ülke derken, futbol da doğal olarak karışık.
Çok uzunca bir süre ülkenin şampiyonu elemeli sistemle belirlenmiş. 1920’lerde 16 takımla yapılan bu turnuva, savaş döneminde toprağa katılan ülkelerle 31’e kadar yükselmiş. Bundesliga, bugün bildiğimiz hâliyle 1963’te başlıyor ve sistem deplasmanlı lige dönüyor. Öncesi bölgesel liglerin karşılaştığı bir turnuva, yani bizdeki karşılığı Türkiye şampiyonası.
Bundesliga'daki yıldız hesabında ise 1963 yılı milât olarak kabul ediliyor, ama örneğin Bayern Münih tarihinde ilk şampiyonluğun bu turnuvalarla alınan 1932 şampiyonluğu olduğunu görüyoruz.
Son 16 Turu
| Tarih | Takımlar | Sonuçlar | Takımlar |
| 8 May 1932 | FC Nürnberg | 5-2 (2-0) | Borrusia Fulda |
| 8 May 1932 | Hamburger SV | 3-1 (1-0) | VfL Benrath |
| 8 May 1932 | FC Bayern Munich | 4-2 (1-1) | Minerva 93 Berlin |
| 8 May 1932 | FC Schalke 04 | 5-4 (2-1, 4-4) | Plauener SuBC |
| 8 May 1932 | Hindenburg Allenstein | 0-6 (0-4) | Eintracht Frankfurt |
| 8 May 1932 | Tennis Borussia Berlin | 3-0 (2-0) | Viktoria Stolp |
| 8 May 1932 | Breslauer SC 08 | 1-4 (0-2) | Holstein Kiel |
| 8 May 1932 | PSV Chemnitz | 5-1 (3-0) | Beuthener SuSV |
Çeyrek Final
| Tarih | Takımlar | Sonuçlar | Takımlar |
| 22 May 1932 | FC Schalke 04 | 4-2 (2-1) | Hamburger SV |
| 22 May 1932 | Holstein Kiel | 0-4 (0-2) | FC Nürnberg |
| 22 May 1932 | Eintracht Frankfurt | 3-1 (1-1) | Tennis Borussia Berlin |
| 22 May 1932 | PSV Chemnitz | 2-3 (1-3) | FC Bayern Munich |
Yarı Final
| Tarih | Maçlar | Sonuçlar | Statlar |
| 29 May 1932 | FC Bayern Munich - FC Nürnberg | 2–0 (0–0) | Mannheim, Mannheimer Stadion |
| 29 May 1932 | Eintracht Frankfurt - FC Schalke 04 | 2–1 (1–1) | Dresden, Stadion am Ostragehege |
Final
| Tarih | Maçlar | Sonuçlar | Statlar |
| 12 June 1932 | Bayern Munich - Eintracht Frankfurt | 2-0 | Städtisches Stadion, Nuremberg |
**Bu veriler Wikipedia'dan alınmıştır.**
Fransa: 1932’de profesyonellik gelene ve 1933’ten itibaren deplasmanlı lig başlayana kadar amatör futbol şampiyonası oynanmış. Statü o dönemler bölgesel lig şampiyonası şeklinde. Ligue 1 ise 1932’den günümüze savaş dönemindeki kesinti dışında düzenli olarak oynanıyor. Amatör futbol şampiyonları da pek çoğu bugün ligde var olmayan takımların tarihinde yer alıyor.
