Roy Keane, Manchester United'da Amorim'in yerine geçecek ismi açıkladı

Rúben Amorim’in yaşadığı zorluklar, görevden alınmadan sadece on maç önce yönetim desteği verilen Erik ten Hag’ın düşüşünü hatırlatıyor. Şimdi aynı uyarı ışıkları yeniden yanıyor. United son dönemde Chelsea ve Sunderland karşısında aldığı iki galibiyetle kısa süreli bir nefes alsa da, bu bile taraftarlar tarafından “asgari başarı” olarak görülüyor. Roy Keane ise, en azından şimdilik, Amorim’in hemen görevden alınmasını istemiyor. 

Ünlü yorumcu, Stick to Football podcast’inde her zamanki alaycı gülümsemesiyle, “Yine de adama bir şans verelim, tabii ki. En azından bir hafta daha,” diyerek espri yaptı. Ancak esprinin ardındaki mesaj açıktı: Keane’e göre Amorim, Sir Alex Ferguson döneminde Manchester United’ı tanımlayan kararlılığı, açlığı ve korku unsurunu geri getirebilecek kişi değil. Bunun yerine Keane, güvenini İspanya’da uzun yıllardır etkisini sürdüren bir Arjantinliye verdi.

Kaos kelimesi birini tanımlayacaksa, o isim Diego Simeone olurdu. Ateşli Arjantinli teknik adam, tam 14 yıldır Atletico Madrid’i demir yumrukla yöneten biri. Avrupa’nın beş büyük liginde en uzun süredir görev yapan ikinci teknik direktör olan Simeone, disiplin ve inatçılık üzerine kurulu bir futbol kültürü yarattı. 

İki La Liga şampiyonluğu, iki Şampiyonlar Ligi finali ve sayısız başarıyla Simeone, Keane’in söz ettiği o “kayıp ruhu” temsil ediyor. Simeone, 2016’da Premier Lig’i “çok cazip” bulduğunu söylemişti, ancak bağlılığı onu Madrid’de tuttu. Şu anda 2027’ye kadar sözleşmesi var, ama her büyük kulüp teknik direktör aradığında adı yine gündeme geliyor. 

Keane, yıllardır aynı şeyi savunduğunu belirterek şunları söyledi: 

“Yıllardır söylüyorum, Atletico Madrid’in hocası Simeone oraya gitmeli. Arkadaşı [Andrea Berta] Arsenal’e gitti, o da gitsin isterim. Ortalığı karıştırır — ama iyi anlamda karıştırır. Oraya gelse ortamı sarsar. Garanti veremem ama onun karakterini, geçmişini görmek isterim. İnsanlar futbol tarzını eleştirebilir ama geçen hafta Real Madrid’e beş gol attılar. Takımlarının kolay gol yemesinden hoşlanmaz, ama hem oynatır hem savaştırır.” 

Ve gerçekten de Simeone kaosu beraberinde getirir. Geçtiğimiz ay Anfield’da Liverpool’a 3-2 yenildikleri maçta, bir taraftarla yaşadığı gerginlik sonrası tribüne gönderilmişti. 

UEFA daha sonra onu “sportmenliğe aykırı davranış” gerekçesiyle yedek kulübesinden men etti. Keane bunu örnek göstererek ekledi: “Liverpool’da birkaç hafta önce, takım eski gücünde olmasa da savaş ruhu vardı. Simeone kenarda, yine sinirliydi, o gece atıldı. Ben işte öyle büyük bir karakter isterim.”

Şimdilik Sir Jim Ratcliffe, Amorim’in işleri yoluna koyabileceğine dair desteğini sürdürüyor — en azından kamuoyu önünde. Eylül ayında Ratcliffe, Omar Berrada ve Jason Wilcox’la birlikte Carrington tesislerini ziyaret etmişti. Amorim, görüşmeyle ilgili şakayla karışık, “Yeni sözleşme teklif ediyordu!” diyerek gülmüştü. 

Sonra da durumu şöyle açıklamıştı: “Gayet normal bir görüşmeydi, destek göstermek ve projenin uzun vadeli olduğunu anlatmak istediler. Onlarla verileri ve takımın genel durumunu konuştuk. Bu kulüp, dünyadaki en büyük baskıya sahip olabilir, ama kazanmak istiyoruz. Daha agresif, daha bitirici olmalıyız. Diğer konularda geçen yıla göre geliştiğimizi düşünüyorum.” 

Ratcliffe, The Business podcast’inde de aynı kararlılığı sürdürdü: “Bu sezonu iyi geçirdiği söylenemez ama Rúben’in ne kadar iyi bir teknik direktör olduğunu üç yıl içinde göstermesi gerekiyor. Basın bazen anlamıyor; her şeyin bir anda düzelmesini bekliyorlar. Bir düğmeye basınca ertesi gün her şey güllük gülistanlık olacak sanıyorlar. Manchester United gibi bir kulüp, haftalık paniklerle yönetilemez.” 

Glazer ailesinin Amorim’i görevden alıp almayacağı sorulduğunda ise net konuştu: “Bu olmayacak. Sanırım bu cümle her şeyi özetliyor. Biz buradayız, onlar okyanusun öte yanında. Manchester United gibi büyük ve karmaşık bir kulüp uzaktan yönetilemez. Glazer’lar kötü bir ün yaptı ama aslında kulübü çok seviyorlar.”

Her ne kadar açıklamalar destekleyici olsa da, Amorim sonuç olmadan sözlerin bir anlamı olmadığını biliyor. Sunderland karşısındaki 2-0’lık galibiyet bir nebze rahatlama getirse de, kupaya aç taraftarları tatmin etmedi. Asıl sınav, milli aranın ardından şampiyon Liverpool’a karşı oynanacak maçta verilecek. 

Bir galibiyet, baskıyı geçici olarak hafifletebilir; bir yenilgi ise krizi yeniden alevlendirebilir. Old Trafford yeniden bir basınç kazanına dönmüş durumda. Amorim itibarını korumaya çalışıyor, Ratcliffe sabrın sembolü olmaya çalışıyor, ve Roy Keane ise Avrupa’nın en tutkulu teknik direktörü Simeone’nin önderliğinde devrimi savunuyor. 

Eğer sonuçlar yakında değişmezse, Keane’in kehaneti gerçeğe dönüşebilir. Çünkü bir gerçek var: Simeone’nin Manchester United başında olması, tam anlamıyla “futbol şöleni” olurdu.