İtalya: İtalya’nın ilk şampiyonu 1898’de dört takımlı turnuvayı kazanan Genoa. Uzunca bir süre bölgesel liglerin şampiyonlarını turnuva olarak oynatıp şampiyon belirlenmiş. 1929’da deplasmanlı lig başlayana kadar bizdeki Millî Küme formatı da birkaç yıl uygulanmış. Ligin en fazla şampiyon olan takımı 36 kez bu unvana ulaşan Juventus. İlk şampiyonlukları şu takvimle olmuş:
Elemeler
| Tarih | Takımlar | 1. Maç | 2. Maç | Toplamda |
| Feb. 12-19 | Juventus - FBC Torinese | 2-0 | 2-0 | 4-0 |
| Tarih | Takımlar | 1. Maç | 2. Maç | Toplamda |
| Feb. 12-19 | Milan - US Milanese | 3-3 | 6-7 | 9-10 |
| Tarih | Takımlar | 1. Maç | 2. Maç | Toplamda |
| Feb. 5-19 | Andrea Doria - Genoa | 0-0 | 0-1 | 0-1 |
Final sıralaması
| Team | Pts. | Pld. | Won | Drw | Lst | GF | GA | GD | |
| Juventus | 6 | 4 | 2 | 2 | 0 | 9 | 3 | +6 | Şampiyon |
| Genoa | 5 | 4 | 1 | 3 | 0 | 7 | 6 | +1 | |
| US Milanese | 1 | 4 | 0 | 1 | 3 | 5 | 12 | -7 |
Sonuçlar
| Takım | Sonuçlar | Takım |
| Juventus | 3-0 | US Milanese |
| Genoa | 1-1 | Juventus |
| US Milanese | 2-3 | Genoa |
| US Milanese | 1-4 | Juventus |
| Juventus | 1-1 | Genoa |
| Genoa | 2-2 | US Milanese |
**Bu veriler Wikipedia'dan alınmıştır**
İspanya: 1928’de 10 takımla deplasmanlı La Liga’ya başlayan İspanya’da temsiliyet ağırlıklı olarak Bask takımları ve Barselona ile Madrid şehirleri arasında başlamış, ardından giderek ülke geneline yayılmış. Ülkede 1928 öncesi dönem elemeli usûl olarak oynanmış, ancak bu turnuva sonrasında Kral Kupası'nın öncesi olarak kabûl edilmiş.
Portekiz: İspanya’ya benzer şekilde ilk eleme usûlü oynanan organizasyon Portekiz Kupası’nın öncesi olarak kabul edilmiş. Bugünkü ligin başlangıç tarihi ise 1934 olarak kabûl ediliyor.
İlk on bir yılı Türkiye’deki Millî Küme usûlünde, düşmenin olmadığı ve üç bölgenin temsil edildiği bir lig olarak oynanmış. Porto’nun ilk üç, Benfica’nın ilk altı şampiyonluğu Millî Küme şeklinde kazanılmış. 1945’ten itibaren deplasmanlı lig olarak başlamış.
Yunanistan: İlk kez 1927-28 sezonunda ülke şampiyonu belirlenmiş. İlk statü bölgesel lig şampiyonası şeklinde. 1930’dan 1959’a kadar bölgesel lig şampiyonlarıyla kurulan küme şeklinde ülke şampiyonu belirlenmiş.
Küme düşmenin bu turnuvadan olmadığı ve kimi zaman üç takımla oynanan final gruplarıyla Olympiakos ilk 15, Panathinaikos ve Aris ilk üç, AEK ilk iki şampiyonluğunu kazanmış.
Bulgaristan: Ülkede futbol, 1948 yılına kadar elemeli turnuva olarak düzenlenen bölgesel lig şampiyonası ve deplasmanlı lig olarak karışık şekilde oynanmış. Takım sayısı 5 ilâ 26 arasında değişmiş. 1948’den itibaren düzenli deplasmanlı lige geçilmiş. Bu dönemde Levski beş, Slavia altı, Lokomotiv iki şampiyonluk kazanmış.
Romanya: 1934’e kadar şampiyonlarını bölgesel lig şampiyonlarının oynadığı elemeli turnuvalarla belirleyen Romanya, sonrasında deplasmanlı lig yapısına geçmiş. İlk yılları domine eden pek çok takım bugün varlığını sürdürmüyor, ancak hâlâ lig tarihinde şampiyon olarak görülüyorlar.
Yugoslavya: O dönemde topraklarında Hırvatistan, Sırbistan, Bosna-Hersek, Slovenya, Makedonya ve Karadağ gibi ülkeleri barındıran çok uluslu Yugoslavya'nın ligleri de her zaman çok renkli olmuş. Yugoslavya Krallığı’nın yıkıldığı yıllara kadar tam deplasmanlı lige geçilemese de, öncesinde bölgesel lig şampiyonası ve millî küme yapılarıyla şampiyon belirlenmiş. 1946’dan itibaren deplasmanlı yapıya geçilmiş.
Sovyetler Birliği / Rusya: 1936’ya kadar ülkede çeşitli şampiyonalarla şampiyon belirlense de, gerçek lig yapısına bu yıl geçilmiş. 1949’a kadar oynanabilen 11 sezonun sekizi Millî Küme şeklinde yapılmış. 1950’den itibaren deplasmanlı lige geçilmiş.
CSKA ve Spartak’ın üç, Dinamo’nun beş şampiyonluğu bu dönemden. 1936'da ise ilkbahar ve sonbahar olarak iki şampiyon var. İlk yıllarda temsiliyet üç şehirle sınırlı kalmış (Moskova, St. Petersburg ve Kiev).
Belçika: 1895’ten beri oynanan lig hep deplasmanlı olarak oynanmış. İlk yıllarında küme düşme olmasa da, yapı hep benzer kalmış. 1920’lerden itibaren 14, sonrasında 16 takım yer almış. Avrupa’nın en istikrarlı yapılarından biri olduğunu söyleyebiliriz.
Hollanda: 1888’de başlayan ülke şampiyonası 1956’ya kadar millî küme benzeri yapıyla oynanmış. Bölge şampiyonlarının oluşturduğu dört, beş ya da altı takımlı mini ligle şampiyon belirlenmiş. Bu dönemde Ajax’ın sekiz, Feyenoord’un beş, PSV’nin üç şampiyonluğu var.
Championship play-off
| Team | Pld | W | D | L | GF | GA | GD | Pts |
| AFC Ajax | 8 | 5 | 2 | 1 | 29 | 15 | +14 | 12 |
| Feijenoord | 8 | 3 | 2 | 3 | 17 | 15 | +2 | 8 |
| PSV Eindhoven | 8 | 4 | 0 | 4 | 21 | 21 | 0 | 8 |
| Go Ahead | 8 | 2 | 2 | 4 | 17 | 22 | -5 | 6 |
| Velocitas 1897 | 8 | 2 | 2 | 4 | 15 | 26 | -11 | 6 |
**Bu veriler Wikipedia'dan alınmıştır.**
Avusturya: 1911’den beri liglerin oynandığı ülkede 8 ilâ 14 takımlı deplasmanlı ligler düzenlemiş. Almanya tarafından ilhak edildikleri İkinci Dünya Savaşı’nda, şampiyonlarını bölge şampiyonu olarak Alman turnuvasına gönderdikleri günler bile şampiyonlar tarihinde yer alıyor.
İsviçre: 1933’e kadar 3 ilâ 6 takımlı Millî Küme düzenleyen bu küçük ülke, sonrasında deplasmanlı lige geçmiş. 1920’lerde üç takımlı millî kümelerde iki maçla şampiyonluk belirlenmiş. Grasshoppers yedi, Young Boys altı, Servette altı şampiyonluğunu bu statüde kazanmış.
Diğer: Detaylarını tabloda görebileceğiniz diğer ülkelerde, ülkelerin coğrafi durumuna göre önceleri bölgesel lig şampiyonları ve millî kümeler düzenlenmiş, sonra deplasmanlı lige geçilmiş. Futbolu görece daha gelişmiş ülkelerde deplasmanlı liglerin çok daha öncelere dayandığını söyleyebiliriz.
Sonuç olarak en başta da belirttiğimiz gibi dönemi o günün şartlarına ve futbol iklimine göre değerlendirmek gerekli. Aslında liglerin yapısıyla o dönemin en başarılı millî takımlarını yan yana koyunca düzenli liglerin sonuçlarını rahatlıkla görebiliyoruz.
Bu açıdan Türkiye’nin amatörlükten kurtulamamasının doğrudan sonuçlarını ülke spor tarihimizde tespit edebiliyoruz. Bugünün çok tartışılan 1959 öncesi şampiyonlukları konusunu doğru anlamda değerlendirebilmek için diğer örnekleri en azından görmenin önemli olduğunu düşünüyoruz.
